TEOMAN ALİLİ
7 Eylül 1937'de Çin'in devrimci önderi Mao şöyle diyordu:
- "Liberalizm devrimci bir topluluğa son derece zararlıdır. Birliği kemiren, dayanışmayı zayıflatan, kayıtsızlığa yol açan ve ayrılık yaratan yıkıcı bir şeydir. Devrimci safları sağlam bir örgütlenmeden ve sıkı bir disiplinden yoksun kılar, politikaların uygulanmasını engeller. Parti örgütlerini Partinin önderlik ettiği kitlelerden koparır. Bu, son derece kötü bir eğilimdir.Liberalizm, küçük-burjuva bencilliğinden kaynaklanır, kişisel çıkarları birinci plana alır, devrimci çıkarları ikinci plana iter ve bu da ideolojik, politik ve örgütsel liberalizme yol açar."
GLASNOST VE PERESTOROYKA
Gorbaçov döneminde SSCB’nin felaketi iki kelimeyle özetleniyordu: Glasnost(açıklık) ve Perestoroyka(Yeniden Yapılanma). Üstelik iktidarda “devrimci parti” vardı. SSCB’de yolsuzluklarla mücadele sloganlarıyla partiye genel sekreter olan Gorbaçov’un ilk işi “yeni Komünist Parti”yi kurmak olmuştu. Görünüşte orak çekiçli devrimin partisi ülkeyi yönetiyordu ama parti kitlelerden kopuyordu. Mao’nun tanımı tam olarak yerli yerine oturuyordu. Sosyalist SSCB, liberal SSCB oluyordu. Yeni parti, liberalleşmek anlamına geliyordu. Açıklık adı altında açılımlar yapılırken disiplinden uzaklaşılıyordu.
AÇILIM VE YENİLENME
Bugün Türkiye’de en çok konuşulan iki politik olgu var. Birincisi “açılım” ikincisi “yenilenme”. Açılım politikasını uygulamak için adeta partiler birbiriyle yarışıyor. AKP malum eşbaşkanlık görevi dahilinde elinden geleni yapıyor CHP ise çarşaf, kürt, alevi ve Amerikan açılımları ile AB açılımlarını ben daha iyi yaparım politikası güdüyor. “Yeni CHP” derken devrimciliği değil liberalizmi rota ediniyor. Devrimcilik, yeniliğe açık olmak gericiliğe karşı koymak demek elbette ama CHP’nin gerek aday politikası gerekse söylemlerini takip edecek olursak sonuç ortada. Bütün olanları görüp sessiz kalmaksa “kişisel çıkarları ön plana alıp, devrimci politikaları ikinci plana itmektir”.
TEOMAN ALİLİ, 11 Nisan 2011