"Ben hürriyeti gasp edilmiş bir milletin kızı olarak, istiklâlime nasıl yürüyeceğimi söyleyeceğim. Bu beyanatım kollarımı bağlamak isteyenler için dikkate değer olmalıdır.
Bu millet yok edilemez... Biz yalnız ağlıyoruz.. Ağlayarak kazanılacak hak, hıçkırıklarımı işitecek kalp yok. TEŞKİLATA, NİHAYET FAALİYETE BAŞLAMAK LAZIMDIR." Darülfünunlu Münevver Saime- Kadıköy Mitingi.
Bugün de benim, sizin kısacası tüm Türk milletinin hürriyeti gasp edilmiş durumda... Silahsız bir işgalle karşı, karşıyayız. Düşmanın var olduğunu biliyoruz.
Bakar-kör gibiyiz... Düşmanı görmekten aciziz, hâyasızca bir işgal yurdumu sarmış durumdadır...
Düşman içimizde konuşlanmıştır.Kullandıkları silahlar son derece etkilidir. Bu silahların tetiği çekildiği zaman, fiziksel olarak kimsenin canı yanmamakta, kanı akmamaktadır.
Hattâ ülkemdeki insanlar yiyip, içmekte, televizyon seyretmekte ve eğlenmektedirler.
Hiç kimse öldüklerinin, öldürüldüklerinin farkında değillerdir. Onlar Gogol'ün "Ölü Canlar"ı gibi yaşadıklarını zannetmektedirler... Ölü canlar gibi
****
12 Türk askeri Afganistan'da helikopterin düşmesi sonucu hayatlarını kaybetmiştir. Erdoğan kazayı "bilinmeyen bir sebepten" tümcesi ile açıklamıştır.
Bilinmeyen bir sebepten... Sebep de katil de bilinmektedir. Amerika kendi çıkarları için ölmemizi ve öldürmemizi istemektedir. Suriye için ön görüşmeler yapılırken, Türk milletinin iktidara şu soruyu sormasının tam zamanıdır.
Türk askerinin Afganistan'da ne işi var? Ve ABD'li askerlerin Malatya-Kürecik'teki varlıklarının sebebi nedir? CFR'nin isim babası olduğu iktidar partisi en az Amerika kadar askerlerimizin ölümünden sorumludur.
Helikopter gerçekten bir kaza sonucu mu düşmüştür?..
****
CIA Başkanı David Petraus (ÇUVALCI) Türkiye'ye gelmiş ve Başbakan Erdoğan'la görüşmüştür. "Milli irade"yi dilinden hiç düşürmeyen Başbakan, bu görüşmenin içeriğini milletle yani TBMM'de "Milli irade" ile paylaşmamıştır.
David Petraus denen adam kimdir? 4 Temmuz 2003'de Süleymaniye kentinde karargah kuran 11 Türk askeri Peşmerge destekli ABD askerleri tarafından tutuklanmış ve başlarına çuval geçirilmiştir.
Türk askerinin onuru, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin haysiyetidir.
Devletin haysiyetinin açıkça çiğnenmesini zamanın Dışişleri Bakanı A. Gül, "Yerel bir olay" olarak nitelendirmiştir. Başbakan Erdoğan'ın ise "Nota verecek misiniz?" sorusuna verdiği cevap Türk milletinin yüreğini dağlamıştır.
"Bakın nota dediğiniz müzik notası değildir. Bunların da bir ağırlığı vardır. Aklınıza esince nota verilmez."
Sonradan CIA Başkanlığı'yla ödüllendirilen David Petraus, o operasyonun komutanı ve emri veren generaldir. Başbakan Türk'ün haysiyetini Amerikalı askerlerin kanlı postalları altında çiğnemek isteyen bir adamla görüşme yapmış ve içeriğini de Türk milletinden saklamıştır.
Ancak biraz geriye dönerek Türkiye üzerinde oynanan oyunları ve Suriye için yaptığı kanlı planlarına Türkiye'yi maşa olarak kullanmak isteyen ABD'nin gerçek amacının ne olduğunu irdelemeye çalışmamız gerekmektedir.
****
Bilinmelidir ki bir devletin içinde kontrgerilla ve/veya çetecilik varsa, o kuruluş CIA'nın yan kuruluşudur ve "Büyük Abi"nin denetimindedir.
Türkiye, atanarak seçtirilmiş bir eşbaşkan ve yönetimindekiler tarafından "yeniden yapılandırılmak" istenmektedir.
Pentagon tarafından TSK'deki generaller üç sınıfa ayrılmıştır.
- Atlantikçiler
- Milliyetçiler
- Avrasyacılar..
NATO tarafından kurulan kontrgerilla (GLADYO ve SÜPER NATO) örgütlerinin CIA'nın denetiminde olduğu bir İtalyan savcı tarafından ispat edilerek, tarihe not düşürülmüştür. Bu kuruluşların tek amacı devletleri ABD'nin güdümünde tutmaktır.
CIA, ülkemizde ordu yerine polis gücünü hakim kılmak istemektedir. Bu nedenle "İslamcı Gladyo" İçişleri Bakanlığı'nda etkisini göstermiştir. Ancak daha sonraları bu gladyo, Fethullahçı Gladyo'ya dönüşmüştür.
Tarih 21 Mart 1995... Irak'ın kuzeyine konuşlandırılmış 7500 civarındaki CIA Peşmergesi için kod adı "ÇEVİK HAREKÂT" olan bir askeri harekât düzenlenmiştir. Orgeneral Eşref Bitlis'in planı uygulanmış, Barzani ve Saddam işbirliği oluşmuş ve 200 CIA Peşmergesi öldürülmüştür.
ABD kalan Peşmergeleri Guam Adası'na götürmüştür.
O tarihte ABD basını Çevik Harekâtı'nı, Amerika'nın Wietnam'dan sonraki en büyük yenilgisi ve bozgunu olarak nitelendirmiştir.
Zamanın Başbakanı Tansu Çiller'e "Çevik Harekâtı" önceden bildirilmemiş, harekât bir nevi oldu bittiye getirilmiştir. Çünkü Çiller'in ABD'nin özel görevlisi olduğu bilinmektedir.
Eşref Bitlis, PKK'nın Amerka'nın yan kuruluşu ve içlerinde CIA ajanlarının olduğunu açıkça söylemektedir. Bitlis Paşa, anti-emperyalist ve anti-Amerikancı bir askerdir. O halde "Katli Vaciptir(!)"...
Bitlis'e ilk suikast teşebbüsü bizzat Amerikan uçakları tarafından, Eşref Bitlis'in helikopterine saldırı düzenlenerek yapılmıştır. Eşref Bitlis'in hayatı tecrübeli pilotun ustaca manevraları sayesinde kurtulmuştur. Ancak 17 Şubat 1993'te gene Eşref Bitlis Paşa'nın helikopterine Amerikancı F tipi Gladyo'nun artıkları tarafından suikast düzenlenmiş ve Paşamız şehit edilmiştir.
Ancak Çelik Harekâtı'nde zamanın Genel Kurmay Bşk.nı Orgeneral Karadayı Eşref Bitlis Paşa'nın planını uygulamıştır.
28 Şubat sürecinde yapılan YAŞ toplantısında 160 subay, astsubay ve askeri görevlinin "irticai faaliyetlerinden" dolayı TSK'dan ihracının imzalanması için Erbakan'a bir dayatma söz konusu olmuştur.
Zamanın Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun şu söylemi mutlaka akıllarda kalmıştır.
"28 Şubat'ı bin yıl olsa da sürdüreceğiz." Bu cümlede söylenmek istenen son derece açıktır. Karadayı Paşa'nın daha önce belirttiği gibi "ABD, bölge ülkeleri için bir tehdittir." Karadayı Paşa, ABD'yi ziyaret etmeyen tek Genel Kurmay Başkanı'mızdır. Yani kendisi Milliyetçi ve/veya Avrasyacı gruba dahil yurtsever ve anti-emperyalist bir komutandır. Ayrıca Karadayı Paşa özel görevli Türk subay ve askerlerinin Çeçenistan ve Çin-Uygur bölgesine gönderilmesine engel olmuştur.
Ancak bu dönemde birçok rozet Atatürkçüsünün bağrına bastığı ABD'deki atölyelerde Amerikalı tasarımcılar tarafından imal edilen bir "Truva Atı"nın yıldızı, "Büyük Abi" tarafından devamlı parlatılmaktadır. Çevik Bir... Çevik Bir sessizce Türk ordusundan tasviye edilmiştir.
Sn. Kıvrıkoğlu bu söylemle aslında şu gerçeğin altını çizmiştir "Bin yıl sürse de ABD emperyalizmine karşı direneceğiz."
ABD bu mesajı almış ama karşılığını vermekte de gecikmemiştir.
MİLLENİUM CHALLENGE-2002
Bin Yılın Meydan Okuması... Nevada Çölü'nde yapılan bir tatbikat...
****
Bugün ben de bağımsızlığı gasp edilmiş büyük Türk milletinin kızı olarak, ağlamadan, yılgınlığa düşmeden ve hiç kimseden yardım dilenmeden size sesleniyorum.
"Nihayet, faaliyete geçmek zamanıdır." Bağımsızlığımıza nasıl yürüyeceğimizi ve bu konudaki azim ve kararımızı tıpkı Amasya Bildirgesi'ndeki "Ya İstiklâl- Ya Ölüm" şiarı örneği dünyaya ilan etmenin zamanıdır.
Ve soruyorum...
Benim askerimin Afganistan'da işi ne? Çuvalcı General CIA Bşk.nı David Hovel Petraus'un kanlı elleriyle ülkemi savaşa sürüklemeye ne hakkı var?
Figen ÖZEN, 19 Mart 2012