BU MEMLEKET BİZİM, BİZ KAZANACAĞIZ!
Kavramları sulandırmak, içini boşaltmak, anlamsız hale getirmek, aşmakta zorlandıkları bir gücün içine sızarak, o gücün önüne yanlış hedefler koymak gibi yöntemler ABD emperyalizminin ve işbirlikçilerinin her zaman kullandıkları bir yöntem…
Örneğin, Kemalizm’i anti-emperyalist özünden uzaklaştırıp ‘’Yeni’’ bir Kemalizm anlayışı üreterek pazarlamaya çalışıyorlar…
Örneğin İslam’ı antiemperyalist ve kapitalizme uymayan özünden uzaklaştırıp kendileriyle uyumlu, ’’Yeni’’ ve ’’Ilımlı’’ bir İslam anlayışını pazarlamaya çalışıyorlar…
Dün, bu yöntemin bir benzerini de 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı sulandırmak, anlamsızlaştırmak konusunda uyguladılar
***
Ülkemizde yıllardan beri uygulanmakta olan ABD güdümlü neoliberal politikalar yüzünden işçiler, emekçiler çok büyük hak ve gelir kaybına uğradılar.
Yaklaşık 9 yıllık AKP döneminde neoliberal politikaların en acımasız biçimde uygulanması nedeniyle ise, bu hak ve gelir kayıpları dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Bu politikalar sonunda toplu işten çıkarmalar, dağ gibi büyüyen işsizlik, taşeronlaşma, sendikasızlaşma, iş güvenliğinin ve güvencesinin olmadığı ortamlarda kölelik koşullarında sosyal haklardan yoksun olarak asgari ücretin bile altında çalıştırılma gibi yaşamsal sorunlar işçi ve emekçi kitlelerin en birincil gündemi haline geldi.
Öyle ki, uygulanan neoliberal politikaların doğal bir sonucu olarak tefecilerin milli gelirden aldıkları pay her geçen yıl katlanarak artarken, en iyimser rakamlarla bile işçilerin, memurların ve emeklilerin bugün milli gelirden aldıkları pay yüzde 17’ye kadar düştü…
Öyle ki, ülkemizde sanal büyüme rakamları havada uçuşurken, açlıktan 2,5 aylık bebeler ölüyor…
***
Dün kutlanan, işçilerin, emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs işte ülkemizde sistemden kaynaklanan bu yakıcı sorunların varlığı altında kutlandı.
Meydanlar, özellikle de İstanbul Taksim Meydanı hınca hınç doluydu.
Batı güdümlü medyanın tüm haber kanalları meydanlardan canlı yayınlar yaptılar.
Ama mikrofonlar, bu anlamlı günde, işçilerin, emekçilerin yaşamsal sorunlarını, hak ve taleplerini dile getirenlere, antiemperyalist, antikapitalist vurgular yapanlara değil, büyük bir çoğunlukla etnik ayrışmayı, sapıklığı, lezbiyenciliği, eşcinselciliği, AKP’nin sahte demokrasi anlayışını, bölgemizde ABD tarafından çıkarılan iç karışıklıkları bir ‘devrim’ olarak kutsayanlara uzatıldı…
Alanlarda da ABD emperyalizminin güdümündeki ırkçı Kürtçülüğün, başıbozuk örgütlerin, işçi-emekçi taleplerini gölgelemek istercesine rahatsız edici bir biçimde öne çıkma gayretleri vardı.
***
Evet dostlar, yeniden başa dönersek, kavramları sulandırmak, içini boşaltmak, anlamsız hale getirmek, aşmakta zorlandıkları bir gücün içine sızarak, o gücün önüne yanlış hedefler koymak gibi yöntemler ABD emperyalizminin ve işbirlikçilerinin her zaman kullandıkları bir yöntem…
Ama unuttukları şeyi bir kez daha anımsatalım, bu memleket bizim ve biz kazanacağız!
İrfan Tuna - 2 Mayıs 2011 - Güncel Meydan