"Büyük Abi"nin Çocukları! (15) / Figen ÖZEN

"Büyük Abi"nin Çocukları! (15) / Figen ÖZEN

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzr Nis 15, 2012 14:37

"Büyük Abi"nin Çocukları! (15)

Dindar ve Kindar Gençlik(!)…

“Altını çiziyorum. Modern ve dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dininin, dilinin, beyninin,ilminin, ırzının, evinin, KİNİNİN, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum.”

Yukarıda size aktardığım söylem ne yazık ki her hangi birine ait değil. Bu cümleleri bir başkası söylemiş olsaydı, okuduğum gazeteyi buruşturup bir kenara atardım ama diğer taraftan da açıkça itiraf edilen bu “kin”in neden ve nasıllarının üzerinde elbette düşünürdüm.

Ancak bu sözler sizlerin de çok iyi bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti Başbakanı’na aittir. AKP İstanbul Gençlik Kolları Kongresi’nde yaptığı konuşmada belli ki, şimdiye kadar şuur altında gizlemeye çalıştığı duygularını bilerek ve/veya bilmeyerek ortaya dökmüştür.

Bu bir itiraf mıdır?..

29 Ekim 1923′den önceki “ahval ve şerait” ?

Kadın-erkek fark etmez Osmanlı topraklarında yaşayan her kişi, yer yüzünde ALLAH’ın gölgesi kabul edilen Padişah ve/veya Halife’nin kulu idiler.

Cumhuriyetle birlikte tüm kullar yurttaş oldular. Milletin egemenliği kayıtsız, şartsız kabul edildi. Kişinin egemenliğine son verilerek, milletin Milli Meclis’i ülkeyi yönetmiştir.

Küresel çetelerin paralı askerleri Anadolu’yu işgal etmiş, kadınlara, kızlara tecavüz edilmiş, ak pürçekli nineler, dedeler sabi-sübyan öldürülmüştür.

Haçlı ordusunun dini kisveli papazları, İslam dinine hakaret etmiş, ezan susmuş, çan sesleri ayyuka çıkmıştır.

Bağımsızlık Savaşı’nın utku ile sonuçlanmasından sonra, kurulan Cumhuriyet’le birlikte Türk’e yapılan zülum sona ermiş, kadınların namusu kurtulmuş, minarelerden şükür duaları gökyüzüne yükselmiştir.

1914′le başlayan süreçte Türk’ün çektiği eza, cefa sözcüklerle anlatılamayacak kadar büyüktür. Maraş’ta Fransız askerlerinin kadınlara yaptığı malumdur. Sütçü İmam’ın ( adı İmam, mesleği ise sütçülüktür) kahramanlığı kadınların namusunu kurtarmak noktasından başlayarak, vatan savunmasına dönüşmüş, Maraş kalesindeki Fransız bayrağının indirilmesine, düşmanın şehirden kovulmasına kadar devam etmiştir.

Hal böyle iken derdiniz nedir sorusunun cevabı ise tek cümleyle kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyet’e, ümmetten bir ulus yaratan, padişahlığı ve halifeliği kaldıran Gazi Mustafa Kemal Paşa‘ya duyulan kindir.

Müslümanlık kini kabul eder mi? Asla...

ALLAH’ın bile cehennemine kabul etmediğine inandığım Sait Mollalar, Ali Kemaller, Hüsnüyadisler, Derviş Mehmetler, Şeyh Saitler, Seyit Rızaların artıkları gene ortalıkta kin kusmaya devam etmektedir.

“Kininin davacısı gençlik” hangi davanın peşinde koşacaklar ve kimden intikam alacaklardır? Bu topraklar, bağımsız ve düşman işgalinden kurtarılmış bir ülke için, anasının, avradının, kızının, kızanının namusunu korumak ve Ezan-ı Muhammediye özgürce okunsun diye canını hiç düşünmeden feda eden, Cumhuriyet’i kanla, irfanla ve devrimle kuran büyük dedelerinden, ninelerinden mi intikam alacaklar?

Başbakan’ın dile getirdiği bu söylem, aslında kumar masalarından vakit buldukça, İslamcı geçinen ve “kadın bacakları” için şiir yazan bir kişinin, müflis bir karakterin Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”sine kinaye olarak yazdığı satırlardan alınmıştır.

Ancak kinciliği din haline getirmenin ilk adımını atan ve yapmak istediklerini de “Kinim dinimdir” sloganı ile hayata geçiren Ispartalı Eşekçi Ahmet’in oğlu tıpkı “kadın bacakları” üzerine şiir yazan İslamcı (!) şair gibi hayatı ahlâki zafiyetlerle dolu Hüseyin Avni Paşa‘dır.

Eşekçinin oğluna talih gülmüş, paşalığa kadar yükselmiştir. Ancak ne eline ne de beline sahip çıkamamış , bir Selamlık merasimi esnasında Abdülaziz’in Kadınefendi’lerinden birisine sözlü tacizde bulunmuştur. Azledilerek sürüldüğü Isparta’da çevresini de kumara alıştırmıştır. Affı Şahane’ye mazhar olan Hüseyin Avni Paşa önce Seraskerliğe, daha sonra da Sadrazamlığa kadar yükselmiştir.

Ancak “kin”ini hiç unutmamış, Padişah’a yanlış bilgiler vererek devletin çöküşünü hızlandırmış, 93 Harbi’nin yenilgisine neden olmuştur. düşmanla, devlete karşı işbirliği yapmıştır. Bu adam darbecilik yaparak, daha evvel zehirleme teşebbüsünde bulunmuş, Abdüllaziz’in tahtan indirilmesinde ve öldürülmesinde büyük rol oynamıştır. Masondur, Batı taklitçiliğinin ağa babalarındandır Hüseyin Avni Paşa. Ajandır…

Hem dindar, hem kindar gençlik… “Dinim kinimdir”

Aslında bir noktada “halkı kin ve düşmanlığa” sevk eden bu söylem Erdoğan’ın elbette bu konudaki ilk sabıkası değildir. 1998 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Bşk.ı iken Siirt’te Ziya Gökalp’in “Asker Duası” adlı şiirine atfedilen bir dörtlük okumuştur.

“Minareler süngü, kubbeler miğfer
Camiler kışlamız, müminler asker
…”

Her şeyden önce bu dizeler Ziya Gökalp’e ait değildir. Bu dizelerin Cavit Örnek’e ait olduğu da 13 Mayıs 1919 tarihli Tempo dergisinde yayımlanarak belgelenmiştir. Bunun yanı sıra Erdoğan Avusturalya’da yaptığı bir radyo konuşmasında “Ben düşüncelerimden dolayı hapis yattım. SAYIN ÖCALAN ise aldığı KELLELERİN hesabını veriyor.” demiştir.

Bu söylemden ise “Suçu ve Suçluyu Övmek” gibi bir fiil ortaya çıkmış ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir başbakan “ŞÜPHELİ” sıfatıyla mahkemeye verilmiştir. Davanın akıbetine gelince bunu 12 Eylül’deki “Yetmez ama EVET“çilere sormamız gerekmektedir.

Erdoğan, düşüncelerinden ve/veya şiir okuduğu için, “Halkı Kin ve Düşmanlığa” teşvik etmek suçundan ceza almıştır. Siyasi yasağı kapsayan bu yasa, CHP’nin de desteğiyle Anayasa’da yapılan “KİŞİYE ÖZEL” değişiklikle 26 Aralık 2002′de kaldırılmış ve Erdoğan’ın önü açılmış, Türkiye ise “Büyük Abi”nin emir ve öngörülerine teslim edilmiştir.

Bu nedenle Erdoğan’ın suç haznesi hayli kabarıktır. Ayrıca AKP’nin “Laikliğe karşı Odak” olduğu da Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edilmiştir.

Günümüzde bu “kin” öylesine açığa çıkmıştır ki, işgalcilerle işbirliği yapan, okuması yazması bile olmayan nice kişiler kahraman ve din alimi ilan edilmiştir.

“Müslümanlar, içinizdeki kini eksik etmeyin.” bu söylem de AKP’li Kayseri Büyükşehir Belediye Bşk.nına aittir.

Daha uzun yazmaya gerek var mı? Hayır, yok… İnsanların kendini var eden, devlet ve bağımsız olmasını ve hatta Başbakan olmasını sağlayan kuruma “kin” tutması ve kin tutmayı nasihat etmesi, Nasrettin Hoca’nın bindiği dalı kesmesi ile aynı kefede tartılmalıdır.

Kubilay’ın başını kör bağ testeresi ile kesen zihniyet, Abdülhamit’in ajanları örneği insan avına çıkacaklardır.

Ama gerçek hedef ve bu kinin tek sebebi Türk milletine ulus olma bilincini kazandıran Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Ancak İslâmiyet’in sevgi ve hoşgörü dini olduğunu bilen gerçek dindarlar Erdoğan’ı bu kin ve nefret yolculuğunda yalnız bırakacaklardır.

Mesele bu kadar basittir..

Etnik Kökenim “Kinimdir”…

ÖZERK KÜRDİSTAN(!) İÇİN SEÇİM YAPILDI!

Demokratik Toplum Kongresi(DTK) 43 ilde “Özerk Kürdistan Parlamentosu” için seçim yaptı..

Yani Demokratik Özerklik için bir adım daha atıldı!

Seçim sandıklarının çoğu BDP il ve ilçe binalarında kuruldu. Bazı sandıklarda PKK bayrakları konuldu! Mardin’in Derik ilçesinin belediye başkanı Çağlar Demirel “Özerk Kürdistan’a hayırlı olması dileğiyle” diyerek oyunu kullandı..

Seçilen Halk Delegesi sayıları şöyle: .Diyarbakır: 70, İstanbul: 50, Van: 40, Mardin: 32, Urfa: 23, Şırnak: 23, Batman: 21, İzmir: 20, Mersin: 17, Ağrı: 17, Adana: 17, Hakkâri Belirlenecek olan delegeler 30-31 Temmuz da Diyarbakır da ilk meclis toplantısını yapacak..Ayrıca ilk toplantı da 8 tane komisyon kurulacak.

Bu komisyonları adları şöyle: Siyasi, hukuki, kültürel, ekolojik, sosyal, ekonomik, diplomasi ve öz savunma yani bölgede Türk Ordusuna karşı bir ordu da kurulacak!

Yeri gelmişken hatırlatalım..Haziran 2008 de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi(AKPM) Türkiye ile ilgili şu kararları almıştı.

1-Türkiye’nin Güneydoğusu Kürdistan’dır.
2-Faşist Türk Ordusu Güneydoğuda işgalcidir ve Kürtleri katletmektedir.
3-Türk askeri Kıbrıs’ta işgalcidir.
4-Türkiye’de azınlıklar sorunu AKPM bu kararları 8 Türk parlamenterin kabul ve onayıyla almıştı..Peki 8 Türk Parlamenter kimdi dersiniz?

1-Mevlüt Çavuşoğlu (AKP Antalya Milletvekili)
2-Ruhi Açıkgöz (AKP Aksaray Milletvekili)
3-Lokman Ayva (AKP İstanbul Milletvekili)
4-Mesude Nursuna Memecan (AKP İstanbul Milletvekili)
5-Özlem Piltanoğlu (AKP İstanbul Milletvekili)
6-Mehmet Sayım Tekelioğlu (AKP İzmir Milletvekili)
7-Mustafa Ünal (AKP Karabük Milletvekili)
8-Erol Aslan Cebeci (AKP Sakarya Milletvekili)

Sizinle posta kutuma düşen bir iletiyi paylaşıyorum. Bu serinin gelecek yazısında doğruluğunu araştırdığım bu konuyu tartışacağız.

Ve göreceğiz ki “ Dayanmışsa kapımıza zülum, tek çare Kemalist Devrim’dir”

Çünkü Kemalizm akla, bilime ve irfana dayanan özünü değitirmeden yenileşmeyi kabul eden dünü şekillendiren, bugünü aydınlatan ve geleceğe ışık tutan bir devrimdir.

Figen ÖZEN, 25 Şubat 2012
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: "Büyük Abi"nin Çocukları!

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x