BU KADARINI DA..
Siz bu kadarını da beklemiyor olabilirsiniz.
Reklamdaki adam ne diyor; bu kadarını da.. bekliyordum.
Pekiyi siz tekel ișçlerinin ‘o kadarını da’ bașarabileceklerini bekliyor musunuz?
Beklemeyenler olabilir. Onlara göre ‘ayaklar baș olursa’ kıyamet koparmıș.
Oysa onlar kıyametin tam da ortasındalar.
İsterse o kadarını beklemesinler, ama o kadarını görecekler.
‘Ayaklar baș olursa..’
Söyleyen adam sanırsınız gökten zembille inmiș.
Sanki kendisinin ‘bir baș’ olması tanrının inayeti.
Türkiye tespih kendisi ‘imame’.
Aymazlığın bu kadarını doğusu ben bunlardan bekliyordum.
O nedenle de bunlar için tam bir kıyamet öngörüyorum.
Bunlar sıradan imam yurttașlarımız idi aslında. Atamaları yapılabilirse eğer, köye gidecek ve köyün, mahallenin, semtin imamı olacaklardı.
Ancak o kadar imam beklemiyordu ülke ve çoğu bașka ișler yapar oldular.
Kimi taksici kimi tekstilci oldu; kimi gemici kimi de fenerci.
Kimi de, hasbel kader, politikacı.
Politikacı oldular olmasına da politikayı öğrenmemișlerdi.
Halkı cemaat kendilerini de imam görüyorlardı hep.
Politik yetki ve sorumluluğun geçici bir görev olduğunu kavrayamamıșlardı.
O görevi yapamayacakları belli olunca, özür dileyerek görevi bir bașkasına devretmek zorunda olduklarını, hele o görevi ‘kötüye kullanma’nın ne tür yaptırımları olduğunu anlayamamıșlardı.
Horasan’da halı dokunuyordu dokunmasına da enine mi boyuna mı olduğunu bilemiyorlardı.
Baș olmak ile ‘ali kıran baș kesen’ olmayı ayırdedemediler.
Demokrasi-memokrasi gibi sözcükleri duymușlardı ama, içselleștirememișlerdi.
Bir bakan ile bir tekel ișçisi arasında hiçbir ayırım yapılamayacağını; her ikisinin de eșit birer yurttaș olabileceklerini bașları basmadı.
Camiye bile korumayla gelip, bir ișçi ya da bir memurla aynı safta olmayı bașaramadılar.
İnançları bile sağlam değildi bunların.
İmanları kıt.
Benim uzmanlık alanıma girmediği için ölçüsünü bilemem.
Ama bunların müslümanlıkları bile yapmacık.
Bunlar yalanı meslek edinmișler; sayılırsa günde tam seksen adet.
Birbașına bu bile bunların din dıșına çıktıklarını kanıtlamaya yeter.
İșçiye ‘ayak’ diyor hazret kendisine ‘baș’.
İșçinin ellerini bırakın ayaklarını da öpeceği yerde.
Bu ‘milletin efendisinin köylü olduğu’ ülkede.
Kendisinin de bir ‘ișbortacı’ çocukluk dönemi olduğu halde.
Dostu Silvio, arkadașı Putin, Patronu Obama, ortağı bilmem ne emiri olunca tekel ișçsi ayak oluyor demek ki.
Güzel!
İște bu ‘baș’ efendiye Tekel ișçisinin öğreteceği çok șey görünüyor ufukta.
Bakalım Silvio mu, Putin ya da Obama mı durabilecek ardında.
O kadarını da o zaman göreceğiz, beklemesek de.
Habip Hamza Erdem