Bu itirafları mutlaka okuyun
31.01.2007 | Yiğit Bulut | Yorum
Sağdıkları piyasa Türkiye piyasasıdır. Ve ekonomistleri, dünyada hiç bir milletin yapamayacağı kadar kendi ülkelerini kötülerler. Yazdıkları raporlarla çalıştıkları kurumun Türkiye'ye açtığı kredileri, işlem limitlerini budarlar.
Levent Üstay, 2001 yılının ekim ayına kadar (TMSF bünyesine geçen ve yargı kararlarına rağmen öncesinde sahiplerinin pazarlık ettiği fiyatın beşte birine bir İngiliz bankasına satılan) bir bankanın aracı kurumunda çalışıyordu. Banka yabancılara geçtikten sonra da çalıştı.
Ne zamana kadar mı? Olanları görüp, vicdanı onu rahat bırakmayıp, aşağıdaki mesajı internette yayana kadar. Sonrasında ne mi oldu? İşsiz kaldı hatta inanılmaz bir karalama kampanyasına maruz kaldı.
Peki ne vardı bu mesajda? O günden bugüne ne değişti?
Mesajı aynen aktarayım, kararı siz verin...
İşte Üstayın cümleleri;
Dolar neden yükseliyor? Yıllardır piyasanın içinde olan bir fon yöneticisi, bankacıların üye olduğu internet üzerinde kurulu bir grupta, bu konudaki görüşlerini anlattı. Ancak HSBC Yatırım'da çalışan bu yazının sahibi Levent Üstay, ertesi gün "istifa etmek" zorunda kaldı. İşte hep merak edilen "Dolarda ne oluyor" sorusuna içerden birinin yanıtı:
TEK YAPTIKLARI AL-SAT
"Piyasada herkesin bildiği bir 5'li banka grubu var. Bir de bunlara Londra'dan 3-5 yabancı kuruluş daha katılmış durumda. Buradaki trader'ların her türlü işlem limitleri kesik. Yani hisse ya da bono alamıyorlar, TL plase edemiyorlar vs. Tek yapabildikleri dolar/TL alıp, satmak. Eskiden, çoğu arkadaşım olan bu kişilerle gurur duyardık. Hem trader'lar hem de bunlara gerekli lojistiği sağlayan ekonomistler genellikle Türkler. Buradakilerin Türk olduğunu söylememe gerek yok. Bu Türk çocukları alacakları primi hak etmek için canla başla TL short'luyorlar (TL borç alıp, dolar satın alıyorlar). İşin komiği buradaki Türk bankalarında çalışanlar da bu işi daha iyi yapabilsinler diye bol ve ucuz TL'yi bunlara veriyor! Merkez Bankası yerine aynı fiyata yabancıya TL borç vermek daha önemli. Neme lazım sonra çalışmazlar mazallah!
OYUNU BAŞLAT!
Taktik çok kolay ve Merkez'in trene bakar gibi baktığı bu piyasada herkes de bunu biliyor: TL short-USD long git. Değişik kademelerde tekrarla. Neden olarak herhangi bir şeyi değişik aralıklarla tekrarlayabilirsin. Nasılsa bu ortamda inanan bol bulunur. (Bu hükümet gitmeli, konsolidasyon geliyor, borçlar döndürülemez, erken seçim şart, askeri müdahele olacakmış, yarın deprem olacakmış CNN'de duydum vs...)
ALMAMA LÜKSLERİ VAR
Daha sonra oyun belli: Bankalararası piyasada ya da Londra'daki broker'larda alış fiyatını yüksek tut. Kazara biri sana satmak isterse "Ben o banka ile çalışmıyorum" deme lüksüne sahipsin. Türkiye'de de Reuters dealing'den gelene "sorry no line (Pardon limitim yok)" dersin olur biter. Bu arada piyasada seni alıcı zannetmiş ve fiyatları yukarı çıkarmıştır. Sabahın köründe ekrana bir önceki fiyatların 5 bin lira üzerine alış gir ki piyasa oradan başlasın, nasıl olsa almıyorsun ki. Sen önceden almıştın zaten önemli olan beş kuruş harcamadan fiyatı 15-20 bin lira yukarı sıçratmak. Ha bir de o arada ithalat ödemesi gelen bir kamu kuruluşu varsa (Tüpraş en kıyak olanı) değmeyin gitsin keyfine. 10-20 milyon dolar da o alır, sen 30-40 bin lira artışı garantilersin. Ama yetmez. O sadece 1 günlük.
KOORDİNELİ İTTİRME
Yine eski taktikle yukarı ittirme operasyonuna başlarsın. Mesela öğlen tatili ve akşam saat 15:30 sonrası idealdir. Piyasa zaten zayıfken bu saatlerde hacim iyice düşer. Sen de istediğin gibi fiyatı yukarı çekmeye başlarsın. 4-5 tane yandaşın açıkgöz de seni destekler. Biner, üçbiner fiyatı yukarı itmeye başlarsın. Millet hakikatten mi alınıyor, yoksa gene spekülatif mi derken, zaten 10 bin liralık artışı sağlamış olursun.
Bu arkadaşlar Türk, ama çok zeki oldukları için herkes de aptal olduğu için bu yaptıklarını çok büyük zeka ürünü zannederler. Çalıştıkları banka yabancıdır. Onlar para yaptıkça sırtlarını sıvazlar milyon dolar değerinde prim ve fona mukabil hisse senedi opsiyonu verirler. Ama bir noktaya kadar!
BİR TAŞLA İKİ KUŞ
Sağdıkları piyasa Türkiye piyasasıdır. Ve ekonomistleri, dünyada hiç bir milletin yapamayacağı kadar kendi ülkelerini kötülerler. Yazdıkları raporlarla çalıştıkları kurumun Türkiye'ye açtığı kredileri, işlem limitlerini budarlar. Doğal olarak gelen para kesilir.
Hatta o kadar başarılılardır ki olan para da çıkar gider. Yani çok zengin olan ülkemiz halkı neredeyse onların çalıştıkları kurumlara para göndermeye başlarlar. Bir taşla iki kuş vuran o kurumların en sonunda ne yaptıklarını söyleyeyim mi?
Ülke sonunda likidite krizine girer borçlarını yenilemekte yeni borç bulmakta zorlanır ve Türk ekonomistlerin aylardır dedikleri gibi bir konsolidasyon yapmaya mecbur kalır. Ülke yatırım kategorisinden çıkar. Bu defa o kurum Türkiye için adam çalıştırmanın manasız olduğuna karar verir ve o paraları kazanan tüm traderları bir sabah kapının önüne koyar. Vefa mı? Dalga mı geçiyorsunuz.
Kanıt isterseniz, Rusya traderlarına, ya da Uzak Doğu'yu trade eden insanlara sorun. 1997'de başlarına ne geldi? Sorun bakalım Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti analistlerine. Hangisinin analisti bizimkiler kadar kendi ülkesine acımasız?
HANGİ KUR SPEKÜLATİF
Merkez Bankası nereyi spekülatif kabul ediyor acaba? 5 milyonu mu? Kendi ekonomi bakanımız 1.300.000'lerdeyken doların aşırı değerli olduğunu telaffuz ediyordu. Ama o seviye bize avantaj sağlayabilirdi. Dolar 1 milyon 600 bin oldu, avantaj nerede göremedik. Çünkü ekonomi küçüle küçüle kuş kadar kaldı. Ama 300 bin liralık fark hala spekülatif değerlendirilmiyor.
GELECEK KARARIYOR
Allah için suçun büyük kısmı yöneticilerimize ait. Ama Bakan Öksüz'den beri hiç mi iyi olay olmadı? Kusura bakmayın, 6-7 tane kendini akıllı zanneden ama hem bizim hem de çocuklarımızın geleceğini karartan bu Türkler'in spekülasyon yaptığını ve doları aşırı yükselttiğini Merkez Bankası hangi seviyede görecek. Merak ettiğim için düşündüklerimi paylaşma ihtiyacı hissettim."