CHP’nin genleri ve KılıçdaroğluCHP’nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasında “CHP’nin genetik yapısı” ndan bahsetti! Kılıçdaroğlu, “Recep Bey ve kadrosunun Türkiye’yi dışarıdan verilen talimatlarla yönettiğini, CHP’nin ise halkın yönetmesini esas aldığını, CHP’nin genetik yapısının da bunu gerektirdiğini” söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Mustafa Kemal’den İnönü’ye, Ecevit’ten Deniz Baykal’a kadar, bize verilen çağdaş uygarlığı geleceğe taşıyacağız” derken de bu genetik yapıyı oluşturanları anıyor ve özünü ise şöyle anlatıyordu:
“CHP, Kuvayı Milliye demektir. CHP, Müdafaai Hukuk demektir. CHP, Anafartalar’dır, Conk Bayırı’dır. CHP, İzmir’de Hasan Tahsin’dir, K.Maraş’ta Sütçü İmamdır. CHP’nin genlerinde ulusal çıkarları korumak vardır. CHP değişimci ve devrimcidir. Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Demokrasinin çıtasını yükselteceğiz. Demokrasiyi hukukla güçlendireceğiz.”
Deniz Baykal, özellikle 1 Mart tezkeresinin reddiyle birlikte, CHP’nin tarihi köklerine, yani Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği CHP’nin genlerine uygun hareket etti. Bir komplo sonunda istifa etmesi ve böylece Kılıçdaroğlu’nun önünün açılması, partinin de Türkiye’nin de önünü açabilir. Bunun için Kılıçdaroğlu’nun “ulusal çıkarları korumak” diye üç kelimede özetlediği CHP’nin genetik yapısına uygun hareket etmesi, fakat sadece CHP’nin küskünlerine değil, CHP’ye husumet besleyen diğer partilere oy vermiş kitlelere de güven vermesi gerekiyor.
Rahşan Ecevit’in, Kamer Genç’in CHP kurultayına gelmesi ve Kılıçdaroğlu’na destek vermesi, bu yönde ilk adımların başarıyla atıldığını gösteriyor. Yine de biz CHP’nin mevcut kadrolarını baştan uyaralım ki bu konuda partizanca veya ideolojik kalıplar çerçevesinde bir yaklaşım içinde bulunurlarsa kendileri de Türkiye de kaybeder. Kılıçdaroğlu’nun da bu çerçevede radikal değişiklikler yapması gerekiyor.
CHP’nin siyasi genleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesidir. Turgut Özal’ın başlattığı Türkiye’nin federalleştirilmesi, halkı etnik özelliklerine göre hem milli kimlikten hem de üniter yapıdan koparan ekonomik ve yasal alt yapının hazırlanması sürecinde, CHP belirli bir direnç gösterdiyse de bunun yeterli olmadığı veya siyasi gücünün bu baş aşağı gidişi durduramadığı bir gerçektir.
Dolayısıyla CHP, pergelin sivri ucunu Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden hiç ayırmadan, diğer ucunu mümkün olduğu kadar açarak, bütün halkı kucaklamalı, bütün eğilimleri yeniden bünyesinde aynı hedefe yöneltecek şekilde toparlamalıdır ki hem iktidar olsun, hem de Türkiye’nin kaderini olumlu yönde değiştirebilsin. Tabii bu yaklaşım bütün partiler için ileri sürülebilir ama CHP’nin genleri buna daha uygundur.
Kılıçdaroğlu, “Siyasi ahlâk yasasını çıkaracağız. Parlamentoda vurguncunun, talancının, kalpazanın yeri yoktur. CHP iktidarında artık bu ülkede naylon faturacıdan maliye bakanı, Ali Dibocudan adalet bakanı, kalpazandan da başbakan olmayacak” derken bir büyük özlemi gündeme getiriyor.
Halkın önemli bir bölümü, artık sahtekârların değil, dürüstlerin öne çıkmasını istiyor.
Fakat, vatanın yer altı ve yerüstü servetleri, İslamcı referans ile gelenler tarafından yabancılara satılırken hiç sesini çıkarmayanlar arasında Atatürkçülüğü ve laikliği bir kalkan olarak kullananlar yok muydu? Hatta bu satışları onlar da desteklemedi mi?
Demek ki CHP’nin, genetik yapısına uygun bir şekilde halk ile bütünleşirken, DNA’larının yapısını bozan bu ecnebi kadroları da tasfiye etmesi gerekiyor.
Biz, CHP’nin genlerine uygun her adımı destekleriz.YENİÇAĞ
23 Mayıs 2010 Arslan BULUT