Bu sözler çok tartışılacak !..
Necatiyi satış listesine koyup Hakan Şükürle devam kararı alan Feldkamp sonunda gerekçesini açıkladı.. Yıldız oyuncunun "Paraları bittiği için beni satıyorlar" şeklinde bir gazetede çıkan ama daha sonra yalanlanan sözlerini hatırlatan nitelikte konuşan Kalli, çocukluk anılarını da anlattı. İşte Alman teknik adamın, Futbol Extra'nın Ağustos sayısına yaptığı ve uzun süre tartışılacak açıklamaları..
"PARAYI HAKAN DEĞİL, NECATİ GETİRİR!"
"Türkiyeden ayrı kalalı uzun zaman oldu. Geldiğimde mesela Medyayı daha profesyonelleşmiş gördüm. Eskisi gibi basın toplantısı bittikten sonra birileri hemen peşinden gelip bir cümle daha almak için koşuşturmuyor. Basınla hocanın arasında işin rengi elde edeceğiniz başarılarla belirlenir. Başarılı olursanız, aranız hep iyi olur."
"Görünen o ki eskiden olduğu gibi yine yazılanları okumayacağım. O zaman takım üzerine yapılan eleştirilen beni rahatsız etmiyordu. Beni rahatsız eden bir şekilde yazı ve fotoğraflarla özel hayatımı bozacak faaliyetlerde bulunulmasıydı. Özel hayatıma girilirse bu beni agresifleştirir."
"1984ten beri İspanyada yaşıyorum. Oradaki iklim, insan yapısı ve ortam zaten buraya çok benziyor. Ama o imkânım olmasaydı herhalde eşimle burada yaşamayı düşünebilirdik. Ama şu anda bir ayağım İspanya da ve orada severek yaşıyorum zaten."
"G.Saraya ilk gelişimle ilgili olarak, Derwall beni aramış ve bana Galatasarayda çalışmayı düşünür müsün? diye teklif yapmıştı. Ama Şimdiki teklifi aldığımda bana Hoca olarak gelir misin? değil, Galatasarayla bir şekilde bir araya gelip çalışmayı düşünür müsünüz? diye bir teklif geldi."
"Mesela Necati geçen sezon nerdeyse hiç gol atmadı. Böyle bir soru niye sorulmuyor da başka türlü sorular soruluyor ? O zaman bana yardımcı olun hadi. 6 forvet oyuncusundan bir ya da iki tanesi. Kimi verelim, söyleyin kimi?"
"Sizi anlamaya çalışıyorum. Benim için de kolay değildi Necati tercihini yapmak. Kolay yolu seçmedim ben. Necati için çok para alabiliriz. 10 kulüp ister onu. Hakandan da o kadar çok para kazanabilir miyiz, zannetmem. O zaman ben ne yaparım? Necatinin getireceği parayı düşünürüm. Yönetim olarak alacağımız para yine takım için kullanılacak. O zaman ritim değişecek. Eğer yönetim Necatiden alacağımız parayı tamamen altyapıya yatıracağız derse, o zaman benim yangınım başlar."
"AÇ KALDIĞIM İÇİN HIRSIZLIK YAPTIM"
"Futbolla savaş sırasında tanıştım. Ayakkabılarım yoktu. Savaşın içindeydik. Annem, babam ve yakınlarımdan kimseyi kaybetmediğim için bana film gibi geldi savaş. Ama açlık çektiğimi unutamam."
"Savaşta açlık, yoksulluk nedir iyi bilirim, çünkü bu dertten çok çektim. Bir gün çok aç kalmıştım. Hırsızlık yaptım. Mecbur kalmıştım. Karnımı doyurmak zorundaydım. O yıllarda hepimiz bunu yaptık."
"Beni son yıllarda en çok etkileyen ve üzen savaş, Balkanlardakiydi. Politikacılara çok kızıyorum. Bu kadar birbiriyle iç içe olan insanlar nasıl oldu da birbirlerini boğazladı orada? Birçok insan katledildi. Yazık."
"Profesyonel olarak 17 yıl futbol oynadım. Almanyadaki ilk 7-8 iyi oyuncu arasındaydım. Millî takımdan da bana davet geldiğini biliyorum ama hiç gitmedim. Çünkü o zamanlar kulüp başkanlarının yaptırımı çoktu. Gelen davetleri çöpe atıyorlardı."
"Bir fabrikada çalışırken küçük bir semt takımının başkanı haftada iki gün takımını çalıştırmamı istedi. İtalyada villası vardı. Bana iyi bir paranın yanı sıra İtalyadaki villasında 5 hafta tatil teklif etti. Böylece antrenörlüğe başladım."
"Kaiserslauternle anlaştığım dönemde Damir Hotiç çok ünlü bir oyuncuydu. Daha kulübün kapısından içeri girer girmez yanıma geldi. Hoca benim adım Hotiç. Asla yedek kulübesinde oturmam dedi. Tamam dedim ve kendisini tribüne gönderdim."
"Türkiyede üç yıla yakın kaldım. Bu süre içinde Türk futboluna verdiklerimi Feldkamp ailesi olarak fazlasıyla geri aldık. Bize büyük sevgi gösterildi. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki kendimizi Türk insanıyla özdeş görüyoruz."
"Türklerin ne eleştirebildiğim ne de olumlu bulduğum bir yönleri var: Kendilerine aşırı güvenleri. Ben Türküm, bunu yapmam lâzım diyor. Ama eleştirmem gerekiyor biraz. Örneğin 2002de dünya üçüncülüğünün ardından ayaklar yere basmalıydı."
"İstanbulda en hoşuma giden şey modernleşmeyle beraber şehri şehir yapan özelliklerin korunuyor olması. İstanbulun kokusu duruyor. Türklük kokan yerlerin korunmasını istiyorum. Çiçek Pasajı, Sultanahmet gibi. Çiçek Pasajını değiştirmek isteyen, İstanbulun kalbine müdahale etmiş olur."
"Antrenörlüğün en zor tarafı ne biliyor musun? 25 adamın var. Bunları bir hafta çok güzel çalıştırıyorsun. Maç günü geliyor. Yarısına diyorsun ki, siz şu tarafa ayrılın. İlk onbire girenler gururla gidiyor. Ve bu işi bir yıl boyunca yapıyorsun. Tamamen sinir savaşı."
"Başarılı futbolcuların temeli sokakta atılıyor. Brezilyanın bu kadar başarılı olmasında da sokak futbolunun etkisi büyük. Mesela bizim Ballack sokaklarda yetişti. Karnını doyurduktan sonra sokaklarda futbol oynadı."
lig tv
http://www.ligtv.com.tr/Default.aspx?r=1&hid=23728