Çanakkale Kanlıdır Geçilmez! Şehitlerimizin Ruhları Şad Olsun

Tarih olan olayları burda paylaşabilir, yorumlayabilir ve öğrenebilirsiniz

İletigönderen sessiz sedasız » Cum Mar 20, 2009 23:46

videoyu izlerken sinirden hem güldüm hemde delirdim ama yukarda da bahsettiğim gibi bu memleketin üniversitelerinin zamanında meydanlardan sınıflara girmeyen öğrencileri bile bu kadar yozlaşmış tepkisizleşmiş koyunlaştırılmışken güzel ülkemin sevgili vatandaşlarından ne konuşması beklenebilirdi ki...çok anlamlı bir paylaşım ram sağolasın
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

İletigönderen kush » Pzr Mar 22, 2009 12:55

tesekkürler
kalbinizdeki vatan ve bayrak sevgisine selamım olsun!

ya istiklal ya ölüm!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
K. ATATÜRK 20 Ekim 1927
Kullanıcı küçük betizi
kush
Üye
Üye
 
İletiler: 905
Kayıt: Çrş Ara 12, 2007 1:49

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Mar 22, 2009 12:57

kush, neye tesekkür ettin bu baslikta kardesim?
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Çanakkale Kanlıdır Geçilmez! Şehitlerimizin Ruhları Şad Olsu

İletigönderen Türk-Kan » Prş Mar 18, 2010 2:46



Bilecik İstasyonu’nda bir askerî tren harekete âmâde idi. Lokomotif istim hazinelerinde fazla geleni keskin bir hışırtıyla semâya savuruyordu. Otuz iki vagon birbirine yapışmış, şanlı yolcularını takdir edercesine dizilmişti.

Trenin tam karşısında ve kapısı açık kırk beşlik bir vagonun hizasında bir karaltı vardı, oraya mıhlanmış duruyordu. Abdulkadir Kemal bu karaltının ne olduğunu anlamak istemişti. Evvela nöbetçidir diye hükmetti. Hakikatte bu bir evlâd-ı vatan bekleyen şefkatli bir anaydı.

Yanına yaklaştığı vakit, vücudu manevi kederlerin büktüğü bellerin rükû şeklini andırır bir şekilde biraz önüne doğru eğilmişti. Elinde bir değnekcik beline bağlı bir torba vardı. Karaltı, kendisinin sessiz lisanına ve inleyen kalbine tercüman olan mukaddes bir maksadla canlı bir abide gibi orada kakılmış kalmış bir Türk anasıydı. Yıldırımların salıverdiği kuvvetli projektörlerin aydınlığı sararmış, çizgili çehresini gösterdi. Başındaki örtü ıslanmış, çenesine, şakaklarına ak saçlarına yapışmıştı. Şimşek çaktığı her kısa zaman aralığında gözleri vagona yöneliyordu.

Abdulkadir yaklaştı:

- Valide burada ne duruyorsun?

- Şimendiferde asker oğlum var; onu geçirmeye, selametlemeye geldim.

- Oğlun kimdir, nerelidir?

- Söğüt’ün Akgünlü köyünden, Osmancığın ana yatağından Mahmud oğlu Hüseyin...

- Çağırayım mı, görmek istiyor musun?

- Ona bir sözüm var, söyleyecektim. Zahmet olmazsa, sana duâ ederim.

Abdulkadir vagona koştu. Bir künye okudu. Mahmud oğlu Hüseyin, Söğüt. Bir ses:

- Efendim. Benim Mahmud oğlu Hüseyin, Söğüt. Akgünlü’den.

- Gel oğlum, seni anan görmek istiyor.

Delikanlı vagondan atladı. Şimşeğin ışığı altında seçilebilen levendine bir vücud, filiz gibi bir boy, Hüseyin Polat, müheykel gibi hazır ol vaziyetinde sağ el selam ve ihtiram mevkiinde Abdulkadir’in karşısında emre âmâde idi. Beraberce yürüdüler. Muhterem validenin karşısında durdular. Hüseyin anasının elini öptü. Zavallı valide ciğerparesini bir daha kokladı. Dedi ki:

- Hüseyin... Dayın Şıbka’da, baban Dömeke’de ağaların da sekiz ay evvel Çanakkale’de yatıyorlar. Bak son yongam sensin! Minareden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri körlenecekse, sütlerim sana haram olsun, öl de köye dönme. Yolun Şibka’ya uğrarsa dayının ruhuna Fatiha okumayı da unutma! Haydi oğul, Allah yolunu açık etsin.”
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Çanakkale Kanlıdır Geçilmez! Şehitlerimizin Ruhları Şad Olsu

İletigönderen Başkomutan » Prş Mar 18, 2010 17:39

...yandaş medya mütareke basını tarihi gizleyemiyor.Atatürk'süz
Çanakkale Zaferini anlatanlar ve hurafelere inananlar her zaman olacak bugün bunu daha iyi anladım.Hani dindar(!) ve mandacı bir kızımız vardı ya "...keşke İngilizler olsaydı Atatürk'ü sevmiyorum." diyen.
Anlamadığım bir şey var bu kızımız diyor ki keşke İngilizler olsaydı.Ama bu kızımızın dediği İngilizler zaten buradaydı.Ve Allah'ın hikmeti İngilizler Çanakkale'yi işgal ettiği sırada bir bulut kütlesi geldi ve İngilizleri alıp götürdü.Kafayı yer gibi oldum ve dedim ki "...demek dindar kızımızın İngilizlerine Allah yalnış yaptı."
Allah'ın yanında Yahya Çavuşlar,Seyit Onbaşılar da yalnış yapmış oluyor.
Turgut Özakman'nın Balkan Savaşlarında Allah neden bir bulut göndermedi sorusunu hiç sormuyorum.Yanıbaşımızda katliama uğrayan müslüman halkı görmüyor mu diye sorsun birileri bu saçmalıkları yazanlara.
95 yıl sonra bugün zor da olsa bir yerde bu saçmalıkları izledim.İlginç yanı sevmedikleri Atatürk'ü bile tarihten çıkartamamışlar.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Önceki

Şu dizine dön: Türk Tarihi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

cron

x