CHARLIE’NİN NİYETLERİ
Afganistan’lı Mir Haydar’ın Hz Muhammed’in göğe yükselişiyle ilgili bir minyatür resmi var. Yapılış tarihi 1436.
Yani Hz Muhammed’in ölümünden sekizyüzdört yıl sonra yapılmış.
Önde Cebrail.
Ve Hz Muhammed yıldırımdan da hızlı Burak’ın üzerinde, bulutlar arasına karışıyor.
Yüzü bir başka minyatürde yeralan Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’den çok farklı değil.
İlk bakışta, biçimli kesilmiş sakal ve bıyıkları ve başlarındaki ‘sarık’larıyla biribirlerine çok benziyorlar. İnsan ‘tip’i anlamında..
18nci yüzyıl osmanlı ‘elyezmaları’nda da benzer minyatürler yeralıyor.
Tek farkla ki, Hz Muhammed’in yüzü gösterilmiyor. Ama belindeki kılıç ve sırtındaki oklukla tam bir savaşçı.
Bu resimler Le Point dergisinin 8 Ocak tarihli sayısında yer alıyor ve Hz Muhammed’in yaşamı ile islamın gelişimi kısaca anlatılıyor.
Konunun uzmanları istedikleri yönden eleştirebilirler.
Ancak 14 Ocak 2015 günü çıkacak olan Charlie Hebdo dergisi birkaç yönden eleştirilebilir.
Çünkü, saldırıdan önce altmışbin satan Charlie Hebdo bu kez üç milyon adet basılacak.
Ve kapağında Hz Muhammed’in ‘karikatürü’.
Elinde ‘hepinizi affediyorum’ pankartı.
‘Hepimiz Charlie’yiz, ‘Hepimiz Fransızız’, ‘Hepimiz Yahudiyiz’, ‘Hepimiz Polisiz’ ama niye ‘Hepimiz Müslüman’ değiliz ?
Saldırıya uğrayanlar, Charlie Hebdo’nun karikatüristleri idi o nedenle ‘Hepimiz Charlie’yiz ; bu saldırı Fransız halkına yönelik idi o nedenle ‘Hepimiz Fransısız’ ; Yahudi marketinde dört yahudi öldü o nedenle ‘Hepimiz Yahudiyiz’ ; koruma görevi yapan iki polis hunharca öldürüldü o nedenle ‘Hepimiz Polisiz’ ; peki ama ölen polislerden biri de müslüman idi, neden ‘Hepimiz Müslüman’ değiliz ?
Kaldı ki saldırının gerekçelerinden biri Hz Muhammed’in karikatürünün yapılması değil mi idi ?
Bu kadar ‘kör parmağım gözüne’ müslüman düşmanlığı kime yarar getirecek ?
Sorun Hz Muhammed’in resminin yapılıp yapılamayacağı değildir.
Resmi yapılabiliyorsa karikatürü de yapılabilir.
Bunlar bizim üzerinde ‘yorum’ yapabileceğimiz konular değil.
Bizce, olayların henüz dumanı tüterken, en azından Fransa’da yaşayan müslümanlar üzerine bu denli gidilip gidilemeyeceğidir.
Türkiye, Fas, Tunus, Cezayir ve Mısır (ki son yıllarda sayılarında olağanüstü bir artış var)’lılar en azından alınmayacaklar mıdır ?
Teröre hayır ama ‘dini duygularımız’ı yermeye de hayır demeyecekler midir ?
Umarız, bu girişim, Fransız Devleti katında destek görmez.
Ve Charlie’cilerin bir işgüzârlığı olarak kalır.
Çünkü öldürülen polis Ahmet Merabet’in kardeşi Malek, daha ilk günden ‘köktendinci’ ya da ‘cihadcı’ müslümanlar ile kendi hallerindeki müslümanların biribirlerine karıştırılmaması gerektiğini söyledi.
Öte yandan Fransa’yı mesken tutmuş ‘Arap Şeyhleri’ var..
Bunlar da alınır mı acaba diye soramadan edemiyor insan.
Onlarda alınacak surat yok gibi görünüyor.
Müslüman oldukları bile kuşkulu.
O sakal, sarık ve banliyölerde kuruluşunu finanse ettikleri ‘cami’lerin hiç de ‘islam dini’ne yararlı olmadığı, tersine beyinleri uyuşturulmuş Colubaly’ler ürettiğini onlar da biliyorlar.
Bunlar iki yüzlü. Yanar döner.
‘Cumhuriyet yürüyüşü’ne de katıldılar.
Charlie Hebdo’nun bundan sonra devam etmesi için yardım edeceklerinden de kuşkum yok.
Habip Hamza Erdem