Çarçella'yı Anlamadan Kürt Sorununu(?) Çözemezsiniz…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bile anlayamadı bugün yaşanılan sorunların temelinde ne olduğunu… Çıktı “Kürt Sorunu vardır” dedi, “Ben çözeceğim bu sorunu” dedi, ama ertesi gün çıktı meydana “Kürt Sorunu yoktur” dedi…
Kürt Sorunu var mı, yok mu?
“Kürt Sorunu vardır” diyenler var… “Var“ diyenlerin çözüm adresi PKK ve İmralı… Daha dün ODA TV “CHP’nin rakibi PKK’dır” dedi, bu sorunun çözüm adresi olarak da İmralı’yı işaret etti… Hemen ardından Mehmet Ali Birand çıktı ortaya ve “İmralı’ya af, teröristlere af, Kürtçe eğitim” dedi, o da sorunun çözüm adresi olarak PKK’yı gösterdi bizlere…
“Kürt Sorunu yok” diyenler var, olayı beş yüz yıllık feodal sisteme bağlayanlar var… Onların da çözüm adresi; Doğu’nu ile Batı arasındaki gelişmişlik farkının giderilmesi, yatırımlar, okullaşma vb…
Hangisi doğru?
Bugün Türkiye’nin yaşadığı ya da içine çekildiği sorunlar yumağı nedir?
Bunu açıkça ortaya koymak zorundayız, çünkü sorun bilinmeden çözüm getirilemez…
Biz laf kalabalığı yapmayacağız, kısa ve öz, açık ve net, akademik bir biçimde olayı size sunacağız, kararı da size bırakacağız…
Bu amaçla önce sizi Çarçella’ya götürmemiz gerekiyor, Hakkâri- Şemdinli’nin hemen kuzeybatısına…
Çarçella bir çıkın, yüzünüze güneye yani Barzani’ye dönün, sağ kolunuzu yere paralel olarak ileri doğru uzatın, kolunuzun gösterdiği yer 1800’lerin Cizre Emiri ya da Botan Emiri Bedirhan Bey’in hüküm sürdüğü bölgedir… Üç yüz yıl bu bölgede ağalık ya da derebeylik yapmıştır, Osmanlı’nın belki de en güçlü feodal ağasıdır… 1514 Çaldıran Savaşı ile birlikte Yavuz Sultan Selim’den ferman almış, geniş topraklarıyla bölgenin en güçlü derebeyi olmuştur…
1839 Tanzimat Fermanı ile Osmanlı’da bugünün deyimiyle “Demokratikleşme” başlayınca bu derebeylikler kaldırılmıştır. Buna karşı da ilk isyan eden Bedirhan Bey olmuştur, yıl 1846, ayrı bir devlet kurmak için isyan eden bu derebeyi Osmanlı tarafından tepelenmiştir…
Yine Çarçella’ya çıkın ve bu kez Barzani’ye doğru yani güneye kolunu uzatın, işaret parmağınızın işaret ettiği yer Bağlar ya da Nehri köyüdür ve bu köyde Seyit Taha’nın mezarı vardır. Seyit Taha Iraklı Halid-i Nakşî Bağdadi’nin halifesidir. Bu sırada Osmanlı Ruslarla savaşmakta ve sürekli toprak kaybetmektedir. Çarçella’da ise kaldırılan derebeylerinin yerini feodal din ağaları almış, Seyit Taha’nın oğlu Şeyh Ubeydullah da bölgede güç kazanmıştır. Dağılmakta olan Osmanlı’dan bir parça alıp ayrı bir devlet kurmak isteyen Şeyh Ubeydullah da 1880’de isyan etmiştir.
Ne yazık ki bu isyanlar, tarihimize Kürt isyanları olarak geçmiştir. Aslında Kürt isyanı değil, emperyalistlerin kucağındaki ağaların isyanıdır… Ağaların amacı güç ve otorite olmak, emperyalistlerin amacı ise tampon devletçiklerle Anadolu’yu Asya’dan ayırmak ve ele geçirmektir… Osmanlı son bir çaba ile bu isyanı da bastırmış, ancak 1900’lü yıllara güç kaybederek, toprak kaybederek, dağılarak girmiştir…
Yine çıkın Çarçella’ya, önce sağa bakın, Bedirhan Bey oğlu Emin Ali Bedirhan’ı göreceksiniz… Sonra aşağıya bakın, Şeyh Ubeydullah oğlu Seyit Abdulkadir’i göreceksiniz… İkisini birleştirin Çarçella’da, karşınıza 1908 Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti ile 1918 Kürt Teali Cemiyeti çıkacaktır… İşte Kürdistan projesi için Osmanlı’da ilk cemiyetleri yani siyasi örgütleri kuran bunların ikisidir… Artık sıralayın 1921 Koçgiri isyanı, 1924 Nasturi isyanı, 1925 Şeyh Sait isyanı, 1930 Ağrı isyanları ve 1938 Tunceli isyanları… Tüm bu isyanların ardında, yanında, içinde hep bu ikili vardır, uzantıları vardır, arkalarında da İngiltere vardır, Fransa vardır ve bir de Misyonerler vardır…
Amaç aynıdır ağalar için; güç ve otorite olmak… Amaç aynıdır emperyalistler için, tampon yönetim ve devletlerle Anadolu’yu Asya’dan ayırmak…
Neden Anadolu’yu Asya’dan ayırmak?
Anadolu’daki Türk varlığı ile Aya’daki Türk varlığının arasındaki bağı kesmek, sonra kuşatmak ve ele geçirmek… 1071 Malazgirt’in rövanşını alıp Anadolu’daki Türk varlığı ve kimliğini yok etmek… Bu bir Bizans oyunudur…
Osmanlı dağıldı ama Cumhuriyet kuruldu, Anadolu’da yeni bir Türk devleti kuruldu, isyancı ağalar Meclis’e girdi, İngiltere-Fransa “Bir başka bahara” deyip geri çekildi…
Ama 1948’de İsrail kurulup da bölgeye gelince, gelip de Araplara karşı kendine müttefik bir “Yahudi Kürdistan” kurma projesi ortaya çıkınca, bu Osmanlı’nın isyancı ağalarının çocukları yeniden ortaya çıktı ve İsrail’e yanaştı…
1991 Körfez Savaşı ile ABD’nin silahlı güçleri Körfez’e gelince, gelip de İsrail’e destek BOP projesi ortaya çıkınca, bu ağaların çocukları bu kez ABD’ye yanaştı ve birlikte yürümeye başladılar… Amaç aynı amaçtır, hedef aynı hedef, kişiler aynı, ülkeler aynı, bir tek tarihler değişik yani tarih tekerrür ediyor… ASALA ve PKK, işte bu tarihsel süreç içerisindeki emperyalistlerin “küresel terör” diyerek ortaya çıkardığı modern yüzyılın savaş araçlarıdır, piyonlarıdır…
Kısa, öz, açık ve net ortaya koyduğumuz bu bilimsel ve tarihsel yaklaşımda bizim dikkatimizi çeken iki nokta vardır:
1846-1880’de başlayan isyanlardaki aktörlerin hepsi, ama hepsi Iraklı Kürt Halid-i Nakşî’nin müritleridir yani Halid-i Nakşi Tekkesi… Dünkü Özal, Bugünkü Erdoğan siyasetinin baş aktörleri olan Turgut Özal, Abdullah GÜL, Bülent Arınç, Cüneyt Zapsu ve Recep Tayyip Erdoğan da bu cemaatin üyeleridir…
Osmanlı’da ilk isyanların çıkarıldığı Çarçella bölgesi, bugünkü PKK’nın konak yeridir, aynı yerler, aynı istikametler kullanılmaktadır… Ayaklanma için “Çarçella” diye türkü bile çığırtılmıştır…
Bugün yaşanılan sorunların kaynağında bu tarihsel süreç vardır ve bütün mesele de budur: Doğu’da tampon yönetimlerle Anadolu’nun Asya ile bağını kesmek, Anadolu’daki Türk kimliğini ortadan kaldırmak suretiyle Türk tarihi ve varlığını silmek, Anadolu’nun kaynaklarını ele geçirip yönetmek, ardından Hıristiyanlaştırıp, çocuklarımızı devşirip Bizans’ı yeniden kurmak… İleri demokrasi, insan hakları, Kürt sorunu, PKK hepsi birer laftır… Mesele Anadolu’daki Müslüman Türk’tür, Kürt sorunu değil…
1923’te kurulan Atatürk Cumhuriyeti’nin değerleri Çarçella’ya ulaşmamıştır, ulaştırılmamıştır… Bölge hala derebeylikle yönetilmektedir, aşiret ağalarıyla… PKK siyasetçisi Ahmet Türk de feodal bir ağadır, AKP siyasetçisi Dengi Mir Mehmet Fırat da bir feodal ağadır…
Sorun budur, çözümü sizdedir…
21. yüzyılda Ortaçağ’dan kalma derebeylikler olmayacağına göre… Ortaçağ karanlıklarda yaşayan bir halk da olmayacağına göre… Kürtçe eğitim, Anayasal Kürt kimliği, Kürtçe Televizyon kurmakla bu sorunlar da çözülemeyeceğine göre… Hala bu yolda ısrar edilmesi bizi yine Çarçella’ya götürüyor, bu kez “demokrasi maskesi” altında, bir küresel proje olan “ayrı bir devlet ve millet yaratma” ve bu şekilde “Anadolu’nun Asya ile bağının kesilmesi” peşinde koşuluyor, yani tarih yine tekerrür ediyor…
Her yol bugünlerde Bizans’a çıkıyor…
Söz artık sizindir…
Erdal SARIZEYBEK, 23 Haziran 2011
erdalsarizeybek@gmail.com