CIA'nın Çetecileri! (6)
Cemaat Kelle Avında...
Kalemi elinize alırsınız, yazmak istediğiniz konu aslında belirgindir. Binlerce istihbarat elemanı at koşturmaktadır ülkenizde... Bir başka ülkenin teröristleri eğitilmekte, silahlandırılmakta ve bir eşbaşkan, kendisine verilen görevi, önce Suriye'yi daha sonra da sıradaki ülkeyi parçalamak adına Türk milletini ateşe atmak üzeredir.
Bayramlar yasaklanmakta ve milli benlik parçalanmak istenmektedir. El altından CIA'nın Çetecileri ülkede bildiğini okumaktadır.
Ancak Son Kulis'te yayımlanan bir beyanat ile isyanınızı dile getirmek zorunda kalırsınız. Çünkü o beyanatta yer alan bazı talihsiz(!) söylemler Kemalist Devrim'in ve hatta Cumhuriyet'in bağrına sokulmuş bir hançer misali can yakmaktadır.
Bunları dile getirdiğiniz için bazı zat-ı muhteremler derhal sizi "KARŞI DEVRİMCİ" ilan etmekte bir sakınca görmeyecektir. "KARŞI DEVRİMCİ" Mustafa Kemal tüm hayatı boyunca karşı devrimcilerle savaşmıştır. "Kol kırılır, yen içinde kalır." Bu sözü "kolun kırık olduğunu kabul eden" çok sayıda kişi söylemiş ve/veya yazmıştır. Kol kırıktır. Pardon kırıktan da ötedir. Hatta yapaydır, Sn. Çölaşan'ın tabiriyle de "devşirme"dir. Yen içindeki bu kol artık, ana vücuda yani Atatürkçü Düşünce'ye uyum sağlamamaktadır. Bu nedenle yapay kol çıkarılıp atılmalıdır. Eleştiri hakkını kullanmak ve kullandığınız eleştiri hakkı örgütün içinde üstü kapalı olarak geçiştiriliyorsa, bunu paylaşmak karşı devrimcilik değildir. Saldırı hiç değildir. Bir görevdir. Bir başka yazıda bu konuyu yeniden inceleyeceğiz.
Söz verdiğim gibi şimdi yeniden yapay gündem yaratmakta usta olanları, onlar her kim ise bir kenarda bırakarak, biz yolumuza devam edelim.
CIA'nın çetecileri eski istihbarat elemanlarını kullanmakta son derece ustadır. Yalnız eski istihbarat elemanları değil, cemaatler de bu çetecilerin hedefindedir. "Asım'ın Nesli" yeşil dolarların himayesinde, tükenmiş, tüketilmiştir.
Eğer söz konusu paraysa, mukaddes kabul edilen tüm kavramlar kolayca kullanılmış ve yok edilmiştir.
İşi koparan da kotaran da Amerika'dır. Amerikan emperyalizmine ses çıkartamayacak, sadık ve "üç maymun"u oynayan bir İslami (!) kesim hedeflenmiştir. "DİNler Arası Diyalog" eş başkanlarının görevi budur. Ilımlı İslâm ve Yeniden Osmanlıcılık...
Bu nedenle milliyetçi muhafazakar kesim dönüştürülmüş ve onlara özel görevler verilmiştir. Artık onlar ellerinde tespih ve seccadeleriyle Washington'u kıble kılmışlardır.
Bu "dönüştürme", kişilerin özel hayatlarını afişe ve rencide edecek kasetler ve ses bantları düzenlenerek sağlanır.
Ancak bu kasetleme işi son derece ustalık isteyen ve bu konuda bilgi, beceri isteyen bir işlevdir. Sadece eski istihbaratçılar yetmemektedir. Bu nedenle satın alınmış "Büyük Abi"nin ve CIA'nın yan kolu gibi çalışan Pensilvanya'daki çiftliğinden sınırsız hizmette bulunan maddi katkılarıyla, yurt dışında yaşayan eski istihbaratçılar, ülkeye "İŞ ADAMI" kisvesiyle gönderilmiştir. İlk başlarda uslu, uslu iş dünyasının sularında dümen kuran bu saygın(!) iş adamları, kurslar düzenleyerek verilen emirler çerçevesinde kasetleme yapabilmek için yeni elemanlar yetiştirmektedir.
"Kasetleme" için mutlaka ulus devleti savunan, Amerika'nın çıkarlarına karşı çıkan, anti-emperyalist duruşu ile dikkat çeken kurum, kuruluş ve kişiler seçilecektir.
Örneğin bir tarih profesörü, Amerika'nın "Türkler 1915'te Ermeni soykırımı yaptı" yalanını çürütecek güçte yazılar ve belgeler yayımlamaktadır. Bu kişi bir kurumun başkanlığını yürütmekte ve oluşturulmak istenen teslimiyetçi sisteme karşı direnmektedir. Özellikle söz konusu profesörün, Ermenilerle ilgili araştırmaları ve yayımladığı belgeler, ABD'nin gayrı meşru çocuğu cemaati oldukça rahatsız etmektedir.
O zaman, CIA'nın çetecilerinin görevi, bu profesörün hakkında bir kaset hazırlayarak, onu istifaya zorlamaktır. O profesörün oturduğu Ankara- Bahçelievler semti derhal ablukaya alınmış, evinin etrafı "Hallaç pamuğu" didik edilmiş ve "kardeşlerinin Yusuf'u attıkları kuyunun" sanalı hazırlanmıştır.
Ancak her türlü oyuna ve kurulan tuzağa rağmen o kişinin oturduğu daireye girmek mümkün olmamıştır.
CIA'nın çeteciliğini üstlenen cemaat ve istihbarat elemanları kendi deyişleriyle çuvallamıştır.
Ancak "Abilerin" emri kesindir. Takip ve ortam dinlemesi yapılarak, mutlaka ve mutlaka o profesörün ipi çekilecektir. En nihayet eldeki dosya bir dergide yayımlanır. Dosya, cemaatin yayın organları dışındaki (!) bir dergide "patlatılmıştır". Cemaat "kelle avcı"lığına çıkmıştır. Ancak yayımlanan yazıda tarih profesörünün kimliği açıklanmamıştır.
Ancak verilen emir gereği özellikle birçok PKK sitelerine tarih profesörün adı ve açık adresi gönderilmiştir.
Daha sonra bu haberin içeriği kapsamı daha da genişletilerek bir "yasak aşk" ilişkisi şeklinde servis edilmiş ve başta Kanal 7 olmak üzere tüm mütareke basınının sitelerinde yayımlanmıştır. Bu tarih profesörünün adını yazmaya sanırım gerek yoktur. Yapılan ahlaksızca yayın hedefine ulaşamamıştır. Kendisi bir başka görevi gene aynı cesaretle sürdürmekte, edilgen bir tutum taşıyan partisine rağmen sesini TBMM kürsüsünden duyurmaya devam etmektedir. "Tarihçi profesörün ipi" çekilememiştir.
CIA'nın çetecileri tüm kadroları ele geçirmek için, milletin tüm değerlerini değirmen taşının arasında öğütmeye devam etmektedir. Çete elemanları sadece yatak odalarına girip kişinin özel hayatını afişe etmekle yetinmemektedir. Bu nedenle neredeyse Türkiye'nin tamamı dinlenmektedir. Dinlemekle yetinmeyenler, "şantaj" yapmayı da asla ihmal etmemektedir. Cemaat bu sefer asker avındadır.
Tarih 22 Mart 2003... ABD Ankara Büyükelçisi Pearson, Washington'a "özel kaynak verilerine" dayanan bir telgraf çekmiştir. ÖZEL KAYNAk verileri... Elbette ülkede serbestçe dolanan ve devletin mahremiyetine dahi kolayca girebilen CIA elemanlarıdır.
"...Türk generalleri, Tayyip Erdoğan'ın davranışlarından büyük bir rahatsızlık duymaktadır. R.Tayyip Erdoğan güçlü bir müttefikimizdir.
Orgenerallerin tutum ve duruşu, Amerika'nın menfaatlerinin korunması devamı açısından engelleyici olmaktadır. Orgeneral HİLMİ ÖZKÖK'ün sadakatli duruşu mutlaka sahiplenilmelidir."
Bu telgraf aslında şifreli ve bir kriptodur. Gizli belgedir. Ancak işlevi bittiği ve CIA'nın çetecileri için görev yerine getirildiği için artık açıklanmasında hiç bir mahzur yoktur.
Sıra 5 Mayıs 2007 Erdoğan-Büyükanıt görüşmesindedir. Takip ve ortam dinlemesi CIA'nın çetecileri tarafından sürdürülmüş ve cemaat için maksat hasıl olmuştur. 17 nolu klasör çok önemlidir. Bu görüşmenin hedefi bu dosya ile ters yüz edilecektir.
F tipi gladyo örgütün içindekiler sahte cd ve belge üretmeye devam edecektir. Balyoz bu sahteciliğin en güncel örneğidir.
Sahtecilik ve şantaj onların görevidir.
Bizim ise dersimiz: Tam Bağımsız Türkiye Konu: Kemalist Devrim Ödev: İşgale Direnişi başlatmaktır.
Görev 19 Mayıs'ta bitmemiştir. Görev, Kemalist Devrim'in yeniden inşasına ve Bağımsız Türkiye'nin bayrağının Ankara Kalesi'nde dalgalanacağı güne kadar devam edecektir.
O gün ise yeni görev başlayacaktır. Görev "Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir."
_________________________________________________
Kaynak: Cümbür Cemaat- İlhami Yangın- Bilgi Yayın Evi
Figen ÖZEN, 21 Mayıs 2012