Bu Ne Perhiz, Bu Ne Lahana TurşusuCHP’li İsa Gök’ten sert çıkış: Oslo’daki müzakereyi eleştirip sonra da bizim müzakere yöntemini uygulayalım demek doğru değil. AKP ile masaya oturma ve BDP taleplerinin kabulü noktasına gelindi.
“Oslo”yu eleştirip sonra da müzakere istemek yanlıştırCHP Mersin Milletvekili İsa Gök, “Terörle amaca ulaşmak isteyenler silah bırakmadıkça masaya oturulmaz” dedi. Gök, şunları söyledi: “Oslo’daki müzakereyi eleştirip sonra da bizim müzakere yöntemini uygulayalım demek doğru değildir. Sonuçta tüm dünyanın kabul ettiği bir gerçeklik vardır; terörle amaca ulaşmak isteyenler silah bırakmadıkça, kan dökmeye devam ettikçe el sıkılmaz, masaya oturulmaz. Eğer ki silahla kan dökmeye devam edenler sizi silahla masaya oturtmayı başarmışsa bu teröristin kazanımıdır. Daha fazla isteyeceklerdir. Bu işin özünde bölünme ayrı bir devlet kurmak vardır. Suriye’den, İran’dan, Türkiye’den koparılan toprak ve milletle Irak’ın kuzeyinde bulunan alanda yeni Kürdistan hayalini Amerika’nın pompaladığı bilinmektedir. Türkiye’deki siyasi kurumların yaptıkları bu hayale hizmet etmektir.”
Taleplerin kabulü noktasındayızCHP’li Gök, şöyle devam etti: “18-19-20 Şubat tarihinde Van’da yapılan üç günlük Kürt Çalıştayı’nda alınan kararların bir devamı olarak bu başvuru gündeme geldi. Van Çalıştayı’nda varılan mutabakat. Sorosçularla yapılan mutabakatın bir sonucu olarak var olan maddelerle AKP ile masaya oturma ve BDP’nin taleplerinin kabulü noktasına gelinmiştir. Bu talepler BDP ve Apo’nun talepleridir. Bu taleplerin sonu gelmeyecek. Bu işin sonu Misak-ı Milli sınırlarının bölünmesidir. Başbakan ile yapılacak görüşmeye Amerika’nın ve Kuzey Irak yapılanmasına olanak tanıyanların hepsinin dahil olduğuna inanıyorum.”
YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012
CHP'de 'Kol Kırılır, Yen İçinde'CHP’nin Kürtçe propagandaya yol verecek teklifini diğer 2 grup başkanvekilinin aksine imzalamayan Emine Ülker Tarhan, konuyla ilgili haberlere tepki göstermekle yetindi.
AKP’ye çifte salvoTarhan, dünkü basın toplantısında konuya açıklık getirmezken, AKP’nin “özel yetkili mahkeme itirafı”na ve propagandasına girişilen başkanlık sistemine çattı.
Derebeyi zihniyeti kaldırılsınCHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Avrupalı Yargıçlar ve Savcılar Birliği Yönetim Kurulu Üyelerini kabulünden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetede çıkan, “CHP’nin politika üretememesinden şikayetçi olduğu gerekçesiyle 6 haftadır partinin MYK toplantılarına katılmadığı” haberlerinin sorulması üzerine Tarhan, “Bizde kervan yürür, kervan yürüyor. Dedikodu üzerinden konuşmayı uygun bulmuyorum” dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “özel yetkili mahkemelerin hukuk devletinde yeri yok” açıklamasının sorulması üzerine Tarhan, “Hukuk devletinde yeri yoksa neden getirmişler? Yeni akılları başlarına geldi? Ayrıca özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı ama onlara egemen olan o derebeyi zihniyetini de kaldırmalarını tercih ederim” diye konuştu. Başkanlık sistemiyle ilgili bir rapor hazırladığının anımsatılması üzerine Tarhan: “Kapsamlı bir çalışma yaptım. Tartışmaların AKP’nin otoriter iktidarını daha da güçlendirmek için yapılan bir hazırlık olduğunu düşünüyorum” dedi.
YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012
Anayasa Komisyonu İçinde Olmak İhanettirCHP’li eski vekil Şahin Mengü, Tarhan’a destek verdi: Ben kendisini tanımam ama son tavrı çok sağlıklı bir tutum. O anayasa komisyonunda olmak bu ülkeye ihanet etmektir. Sezgin Tanrıkulu ve Faruk Loğoğlu’nun CHP ile uyuşur yanı yok.
O komisyonda olmak ülkeye ihanet etmektirYeni anayasanın Oslo görüşmelerinde dizayn edildiğini belirten eski CHP milletvekili Şahin Mengü, anayasa komisyonunda bulunup buna meşruiyet kazandırmanın yanlış olduğunu söyledi.
CHP’de Kürt açılımı nedeniyle gerginlik had safhada. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yarın Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşmesiyle başlayacak olan liderler turunda masaya yatırılacak olan Kürt açılımına, MHP’den gelen reddin yanısıra CHP içinden de tepki var. Eski genel başkan Deniz Baykal, “Bu konuları yakından izlediğim, ilgilendiğim malum. Dikkatle izliyoruz hepimiz” demekle yetinirken eski Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın siyasi partilerin Türkçe dışında propaganda yapmalarına ilişkin yasa teklifine imza atmamasını olumlu bulduğunu belirtti. Mengü, yeni anayasa komisyonunun çalışmalarını da değerlendirerek şöyle dedi: “O anayasa komisyonunda olmak bu ülkeye ihanet etmektir. Çok açık. Bunun bir anayasa yapmakla bir alakası yok. Zaten anayasayı Oslo görüşmelerine göre dizayn etmişler. Eğer bir ülkede Oslo görüşmeleri sırasında o ülkede siyasi iktidarın başı, gönderdiği bürokrata ’sor memnun olmadıkları bürokratları o bölgeden alalım’diyorsa o partiyle anayasa yapmak konusunda aynı masaya oturulmaz.”
“Erken havlu atma işareti”Mengü, parti içine yönelik eleştirlerini de şöyle sürdürdü: “Kılıçdaroğlu İzmir’de eğer partiyi yüzde 20-30’lara taşımazsam, genel başkanlıktan istifa ederim demiş. Bu bence erken havlu atma işareti. Başbakan Uludere olayının altında kalıyordu. Her zaman yaptığı gibi gündemi değiştirdi, kürtajı ortaya attı. Bir anda gündem değişti. CHP hemen bu olayın üzerine atladı. Uludere olayı gündemini değiştirmeye yardımcı oldu. Bütün bunların ardından Kürt açılımı diye geldiler bir proje ortaya attılar.” Şahin Mengü, şöyle devam etti: “CHP’nin tabanında artık parti yönetimine ve genel başkana inanç kalmamış. MHP’nin oyları artıyor. Bu arada AKP’nin de oyları artıyor. CHP’nin tabanında ulusalcı kanat hiçbir şekilde AKP’ye oy vermeyi düşünmeyen kanat bizim için en tehlikelisi budur, MHP’ye gidiyor. Emine Ülker Tarhan’ın başka dillerde siyasi propoganda yapılması yönündeki kanun tasarısına imza atmaması, çok doğru bir davranış. Ben Tarhan’ı tanımam. Bunun yanında başkalarının da rahatsız olduğu söyleniyor. Bir grubun partiden istifa etmek istediği dile getiriliyor. Ben sessiz kalan grupları da grup olarak nitelendiremem. İnsanlar çıkıp fikirlerini söyleyecekler.Özellikle CHP biat partisi olmadığı için tartışmak lazım.”
PKK’nın avukatı açılımcıKürt açılımını iki kişinin organize ettiğini belirten Mengü, şunları söyledi: “Biri Sezgin Tanrıkulu. Topluma bir kısım basın tarafından insan hakları savunucusu olarak lanse ediliyor. Niye bu arkadaşın PKK’nın avukatlığını yaptığını söylemiyoruz? PKK’nın avukatlığını yaptığını söylerseniz o söylem Abdullah Öcalan’ın söylemidir. Diğeri Loğoğlu. Loğoğlu emekli oluncaya kadar Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çok itibar ettiği diplomatlardan biri değil midir? Bildiğim kadarıyla belli bir süre Başbakan’a danışmanlık yaptı. Bu iki insanını da CHP’nin temel değerleriyle hiçbir uyuşur tarafı yok. Türkçeden başka dillerde siyasi propaganda yapılabilir yönünde kanun teklifini iki grup başkanvekiline verdiriyorsunuz. Bunun CHP’nin temel değerleriyle bağdaşır bir yanı var mı? bu sorunun adına ne derseniz deyin, bu sorunun çözümü yol haritalarıyla komisyon kuralım anlayışıyla olmaz. Siyasi partilerin görevi oradaki yangını nasıl söndüreceğini ortaya koymaktır. Ben oradaki beylik, ağalık feodal yapıyı yıkacağım.”
YENİÇAĞ, 4 Haziran 2012