Cephe çevre emperyalizm /Gürhan İsagiller

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

Cephe çevre emperyalizm /Gürhan İsagiller

İletigönderen Gürhan İsagiller » Çrş Haz 28, 2017 15:32

İsviçre'de bugün Kıbrıs müzakereleri tekrar başlıyor. Akıncı'nın ''yerine getirilmesi imkansız istekler öne sürmediğimiz sürece sonuç alabiliriz '' cümlesi kanımın beynime hücum etmesine yetti zaten. Sanırsın KKTC'nin Cumhurbaşkanın adı Mustafa değil de Spiros.
Kıbrıs bir yandan Ege adaları öteki yandan. Bunları ayrı meseleler olarak görmek hatalı olur. Kuzey İrak'ta Barzanistan, Afrin'de yeni kurulan PKK kampları. Sözde adalet yürüyüşü. Her taraf fırtına her taraf kıyamet.
Ama teker teker....
ADALET YÜRÜYÜŞÜ VE SURİYE
Yürüyüşün 14ncü günüde en başından beri söyledim ve bekledim açıklama geldi. HDP'li Pervin Buldan Adalet yürüyüşü tek kişiye endekslenmesi yanlış olduğunu tutuklu TÜM Mv.leri için yürünmesi gerektiğini ve bu yürüyüşün Maltepe de bitmemesi gerektiğini buyurmuşlar. Yürüyüş Ankara'dan değil de Silvan, Nusaybin, Cizre Sur başlaması gerektiğini ve Edirne cezaevine kadar uzatılması gerektiğini söyledi. Ne demiştik? Malup emperyalistler yenildiklerini asla fark etmezler ve yanmış toprak politikasını güderler. Söyledi mevkiler PKK'nın gömüldüğü yerler, Hendek savaşı diye tarif edilen noktalar. PKK ile hangi adaletin peşinden koşacaklarını merak etmiyorum . Kılıçdaroğlu bunu hangi ''demokrasi etiği '' ile bağdaşlaştırıyor onu da bilmiyorum. Benim söylediklerimden. benim ve benim gibi düşünenlerin, sözlerinden şüphe duyanların en geç bu emperyalizm yanlı açıklamalarından sonra uyanıp ve bu sözde adalet yürüyüşünden desteklerini çekmeleri gerekmektedir. Anadolu toprakların her yerinde ezile ezile yenilmiş olan Amerika'nın kara gücü siyasi ayağı olan HDP'yi tekrar cepheye sürmeye başlamıştır ve CHP'nin üst kadrosu buna çanak tutmaktadır. Yetmedi, Ahmet Türk kendine acındırarak '' sağlım el verdi ölçüde katılacağım'' diye duyurdu. Kılıçdaroğlu Türkiye'ye hizmet etmediği bir kez daha ispatlanmıştır.
YPG aynı zamanda Afrin bölgesinden Türk topraklarına,karakollara saldırı düzenliyor. Anında karşılık gördü. Provokasyonlar artarak devam edecektir. Mesele YPG/PKK'yı Suriye topraklarında vurmak değil. Vurunca AHHH sesi nereden geleceği dir. Ve o ses Washington'dan gelecek. Feryat sesleri kimden geliyorsa düşma Eylüln o dur. Rakka düştükten sonra ,Suriye'de kalmasına hiç bir mazeretti kalmamış olacak olan ABD ordusu, Savunma bakanın ağzından PKK'ya silah temin etmeye devam edeceğini resmen açıkladı. Düşman göz kırpıyor ve yerel işbirlikçileri gözlerine toz kaçmış gibi davranıyor. Afrin'de ağır iş makinalarla tankları engelleyecek genişlikte ve derinlikte hendekler kazındı. YPG/PKK kara savaşına hazırlanıyor. Aldığı ağır silahlar ve anti tank mühimmatların yanı sıra işte o hendekleri kazıyabilecek araçlar da temin edildi. Bölge dört bir yanı rus askerleri ,Suriye birlikleri ve Türk komandoları tarafından sarılı olduğu ve emir beklendiğini hatırlatmak lazım. Amerika'nın Esad güçlerine yönelik saldırı tehditleri cabası. Oldukça sıcak bir yaz gelmek üzere.
KIBRIS VE EGE ADALARI
Emperyalizm'in Amerika ayağa doğu ve güney doğu sınırlarımızda oldukça meşgul iken Londra Kıbrıs konusunda hamle üzerine hamle yapıyor.
Lefkoşe belediye başkanlığından bu yana batı'nın göz bebeği olan Mustafa Akıncı ''nokta'' koymak için İsviçre'ye uçtu. Heyet bazında temsil edilecekken Çavuşoğlu'nun kendisi de görüşmelere katılacağını okuyunca Nihayet dedim. İngiltere dış işleri bakanı Boris Johnson (asla unutulmamalı kendisi vatan haini Ali Kemal'ın torunu) ,ve Yunanistan dış işleri bakanı Nikos Kotzias ile garantörlük konusunda görüşmelerde bulunacaklar. Türkiye'nin resmi duruşu konuşulacak bir şey yok olduğu sürece sorun da yok. Cibilliyetini sorguladığım Akıncı'nın Nikos Anastasia ile yapacak görüşmeler daha çok dikkatimi çekiyor. Akıncı ,bir tek Lefkoşe'nin banliyölerini bıraksalar evet diyecek gibi duruyor. Allah Kıbrıs Türküne ve bizlerin yardımcısı olsun. Bütün bunları Ege adalarından ayrı görmek varlığımıza mal olabilecek bir körlük olur. Pek kimsenin bilmediği bir gerçek var o da Kraliçe II. Elizabeth'in kocası ve majesteleri Prens Philip'in kraliyet damadı olmadan önce Korfu doğumlu kraliyet mensubu Yunanistan prensi olduğudur. 9 Eylül'ün ardından kral ve kraliyet ailesi sürgün edilince Parise kaçmış ve zaman içerisinde İngiliz kraliyet donanmasında subay olmuştur. Edinburgh dükü ünvanını düğün sonrası almıştır. Yani Philip saf kan bir Yunan aristokratı ve prenstir. Yani Akdeniz ve Ege kıyılarımızda İngiliz emperyalizmi çadırlarını kurmuş diğer sınırlarımızdaki amerikan küreselcilerle el ele vermiş Anadoluyu paylaşımın pazarlığına tutuştular. 15 Temmuz gecesi öncesi adanın İngiliz üstüne indirilen İngiliz özel birliklerini unutmuş değiliz. Adadaki Türk nüfusuna ve Türk askerine uygulanmak istenen katliamın da farkındayız. Akıncıyı da çok ama çok iyi biliyoruz. Hevesiniz kursağınızda kalacak. Atina kendi başına Ege adalarını işgal edecek cesareti bulamayacağı da ortada. Her zaman olduğu gibi İngilizin uşaklığını yapmakta. Öyle görülüyor ki adalar Türkiye'yi ruslardan uzak tutmak için ,Yunan maşasını kullanarak bir araç olmaktan öteye giden bir şey değil. Şayet ipler kopsa bile ölen İngiliz askeri olmayacak. Yunan askerin yasını da Londra'da kimse tutmaz. Timsah göz yaşları ile Atina'ya destek ve uğradı ''haksızlığın'' hesabını sormak için harekette geçilir sadece. Adalar konusunda Atina'nın söz hakkı dahi yok. Gel derler gelir git derler giderler. Asıl sorun Ankara. Suriye ve Kuzey ırak meselesinin tam ortasında Ege ile alakalı olabilecek kapasitede kimse yok . Ege ordusu sırf bu tür sorunlar için kurulmuştu ve NATO emri altında olmayan tek ordu idi. Yetkileri alınmış,limanları dahi terke edemeyecek hale gelen İzmir merkezli ordu FETÖ marifetiyle yıpratılmış çeşit çeşit soruşturmalarla kıpırdayamaz hale geldi. Üç tarafı denizlerle çevirili Türkiye'nin deniz kuvvetleri yok denilecek kadar zayıflatıldı. Önce bahriye zayıflatıldı ardından Ege'ye resmen çıkartma düzenlendi. Ege konusunda harekette geçmek için ama iktidar sahibi kurban etmesi gereken piyonlar var. Resmi görevde bulunan ve bulunmuş olan ,pasaportla BİZİM adalara çıkıp ve Yunan gümrüğü damgasını vurduran her devlet görevlisi ile yollarını ayırmak zorunda. Satranç oyununda mecburi hareketler bunlar. Aksi taktirde zerre kadar inandırıcı olamazsınız.
Kullanıcı küçük betizi
Gürhan İsagiller
Üye
Üye
 
İletiler: 25
Kayıt: Cum Nis 07, 2017 18:45

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 9 konuk

x