‘BURASI ÇOK ÖNEMLİ’
Dr Recep’in damadı kitap yazmış.
“Bakın burası çok önemli” diyegeldiği bir sözü kitaplaştırmış.
‘Eder’i 40 tl imiş ama ne kadar ‘Değer’i varmış, okuyanlar değerlendirsin diyelim.
Benim burada üzerinde duracağım konu, bu ‘kitap’ karşılığında ne kadar ‘motorin’ alınacağı konusu.
Bugünkü fiyatlarla, bu kitap karşılığında iki litre de değil, tam 1litre 800 desilitre motorin alınabiliyor.
Fransa’ya bakıyorum, gerçekten 40€’dan aşağı kitap bulmak nereyse olanaksız.
Çin’in ‘Bir Kuşak’ projesini anlatan kitaba tam 140 € ödemiştim.
Fransa’daki motorin fiyatlarına oranla, o günlerde tam 100 litre motorin alınabiliyordu.
Bugünkü fiyatlarla 40 €’luk bir kitap yerine motorin alınacak olursa, Fransa’da 20 litre’den fazla motorin alınabiliyor.
Türkiye’de ise, 40 tl’lik kitap karşılığında ne kadar motorin alınabiliyor; 2 litre.
Öyleyse, kaba bir karşılaştırma ile, Fransa’daki ‘kitap’ fiyatları Türkiye’dekinden on kat daha fazla.
Öyle ki, internetten kimi ‘makale’leri indirmenin karşılığı 2-3 €’dan aşağı değil.
Yani ‘bilgi’ parayla satılıyor.
Türkiye’de ise neredeyse ‘bedava’.
Hangi konuda ‘bilgi’ arıyorsanız Google’dan ‘bedava’ alabiliyosunuz.
Ya da ‘Sosyal Medya’ üzerinden, siz istemeseniz bile, ‘bedava bilgi’ ayağınıza geliyor.
Ne kadar çok bu ‘bedava bilgi’den edinmiş iseniz, o kadar çok ‘görüş’ ileri sürebiliyorsunuz.
Örneğin, Fransa bu konuda, sizden ‘ok kat geri’ durumda.
Çünkü onlar, Türkiye’dekilerden en az on kat fazla ‘para ödeyerek’ bilgi alabiliyorlar.
‘Motorin’i ise on kat ‘ucuz’a alıyorlar.
Bu örnekten kalkarak denilebilir ki, Fransa’da motorin ucuz ama bilgi pahalı, Türkiye’de ise motorin pahalı bilgi ucuz.
Yine sıradan bir karşılaştırma ile, hangi ülke daha iyi ‘üretim’ yapabilir denilecek olursa, herhalde Fransa denilecektir değil mi ama?
Öyleyse Dr Recep’in damadının ‘kitap’ı ne zaman 400 tl’ye satılabilecek duruma gelirse, o zaman Türkiye’de ‘üretim’ yapılabilir bir ülke olacaktır denilebilir.
Yakın gelecekte böyle bir olasılığın olmadığı kolaylıkla söylenebilir.
Demek oluyor ki, internet ya da televizyonlardan ‘bedava’ bilgi’ edinilerek ne büyüme, ne kalkınma ve ne de gelişme yapılabiliyor.
Ama motorini de, Nebati yağlarını da, ekmeği de daha pahalıya tüketmek zorunda kalıyorsunuz.
Sonuç olarak, Türkiye’nin içine düştüğü bu ‘bunalım’, dünya konjoktörü gereği olmaktan çok, anırmayı aratmayacak biçimindeki televizyon konuşmalarının sonucudur.
O ‘açık ağız’a bedava bakıldı ama ekmek almaya para bulamayacak hale gelindi.
Durum bu kadar net görünüyor.