Ce Ha Pes...
NERDESİN Ce Ha Pes?..
Meydanlarda yoksun, köyde, kasabada, mahallede yoksun.
Sivil toplum örgütlerinin yanında yoksun.
Gençliğin içinde yoksun.
Kadının önünde yoksun.
Belli değil:
Türkiyede var mısın, yok musun...
*
"Atatürkün partisi" böyle mi olur?
Atatürkün kemikleri sızlarken, en çok ortadan kaybolan "Atatürkün partisi" midir?..
Türkiye karşı devrimin kucağına düşmüşken, grup toplantılarına kapanmış, Genel Başkanın parlak sözleriyle yetinip oturan bir parti "Atatürkün partisi" olabilir mi?..
Böyle mi yapardı Atatürk?..
Pes...
*
Nerdesin Ce Ha Pes?..
Bir parti bu kadar haklı olur, evrensel değerler bu kadar lehine olur, ama o nasıl bu kadar ortadan kaybolabilir.
Tutarlı, koltuğunun altında parlak projeleri, yumruk gibi toplumun önünde... Mahallede, kahvehanede, üniversitede, sokakta, meydanlarda, sivil toplum örgütlerinin yanında, aşkla, şevkle, bangır bangır olması gerekmez mi bu zamanda "anamuhalefet" görevini sırtlamış sosyal demokrat parti?
Ama yok...
*
Hepimizin vebali vardır.
Ama en büyük vebali Ce Ha Pes taşır sırtında.
En öndeki suçludur.
Zikzaklar çizerek, sağ kimliklere sığınarak, kendi içinde didişerek, olması gereken yerde olmayarak, sorun çıkartmaktan korkarak, bu dönemin kaymağını yiyen patronlara uyarak...
En büyük günahı taşır Ce Ha Pes...
Eğer memleket Ce Ha Pesin "anamuhalefet" görevini üstlendiği dönemde Atatürkün Türkiyesi olmaktan çıkıp, Nakşibendi tarikatının eline düşmüşse...
Eğer yurtsever insanlar yalnız, bezgin, küskün, kırgın ve umutsuzsa, neyin boşluğudur bu?..
Ce Ha Pes yok ortada...
Pes, pes...
Bekir Coşkun, 14.12.07