Bütün Tersanelerine Girilmiş! (1994)

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

Bütün Tersanelerine Girilmiş! (1994)

İletigönderen Deli Haydar » Pzr May 16, 2010 2:41


Bütün Tersanelerine Girilmiş!
Yeni Hayat Dergisi / Aralık 1994 / Sayı: 2


İnsan hayatı için su neyse, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke için de tersaneler odur. Limanlar ve tersaneler denizlere açılan kapılarımızdır. Hem iktisadi geleceğimiz, hem de güvenliğimiz için vazgeçilmez önemdedirler.

Öyle ki tersaneler ve limanlar gelecekte askeri üslerden çok daha mühim olacaktır.

Uluslararası ticaretin yüzde 95'i deniz yoluyla yapılmaktadır. Dünya hammadde taşımacılığı açısından da en elverişli yol, deniz yoludur. Petrol ve petrol ürünleri ile doğalgaz taşımacılığı ise gelecekte mutlaka, bizim denizlerimiz ve limanlarımız üzerinden yapılacaktır. Bütün bu saydığımız taşımacılık, gemilerle yapılır. Tersaneler olmadan ise gemiler yürütülemez. Bakım yapılamaz.

Tersaneler aynı zamanda teknoloji üretim yerler, ve istihdam alanlarıdır. Kara bölgeleri içinse nefes borusudurlar. İşte bunun için "Gençliğe Hitabe"de tersanelerden sözedilmiş olması boşuna değildir. Hal böyle iken, hükümet "5 Nisan Paketi" ile, Haliç, Alaybeyi ve Camialtı tersanelerinin kapatılması için karar almıştır. Niçin? Niçin özelleştirme de değil, kapatma?

Haliç Tersanesi, İstanbul'un Fatihi'nin hatırası olduğu için mi? Bizans'ı diriltmek isteyenleri memnun etmek için, sur yıkıntılarını restore etmek uğrunda trilyonlar taşa toprağa gömülürken! Ya Alaybeyi Tersanesi? Adalar Denizi ve Akdeniz'deki gemilerimizi, Yunan tersanelerine mahkum etmek için mi?

Camialtı Tersanesi için de bir bahane nasılsa bulunur. Nasıl ki görünüşte çevreci züppelerin; kışın Boğaz'da, yazın Bodrum ve Marmaris'te gününü gün eden sosyete zibidilerinin keyfi kaçmasın diye, gerçekte ise para babalarının trilyonluk rant hesapları uğrunda, bir önceki siyasi iktidar tarafından İstinye Tersanesi törenle (!) kapatıldı ise.

Yoksa bütün bu tersane kapatmaların asıl sebebi, gemi sanayiindeki muhtemel rakiplerinden biri gördükleri Türkiye'yi safdışı bırakmak isteyen G-7'lerin iradesine boyun eğmiş olmak mıdır?

Sebep ne olursa olsun, gerçek şu ki, "iktisadi liberalizm" adıyla bize sunulan zehirli reçete; ülkenin içeriye dönük bütün kapılarını ardına kadar açarken, dışa açılan bütün kapılarımızı bağlamaktadır. Bizi nefes alamaz hale getirmektedirler.

Kapatılan sadece tersaneler midir? Kapatılan bahtımızın ve geleceğimizin kapılarıdır.

Karabük Demir-Çelik kapatılmak istenmektedir. Zonguldak'taki maden ocakları da öyle. Niçin? Çıfıtın biri kömür ve demir ithalatıyla milletin kanını biraz daha emsin diye mi? Orada kapatılanlar yalnızca fabrikalar ve kömür madenleri; söndürülenler, yalnızca yüksek fırınlar değildir! Yüzbinlerce ailenin evi ve ocağıdır. Umutları ve gelecekleridir...

Bütün bu yıkımlar; "ocaklar ve fabrikalar kapatılsın" diye bayrak açan çıfıtçıların umurunda mıdır?
Elbette ki hayır!

Öyle anlaşılıyor ki özelleştirme yasasını çıkardıkları için, "Türkiye pastası"nı paylaşanların da umurunda değildir. Teletaş'ın, Usaş'ın, Aktaş'ın, Çitosan'ın; bütün bu "özelleştirme" adı altında yapılan vurgunların hesabını sormadan ve vermeden yeni "özelleştirme pastaları" hazırlayanların yani!

Fakat aldatılan milletimiz bir gün anlayacaktır ki, sırtında kambur olanlar ne tersaneleridir, ne fabrikalarıdır ne de maden ocakları! Gerçek kamburlar, asla milleti temsil etmeyen siyasiler ve milli servetimizi peşkeş çektikleri mutlu azınlık olligarşisidir. Millet bir gün bu kamburları sırtından atacak ve yine bir dev gibi doğrulacaktır. Veya bir gün onlar ceplerindeki çifte pasaportlarıyla gizli banka hesaplarının bulunduğu asıl vatanlarına kaçacaktır. Türk Milleti gerçek temsilcilerine kavuştuğu gün, kaçabilirlerse eğer...

İşte o zaman, Türk Milleti'nin soylu evlatları; fedakar oğulları ve erdemli kızları, onun kanayan yaralarını saracak; eski bir Türk destanında denildiği gibi, kopmuşu bağlayacak, dağılmışı toplayacak, sönmüş ocakları tutuşturacaktır!

O günler de gelecek, her şey aslına dönecektir!
Hele biz donmuş kanları kaynatalım, durmuş nabızları çarptıralım, kalpleri yerinden bir oynatalım da!
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x