Cezası Ne Kadar?


Düșünce özgürlüğü var ya ülkede.
İsteyen aklına geleni ‘düșünce’ diye dile getirebilir.
Basın yayım kanalları ile kamuoyuna da açıklayabilir.
Sözgelimi liberal-demokrat bir hukukçu, hem öğretim üyesi ve hem de Anayasa Mahkemesi raportörü olan bir beyefendi, üstüne üstlük bir demokratik kitle örgütü eșbașkanı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandașı olarak șöyle diyebilir:

‘Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamak zorunluluğu yoktur’.
Afferim Osman!

Sana hukuk fakültesinden diploma verene așkolsun.
Seni Anayasa Mahkemesine raportör atayana da bravo.
Seni hala ders verdiğin ‘mektebe’ alan çok yașasın e mi?
Sırtını sıvazlayan ‘hükûmet’e de, sözlerini yayan basın yayım kurulușlarına da tebrikler.

İște demokrasi, iște basın özgürlüğü.
İște liberal demokrasi.

Ne denli mutlu olsak az.
Bir de ülkede düșüncelerinden dolayı ‘hapishanelerde çürüyenler var’ diyen ‘münafık’lara bakın siz. ‘Hapis kararını’ tanımıyorum diyemeyecek kadar zavallı mı ne bunlar?
Hapishane müdürünü bulup, ‘bu kararı uygulamayın’ diyecek bir akıllı dostları da mı yok?

Beceriksizler iște.
Solcu-molcudurlar herhalde.
Liberal demokrat olamadılar gitti.
Dr. Recep’e baksalar ya.

Adam hangi Danıștay kararını uyguladı ki?
Șimdi ben bu Osman’a ‘eșșek’ diyecek olsam, o da beni mahkemeye verse, mahkeme de beni bilmem ne kadar para cezasına çarptırsa, ben ‘kuzu kuzu’ bu parayı verecek miyim vermeyecek miyim?

Liberal-demokrat olmadığım için ‘kuzu kuzu’ vermek durumunda kalırım.
O nedenle ben de bu Osman’a, hașa oradan, ‘eșșek-meșșek’ demem.

Diyeceğim o ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ‘devlet’ olarak kaldığı sürece, kesinleșmiș tüm mahkeme kararları uygulanır. Bugüne değin uygulanması șu ya da bu nedenle ‘ertelenmiș’ Danıștay ya da İdare Mahkemeleri kararları da uygulanacaktır.

Bu kararların, hangi gerekçe ile olursa olsun, ‘uygulanmasını erteleyenler’ cezalandırılacak ve cezaları hiçbir koșulda ertelenmeyecektir. Anayasa Mahkemesi kararları da ‘kesin hüküm’ sayıldıklarından ne uygulamaları ertelenebilir ve ne de uygulanmamazlık edilebilirler.

‘Kuzu kuzu’ uygulanacaklardır.
Anayasa profesörü Burhanettin Kuzu bey de soyadına uygun davranacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti yurttașı olarak buna inanmaktayım.

Bașkalarının inancına duyduğum saygı kadar kendi inancıma da saygı duyulmasını beklemekteyim. İnancımla oynanmamasını da ‘șiddetle’ öneririm.

Anayasa Mahkesi karar verecek ve Burhanettin Kuzu bey de uygulamayacak.
Ve ben de Burhanettin Kuzu bey uygulayacak mı uygulamayacak mı diye bekleyeceğim.
Kuzu kesmenin cezası ne kadar acep Tanrı așkınıza?
Ve uygulanıyor mu uygulanmıyor mu?
‘Hukukçu’ değilim de..


Habip Hamza Erdem