Baykal olayı rövanş ve İran 1 Mart'ıdır!..İş bu defa şansa bırakılmıyor!.. Baykal operasyonu ile hem 1 Mart'ın hesabı görülüyor, hem İran 1 Mart'ı garanti altına alınıyor. Ülkemizde siyasilerin her anlamdaki «ihaneti» sorgulanacaksa, Baykal herhalde en son başlanacak isimlerden birisidir. Bu tespiti yaptıktan sonra, olaya biraz daha tepeden ve geniş çerçeveden bakmak istiyorum.
CHP Lideri, Anayasa paketindeki siyasi partilerin kapatılmasını önleyen madde reddedildiğinde, yargıyla ilgili diğer düzenlemeler için de AKP milletvekillerine, «yeni bir 1 Mart şahlanışı» çağrısı yaptı. İşte bence işin sırrı burada.
Ahmet Takan daha önce 1 Mart'ın perde arkasında neler döndüğünü, hangi yabancı liderlerden ne telefonları geldiğini, kimlerin içeriye başka, ABD'ye, AB'ye başka oynadığını yazdı. Şunu eklemekle yetineyim.
1 Mart tezkeresinin altında imzası olan dönemin Başbakanı Abdullah Gül, «Ne yapacağız?» diye sormaya gelen milletvekillerine açıktan, «Altında imzam olmasa ret verirdim» işaretiyle işi halletti. Erdoğan, 1 Mart'ın çıkmasını samimiyetle istemesine rağmen o sonucu Gül ve AKP içindeki «Kürt kökenli» milletvekilleri belirledi. Ancak tüm fatura, gayet planlı-programlı bir şekilde CHP ile TSK'ya çıkarıldı. TSK'nın başına o çuval geçirildi!..İktidar yandaşlarının, bugün Anayasa değişikliğiyle yargının hallini kastederek, «bir eşik daha geçildi» diye böbürlenmesi bundan. Birinci eşik TSK idi. Süleymaniye çuvalından sonra arkası çorap söküğü gibi getirildi ve «şamar oğlanına» çevrilen TSK susturuldu!..
Baykal'ın her fırsatta 1 Mart'ı hatırlatması birilerini çıldırtmıyor muydu? Er-geç bunun intikamı alınmayacak mıydı?Baykal'ın, Mustafa Sarıgül'ün aday olduğu 2005'teki olağanüstü kurultayda, «1 Mart tezkeresinin ardından medya, CHP'ye karşı bir haçlı seferi başlattı» benzetmesini ve «Bunlar, CHP'yi sevdikleri, başarılı olmasını istedikleri için değil, CHP yönetimini kendi işlerine geldiği gibi değiştirmek için bu kampanyayı yürütmektedir» demesini hatırlıyorum da...
Bugün iktidarın yeniden dizayn ettiği özellikle Aydın Doğan grubu gazetelerinin, «öperken-ısırma» misyonuna hiç ama hiç şaşırmıyorum!..Anayasa'nın reddedilen o maddesi ve Baykal'ın «1 Mart şahlanışı» benzetmesine dönüp, bir öngörüde bulunayım; Evet Baykal'ın benzetmesi doğruydu, ama ters açıdan... Bence o madde aynen 1 Mart tezkeresi gibi büyük ve usta bir oyunla bizzat AKP tarafından hallettirildi. İster tepelerden bir yerlerden gelen, «Bu madde geçerse, paketin iptali kesin» haberi etkili oldu deyin, ister AKP içindeki muhalifleri ablukaya alıp, biata zorlayarak, diğer riskli maddelerin garantisi sağlandı deyin... Kontrollü bir krizle, o sonuç alındı. Ve bence ret verenler, piyasaya ismi sürülen muhalifler değil, aynen 1 Mart'taki gibi «Kürt kökenli» ve Gül'e yakın bazı isimler oldu.
Zaten Gül ve Erdoğan'ın açıklamaları, bir taşla kaç kuş vurulduğunu gösteriyor. Ortada böylesine hayati ve satır satır incelenmesi gereken bir paket var, Gül peşinen, «Fazla bekletmeyeceğim» diyor. Erdoğan, siyasi güç gösterisinin ötesinde, Anayasa Mahkemesi'nden iptal gelmeyeceğinden öylesine emin ki, referandum kampanyasını başlatıyor. Yetmiyor, 8. maddenin reddiyle, CHP'nin olası «AKP'de milletvekillerine baskı yapıldı» itirazı bir kalemde siliniyor, hatta «demokrasi» dersi veriliyor vs. vs...
Bu paketi ABD-AB'nin istediğini de biliyoruz. Hal böyleyken, Baykal'ın 1 Mart benzetmesi, farkında veya değil adamların, «damarına damarına basma» olmadı mı?
Bir adım ötesine geçiyorum.
Emperyalizmin İran planı kapımızın önünde. Biz cambazlara bakarken, ülkemiz üzerinde aynen Irak operasyonu öncesi yürütülen operasyon yürütülüyor. Ama bir farkla; İş bu defa şansa bırakılmıyor!.. Baykal operasyonu ile hem 1 Mart'ın hesabı görülüyor, hem İran 1 Mart'ı garanti altına alınıyor.
Baykal'ın 5-6 yıldır, T.C.'nin, 2. Cumhuriyete dönüştürülmesini nasıl engellediğini, daha doğrusu birilerinin planlarını nasıl geciktirdiğini yazarsak, koca bir liste çıkar. Ama şimdi Baykal'a video operasyonun, İsrail'in AKP'yi gönderme planı olduğu öne sürülüyor ya, bu konuda birkaç kelam edeyim.Efendim, İsrail CHP'nin iktidara gelmesini istiyormuş, ama Baykal'la bu olmazmış. O yüzden Baykal gönderilecek, onun yerine CHP'yi iktidara taşıyacak bir isim oturtulacak, böylece Türkiye AKP'den kurtulacakmış!.. 1-Baykal'ın mayınlı arazinin İsrail'e verilmemesi için yaptığı mücadele, sadece iktidarın değil, İsrail'in de canını çok yaktı. O yüzden İsrail bu oyunda varsa, ancak CHP'nin iktidara gelmesi için değil, Baykal'dan intikam almak için vardır.
2-AKP ile İsrail'in arasının bozuk olduğuna inanan var mı? Sözde «bozuk» lukları, hele de son senaryonun sadece AKP'yi daha da güçlendirmeye yarayacağını anlamamak için herhalde aptal olmak lâzım.
3-CHP'liler kusura bakmasın, bence CHP demek, Baykal demektir. Baykal gittiği gün CHP biter, bitirilir, liğme liğme dökülür. Çok iyi niyetlerle dahi bu havuçlara kanıp, emperyalizme maşalık yapan/yapacak CHP'li varsa, yazıklar olsun!..Yeniden depreştirilen CHP-Sarıgül kavgasına da bakalım... İktidarın «kalkışma» saydığı Cumhuriyet mitinglerini hatırlayın. Halk sağ ve sol partilere «birleşin» çağrısı yaptı. Sözüm ona DYP ve ANAP birleşme görüşmesine başladı. Araya «rufailer» girdi, o iş yattı. Merkez sağ böyle çökertildi ve yüzde 15 oy AKP'ye aktı.
Baykal «hizipçi» ya, benzer anlaşmazlık CHP-DSP görüşmelerinde mukadderdi. Ama Baykal oyuna gelmedi, DSP ne istiyorsa kabul etti. Böylece «Görüyorsunuz, bunlar Türkiye'yi değil, kendilerini düşünüyorlar» soslu kampanyalarla, seçmenin küstürülüp, «solun temizlenmesi» ve AKP'nin alternatifsiz olduğunun gösterilmesi planları suya düştü.
Kusura bakmasınlar ama bence CHP yöneticileri, video şokuyla büyük bir oyuna getirildiler, 2007'de yarım kalan planın tamamlanmasının önünü açtılar. Sarıgül'lü e-mail mesajının, anlamı o kadar açık ki; «Bu solcular adam olmaz. Bak nasıl da birbirlerine düşmanlar...» kanaatinin doğması, yani «solda toptan temizlik» ten başka bir işe yarar mı?
Son söz; Cumhuriyetle beraber, Cumhuriyeti kuran partiyi de gömmek istiyorlar. «İstifa» bombardımanı altındaki Baykal ve CHP bir bunu düşünsün... Bir de Milli Mücadeleyi yürüten Mustafa Kemal için Şeyhülislamın «ölüm fetvası» verdiğini, İngilizlerin tutuklanması kararı aldığını, adının Malta sürgünleri listesinin 1 numarasına konduğunu hatırlasın!..heddam.com
Müyesser YILDIZ