CENGİZ HANIN BÜYÜK YASASI, AKILCILIK VE HAÇI KOYNUNDA SAKLI OLANLAR!

Tarih olan olayları burda paylaşabilir, yorumlayabilir ve öğrenebilirsiniz

CENGİZ HANIN BÜYÜK YASASI, AKILCILIK VE HAÇI KOYNUNDA SAKLI OLANLAR!

İletigönderen İlteriş Kağan » Cum Kas 18, 2022 0:02

Büyük Türk-Moğol imparatoru Cengiz Han’ın (ölümü. M.S.1227) büyük Yasası, tarihin kaydettiği en sert yasalardan biridir. Fakat Yasada öyle bazı konular da vardır ki kural konulmuş ise de müeyyidesi (kural çiğnendiğinde uygulanacak yaptırım yani ceza) yoktur. Sözgelimi Tanrı ve dinler konusundaki maddeleri böyledir:

1. Madde: “ Kainatın yaratıcısı bir tek Tanrı’dır; ona inanılmalıdır.”

2. Madde: “Tanrı’ya ulaşmada birer vasıta olduğu için her dine aynı hoşgörü ile muamele edilmelidir.”

Dikkat ederseniz birincisinde tavsiye vardır, zorlama, zorla inandırma yahut insanlara bir inancı zorla benimsetmek diye bir şey yoktur. Peki neden? Çünkü Cengiz Han da, Yasayı kaleme alan bitikçileri de* insanların gerçekte neye inanıp neye inanmadıklarını tespit edebilecek bir aletin bulunmadığını pekala biliyorlardı. O sebeple de gayet akılcı düşünerek böyle tavsiyeden ileri geçmeyen bir madde koymakla yetinmişlerdi.

İkinci maddeden çok açıklıkla görülen anlayış ise bugün adına laiklik dediğimiz anlayıştır ve hatta ondan bile ileridir. Çünkü bugün Avrupa’nın ve dünyanın pek çok ileri ülkesi laikliği benimsemiş oldukları halde, oralarda bile hala din ve mezhep çatışmaları veya en azından ayrımcılığı, başka dinlere karşı zaman zaman nefrete varan önyargılı yaklaşımlar söz konusudur.

Cengiz Han Türklerin eski inançları olan Gök-Tanrı inancına mensuptu, o inanca mensup olanlar ise bugün bile akla ve bilime değer veriyorlar, insanlara zorla bir inancı benimsetmeye çalışmıyorlar. O inanca mensup olanların hala ne mabetleri vardır ne de propagandacı rahipleri yahut misyonerleri. Bu sebeple Türklerin bu eski inancının bir din olup olmadığı bile tartışmalıdır.

Akılcılık öylesine yerleşmiş ve kökleşmiş bir anlayış idi ki, aynı Cengiz Hanın torunu ve İlhanlıların ilk hükümdarı Hülegu, Halep Meliki Melik-ün Nasr’a yazdığı mektubunun bir yerinde, “AKILLARIMIZ DAĞLAR GİBİ SAĞLAMDIR!” diye övünüyordu.

Kazım Karabekir Paşa Birinci Dünya Savaşı sonlarında ve istiklal Harbinin başlarında Erzurum’da Kolordu komutanı olarak görev yapmaktadır. Kolordu’nun istihbarat subayları Erzurum şehir merkezinde bir Rus casusunu yakalarlar, onu tanıyanlar casusu vermemek için kıyamet koparırlar. Casusu alıp götürmek hayli müşkül bir mesele halini alır. Çünkü Mahalleli " bırakın oni, Müslüman oldi, ne istirsiz adamdan?" diye öfkeyle bağırıp çağırırlar, Rus’u vermek istemezler. Bu da yetmez, o Rus casusunu aklamak ve kurtarmak için Mahallesindeki halk toplanıp Paşanın karargahına giderler. Paşa da İstiklâl Harbimiz adlı kitabında bu olayı hatırlayarak şunları yazar:

"Geçen sene Erzurum'da yakaladığımız Müslüman olmuş Rus casusunu temize çıkarmak için karagahıma gelen mahalle halkının hallerine bakıp şunu kaydetmiştim:
Ey Türk oğlu! Sen pek sâfsın, seni herkes aldattı! Erdim diyen, döndüm diyen çemberinden atlattı!" [Kâzım KARABEKİR, İstiklâl Harbimiz, sf. 300]

Kazım Karabekir Paşa'nın "Birinci Cihan Harbine Nasıl Girdik" adlı eserinde de İngiliz gizli servisinin daha küçük yaşlarda Müslümanların içine yerleştirdiği ve zamanla pek çoğu Şeyh unvanı almış ajanların uzun bir listesi vardır. O büyük savaşa girdiğimiz sıralarda Kazım Karabekir Osmanlı Genelkurmayında İstihbarat Şube Müdürüdür.

Bu ibret verici örnekler daha da çoğaltılabilir, ama bunlar ve benzeri bütün olaylarda saf ve masum Türklerin ve hatta diğer Müslümanların kolayca aldatılmış olmalarının temel sebebi, dinsel doğmatizme dayalı anlayışların ve dini taassubun insanları akılcılıktan olabildiğince uzaklaştırıp önce nakilciliğe ve sonra da şekilciliğe mahkum etmesidir. Zaten taassup koyu bir şekilperestlikten başka bir şey değildir.

Türk Bilge Kağan bundan bin dört yüz yıl kadar önce bengü taşlara kazıttığı sözlerinde Türk milletine, “Türk budun, ökün!” diye sesleniyordu. Ökün kelimesi günümüz Türkçesine “aklını başına topla, düşün, kendine gel, pişman ol!” diye çevrilmektedir ve birilerinin uydurduğu titremekle de hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Kaldı ki bizim ökünmek için titremeye ihtiyacımız da yoktur, sağlam bir akıl ve irade bunun için yeterlidir.

Bunca yıldır titredikleri halde hala kendine gelemeyenler varsa şunu iyi bilin ki onlar Dinzaiyi fazla kaçıranlardır, başlarına ne geldiğini anlayamadan da zayi olup gideceklerdir.

* Bitikçi: O günkü Türkçede Yazıcı demektir ki tamamı Müslüman Uygur Türklerinden oluşuyordu.

Hanifi ALTAŞ
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2100
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Re: CENGİZ HANIN BÜYÜK YASASI, AKILCILIK VE HAÇI KOYNUNDA SAKLI OLANLAR!

İletigönderen MİLLİ KURT ATILIMI ! » Cum Kas 18, 2022 16:12

Akılcılık kullanalım dünyanın en ileri medeniyetini kurmak için.

Cengiz Han zamanında birileri açken yada köle gibi çalışırken birileri lüx arabalarla gezinmiyordu.

Yeteneklerin genlerinden kaynaklanıyorsa bu toplumun ve insanlığın gen havuzunun varolması, bir gen çeşitliliği ve ekosistem olmasından kaynaklanıyor.

Yeteneklerin aldığın eğitim ve yatırımdan kaynaklanıyorsa bu da toplumun bir üyesi olduğun içindir.

Ben çok yetekliyim, çok çalıştım, tüketim gücüm Ali'nin yüz katı olsun diyemezsin. Varlığını ve genetik çeşitliliği diğerlerinin de varolmasına borçlusun.

Geri zekalılar olmadan ileri zekalılar da olmaz. Sadece dahilerden oluşan bir toplum doğal değil, olamıyor.

İki katı çalışırsan ve iki katı zeki, verimli, üretken, motivasyonlu isen o zaman Ali'nin 4 katı tüketebilirsin en fazla.

Üretim de ise sınır yok. Yetenekli insanlar, dahiler yatırım yapmalı ve parayı yönetmeli. Trilyonlarca dolarları olabilir, ama sadece 4 kat fazla tüketebilirler. Tüketim sınırlı, üretim sınırsız. Paylaşmacı bir düzen olduğu için üretim arttıkça herkesin tüketim payı da artıyor.

Bu düzene geçerek , en ileri medeniyeti kurabiliriz.

En fazla iki kat çalışabilirsin, en fazla iki kat yetenekli olabilirsin. İki kere iki dört eder. Tüketin gücün en fazla 4 kat fazla olabilir Ali'den.

Şu anda karanlık çağlarda yaşıyoruz. Cehalet çağında yaşıyoruz. Zengin fakir olmamalı.

Bunu başarmak için akılcılık gerekiyor.
Kullanıcı küçük betizi
MİLLİ KURT ATILIMI !
Üye
Üye
 
İletiler: 312
Kayıt: Çrş Kas 03, 2021 12:10

Re: CENGİZ HANIN BÜYÜK YASASI, AKILCILIK VE HAÇI KOYNUNDA SAKLI OLANLAR!

İletigönderen MİLLİ KURT ATILIMI ! » Cum Kas 18, 2022 17:05

Dünya çok değerli ve nadir bir yer, öyle istediğin gibi büyük bir parçasını tüketemezsin.

Doğal olarak zenginlerin politik gücü de fazla oluyor, eşitlik olmuyor, malikanesi olanın sosyal ve politik gücü de fazla oluyor.

Hırsızlık ve yoksulluk konularına girmiyorum bile. Adaletsizlik ve haksız kazanç da oluyor.
Kullanıcı küçük betizi
MİLLİ KURT ATILIMI !
Üye
Üye
 
İletiler: 312
Kayıt: Çrş Kas 03, 2021 12:10

Re: CENGİZ HANIN BÜYÜK YASASI, AKILCILIK VE HAÇI KOYNUNDA SAKLI OLANLAR!

İletigönderen MİLLİ KURT ATILIMI ! » Sal Kas 29, 2022 13:37

Allah'ın (Mükemmel Adalet'in) mesajını koruyan bir medeniyet olmalıdır.

Kuranist bir felsefi bütünlük ile Allah ne demiş üzerinden felsefi uyumluluk yaratılmalıdır.

Kuranist bir felsefi uyumluluk ile Kuran bir ustura gibi kullanılmalı ve Kuran dışındaki herşey kesilip atılmalı, uyumluluk korunmalıdır. Diğer kaynaklar Kuran ışığında değerlendirilebilir.

Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, inanç ve vidan özgürlüğü üzerine bir medeniyet kurulmalıdır.

Orta Asya'da güçlü, iki milyar nüfuslu, ve Asya'ya barış getiren bir medeniyet kurulmalıdır. Türkiye bu hali ile güçsüzdür, bağımsız bile değildir.

Zengin fakir diye birşey olmamalı.

Kapitalist komünizm denilen sistem ile refah ve eşitlik artırılmalı.

Kemalist Kuranizm anlayışı ile Kuranizm ve Kemalizm birleştirilmeli.

Yeryüzünde adaleti yayarak Allah'ın mükemmel adaletli ilahi sistemine yaklaşılmalı.

Asya'nın etkisi Afrika'ya ulaştırılmalı.

İslam topluluklarına örnek olunmalı.

Güçlü olunarak İslam devletleri de organize edilmeli.

İslam dünyasının taş devrine gönderilmesi engellenmeli, ve gelişmeleri sağlanmalı.
Kullanıcı küçük betizi
MİLLİ KURT ATILIMI !
Üye
Üye
 
İletiler: 312
Kayıt: Çrş Kas 03, 2021 12:10


Şu dizine dön: Türk Tarihi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x