"Büyük Abi"nin Çocukları! (5) / Figen ÖZEN

"Büyük Abi"nin Çocukları! (5) / Figen ÖZEN

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 07, 2012 16:17

"Büyük Abi"nin Çocukları! (5)

Yıl 1919... Paris Barış Konferansı... ABD Başkanı W. Wilson cebinden çıkardığı bir haritayı masanın üzerine koymuştur. Bağımsız Kürdistan ve denizden denize kadar uzanan Ermenistan..

Bu iki haritanın sadece adı "Barış Konferansı" olan Paris'teki masanın üzerine konulduğunu belleğimize adeta kazıyarak ve "neden" sorusunu sorarak yolumuza devam edelim.

Neden?..

Türkiye, dün ve bugün hatta yarın, hiç fark etmez, küresel patronların idaresindeki emperyalist ülkeler için " Hedef Ülke"dir. Çünkü Türkiye Orta Asya'ya geçişin kilit noktasıdır. Akdeniz'den Sarı Çin Denizi'ne kadar uzanan o geniş bölgedeki her türlü zenginliği, petrolü, doğal gazı ve değerli tüm madenleri kapsayan o bölgenin anahtarıdır. Kilidin kırılacağı noktadır.

ABD, 2. Paylaşım Savaşı'nın ertesinde özellikle "Soğuk Savaş" diye adlandırılan süreçte Türkiye'yi Üstat Emin Değer'in söylemiyle bir "laboratuvar" olarak kullanmıştır. Coğrafi konumu ve tarihi, kültürü nedeniyle adeta "pilot ülke" ilan edilen Türkiye'nin , çok büyük bir dönüşüm kampanyasına ulusal genleri ile oynanmıştır.

Yapılan her türlü ideolojik taarruzla, "Batılı oluyorum" düşüncesinin tuzağında, kendi özünden koparılarak, ulusal kimliğini kaybetmiş ve emperyalizmin güdümündeki "Büyük Abi"nin çocuklarına dönüşmüştür.

ABD; Türkiye'yi bu duruma getirebilmek için çok para ve çaba sarf etmiştir. Çünkü;

"Emperyalizmin en büyük korkusu, baruttan sonra en tehlikeli buluş saydıkları milliyetçi uyanıştır." (Uğur Mumcu)

Özelikle 1945 yılından sonra Amerikalı ajanlar Ulusal Kurtuluş Savaşı ile başlayan ülkemizdeki bağımsızlık bilincini yok etmişlerdir.

Türkiye'nin iç ve özellikle dış politikasındaki milli bakış açısı ve ülkenin çıkarlarını koruma sorumluluğu imzalanan ve TBBMM'de yasalaşarak, devleti bağımlı kılan uluslar arası antlaşmalar nedeniyle çökertilmiş ve Türkiye emperyalizmin güdümünde "evet efendici" bir ülke haline gelmiştir.

Süreç hızla ilerlemiş ve 2000'li yıllar itibari ile, bu "evet efendicilik", "emredersiniz efendicilik"e dönüşmüştür. İsviçre'den sonra Fransa'nın da "Ermeni soy kırımı yoktur" söylemini suç sayan yasayı Meclis'lerinde onaylaması, efendilerine itaati görev sayan siyasetçilerin ülkeyi getirdiği noktadır.

AKP iktidarının girmek için kapısında adeta temenna ettiği AB'nin "Türkler Ermenilere soy kırım yapmıştır. Siz bunu kabul etmelisiniz." yolun da aldığı karar unutulmuş görülmektedir.

Türk milleti Fransa'nın çıkardığı karara odaklanmışken Türkiye'de bir başka operasyon iktidarın Çankaya'daki gülü tarafından yapılmıştır.

"Değiştirmeyi henüz başaramadık. Her tarafı sökülmüş, paçaları dizlerimizde, kolları dirseklerimizde, bu modası geçmiş ulus -devlet elbisesinin içinde çok komik ve garip duruyoruz." diyen yeni anayasa düzeninde federal sistemi öneren ve her fırsatta Atatürk'e hakaret etmeyi görev bilen biri, Mümtaz'er Türköne ( Soyadı ile çelişkili) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu'na atanmıştır.

Aslında bu adam, Gül'ün savunduğu tüm fikirlerin yansıdığı bir ayna olduğu için, bu atamayı hak edecek tıynette birisidir.

Bütün bu uygulamaların tamamının tek bir amacı vardır. Sevr'in maddelerini ve Wilson Prensiplerini uygulamak için bir yol haritası çizilmektedir.

Bizim alaca karanlık aydınları da bu yol haritasının çizilmesi hatta uygulanması için, elerinden geleni yaptılar doğrusu..

Erivan'a gidip "Soykırım Anıtı"nın önünde boy, boy hatıra fotoğrafı çektirmiştir..

A.Gül, "Komşularla Sıfır Sorun" politikası gereği, Milli maç nedeniyle Ermenistan'a gitmiş ve Cumhurbaşkanlığı makamını küçük düşürerek, Türk milletini yuhalatmıştır.

Bursa'da oynanan Türkiye- Ermenistan maçına, dost ülke(!) Ermenistan incinmesin, alınmasın diye Azerbaycan bayrakları stada alınmamıştır.

Dış İşleri Bakanı Ermenistan ile protokol imzalamıştır.

Türk-Ermeni İş Adamları Derneği kurulmuş ve Kars-Digor civarında ABD asıllı Ermeniler, yarına hazırlık amacıyla toprak satın almışlardır.

Akdamar Kilisesi, Türk'ün öz parasıyla restore edilmiş, kilisenin damına muazzam bir çan dikilmiştir.

Bunları yapan, hatta "Yakın zamanda Ermenistan sınırını açacağız" diyen iktidarın, Fransa'yı kınamaya, hiç mi hiç hakkı yoktur.

Bırakın "Fransız mallarını boykot ederiz" söylemini... Gümrük Birliği ile eliniz, ayağınız sımsıkı bağlanmış, nasıl boykot edeceksiniz Fransız mallarını. Yapılmış ticari antlaşmalarınız var. Millet oyalamayın. Ancak millet olarak böyle bir karar alınır ve uygulanır. İsviçre'ye ne yaptınız diye sormazlar mı adama?

Aynı yasayı 2005 yılında kabul eden İsviçre'nin Dış İşleri Bakanı Didier Burkhalter'i, Paris Büyükelçimizin geri çekildiği gün Türkiye'ye davet etmiştir. Aynı oyunun bir başka yazılmış sahnesi de, hatırlarsanız İsviçre ile ortaklaşa sahneye konmuştur. Sonra... Sonrası malum. Çünkü onurlu ve milli bir dış politikanız yoktur. Aynı yasayı kabul eden Slovakya'da bu oyundaki figüranlardan biridir.

Son yıllarda emperyalizm, Türkiye üzerinde oynanan oyunları sahneye koyarken, iki oyuncuyu besleyerek öne çıkarmaktadır.

Gün gelecek, Bülent Arınç'ın şimdiden müjdelediği açılımlarla birlikte, Hillary Clinton "Osmanlı tapu kayıtlarını açmaya söz verdik, değil mi?" diyecektir. şİmdi "Ben Kürdüm" diyen tüm Türk vatandaşlarının sahip oldukları toprakların Ermenilere verilmesi istenecektir.

Emir büyük yerden gelmiştir. "Ya terk edin, ya tazminat verin" diyeceklerdir. 1. Paylaşım Savaşı'nda Fransız üniforması altında Türk'e karşı gerçekleşen ortaklık bozulacak, Ermeni Kürt'ü, Kürt Ermeni'yi kıracaktır.

O bölgeyi "Büyük Patron" insansız olarak istemektedir. Toprağın altı ilgilendirmektedir onları...

Fransa'nın yüzüne tarihi ayıplarını vurmak yeterli değildir. Önemli olan bizim kendi milletimize Kürt ve Ermeni açılımlarının yolunu işaret eden okun, gösterdiği istikameti işaret etmektir.

Federal Türkiye Devleti... Bunun yanı sıra komşularımızla sıfır sorun diye çıkarıldığımız bu yolda, sınırlarımızda artık Türkiye'ye dost ülke kalmamıştır. Türkiye artık savaş tehdidi altındadır. İran Devlet başkanı, Fransa'nın bu garip yasayı Meclis'te onaylamasından sonra, Ermenistan'ı ziyaret etmiştir. Türkiye'deki "Füze Kalkanları" ise, İran'daki füzelerinin Türkiye'ye dönmesine neden olmuştur.

Hal böyle iken, "Vay, asıl soykırımcı sensin." "Kanuni sana abilik yapmıştı. Ne çabuk unuttun?" demenin ve milleti oyalamanın anlamı yoktur.

Sen adam gibi Rus ve Osmanlı arşivlerindeki belgeleri ortaya çıkaracak ve Ermeni soykırımı iddialarının emperyalizmin yalanı olduğunu tüm dünyaya ispatlayacaksın.

Ve Türk milleti de beyinlerindeki kefeni kaldırıp atacak, tüm tuzakların farkına varacaktır. Türk'üyle, Kürd'üyle, Ermeni'siyle, Laz'ı ve Çerkez'i ile, Alevi'si , Sünni'si ile devletin, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünde birleşecektir.

"Çünkü onlar Doğu Anadolu'yu insansız istiyorlar! Ne Ermeni, ne Kürt, ne Türk!" Aslan Bulut..

Türk milleti tıpkı Bağımsızlık Savaşı'nda olduğu gibi yeniden dirilecek, aralarındaki her türlü farklılıkları öteleyerek emperyalizme diz çöktürerek bir ikinci ulusal Kurtuluş Savaşı'nın utkusunun altına mührünü basacaktır.

Kurtuluş milli birlikteliktedir.

Figen ÖZEN, 26 Aralık 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: "Büyük Abi"nin Çocukları!

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x