BU MİLLET O MİLLET Mİ?

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

BU MİLLET O MİLLET Mİ?

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Cum Oca 31, 2025 17:06

BU MİLLET O MİLLET Mİ?
Önce bir haber; Halk Tv muhabirleri gözaltında.
Sonra böyle göz altı olur mu, şu yasanın bu maddesi tartışmaları.
Ardından kimi göstermelik açıklamalar, toplantılar ve ‘bu yaptıklarınız yanınıza kalmayacak’ nidaları falan.
Dün baktım, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını söyleyerek daha ne olsun dedi; ‘Taksim meydanına çıkıp kendimizi mi yakalım?’ diye ekledi.
Çaresizlik ve umutsuzluğun bundan daha iyi bir tanımı yapılabilir mi, ben bilmiyorum.
Ne var ki, sözlerini oyumuz artıyor, örgütümüz güçleniyor, umutsuzluğa yer yok gibi yuvarlak laflar ederek tamamlamaktan geri kalmadı.
Sadece Gökhan Günaydın değil ama CHP’li siyasetçiler, diğer muhalefet parti sözcüleri, televizyonlardaki sunucu ve konuşmacılar da, Çetin Altan’ın altmış yıl önce söylediği ‘enseyi karartmayın!’ sözüyle bitiriyorlar konuşmalarını.
Altmış yıldır aynı nakarat; ‘enseyi karartmayın’.
Geçen altmış yıl içinde, en hararetli ‘enseyi karartmayıncılar’ın çoğunun ensesi toprak altında çürüyüp gitti.
Deniyor ki toplumsal yaşam içinde bir insan ömrü hesap edilmeyecek kadar kısadır.
Eyvallah.
Ancak ve ne var ki, yarım yüzyıldan fazla bir süredir ‘demokrasi mücadelesi’nde eğer bir arpa boyu yol alınmamışsa, orada bir sorun var demektir.
Bakın, somut gözlemlerime dayanarak söyleyeyim ki, geçen bu altmış yılda ‘demokrasi’miz ilerlemedi geriledi.
Keşke, demokrasi konusunda, altmışlı ve yetmişli yıllara geri dönebilsek diyorum.
Gaz lambası, gaz ocağı, ocakta ekmek, sinide yemek, tozlu yollar falan.
Nebati yağ kuyruğu ve benzin kuyrukları döneminde Meclis’te gensoru önergesi vermek vardı, bakanlar Yüce Divan’a gönderilip azledilebiliyorlardı.
Yasa teklifleri Senato’da engellenebiliyordu.
Ya da Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilebiliyordu.
Valiler siyasetçilerin emrinde değildi.
Merkez Bankası özerkti.
TRT ve Üniversiteler ‘özerk’ti.
Avrupa ve ABD nezdinde bir ‘saygınlığımız’ vardı.
Orta-Doğu’da sözü geçen ‘imrenilecek’, ‘özenilecek’ bir ülke idik.
Necmettin Erbakan’ın partisi ile Alparslan Türkeş’in partileri üç-beş milletvekilinden fazla vekil çıkaramıyorlardı.
Yani ‘din’ ve ‘ırk’ı önceleyen ‘aşırılık’lar marjinal idiler.
Kürtçü ayrımcılık ile alevi-sünni ayırımı yok denecek düzeyde idiler.
Yurttaşlar birbirlerini sevmeseler bile saygıda kusur etmezlerdi.
Konu ‘Demokrasi’, ise altmış yıl önceki demokrasi, tüm eksik ve gediğine karşın, bugünkünden ben diyeyim on siz deyin yüz kat önde idi.
Burada Michel Foucault gibi, ‘hükûmet etme biçimlerinin arkeolojisi’ne girecek değilim.
Ancak, çok partili sisteme geçişi ‘demokrasi’ diye yutturmaya çalışanlara karşı, 1960 Devrimi’nin Cumhuriyet ilkeleri ışığında getirdiği ‘anayasal demokrasi’nin Türkiye’yi yirmi yılda (1960-1980) nasıl ‘çağ atlattığı’na dikkat çekmek istiyorum.
Ne var ki, Süleyman Demirel’in Türkiye’ye ‘bol’ bulduğu bu anayasa, 1971 Darbesi ve 1980 Darbeleriyle daraltıldı.
Seksen sonrası Turgut Özal’ın atlattığı ‘Çağ’ ise, bugünkü rejimin temellerini oluşturmaktı.
Ve AKP 2017 Darbesiyle anayasayı kökten ortadan kaldırdı.
Bugün Türkiye anayasasız bir ‘hükûmet biçimi’ ile yönetilmek istenmektedir.
Sosyal yozlaşma ve çürümüşlüğe girmesek bile ‘demokrasi’nin zerresinden söz etmenin mümkün olmadığı artık apaçık ortada değil midir?
Geçen gün yazmıştım; ‘Yasama’ satılık vekillerle, ‘Yürütme’ satılık bakanlarla ve Yargı, satılmış savcı, yargıç ve bilirkişilerle doldurulmuş değil midir?
Patrimuan, yani kamusal varlıklarımız aşağılık siyasetçiler tarafından, mafyatik bir yöntemle ya elden çıkarılmış ya da hortumla yine aşağılık kişi ve şirketlere peşkeş çekilmişlerdir.
Kamusal gelirlerimiz, torunlarımızın bile ödeyemeyeceği biçimde ‘ipotek’ altına alınmıştır.
Tüm gelişmiş ülkelere ek olarak, Orta-Doğu şeyh ve emirlikleri tarafından da dışlanmış durumdayız.
Türk-Kürt, sünni-alevi, yurttaş-yabancı ayırımına ek olarak yeni tip ‘Mafya’ özentili AK’çılar ve Kurtçular ile sıradan yurttaş ayrımı zirvesine tırmandırılmıştır.
Peki ama bu bataktan nasıl çıkılabilecektir?
Gökhan Günaydın diyor ki, ‘Taksim meydanında kendimizi mi yakalım?’.
Kendisini yakmasına gerek yok.
Çünkü yakacak olanlar zaten yakacaklarını önceden ilan etmiş bulunuyorlar.
Şahsım Devleti’nin piçleri ile Muşmula Devlet’in milisleri ‘Sokağa çıkanı yakarız’ demediler mi?
Oysa, eğer bu millette zerre onur varsa, her şeye rağmen, ‘çıkar’.
Eğer yoksa, enseyi karartmayalım diye kendisini avutmaya devam...
Türkiye’de artık ‘Cumhuriyet’, ‘Demokrasi’ gibi ‘beylik laflar’ değil ama doğrudan bir ‘Onur savaşı’ söz konusudur.
Ve eğer sözkonusu olan din, iman, cami, minare, ezan falan değil ama bir ‘Millet’in canı, malı ve onuru ise, o zaman geriye tek bir yol kalmış görünüyor; halkın bizzat duruma el koyması.
Askere, polise, milise, Dr Recep’e ve Bahçeli’ye rağmen; topa, tüfeğe, tank ve panzere rağmen, üzerindeki o ölü toprağını atması gerekiyor.
Bu yazı yazılırken teğmenlerin ordudan ihraç kararı geldi.
Üst-mahkeme, danıştay, yargıtay falanı bekleyecek değilim.
Hemen ve net bir biçimde, ulan Yaşar, ulan Hulusi, ulan dört yıldızlı kapıkulları sizden ne asker olur ve ne ordu diyorum, anladınız mı?
Dönüp Ferhan Şensoy’un o oyununda sorduğu gibi, bu ülke ve bu devleti bu bataktan çıkaracak olan ‘bu Millet mi?’ diye sorulacak olursa; evet, evet ama, şu koşulla ki, eğer ‘Millet’se diyeceğim.
Çünkü Millet aklınıza gelebilecek her şeyin üstündedir; kanun, kural, hukuk, asker, polis, meclis, milis ve ilah...
Çünkü Millet, Devlet’in de Ülke’nin de türümüdür (genèse).
Yineleyecek olursam; kuşkusuz eğer Millet’se...
Değilse; ‘ne’ olabileceğini siz benden iyi bilirsiniz!
Ve ekleyeyim, ‘turpun büyüğü’ asıl şimdi heybede.
Sizler ‘Millet’ olmadıkça, bakın daha neler yapacaklar?
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1651
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x