Fransa, Birleşmiş Milletler'i 30 Ağustos'ta olağanüstü toplantıya çağırdı… Fransız Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian dün, Fransız televizyonlarına Suriye topraklarında oluşturulacak ‘uçusa kapalı güvenli bölge’ fikrini desteklediklerini açıkladı.
‘Celladının taşeron’u Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Batının Suriye’de ‘uçuşa kapalı bölge, ya da güvenlikli bölge için işaret verdiğini’ sevinçle açıkladı...
Biz bu filmi daha önce defalarca görmedik mi? Nedir bu sevincin sebebi! Bir ülkeyi yönetenler, param parça olacağına bu kadar sevinir mi?! Oluyor demek ki!
Hillary Clinton’ın ‘operasyonel resmi’ hızla ortaya çıkıyor... Ankara CIA – Pentagon memurlarıyla görüşmeler yapıyor. Basına hiçbir bilgi verilmiyor. Ama ABD sözcüsü Nuland ‘abaaltından sopa’gösteren açıklamalar yapıyor: ‘Muhaliflere hızlı destek, Esad sonrası için hızlı geçiş çalışmalarında Türkiye ile uyumlu çalışılıp çalışılamayacağının masaya yatırıldığını’ Washington’da açıklıyor...
‘Operasyonel resim’de Ankara taşeronluğunda Hatay Halep arasını ‘güvenli bölge’ yapmak var. İç ve dış ‘memurlar’ hergün yazıyorlar..
‘Güvenli (!) uçuşa yasak bölge’ konusunu en iyi biz biliriz! 1991’de taşeronluğunu yaptığımız iş! Küresel sırtlanlar o nedenle ‘Model Çekiç Güç!’ diyor.
Biz bu filmi görmüştük! Hatırlayalım.
Yıl 1991!
Saddam yönlendirilerek Irak’da çatışma bölgeleri yaratması sağlandı…
Saddam’ın zulmünden kaçan 600 bin Kürt sığınmacı Türkiye sınırına dayandı.
Ardından Turgut Özal Uluslararası Sırtlanlara mültecileri bahane ederek yardım ‘çağrısı’ yaptı.
ABD İngiliz ve Fransız hava kuvvetleri İncirlik’teki ABD üssünden Irak’ı fiilen bölecek operasyonu başlattı.
Türkiye, Büyük Millet Meclisi onayıyla Çekiç Güç’e ‘evet’ diyerek, hem Irak’ın bölünmesine destek oldu, hem kendi celladlarına ve onların terör mangalarına, PKK’ya manevra alanı sağladı!
Yıl 2011!
20 yıl sonra 19 Mart 2011’de .. Uluslararası sırtlanlar Libya’yı hedef aldılar.. Önce ‘uçuşa yasak bölge’ tartışmasını başlattılar. Senaryo aynıydı. 20 yıl önce Irak’da geçen yıl Libya’da oynanan oyunu bugün Suriye’de sahneye koyuyorlar:
19 Mart 2011 ABD , İngiltere ,Fransa’nın küresel aktörleri Paris’de Elize sarayında buluştular.
‘Libya’da tehdit altındaki sivil halkı ve yerleşim alanlarını korumak için’ karar aldılar!
‘Uçuşa yasak bölge’ oluşturdular.. Sonra VURDULAR! Ne alt yapı ne üst yapı kaldı.. ne Bingazi ne Trablus.. Kendi besledikleri terör çetelerinin merkezine bile onlarca füze düştü.. Nüfusu seyrelttiler! Ne halk kaldı ne yerleşim alanı!
Irak’ı, Libya’yı bombalayıp petrol ve gazı gasp eden küresel çeteler, bugün Suriye’yi ‘ilmek’ olarak kullanıyorlar. Hedeflerinde Türkiye ve İran sonra da Avrasya var!
Ama Suriye oyun bozuyor... Arkasında Avrasya güçleri direniyor. 30 ağustosta Paris’te BM Güvenlik Konseyi onayı olmadan, aynı Irak’ta yaptıkları gibi, ‘Uçuşa yasak bölge’ kararı alınabilir.. Ama bu uygulanabilir değil..
Uçuşa Yasak Bölge aslında bombardımandan bir önceki etaptır. BU tamlama ‘bombalamaya müsait zemin yaratma’nın utangaçcasıdır!
Öte yandan Pentagon, şubat ayında Suriye’ye hava bombardımanına itirazlarını 5 maddede toplamıştır:
- 1.Suriye’de bir cephe hattı yok!
2. Suriye hava savunmasıyla başa çıkmak uzun zaman alabilir
3. Sivil ölümleri aşırı düzeyde olacaktır
4. Suriye toprakları Libya gibi düz çöl ovası şeklinde değildir
5. Suriye hava sahası kısıtlıdır…
O nedenle Türkiye’nin taşeronluğunda, CIA tetikçileri, istihbarat birimleri, El Kaide operatörleri ve yakında param parça olma sırası onlara gelecek olan Suudi ve Katar şeyhleri sinsi ‘operasyonel resim’in çerçevesi içindedir..
‘Uçuşa yasak bölge’ ile aslında, bir ucu Türkiye topraklarına zaten sıçramış olan bir ‘kanser bölge’den medet umuyorlar… Irak’ta Çekiç Güç operasyonuna destek olarak kendi topraklarında teröre davetiye çıkaran Türkiye, 20 yıl sonra Suriye’de NATO CIA operasyonlarına destek vererek, Güneydoğu Anadolu’yu CIA ve NATO kiralık katillerinin işgaline sunmaktadır...
Celladına Taşeron olurken Doğu’dan ve Güney'den kuşatılmaktadır!
Unutulmasın ki, bu topraklarda yaşayanların genetik hafızalarında KURTULUŞ FORMÜLÜ gayet canlıdır!
Emperyal saldırı bu kadar azgın ve hayasızca olduğunda, AYNI TEHDİT altındaki ülkelerin yönetim kadroları (Saray ve Vahdettin gibi) düşmanla işbirliği yapsa da MİLLİ GÜÇLERİ birleşmiştir.
Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün vatan savunması da Halep-Hatay-Adana hattıyla başlamıştır. Bugünlerde tarih okumanın tam zamanıdır!.
Banu AVAR, 26 Ağustos 2012
banuavar@superonline.com