CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

Genel & Güncel Konular

CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Çrş May 19, 2010 14:26

CHP'DE DERİN TASFİYE

Milliyetçilik oku kırılıyor

DENİZ Baykal’a yönelik ‘kaset’ komplosuyla başlayan operasyonun arka planı yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor. Türkiye’de siyaseti yeniden tanzim etmek isteyen eller, işe emperyalizme karşı açık tavır alan Baykal’dan başladı, referandum ve CHP Kurultayı öncesi düğmeye bastı.

Kılıçdaroğlu’nun yelkenine medya rüzgarı

BAYKAL’ın ‘kaset’le saf dışı edilmesinin ardından defalarca aday olmayacağını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu aniden aday oldu. Bu kararda keskin bir tavır değişikliğine giren Önder Sav kadar bazı medyanın da ağırlığı büyüktü. Sıradaki hedef de belli: CHP’nin eksenini kaydırmak, milliyetçilik okunu kırmak...

CHP’de derin operasyon

Emperyalizme tavır alan Baykal’a yönelik komplo ile başlayan operasyon netleşiyor. Kılıçdaroğlu’nun aday olmasıyla birlikte CHP’yi değiştirmek isteyen kirli ellerin hedefi, Altı Ok’tan milliyetçiliği çıkarmak

Deniz Baykal’a yönelik ’kaset’komplosuyla başlayan kirli operasyonun arka planı yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor. Türkiye’de siyaseti yeniden düzenlemek isteyen gizli eller, işe emperyalizme karşı açık tavır alan Baykal’dan başladı. CHP’nin siyasi programını oluşturan Altı Ok’un en önemli ilkelerinden ’milliyetçiliği’safdışı bırakmak isteyen bu güçler, bir kısım medyayı da arkalarına alarak referandum ve CHP Kurultayı öncesi düğmeye bastı. Baykal’ın ‘kaset’le saf dışı edilmesinin ardından defalarca aday olmayacağını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu aniden aday oldu. Bu kararda keskin bir tavır değişikliğine giren Önder Sav kadar bazı medyanın da ağırlığı büyüktü. Sıradaki hedef de belli: CHP’nin eksenini kaydırmak.

Planlar okyanus ötesinden


Bu süreci değerlendiren CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Türkiye üzerinde son yıllarda dış odaklı güçlerin içerideki uygulayıcılarıyla üniter devleti tasfiye etmeye çalıştığını söyledi. CHP üzerinde oynanan oyunların da bu sürecin devamı olduğunu ifade eden Arıtman şunları söyledi: “Bir kere bugün CHP üzerinde oynanan oyunlar da ulus devleti, üniter devleti kısaca Türkiye Cumhuriyeti Devletini tasfiye etmeye yönelik projelerin arasındadır. Bu proje ve planlar okyanuslar ötesinde yapılmıştır ve buradaki işbirlikçileri ve mütareke basın tarafından da desteklenerek günlük yaşama sokulmaktadır.

TSK, yargıya, üniversitelere bu operasyonlar yapılmış, hepsi bölünüp parçalanmıştır. Artık sıra Türkiye’nin bölünüp parçalanmasına gelmiştir. Ben hala bu projelerin başarısızlığa uğrayacağına inanıyorum.”

Milliyetçilik silinemez


Son günlerde CHP’ye yönelik olan tartışmaların CHP üzerinde oyun oynandığının açık bir göstergesi olduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de, bunların boş bir sevda olduğunu kaydetti. Ersin, Atatürkçülüğü ve Atatürk milliyetçiliğini CHP’den silmek diye bir şeyin söz konusu olamayacağını belirterek, şunları kaydetti: “CHP’den Atatürkçülüğü silmek boş bir sevdadır.

CHP’li olmanın mayasında zaten Atatürkçülük olmak vardır. CHP’li parti üyelerine yönelik olarak böyle bir girişimin asla hedefine ulaşamayacağı açıktır. Bunun ötesinde CHP üzerinde yıllardır oyun oynanmak istenmektedir. Son günlerde kamuoyunda yapılan tartışmalar CHP’yi bölmek hevesinde olanların tartışmaları olarak görülebilir. Ancak tüm bunlar CHP’yi bölmeyeceği gibi, zarar da vermez.”

Tam olgunlaşmadı


MHP Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu ise, CHP’de yaşanan gelişmelerin tam olarak olgunluk kazanmadığını, bu aşamada konuşmanın doğru olmayacağını söyledi. Yunusoğlu, “Tabi ki bir takım tahminler yürütülmektedir. İlerideki günlerde daha çok olgunlaşacaktır” dedi.

19 MAYIS 2010
YENİÇAĞ






Yeni misyon: Sol Kürt oylarını toplamak
CHP’NIN EKSENİ KAYDI

Derin siyaset tanzimiyle partinin rotası sahillerden Doğu’ya yönlendirilecek

6 Ok’tan Milliyetçilik kırılacak

DENİZ Baykal’ı saf dışı edip Kemal Kılıçdaroğlu’nu vitrine süren operasyon, partinin yeni stratejisini de ortaya koydu. Rota sol ve Alevi Kürt oylarına çevrilecek, milliyetçi oyların ağırlıkta olduğu sahiller arka plana itilecek.

Ciddi bir oy kaybı yaşanabilir

CHP’deki operasyonun kodlarını çözen siyasi analistler, “Partinin marjinalleşmeye kaydığı görülüyor. Etnik ve mezhep öncelikli bir CHP ayrışmaya ve küçülmeye sürüklenir. Sahil kentlerinde ciddi oy kaybına uğrar” diyor.

CHP’de eksen kayması

CHP’de yönetime gelmesi beklenen Kılıçdaroğlu ve ekibini değerlendiren siyaset uzmanları, partinin Baykal’ın bugüne kadar izlediği politikayı terk edeceğini ve milliyetçi çizgiden uzaklaşacağını ifade etti

CHP’de 22-23 Mayıs tarihlerinde yapılacak kurultay hazırlıkları sürerken, Deniz Baykal’ın istifasıyla esmeye başlayan değişim rüzgarları da netleşmeye başladı. Bugüne kadar tek aday olarak ortaya çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesi durumunda CHP’nin bugüne kadarki söylemlerini terk edeceği ve milliyetçi çizgiden uzaklaşacağı ifade edildi. Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nurullah Aydın, CHP’nin Genel Başkanlığı’na ilk kez Alevi kökenli lider adayının getirilmesiyle bundan sonra CHP geleneğinde var olan Türkçü-Atatürkçü yapının Sünni kesimin kapsama alanının dışına çıkacağını öne sürdü.

YENİÇAĞ
En son Başkomutan tarafından Prş May 20, 2010 1:19 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Çrş May 19, 2010 23:19

Kimlik ayrışması olur

Prof. Nurullah Aydın: CHP liderliğindeki değişimle, Türkçü-Atatürkçü yapının dışına çıkılır.

Kimlik ayrışması

Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı’ndaki CHP’nin süratle marjinalleşmeye doğru gideceğinin altın çizen Aydın, şöyle konuştu: “Özellikle Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alan Gürsel Tekin’in de mezhep kimliği göz önüne alınırsa, bunun CHP de mezhep ve etnik kimlik ayrışmasını tetikleyeceği kanaatindeyim. Geçmişte CHP Genel Başkan adayı olan daha sonra Birlik Partisi’ni kuran Mustafa Timisi’nin ve Hasan Veziroğlu’nun mezhep kimliği yönündeki politikasının neticesiz kalması gibi Kılıçdaroğlu’lu yönetimindeki CHP de ciddi bir ayrışma, daralma ve küçülmeye girecek”

Yeniçağ



Ağır bedel ödeyebilirler

H. Sami Türk: CHP, BDP’ye doğru kayıyor. Bedeli ağır olur. SHP-HEP örneği ortada...

MHP ile ittifak yok

Adalet Eski Bakanı Hikmet Sami Türk Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığındaki CHP’nin BDP ile ittifak yapması halinde bunun bedelini geçmişte SHP-HEP örneğinde olduğu gibi ağır ödeyebileceğini kaydetti. Türk, şöyle devam etti: “CHP içerisinde yeni açılımlar, çağdaş yorumlar söz konusu. Bu altı oktan en çok zaman içerisinde yorum farkına açık olan ilke ki bugün kimse 1930’ların anlayışındaki gibi devletçiliği düşünmemektedir. Bu bir eksen kayması değil ama yeni bir açılım olabilir. CHP programını kısa bir süre önce yeniledi. Daha çağdaş bir yorum getiren program. Baykal şimdiye kadar 18 yıl CHP genel başkanlığı yaptı. Bu şekilde bir olayla görevine son verilmesi temenni edilmezdi. İşbirliği olsa bile soldaki DSP ile olabilir. CHP bazı çıkışları ile milliyetçi çizgiye daha yakın durduğu ki partinin 6 okundan birisi milliyetçiliktir. Bunun gerçekleşip gerçekleşmemesi 2011 seçimlerine bağlı.”


Yeniçağ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen ulusalcı » Çrş May 19, 2010 23:34

CHP'de kürtcü darbe. Türklere ya hapis, ya tezgah.Türkiye'de Türk baskan ve lider kalmadi adeta. Baska ülkede bunun hükümet ve anamuhalafet icin örnegi var mi?
Kullanıcı küçük betizi
ulusalcı
Üye
Üye
 
İletiler: 93
Kayıt: Cmt Oca 31, 2009 8:09

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Deli Haydar » Prş May 20, 2010 0:14

Milliyetçilik oku sağlam mıydı da, şimdi kırılıyormuş?
Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Devrimcilik, Halkçılık ya da Laiklik okları da birer birer kırılmadı mı?

Deniz Baykal'ı CHP'nin önündeki en büyük engel olarak görenlerdendim. Kılıçdaroğlu'nu da yerel seçimlerde canı gönülden destekledim. Ancak bugün geldiğimiz noktada görüyorum ki, Deniz Baykal paketlenmiş -daha doğrusu kendi kendine paketlettirilmiş- ardından, yerel seçimin ardından dut yemiş bülbüle dönüp yalnızca yersiz şakımaları ile uslarda yer edinen Kılıçdaroğlu, "olmam" derken aday oluvermiştir. Hem de, hem yandaşın hem Arınç'ın desteğini alarak!

Bir kez daha yineleme gereksinimi duyuyorum: Değil Baykal ya da, Kılıçdaroğlu, feriştahı gelse benim önderim olamaz! Benim ölümsüz önderim bellidir! Bugün bana yalnızca önderimin ülküsüne "taşıyıcılık" yapacak çapta kişi gerekmektedir. O kişi Gazi Kemal Atatürk'çe konuşmaya başladığında, işte o kişi o zaman benim başkanım olacaktır. Acıdır ki, o çapta bir kişi şu an için, bilinen Türk siyasetinde bulunmamaktadır.

O yüzden şu anda bize düşen birincil görev, muhalefette iken safları sıklaştırmak olmalıdır.
Yoksa oklar zaten darmadağın olmuştur! Kol kırılınca nasıl yen içinde kalıyorsa, kırılan oklar da şimdilik sadak içinde kalmalıdır.

Ne olusa olsun, bu seçimde partiler CHP ve MHP'nin altında birleşmeli; AKP karşıtı oylar bölünmemelidir. Hele bir AKP iktidardan uzaklaştırılsın... Sonrası zaten kolaydır... Zamanı geldiğinde o oklar elbet ilk günkü biçimleri esas alınarak onarılacak; eskisinden sağlam kılınacaktır.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 0:57

Etnik ayrıştırma süreci

Etnik ayrıştırma süreci işleyecek. Bu kimin projesi? AK Parti,PKK ve DTP’nin. Dünkü tartışmalar da bunu açıkça ortaya koydu. Etnik ayrıştırma, demokrasi politikası değildir. Hiçbir ileri demokraside, ‘madem ileri demokrasisin, etnik ayrışmaya yönel kardeşim’ anlayışı yoktur. Demokrasi insanla, bireyle ilgilidir. Cemaatle, aşiretle, etnik kimlikle ilgili değildir. Herkes etnik kimliğini elbette insan hakları ve özgürlüğü çerçevesinde yaşar ama devlet onun parçası olmaz. Şimdi devleti etnisitenin parçası yapıyorlar. Şimdi etnik dilde milli eğitim, eğitim yapacaklar.
Deniz Baykal

1 Mart tezkeresine karşı çıkan AKP'liler nasıl tasfiye edildiyse aynı oyun CHP üzerinde oynanıyor...Erdoğan demedi mi milletvekilliğinden istifa etmeli Deniz Baykal diye...

Türkiye'de bunu bir kez daha söylüyorum.Ulus ve üniter devlet aleyhine olağandışı şeyler oluyor bunu biliyoruz.Ordunun durumu malum...Yargı kuşatılmış CHP sarsılmış durumda...
Kılıçdaroğlu Silivride'ki yurtseverlere Deniz Baykal kadar avukatlık yapamaz.
CHP'de bu darbe bir şeyin başlangıcı ama hayra değil...
Yeniçağ'ın Davos senaryosundaki duruşunu ne kadar ayıplamışsam bu analizini o kadar doğru buluyorum...
Kinzer Deniz Baykal'ın gidişini demokrasi önündeki engel kalktı diye yorumlamıştı...
Şimdi ses yok...
Burada arı harekatı eleştiriliyor-doğru...Gandi Kemal'den sonra Kinzer'da katılmış...

Hatırlarım halk dendiği - Baykal'ın yaptığı bir hata daha - halk getirdi Erdoğan'ı...
Sanki bir yıldız - gücün medyası Erdoğan diyor...
ABD Irak'a girer...
Erdoğan görev adamıdır süpürülmez deliğe...


Sav - Kılıçdaroğlu karşıttır aday olmayacağım diyen Gandi aday olur...

Hatırlarım halk dendiği - Sav'ın yaptığı halk getirir mi 'Gandi' Kemal'i?
Sanki bir yıldız -gücün medyası Gandi Kemal diyor..
...

İran haberleri artıyor...



...ben uyumaya gidiyorum.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 1:09


Emperyalistler böyle istedi

CHP Genel Başkanvekili Cevdet Selvi, Baykal’ı ziyareti sonrası operasyonun faillerine dikkat çekti: Türkiye’de emperyalizmin işbirlikçilerinin arzu ettiği bir siyaset oluşturulmak isteniyor. Siyasi kurumların, siyasetin yozlaştırılması işte onun bir parçası.


Emperyalizm işbirlikçilerinin arzu
ettiği siyaset oluşturulmak isteniyor


CHP Genel Başkanvekili Cevdet Selvi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş ve CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı evinde ziyaret etti. Yaklaşık 1 saat 40 dakika süren görüşmenin ardından Baykal’ın evinin bulunduğu Angora Evleri sitesinin önünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Selvi, Baykal ile yıllardan beri çalıştığını, böyle bir komplo karşısında Baykal’a arkasını dönmesinin mümkün olmadığını belirterek “Kim ne düşünürse düşünsün, ben bugün olduğu gibi, nezaketi içerisinde hayatım boyunca ’Genel Başkanım’dediğim, hatta partinin, Türkiye’nin kurtuluşunu onda gördüğüm için, inandığım için her an gelir giderim ve kendisini ziyaret ederim, ondan da gurur duyarım” dedi.

Türkiye’nin aydınlık geleceğini Baykal’da gördüğü sırada bir komplo yapıldığını söyleyen Selvi, “Bu komplonun çok yürek yakıcı olduğunu ben de içimde hissettim. Zamanlamaya bakılırsa şimdiye kadar CHP’nin ve Sayın Genel Başkanımızın üzerinde oynanan oyunlara bakılırsa bu komplodan başkası onu yıkamadı, onu üzemedi, hepsi aklandı”
diye konuştu. Selvi sözlerini şöyle sürdürdü:

Siyaseti şekillendirme peşindeler

“Türkiye’de siyaset değiştirilmek, şekillendirilmek isteniyor. Emperyalizmin işbirlikçilerinin arzu ettiği bir siyaset oluşturulmak isteniyor. AKP döneminde de var olan siyasi kurumların, siyasetin yozlaştırılması işte onun bir parçasıdır. O bakımdan ben Sayın Genel Başkanım dimdik ayaktayken bundan 20 gün önce yanında görünmüyordum. Ama bu noktada rahatsız etmek istemeyeceğimi bilsem her gün uğrarım. Benim pişmanlığım yoktur, inandığım her şeyi inandığım için yaptım. Telaşım da yoktur. Buradaki istifa, herkesin dikkatini çekmek içindi.
Bundan sonra siyaset yapacakların nasıl olaylarla karşılaşacağını ve siyasette böyle komploların geçerli hale geleceğini herkes düşünmelidir. Bu önemlidir. Bu, CHP için değil, bu Sayın Baykal için değil, kim siyaset yapıyorsa bu yolların bile uygulanır, adet haline gelir durumda olduğunu göstermek için herkes bir kere daha düşünmelidir.”


YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Urunguj » Prş May 20, 2010 1:20

Nasıl kırılıyormuş bu Milliyetçilik oku acaba?

Yolsuzluklara, hortumlara karşı durmak milliyetçilik değil midir?

Kemal k.oğlu aleyhine anlamsız ve zavallı bir açıklama!

Kemal bey, KanalTürk satılmadığı dönemlerde-kanal akp iktidarının maliyesince vahşice baskı altında tutulurken, bu kanalda deniz feneri dahil birçok yolsuzluğu dile getirmiyor muydu?
Bugün Kemal k.oğlu hakkında olumsuz konuşanlar, O, yolsuzlukları anlattıkça hırsından yumruklarını sıkmıyorlar mıydı?

Kanaltürk, artık kanalTürk değil. Tuncay Özkan da zaten zindanda.

Bakın Sabahattin Önkibar nasıl döndü!

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=13323
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Urunguj » Prş May 20, 2010 1:38

CHP’de yönetime gelmesi beklenen Kılıçdaroğlu ve ekibini değerlendiren siyaset uzmanları, partinin Baykal’ın bugüne kadar izlediği politikayı terk edeceğini ve milliyetçi çizgiden uzaklaşacağını ifade etti
CHP’de 22-23 Mayıs tarihlerinde yapılacak kurultay hazırlıkları sürerken, Deniz Baykal’ın istifasıyla esmeye başlayan değişim rüzgarları da netleşmeye başladı. Bugüne kadar tek aday olarak ortaya çıkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesi durumunda CHP’nin bugüne kadarki söylemlerini terk edeceği ve milliyetçi çizgiden uzaklaşacağı ifade edildi. Gazi Üniversitesi öğretim üyesi[b] Prof. Dr. Nurullah Aydın, CHP’nin Genel Başkanlığı’na ilk kez Alevi kökenli lider adayının getirilmesiyle bundan sonra CHP geleneğinde var olan Türkçü-Atatürkçü yapının Sünni kesimin kapsama alanının dışına çıkacağını öne sürdü.


Tipik bir AKP yandaşı medya haberi!

Allahım bana sabır ver! CHP'nin başına ilk defa alevi lider gelecekmiş! Devamı daha iğrenç!

Benim düşüncem, Alevilerin büyük çoğunluğu Atatürk'ü sünnilerden daha çok sever! Ben ki Konya'da sünni mazbut bir ailenin çoçuğu olarak büyüdüm, çocukluğumda çok Namık Kemal fıkrası dinledim (Namık takiyye kısmı, hedef Mustafa Kemal), bu satırları yazanı cahilse dövmeli-eğitmeli, değilse...

Ben yeniçağ gazetesini parayla satın alıyorum, ama galiba bu haberinden sonra almayacağım.
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen İL-BARS » Prş May 20, 2010 12:19

10 Kasım 1938 sonrası yani(Yüce Atatürk sonrası hala sürmekteolan karanlık dönem) C.H.P'de Türk Milliyetçiliği zaten rafa kaldırılmıştı. Kaldı ki pkklı teröristlere af isteyen, seyyid rıza adlı emperyalist işbirlikçisi eşkiyayı savunan Kılıçdaroğlu mu Türk milliyetçiliği yapacak ? Biraz tutarlılık lütfen.

Kaldı ki C.H.P'yi bekleyen bir tehlike de; Kılıçdaroğlu ile birlikte Mezhepçiliğin hortlamasıdır. Yani partinin Laiklik ilkesi de tarih olacak gibi gözüküyor. Bu durumda da bölünen ve zarar gören gene Türk Milleti olur.
Kullanıcı küçük betizi
İL-BARS
Üye
Üye
 
İletiler: 135
Kayıt: Cum Eki 09, 2009 11:21

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 21:01


CHP, yeniden gayri milli solun eline mi geçecek?


1 Ağustos 2007 tarihinde kaleme aldığımız “Baykal’ın CHP’yi Atatürk’ün çizgisine oturtma harekatı” başlıklı yazımızda aynen şöyle diyorduk:

Türk devletinin kurucusu olan CHP, 1940’lı yıllardan sonra, sistemli bir şekilde ‘asli yörüngesinden’ uzaklaştırılarak ‘halka yabancı’ bir kurum haline getirildi.
1960’lı yılların ortasında rotayı ‘ortanın soluna’ çevirip milletin çoğunluğunu dışlayan parti, gün geldi emperyalizme alkış tutan ‘işbirlikçi’ ve ‘bölücü’ çetelere teslim oldu.

Öyle ki, 12 Eylül ihtilalinin ardından CHP’nin artık ‘Atatürk’ ile herhangi bir bağlantısı kalmadığını itiraf eden Bülent Ecevit, genel başkanlıktan istifa ederek ‘ulusal sol’ çizgisindeki DSP’yi kurmak zorunda kaldı.

CHP; 1990’lı yıllarda yeniden kurulup SHP ile birleştikten sonra, sık sık ‘bölücülerin ekmeğine yağ süren’ raporlarla gündeme geldi.

18 Nisan 1999 seçimlerinin ardından istifa etmek zorunda kalan Baykal, geri döndüğünde CHP’yi ele geçiren çetelere karşı ‘ince’ bir operasyon başlattı.
Partinin en tepesinden, en alt noktalara kadar, ‘milli/ulus’ devlete karşı çıkan, ‘Türk düşmanlığı’ yapan ne kadar ‘işbirlikçi’ ve ‘bölücü’ varsa teker teker tasfiye etti.

CHP’yi yeniden ‘milli çizgiye’ oturttu.



4 Aralık 2009 tarihinde kaleme aldığımız “Baykal, CHP’yi millete açmakta samimi mi?” başlıklı yazımızda aynen şu ifadeleri kullanıyorduk:
Baykal, ‘Türk’ kelimesinden bile rahatsızlık duyan, ‘etnik kimlikler’ve ‘mezhepler’ üzerinden siyaset yürütmeye çalışan ‘bölücü’ çeteleri CHP’den tasfiye etti.
Sıra, ‘din ve vicdan hürriyetinin’ bir güvencesi olan laikliği, ‘din düşmanlığı’ olarak dayatmaya çalışanları saf dışı bırakarak, ‘millet’ ile kucaklaşmaya geldi.

Baykal’ın son zamanlarda bu yönde atmaya başladığı adımlar, CHP’yi ‘kendi amaçları’ doğrultusunda kullanmak isteyenleri topyekun harekete geçirdi.
‘Ilımlı İslam’ ve ‘ılımlı milliyetçilik’ ile merkez sağı kontrol altına alan karanlık güçler, şimdi de ‘ılımlı sol’ söylemi ile CHP’yi teslim almaya çalışıyorlar.

Tetikçiliği ise solculuktan ‘işbirlikçiliği’anlayan eski tüfekler üstlenmiş durumda.

Baykal’ın yapacağı daha çok iş var.


Halkın ‘inançlarına’ saygıyı bile fazla gören unsurlara daha fazla seyirci kalamaz.

İktidar alternatifi olmak istiyorsa eğer, bir yolunu bulup ‘çekirdek’ kadrosunda yer alan Önder Sav gibi kişileri mutlaka hal’(!) etmelidir.


Okyanus ötesinde kurgulanan bir ‘darbe’ile CHP’nin başından uzaklaştırılan Deniz Baykal, son anda karşı karşıya kaldığı ihaneti aynen şöyle özetliyor:
- “Ben önder Sav’ın nelerini kapattım, onu korudum, o bana bunu yaptı.”

Ne acıdır ki Baykal’ın zamanında icabına bakmayıp korumaya kalkıştığı kişiler, şimdi onu tamamen ‘silmeye’ çalışıyorlar.
Önümüzde artık bir CHP kongresi var.

CHP üst kurul delegeleri, Baykal’ın istifasının ardından boşalan ‘genel başkanlık’ koltuğunu doldurmak için sandık başına gidecekler.
Son anda sürpriz bir isim ortaya çıkmazsa eğer Kemal Kılıçdaroğlu tek aday gibi görünüyor.

‘Yolsuzluk’ dosyaları dışında halihazırda herhangi bir icraatına tanık olmadığımız Kılıçdaroğlu hakkında kesin bir yorum yapmak için henüz erken.
Eminiz ki, bugüne kadar CHP’ye oy vermeyenler bile şu sorunun cevabını arıyorlar:

CHP, ‘Atatürk’ün çizgisine’ oturma yolunda ilerlemeye devam mı edecek, yoksa rota değiştirip yeniden ‘gayrimilli solun’ tahakkümü altına mı girecek?
Cevabı, Gandi’nin tercihi belirleyecek.


21 Mayıs 2010 İsrafil K.KUMBASAR
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 21:07

Makamsever operasyon

CHP kulisinden sızan iddia kurultay öncesi tüm dengeleri değiştirebilir: Önder Sav gücünü korumak için Baykal’a desteğin önünü kesti, il başkanlarını kandırdı, tasfiye operasyonuna ortak oldu

“Ne olur bu oynanan oyunu yazın” diyordu telefondaki ses;

“Tek vatansever sizsiniz...”


Siz derken elbette şahsımı değil Yeniçağ’ı kastediyordu. Onu böyle düşündüren, yıllarca emek verdiği partisinin bir “medya operasyonu”yla dönüştürülüyor olduğuna dikkat çekmiş, gerçeğin üzerindeki perdeyi kaldırma görevini yerine getirmiş / getirmeye çalışmış olmamızdı.

Durumdan vazife çıkaran biri değil, CHP’nin en etkin isimlerindendi konuştuğum. Duruşu ile partisinin son dönem politikaları özdeşleşmişti. Deniz Baykal’ın en yakınındakilerden biriydi. Ve ister “vefa” deyin, ister “ilkeli - ahlaklı siyaset”; şu son sınavdan yüzünün akıyla çıkan, adına pazarlık, operasyon, menfaat gölgesi düşürmeyen az sayıdaki CHP’li milletvekilinden bir tanesiydi.

İsmini vermiyorum çünkü o hala CHP’nin bu süreçten, bölünmeye sürüklenmeden çıkmasına çalışıyor.

Partiyi altı oktan
uzaklaştırma projesi

Telefonu açar açmaz şöyle dedi:

“CHP’nin başından bir vatansever tasfiye edildi.”


Belli ki dertliydi...

Dertleştik biz de.

Salt Baykal’ı değil de “Baykal’lı CHP”yi hedef alan bir operasyona maruz kaldıklarını düşünüyordu. Bunun temelinde de partisinin ulus-devleti korumaya dönük politikalarının bulunduğuna inanıyordu. Tezi şöyleydi:

“CHP’nin oyunu bizi açılım politikalarına karşı savunma mekanizması olarak görenler arttırıyordu. Batı bölgeleri dışında, Orta Anadolu’dan ciddi oy almaya başlamıştık. Sağdan oy gelmeye başlamıştı. Son anketlerde yüzde 28’lere dayanmıştık. AKP’nin gidici olduğu öngörülüyordu.Ama başında Deniz Baykal olduğu müddetçe ulusalcı çizgiden asla taviz vermeyeceği bilinen CHP’nin iktidarına da izin verilemezdi. Onun için Baykal’ın uzaklaştırılması, CHP’nin de değiştirilip dönüştürülmesi lazımdı.”

Başlarına gelen şeyin adını “CHP’den ulusalcıları tasfiye operasyonu” koymuş parti yöneticileri.

Başka bir ifade biçimleri daha var:

“CHP’yi altı ok hedeflerinden uzaklaştırıp, bir başka parti haline getirme projesi.”


Tasfiye etmeseler tasfiye edileceklerdi

Kemal Kılıçdaroğlu’na estirilen rüzgarı CHP yönetimi de kaygıyla izliyor. Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak öne çıkarılan bütün ’değer’lerin özgeçmişine ve ‘kimliğine’ dayanmasına dikkat çekiyor telefondaki tecrübeli siyasetçi:

”Bir; Kürt-Alevi dedikleri kimliği. İki; dedesinin eşkıyalığı. Üç; Dersim’le ilgili Onur Öymen’e yönelik tavrı. Ki Öymen’in söylediği sözlerde CHP’nin ideolojisine ters olan bir şey yoktu. Medyadaki Kemal Kılıçdaroğlu profili bu. Oysa Baykal uzun yıllardır partide bu zihniyetle mücadele etti. Etnik kimliğini öne çıkaran, mezhep kimliğini öne çıkaran insanları etkisiz hale getirmenin mücadelesini verdi.Başbakanı devamlı olarak eleştirdiği noktayı hatırlayın. ’Neden Türk milleti demiyorsun?’ diyordu. Alt kimlik yaklaşımındaki yanlışı ifade ediyordu. Bu şekilde davranan insanları da, büyük ölçüde CHP’den tasfiye etmişti. Ama demek ki pusuda duranlar varmış. Hep saklamışlar kendilerini. Şimdi maskeleri düşüyor.”

Bu operasyonun iç yüzünü anlamak isteyenlerin “Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’da, AKP’nin, İmralı’nın taleplerini karşılayan ‘Kürt Açılımı’na destek veren söylemine” bakması gerektiğini söyleyen CHP’li yönetici, “o söylem”in Kılıçdaroğlu gerçeğini ortaya çıkardığı kanaatinde.

Bu noktada Baykal’ın hem istifa konuşmasında, hem de sonrasındaki bütün mesajlarda bu kaygıyı görmenin mümkün olduğunu savunuyor:


“Genel Başkan, ‘Parti çizgisinden sapma olmaması halinde desteklerim’ derken, doğabilecek bu tür sonuçlara dikkat çekiyordu. ‘Tanzim’ sözünü boş yere söylemedi. CHP’nin başkalaştırılması kaygımızı Baykal da paylaşıyor.”

Bu yönüyle de CHP’deki tasfiyenin, “tasfiye edilecek kişilerce” yapıldığını iddia ediyor.


Politbüroyu korumak için işbirliği yaptılar

CHP’nin teşkilat yapısını iyi bilen bu önemli siyasetçiye göre “değişim” vurgusu da göz boyamadan ibaret. Çünkü operasyonun parti içindeki yapısal boyutu, tamamen “politbüroyu korumaya dönük!”

Deniz Baykal’ın 53 yıllık arkadaşı Önder Sav’ın tavrı da sanıldığı kadar şaşkınlık yaratmamış parti içinde. CHP Tüzük Kurultayı’ndan bugüne işleyen bir sürecin beklenen finalini yapmış Sav.

Sav’ın Genel Sekreterlik makamının teşkilata hakim olma gücünü sınırlayan, hatta tamamen engelleyen yeni tüzüğe muhalefet ettiği biliniyordu. CHP üst yönetimi, belki de daha o gün su yüzüne çıkacak olan bu çatlağı önlemek, bir anlamda Sav’ı idare etmek için, yeni tüzüğün ne zamandan itibaren uygulanacağının kararını Parti Meclisi’ne bırakmıştı. Sav’ın hakimiyetindeki Parti Meclisi de, “Tüzük olağan kurultaydan itibaren uygulansın” kararı almıştı. Yani süreç normal işleseydi, Önder Sav hafta sonunda yapılacak CHP kurultayında partideki bütün gücünü kaybetmiş olacaktı.

Çünkü CHP 20 kişilik MYK’nın da feshini öngören ve Genel Başkan Yardımcılarına “bağımsız” çalışma ortamı yaratan yeni tüzüğüyle “yeniden yapılandırma”ya gidiyordu. Değişiyordu yani! Yani şimdi “değişim” diye yola çıkanlar aslında değişimin ta kendisine karşı çıkıyor ve “statüko”nun korunmasını istiyordu. Değerlendirmelerine kulak verdiğimiz CHP yöneticisi şöyle özetliyor bu durumu:

“Politbürolarını koruyabilmek uğruna emperyalistlerle işbirliği yaptılar. İçten ve dıştan vurulduk anlayacağınız! Vurulduk ey halkım diyebiliyoruz ancak!”

Ve bu “vurgun”un ahde vefaya önem veren Baykal üzerindeki etkisi “kaset olayı”ndan kat kat fazla olmuş: “Genel Başkan, bu darbeyi hiç ummadı. Kaset şokundan, onun verdiği yaradan çok daha büyük ve asla kapanmaz bir yara açtılar Baykal’da...”

İl başkanları ve kurultay delegelerinin kandırıldığına dair de ciddi iddialar var CHP’de.

“Kaset dedikodusu yaparak, ’seçmene ne cevap veririz’ deyip il başkanlarını etki altına alanlar, Genel Başkan’ın komplo konusunda kendinden ne kadar emin olduğunu ve aklanacağı raporun kurultaya yetişeceğini gayet iyi biliyorlardı” deniyor.

Baykal’a destek olmamız engellendi

Anlattıklarına bakılırsa “Bu operasyonun bu kadar hızlı ve planlı yürütülmesi” boşuna değil. “Politbüro”, CHP’nin Deniz Baykal’a sahip çıkmasını sistemli biçimde engellemiş. Örneğin istifanın hemen ertesi günü yapılan kapalı grup toplantısı ve Parti Meclisi toplantılarında, milletvekilleri ve parti yöneticileri “destek deklarasyonu” yayınlanmasını beklerken, Genel Sekreter Önder Sav’ın “Ne burada, ne de dışarıda hiç kimse konuşmayacak, biz gereğini yapacağız” çıkışıyla karşılaşmışlar. Bununla kalsa iyi, engellenmişler!

İl başkanları toplantısının bir hafta ertelenmesi de “baskı” amaçlıymış. Baykal’ın ‘arkasından iş çevrildiğini’ doğruluyor konuştuğumuz CHP’li yönetici.
“İl başkanları toplantısında ”Genel Başkan’ın asla dönme ihtimali yok, başka aday da yok hadi Kılıçdaroğlu’na destek verin“ dediler. Oysa Baykal’ın mesajı kesinlikle öyle değildi.

Suçu olmadığı ispatlanmış bir Genel Başkanı, bu kurultay gıyabında seçerdi. Çünkü il başkanlarının o toplantıya girene kadarki tutumu ”Genel Başkanımızın arkasındayız. Bu iktidara onu yedirtmeyeceğiz. Biz ona rağmen Genel Başkanımızı seçeceğiz“ biçimindeydi. Örgüt bunu yapacaktı da. Ama sadece Parti Grubu, Parti Meclisi, MYK uyutulmadı, dedikodu ile il başkanları da kandırıldı. Çünkü kriz yönetimini yürüten kişi, bu krizden çıkar uman kişiydi.”
Parti içinde de operasyonun en çok tartışılan ayağı medya:

“Daha on gün önce CHP’nin oyu yüzde 28’dir diyenler onlar değil miydi? Şimdi Kılıçdaroğlu partinin oyunu yüzde 32’ye çıkarsa bile, bu nasıl ’14 puanlık artış’ oluyor? Nasıl utanmadan bunu yazabiliyorlar? Biz iktidara yürüyen çok Genel Başkan gördük. Cem Boyner, İsmail Cem.. Sonunda sandığa gömüldüler. Korkarım, Cumhuriyet değerlerinden koparılmış bir CHP’nin kaderi de barajın altında kalmak olacaktır. Umarım delegelerin vicdanları sızlar ve ’iktidar oluyoruz’ heyecanıyla partiyi bir yanlışa sürüklemezler. Çünkü dün itibariyle Genel Başkan’a haksızlık yapıldığı anlaşıldı. Ve CHP, Baykal’la zaten iktidara gidiyordu. Bunu engellemek içindi bütün operasyon!.”

***

Hem yandaş,hem paydaş medya

“Nasıl gazetecilersiniz” demiyorum, onu çoktan geçtik, siz nasıl insanlarsınız? Sizin mi hafızanız yok, bizim mi? Siyasetçi halinizi görmeyecek kadar kör, bilemeyecek kadar cahil, size teslim olacak kadar miskin, bu iğrençliğe balıklama yazılacak kadar pişkin mi? Şimdi o Gandi, hepiniz birer Hint fakiri! Hadi sizde utanma yok, Gandi’de hiç mi muhakeme yok? İnsan, başı dönse, “kasetle gelen bayram”ı fırsat bilse bile, halk adamı ve dürüst ya, hiç olmazsa evde torun severken bir düşünmez mi: Yahu yine aynı herifler, bu sefer benim arkama geçtiler!

Neyime demez mi

Cümleyi amiyane almayın; yakın tarihi hatırlayın. Seçim, kongre, lider, delege, koalisyon imali uğruna, demokrasiye de gazeteciliğe de ede ede, şimdi “Gandi” ye dönmüş “medya topaçları” na sorun: DYP’liydiniz hani; hani ANAP’lıydınız? Hani Ecevitçi, MHP’li olmuştunuz... Hani Dervişçi, Özkancı, Bayarcı idiniz... Hani Baykalcıydınız be! Kocaman “Neden”le sorun. Nasıl böyle hızlı kaydıklarını sorun. Sağda mı solda mı, liberal mi sosyal demokrat mı olduklarını; hepsini peş peşe nasıl olabildiklerini sorun. Servetleri, ihtirasları, dümenleri, ihaleleri, arazileriyle “halk adamları”nın arkasına nasıl geçebildiklerini, “dev aynası”na dayanamayan Gandileri anında rehin alırken hiç mi sıkılmadıklarını sorun.

Gandi de sorsun kendine: Halkın ruhunu, zihnini, kaderini sömürgeleştirenlerle kanka olacaksam; savaşı, düşmanlığı körüklemişlerle müttefik çıkacaksam, Hintli suretinde bir İngiliz kalacaksam, Gandilik benim neyime!

Rehin düşmez mi

Hiç tartışmam, bu iktidarın “göbekten yandaş medya”sı var elbet! İster ideolojik, manevi; ister duygusal, maddi! Muhaliflikleri iktidarı hep teğet geçen bağımsızlar var! Ama “ötekiler” de hep “yandaş” oldu; hükümetleri, başbakanları, liderleri, Sezarları ve Brutusları kendilerine “paydaş” kıldılar. Bugünkü yandaşlar gibi iktidara tapınmakla kalmadılar; hükümetleri, siyasetçileri, ailelerini, haysiyetlerini rehin aldılar, esir tuttular.

Umur Talu / Habertürk

***

Gandi CHP’nin Tayyip Erdoğan’ı

Hürriyet, Milliyet ve Vatan gazetelerinin internet sayfalarında yayınlandı... Haber şöyle:

“Kemal Kılıçdaroğlu, maden ocağında meydana gelen patlama nedeniyle yarın sabah Zonguldak’a gidecek.”

Haberin altına iniyoruz...

Okur yorumları şöyle:

“Yolun açık olsun.”
“Adam gibi adam.”
“Bravo.”
“Çok şükür Türkiye’me.”
“Tertemiz bir insan.”
“Süper adam, süper.”
“Güler yüzlü, doğasında var.”
“Aradığımız vizyon işte bu.”
“Gurur duydum.”
“Yiğidim.”
“Hayırlı olsun.”
“Başarılar diliyorum.”
“İktidara yürüyoruz.”
“Desteklemeyen ölsün.”
“Sinerji işte bu.”
“Helal olsun.”
“Dürüst insan.”
“Allah’ını seveyim.”
“Harikasınız ”
“Kıskananlar çatlasın.”
30 gariban mezarda...
Adam taziyeye gidiyor.
Kimi şükrediyor, kimi alkışlıyor.

Çünkü...
Nereye gittiğinin, ne diyeceğinin falan hiçbir önemi yok artık.

Zaten vazgeçti sonra, gitmedi.

Adım gibi eminim ki, “Kılıçdaroğlu Zonguldak’a gitmiyor” diye haber yapılsa, altına aynı yorumlar gelir, “adam gibi adam, bravo, vizyon işte bu, harikasınız” filan.

Yani? Üzüm üzüme baka baka kararır.

Kimi Gandi’ye benzetiyor, kimi Ecevit’e ama, yanılıyorlar, adını biz koyalım..
.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li seçmenin Tayyip Erdoğan’ıdır.

Yılmaz Özdil / Hürriyet

***
Peki ya Kemalizm(!)

Medyada Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’ye bugüne dek görülmemiş bir destek gösteriliyor. Kılıçdaroğlu da toplumunun nabzını tutacak popüler demeçler veriyor; havuzlu villalarda oturmayacağını, çocuklarının zenginleşmeyeceğini açıklıyor. CHP, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na açılsa hisse senetleri tavanı delip gökyüzüne çıkacak! Kılıçdaroğlu henüz genel başkanlık koltuğuna oturmamış olsa da başbakan olmuş gibi muamele görüyor ve Deniz Baykal’a da cumhurbaşkanlığı uygun görülüyor!

Bütün bunlar yani medyanın desteği ve dolayısıyla kamuoyunda yaratılan beklenti bir siyasi parti için güzel şeyler. Her ne kadar bugüne dek medyanın desteğini alan bir partinin iktidara geldiği görülmemişse de reklamın ve propagandanın iyisi kötüsü olmaz!

Fakat... Medyadaki bu destek aynı zamanda büyük bir tehlikenin de habercisi olsa gerek.

Medyanın eline düşmek... Medyaya mavi boncuk dağıtmaktan medyaya teslim olmak, popüler olmak adına siyasi çizgiyi bozmak. Örneğin, CHP’den ayrılanlar partiye dönüş mesajları verirken ikinci cumhuriyetçi olanlara, bölücülere destek verenlere de kucak açılacak mı belli değil.

Gandi’nin pasif direniş felsefesini Kılıçdaroğlu’nun sabrını biliyoruz ama Kemalizm’in devrimci niteliği ne olacak bilmiyoruz!

l Deniz Som / Cumhuriyet

***

MİNİ YORUM
Lobi krizi yolda

Kemal Kılıçdaroğlu-Gürsel Tekin ittifakıyla ilgili Kars’tan ilginç bir değerlendirme geldi. CHP’nin ’Ermeni açılımı’konusundaki tutumunun özellikle bölgedeki Azeri nüfusun takdirini topladığını belirten okuyucumuz, Tekin’in bu dengeyi tersine çevirebileceğini iddia ediyor. Söylediğine göre Tekin, partisinin bugüne kadar savunduğuyla tezat biçimde, ’Sınır açılsın’lobisiyle birlikte hareket ediyormuş!

21 Mayıs 2010 Selcan TAŞÇI
En son Başkomutan tarafından Prş May 20, 2010 22:39 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 21:55



Bahçeli'den teşkilata Gandi uyarısı!

MHP Genel Bakanı Devlet Bahçeli teşkilatlara Kemal Kılıçdaroğlu uyarısı yaptı.


CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu döneminin başlamasında geri sayım yaşanırken MHP, gelişmeler karşısında sessiz kalmayı tercih ederken ülkücü camianın gazetesi Yeniçağ ise farklı bir tavır sergiledi:

MHP Başkanlık Divanı, dar kapsamlı toplanarak referandum süreci ve CHP cephesinde yaşanan gelişmeleri ele aldı. Bahçeli toplantıda üniversite yıllarından sınıf arkadaşı olan ve iyi bir diyalog kurduğu Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili partililerin yorum yapmamasını istedi. MHP’liler, ‘CHP’nin iç işi’ olan adaylık konusunu izlemekle yetinecek.

Konuyla ilgili yorum ya da açıklama yapılmayacak. Toplantıda “Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasıyla birlikte bir rüzgâr estirildiği, ancak bir süre sonra taşların yerine oturacağı” görüşü de dile getirilirken Bahçeli “Türkiye’de güvenilir tek liman MHP’dir. Bunun millete anlatılması lazım” dedi.

HESAPLAŞMA SANDIKTA OLACAK!

Anayasa referandumunun da değerlendirildiği toplantıda parti yöneticilerinin ve milletvekillerinin il il gezmeye devam etmesi görüşü benimsendi. Vatandaşın ayağına gidecek olan parti yönetimi, Anayasa değişikliğine neden karşı olunduğunu anlatmayı sürdürecek ve “Hesaplaşma sandıkta olacak” mesajı verecek.

YENİÇAĞ GAZETESİ TEPKİLİ

Milliyetçi-ülkücü camianın en etkili gazetesi Yeniçağ, yazarları ile Kemal Kılıçdaroğlu'nu deyiş yerindeyse yerden yere vurdu. Yeniçağ dünkü manşetinde CHP'de olan biteni " CHP'de Derin Tasfiye-Milliyetçilik Oku Kırılıyor" manşetiyle verirken yazarları ise Kılıçdaroğlu'na demediğini bırakmadı.

İşte Vakit Gazetesi'nin arşiv bölümünde Yeniçağ yazarlarından bir derlediği o yazılar:

Ecevit’i de gömmek istemişlerdi hatırlayın; Derviş, Özkan, Cem methiyelerinden geçilmiyordu köşeleri (...) Doğan Grubu’na bağlı herhangi bir gazetenin, herhangi bir yazarının dünkü Kılıçdaroğlu coşkusunu okuyun; anlarsınız ne demek istediğimi (...) “Baykal’ın çekilmesi CHP’ye oy kazandırıyor”, “Baykal artık yalnız ve eski bir siyasetçidir!”, “CHP’de Kılıçdaroğlu dönemi resmen başlamıştır.”, “Olay bitmiştir...” (...) O sosyologculuk, siyasal bilimcilik, hukukçuluk, akademisyencilik oynamalar gitmiş, “açık tribün” ağzı gelmiş.
Siyasetin “şampiyonu”nu ilan ediyorlar:

“Kılıçdaroğlu başkan, CHP şampiyon”

TASFİYE GÖREVİ DOĞAN
MEDYAYA VERİLMİŞTİ


Türkiye'de siyaseti yeniden kurgulamak isteyen Küresel Egemenlerin Doğan'a verdiği görevdir. Buna göre 1 Mart tezkeresinde, Kürt-Ermenistan açılımı ve mayınlı arazi gibi konularda emperyalizme açık tavır alan Deniz Baykal'ın planlanan yeni Türkiye siyasetinde yerli olsun istenmemiş ve tasfiye görevi de Doğan Medyaya verilmiştir (Sebahattin Önkibar)

“Merkez medya”da “Kral öldü, yaşasın yeni kral” nidaları yükselirken, biri de çıkıp “iyi de katil kim” diye soracaktır herhalde. (...)
Cumhuriyet’in kurucu ilkeleri aynı zamanda CHP’nin de “altı ok”la sembolleşen kurucu ilkeleridir.
Demek ki, CHP’yi bugün olduğundan başka birşey yapmaya çalışmak, o oklardan en azından birinin “kırılması” anlamını taşır!
Sorulması gereken ilk soru: Peki hangi ok?(...)
Kandil’den yeni dönen Amberin Zaman’ın dünkü yazısı, anlayana, her iki sorunun da cevabını verecektir: “Kılıçdaroğlu CHP’nin değişime direnen, Kürt sorununun çözümünü sürekli baltalayan, militarizmi kutsayan imajına net bir şekilde sırt çevirmeli. Düşmanları Alevi ve Kürt oluşunu süphesiz onun aleyhinde kullanacaklardır. (...)CHP’yi salt batı sahillerinden oy toplayabilen ”plaj partisi“ olmaktan kurtarmanın yegâne yolu budur.” (...) Batı sahillerinden oy toplayan CHP” yaftası manidar. (...) “Batı sahilleri” ile kast edilen, ’laiklik’ çizgisini, halkın dini değerlerine düşmanlığa dönüştürmüş ’saplantılı’ zihniyet olamaz herhalde... “Batı sahilleri” ile kast edilen, bana sorarsanız “Faşist İzmir”dir; milliyetçiliktir, ulusalcılıktır, Atatürkçülük’tür, Kuvayı Milliyecilik’tir... (...)

Hatırlayın “Dersim” çatışmasını (...) Alırlar yüzde 40’ı... Rüyalarında... (...)


CHP’liler arada bir “okluk”larını kontrol etmeyi ihmal etmesinler... Olur da kurultaydan sonra Anıtkabir’e “beş ok”la gitmek zorunda kalırlarsa...
Cumhuriyet çarpar adamı;
Benden söylemesi!

GANDİ KİM? ATATÜRK GİBİ DEĞİL. TAM TERSİ

Bir diğer Yeniçağ yazarı Hulki Cevizoğlu da Kılıçdaroğlu'na takılan 'Gandi' lakabından hareketle Gandi'yi sorguladı ve sözü Atatürk'e getirdi:


Mahatma Gandi Türkiye’de bilindiği kadar “saf ve temiz” bir karakter değil. Tam tersine “karışık bir karakter.” (...) halkını pasifize etmiş! (...)Milli hareketin lideri yapılmış ama, hiçbir zaman “kurtuluş” fikrini olgun bir fikir olarak görmemiş, ayaklanma çıkarmamış (...) 30 Ocak 1948’de ise, radikal-milliyetçi bir Hintli tarafından düzenlenen suikastla öldürülmüş. (...) Bizim anladığımız Atatürk çizgisindeki bir “kurtuluş” ideolojisi yok. Tam tersi söz konusu.(...)

Soralım, Kemal Kılıçdaroğlu bugüne kadar ne yapmıştır? Örneğin, emperyalizm konusunda, Atatürk’ün yaptıkları ve ilkeleri konusunda ne düşünmektedir? Avrupa Birliği’ne nasıl bakmaktadır? ABD hakkındaki düşünceleri ve genel başkan (ilerde başbakan) olursa, onlarla nasıl bir politika izleyecektir?


internethaber.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 22:30



Baykal’ın işlevi şimdiden siliniyor

Başkentte siyasi hava meteorolojide olduğu gibi gök gürültülü, sağanak yağışlı. Neredeyse saat saati tutmuyor. Çankaya’yı sel götürürken, Yenimahalle güneşli, Keçiören bulutlu. Ancak CHP Genel Merkezi’nin bulunduğu Söğütözü’ne resmen kara bulutlar çökmüş durumda. Yarın kurultaya gidecek parti binasının bahçesinin bile insan seliyle dolması gerekirken, girip çıkanların sayısı mahalle marketini geçmiyor. Aldığımız bilgilere göre, Parti Meclisi, MYK gibi listeler için pazarlıklar özel bürolarda devam ediyor.

Uzun yıllardır CHP’nin kıyısından bile geçmediği gibi Deniz Baykal aleyhinde ağza alınmadık hakaretlerde bulunan; HADEP, DEP, DEHAP, DTP, SHP, ÖDP gibi partilere gidip aradığını bulamayanlar da Kılıçdaroğlu rüyası ile beraber kendilerini CHP plajına atmaya çalışıyor.

Okyanus ötesinden planlanıp mevcut iktidara dayatılan “Açılık - Saçılım” projesini Deniz Baykal’a rağmen gerçekleştiremeyeceğini anlayanların kurguladığı komplo ile Baykal, Atatürk’ün kurduğu partiden istifa etti. Ancak açılımcılar CHP’den elini çekmediği gibi Baykal’ın sımsıkı kapattığı kapıları aralayarak içeri girmeye başladılar bile.

Yeni misyonları sol Kürt oyları toplamak olan taife, CHP’nin eksenini kaydırmaya kararlı. Mustafa Kemal’in 6 umdesinden biri Milliyetçilik ilkesinden rahatsız olanlar çekirge sürüsü gibi partiye üşüşüyor. Kılıçdaroğlu’nun “Alevi ve Kürt” kimliğine vurgu yapılarak “Statükoyu kırıp, partiyi değiştirme” si için tescilli bölücü-Kürtçü Kemal Burkay bile İsveç’ten mesaj yolluyor.


Partisine zarar vermemek adına onurlu bir duruş ile istifayı seçen Deniz Baykal’ın izleri kongre öncesinden silinmeye başlandı bile. Ankara ile beraber bütün yurda bir hafta öncesinden astırılan “Fitneye, fesada son” afişleri başkent caddelerindeki billboardlardan indirilmiş. Yerine ise Türkçe kuralları alt - üst edilerek “ÖNDER’imiz KEMAL, HEDEFİMİZ İKTİDAR” pankartları asılarak teşkilatın tepkisine rağmen Baykal’ın vefa gösterdiği Önder Sav’ın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı “Kutsal olmayan ittifak” resmileştirilmiş. ÖNDER’den sonra konulan apostrof dikkat çekici değil mi?

“Baykal, Gandi’yi hazmedemedi” diyenler ısrarla Baykal’ın Önder Sav’a kırgınlığını ön plana çıkarırken yeni yönetimin “Açılım”dan yana olan isimlerle donatılması için gayret sarf ederken, CHP’deki “Milli Unsur”ların derhal tasfiyesi için alkış tutuyor.

Ecevit’in DSP’sinin yüzde seksenini götürdüğü halde seçimlerde yüzde 1 bile oy alamayan İsmail Cem tıpkı Ecevit gibi öldü. Ama siyasi tarihimiz bu elim olayı unutmuş değil. Yıllarca CHP’ye gönül vermiş, baraj altında kaldığı günlerde bile partisini terk etmeyerek gecesini gündüzüne katan partililer de unutmuyor. Hatta 1991’de Leyla Zana’ları TBMM’ye taşıyanların vebali yüzünden CHP’nin iktidarının geciktiğini savunuyorlar. Oysa Zana’ları meclise taşıyan zihniyet yeniden iş başına gelmek üzere. Soros’tan nemalanan medyadaki kalemşörlerin üflediği rüzgardan da rahatsız olan CHP’liler, “Düğün değil, bayram değil, medya bizi niye öpüyor” söylevi ile bugüne kadar CHP ve Baykal’a ağır eleştiriler getirenlerin Kılıçdaroğlu’na tuttuğu alkışın manidar olduğunun altını çiziyor.

TÜSİAD’çılarla beraber IMF ve Dünya Bankası’nın CHP’nin başına geçirmeye kalkışıp ta Baykal duvarına toslayan Kemal Derviş ve ekibi de ellerini ovuşturuyor.
Marjinal sol örgütlerin oyuncağı olanlardan tutun da Deniz Baykal’ın büyük ölçüde temizlediği “Komünist, ateist, feminist” üçlemesinin de keyfi yerinde. Yandaş medyanın zil takıp oynamadığı kalmıştı ki çalkalama, amuda kalkıp ters parende atma gibi bin bir türlü figür ile bayram yerine çevirdiler sayfalarla ekranları.


Ama Yeniçağ’ın dünkü “CHP’nin ekseni kaydı” manşetine “İşte bu!” diyerek isabetli teşhisimizi doğrulayanlardan aynı endişeleri Deniz Baykal’ın da yakın çevresiyle paylaştığını öğrenmek durumun vahametini ortaya koymakta.

Yarınki yazımızda CHP’deki operasyonun perde arkasını ve “Sinsice iş çevirenler” ile ilgili değerlendirmeleri birinci ağızdan nakledeceğim. Sakın kaçırmayın.

Yavuz Selim DEMİRAĞ
20/05/2010







Eksen kaydıran ittifak hız kesmiyor

BİR hafta önce Başkent’in caddelerine astırılan Deniz Baykal fotoğraflı “Fitneye, fesada son” afişleri indirildi. Yerine “ÖNDER’imiz KEMAL, HEDEFİMİZ İKTİDAR” pankartları asıldı. Yeniçağ’ın “CHP’nin ekseni kaydı” manşetiyle yaptığı tespite “tam isabet” diyen bazı parti yöneticileri aynı endişeleri Baykal’ın da yakın çevresiyle paylaştığını söylüyor.

Kılıçdaroğlu-Sav ittifakı afişlerde

CHP’de kurultay öncesi yaşanan gelişmeler gündemi bir hayli hareketlendirdi. Önder Sav’ın da desteği ile Genel Başkanlığa aday olan Kemal Kılıçdaroğlu için hazırlanan yeni afişler, Ankara caddelerini süslemeye başladı. Afişlerin ana teması ise adeta Kılıçdaroğlu ile Önder Sav’ın ittifakının kanıtı niteliğinde. Hatta afiş öyle hazırlanmış ki, birilerine mesaj olduğu bile düşünülüyor.

Baykal afişleri kaldırılıyor

Ankara’da birçok üst geçide asılan afişlerde; “Önder’imiz Kemal, hedefimiz iktidar” yazılı. Afişte yazılı olan “Önderimiz” ifadesinin özel isim olmamasına rağmen kesme işareti ile ayrılarak “Önder’imiz” şeklinde yazılması görenlere Önder Sav mesajı izlenimi veriyor. Deniz Baykal ile ilgili kaset olayının çıkmasının ardından Ankara’da birçok panoya asılan “Fitne Fesat Son Bulacak” yazılı olan ve Deniz Baykal’ın fotoğrafının bulunduğu pankartlar ise yavaş yavaş toplanıyor. Daha önce birçok panoda yer alan pankartın artık birkaç panoda görülmesi ise dikkat çekiyor. Görülen o ki, afişli gönderme ile CHP’nin yeni yapısı ilan ediliyor. Yeni afişlerde de yer aldığı gibi “Önder ile Kemal, CHP İktidar”

YENİÇAĞ

Gandi'in sayfasına eklendi Burkay'ın şeyleri...Sayfa 6
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen 1652 » Prş May 20, 2010 22:52

Ne milliyetçiliği ne halkçılığı...

Yıllardır onun bunun oyuncağı olanlar şimdi bir kirli mendil gibi kenara atılınca mı emperyal kelimesi akıllarına geldi...

Geçiniz efenim hep safsata.

30 adam oldu yerin altında,katledildi.Bunlarla CHP ya da yeniçağ gazetesi aynı milliyetten değil mi?Niye tek ses yok!..

Bıktım artık aynı bok suratlı adamların döne döne televizyonlara çıkıp,geviş getire getire konuşmalarından.
Kullanıcı küçük betizi
1652
Üye
Üye
 
İletiler: 98
Kayıt: Sal Kas 13, 2007 1:42

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 23:04

...
En son Başkomutan tarafından Cum May 21, 2010 2:36 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Sonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x