CIA'nın İşkence Uçakları İncirlik’i Kullanmış!

4 yıl önce yalanlanmıştı!

YENİÇAĞ, 8 Haziran 2006’da işkence uçaklarının Türkiye’yi kullandığını duyurmuştu.

İşkence uçakları İncirlik’e inmiş!

Alman gazetesi Die Welt, Wikileaks belgelerine dayanarak, “Türk hükümetinin 2002-2006’da CIA’nın terör zanlılarını taşıdığı uçaklara izin verdiğini” yazdı. İşkence uçakları olarak bilinen uçaklar İncirlik’e 24 kez gelmiş.

İşkence uçakları İncirlik’i kullanmış

Alman “Die Welt” gazetesi, Wikileaks belgelerine dayanarak, “Türk hükümetinin 2002-2006 yılları arasında, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) terör zanlılarını taşıdığı işkence uçaklarına izin verdiğini” iddia etti. Norveç gazetesi “Aftenposten” in elinde bulunan Wikileaks belgelerini bu gazeteyle birlikte değerlendiren Die Welt, “ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Wilson’un yazdığı ve yabancıların okumasının yasak olduğu ifade edilen bir raporda, Türk hükümetinin 2002 yılında söz konusu uçuşlara izin verdiği ve 2006 yılının Şubat ayında bu izni kaldırdığı, bu dönemde İncirlik’teki üsse CIA’in 24 uçuş yaptığı” kaydedildi. Büyükelçi Wilson’un 8 Haziran 2006 tarihinde, ABD Hava Kuvvetleri Komutanı olan Norton A. Schwartz’a gönderdiği tahmin edilen raporda, “Türk Silahlı Kuvvetleri bize İncirlik’i, 2002 yılından itibaren ’Fundamental Justice’operasyonu çerçevesinde tutuklu nakillerinde yakıt ikmali için kullanmamıza izin veriyordu. Ancak bu izni 2006 yılının Şubat ayında kaldırdı” şeklinde ifade kullanıldığı belirtildi. “Raporun, Schwartz’ın 14 Haziran 2006 tarihinde Ankara’ya yapmayı planladığı bir ziyaret için hazırlanmış olduğu” ifade edilen haberde, “rapora göre ayrıca, ABD Genelkurmay Başkanlığının, yeniden böyle bir izin alabilmek için neler yapılması gerektiğini düşündüğünün, ancak bu konunun Schwartz’ın Ankara ziyareti sırasında ele alınmasının uygun görülmediğinin kaydedildiği” bildirildi.

Uçuş detayları yayımlanmıştı

Haberde, “raporda, söz konusu uçuşlar sırasında havaalanında terör zanlılarına işkence yapılıp yapılmadığının ise belli olmadığı” kaydedildi. İspanya’nın önde gelen gazetelerinden El Pais, ülkesinin Savunma Bakanlığı’na dayandırdığı haberinde, Afganistan’daki Taliban ve El Kaide tutuklularını işkence üssü Guantanamo’ya götüren ABD’li askeri uçakların İncirlik Üssü’nü kullandığını yazmıştı. Gazete, işkence uçaklarının uçuşlarına ilişkin detayları içeren listeyi de yayımlamıştı. YENİÇAĞ da bu konudaki raporları sayfalarına taşımıştı.


YENİÇAĞ, 17 Ocak 2011

CHP'li Ersin, Gül ve Babacan'ı yalan söylemekle suçladı

CHP'li Ersin, Abdullah Gül ile Ali Babacan’ı, "İncirlik Üssü’nün El Kaide militanlarının Guantanamo işkence üssüne taşınmasında kullanıldığına" yönelik iddialar konusunda yalan söylemekle suçladı.

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, dönemin Dışişleri bakanları Abdullah Gül ile Ali Babacan’ı, "İncirlik Üssü’nün El Kaide militanlarının Guantanamo işkence üssüne taşınmasında kullanıldığına" yönelik iddialar konusunda yalan söylemekle suçladı. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i göreve çağıran Ersin, "Meclis yanıltılmıştır. İğfal edilmiştir. Meclis Başkanı bu rezaleti seyir mi edecek, eğer seyredecekse orada oturmasın" dedi.

ERSİN'İN KAYNAĞI WIKILEAKS

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, WikiLeaks belgelerine dayanılarak İncirlik Üssü’nün El Kaide militanları olduğu ileri sürülen kişilerin Guantanamo işkence üssüne taşınmasında kullanıldığına ilişkin haberleri değerlendirdi.

-"ABDULLAH GÜL, MECLİS’İ YANILTTI, YALAN SÖYLEDİ"-

Konuyu 2005’ten beri takip ettiğini ve soru önergeleri ile TBMM gündemine taşıdığını vurgulayan Ersin, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün verdiği yanıtı hatırlatarak, "Gül, doğruyu söylememiş, Meclis’i yanıltmıştır" dedi. CHP’li Ersin, Gül’ün cevapta; 15 Kasım 2005 tarihinde kalkan uçağın Sabiha Gökçen Havaalanı’na indiği ve 16 Kasım 2005 tarihinde de kalktığının ifade edildiğini belirterek, "Ulaştırma Bakanı yakıt ikmali diye açıklamıştı. Oysa Abdullah Gül’ün cevabında uçak 31 saat Türkiye’de kalmış. Yakıt ikmali için gelen bir uçağın 31 saat kalmasını kabul etmek mümkün değildir. Bu uçağın Türkiye’de tutuklu bulunan El Kaide militanlarını sorgulamak üzere Türkiye’ye geldiği çok açık. Ne Ulaştırma Bakanı ne soru önergemi yanıtlayan dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül doğruyu söylememiş ve Meclis’i yanıltmıştır" dedi.

2007 tarihinde aynı konuda verdiği soru önergesini hatırlatan Ersin, dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın verdiği yanıtta; "İddialar gerçekleri yansıtmamaktadır" dediğini hatırlattı.

-"MECLİS İĞFAL EDİLMİŞTİR"-

Meclis’in yanıltıldığını iddia eden Ersin, "İğfal edilmiştir" dedi. TBMM Başkanı’nı göreve çağıran Ersin, şöyle dedi:

"Asıl yanıltılan Meclis Başkanı’dır. Gül ve Babacan tarafından Meclis yanıltılmıştır. Meclis Başkanı’nı göreve çağırıyorum. Hem sizi hem TBMM’yi hem bizi yanıltan Babacan ve Gül hakkında ne yapacaksınız? Nasıl bir girişim yapacaksınız ki, bu kişiler yaptıkları bu davranıştan ötürü utanç duysunlar. Gül ve Babacan yanlış bilgi vermişler ve yalan söylemiştir. Meclis Başkanı’nın, Meclis’e saygısı varsa bu işin peşine düşer. Meclis Başkanı bu şahıslar hakkında ne yapacak? Gül ve Babacan yalan ve yanlış bilgi vererek Anayasal suç işlemiştir. Meclis Başkanı bu rezaleti seyir mi edecek, eğer seyredecekse orada oturmasın."

CHP’li Ersin, İncirlik Üssü’nün nükleer silah deposu olduğuna ilişkin 8 Aralık 2010 tarihinde verdiği ikinci soru önergesine henüz Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün yanıt vermediğini de söyledi.

-"KÖTÜ NİYETİN DANİSKASI"-

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın, ÖSYM’nin teşkilat ve görevleri hakkındaki kanun teklifini de eleştiren Ersin, "Bu kanunun içine başka şeyler sokulmuş. Polis okullarına lise ve dengi okulları denilerek imam hatip lisesi mezunlarının da polis olmasının önü açılıyor. Böyle bir maddeyi sokuşturmak kötü niyetin daniskasıdır. Bunu niye gizli yapıyorlar, açık oynasınlar" dedi.

-"EMNİYET F TİPİ ÖRGÜTLENMENİN MERKEZİ"-

"Emniyet’in cemaatin elinde olduğunu bilmeyen yok" diyen Ersin, "Emniyet’in F tipi örgütlenme diye tanımlanan cemaat yapılanmasının merkezinde olduğunu bilmeyen yok. Yeni bir dini örgütlenme içine girmek istiyorlar seçime giderken, dinin siyasete alet edilmesinin çok açık bir örneğidir" dedi.

Bir soru üzerine Ersin, Arabuluculuk Tasarı ile ilgili şimdiden bir şey söylemenin erken olduğunu söyledi.


GAZETE5, 18 Ocak 2011

CIA bu ülkenin başbakanını kullanıyor, İncirlik'i kullanmış çok mu?

Saddam’ın subayları da İncirlik’ten kaçırıldı

WIKILEAKS belgelerinde yer alan, Amerikan istihbarat örgütü CIA’nin, terör zanlılarının 2002-2006 arasında İncirlik Üssü üzerinden uçakla taşıması sürecinden daha önce Türkiye’nin, kritik operasyonlar için de ABD’ye özel bazı izinler verdiği ortaya çıktı.

Saddam yönetiminin çökertilmesi amacı ile CIA, önceden Amerika’da yeni bir hayat vadettiği 320 üst düzeyde Irak Cumhuriyet Muhafızı subay ve ailesini, 2003 Mart’ındaki Irak savaşı öncesinde Irak sınırından geçirip Türk toprakları üzerinden sivil otobüslerle İncirlik Üssü’ne getirdi. Oradan da uçaklarla halen yaşamlarını sürdürdükleri ABD’ye sevketti.

Normal yolcu otobüsü gibi

Döneme tanıklık eden görevlilerin verdiği bilgiye göre, Kuzey Irak’tan Adana’daki İncirlik Üssü’ne otobüslerle geliş 11 Ocak’tan başlayarak Mart’taki savaşın başlangıcına dek sürdü. Ayrıca, o dönemde sadece CIA değil diğer Amerikan askeri istihbarat birimlerinden yüzlerce görevli de yine İncirlik üzerinden takma isimlerle ve sivil kıyafetlerle ‘saha çalışmasına’ başlamak üzere Irak’a geçti. Geçişlerde hafif silahlar da taşındı.

Bir Türk diplomatına göre, Washington, her ne kadar Ankara’ya, 1 Mart 2003’de ABD askerlerinin Kuzey Irak’a geçişine izin vermediği ve Irak’ı kuzeyden kuşatma imkanını engellediği yönünde eleştiride bulunsa da, hava sahasını kullanılarak füze atışları dahil perde arkasında verilen bu tür desteklerin ABD yönetimi çok iyi farkındaydı. O nedenle eleştirel ses zamanla azaldı.


Hürriyet, 19 Ocak 2011

İktidar suçüstü yakalanmıştır

Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan, Wikileaks belgesiyle ABD’nin Türkiye’yi işkence alanı olarak kullanmasına iktidarca izin verildiğinin açıkça görüldüğünü söyledi. Tantan, “İktidarın bu suçuna, sessiz kalan parlamento da ortaktır” diye konuştu.

AKP suçüstü yakalandı

Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, WikiLeaks belgeleriyle, Türkiye’nin 2002- 2006 yılları arasında, CIA’in gerek Guantanamo Üssü gerek diğer bazı merkezlere götürülerek işkence altında sorguladığı kişileri taşıdığı uçakların, Türkiye’deki havaalanlarını kullanmasına izin verdiği yönündeki belgeyle ilgili “İktidarın suçüstü yakalandığını” söyledi. Tantan, “Yıllarca, nasıl ki bir taşeron örgüt olan PKK üzerinden emperyal devletler, Türkiye’yi güvenlik ve siyasi anlamda tehdit etmişlerdi, bugün de kimliksiz ve kirli siyasetçilerden dolayı arşivlenmiş olan ülkenin güvenliği, ekonomisi ve siyaseti WikiLeaks ile tehdit edilmektedir” dedi.

Sadece soğanın kabuğu

Tantan, yayımlanan WikiLeaks belgelerinin soğanın sadece kabuğu olduğunun altını çizerek, cücüğüne inildiğinde nelerin ortaya çıkacağını bekleyip görmek gerektiğini söyledi. İktidarın, PKK terör örgütünü yıllardır himaye ettiği ortaya çıkan Amerika’nın, Türkiye’yi işkence alanı olarak kullanmasına izin verdiğini ifade eden Tantan, şöyle dedi: “Parlamento da buna ses çıkarmayarak, halkın kandırılmasına göz yummuştur.”


YENİÇAĞ, 20 Ocak 2011

AKP-CIA ittifakı

CHP’li Atilla Kart, CIA’nın işkence uçakları konusunda iktidara ağır suçlamalar yöneltti: Hükümet, CIA ile işbirliği konusunda suçüstü yakalandı. İşkence uçaklarına bilerek yardım ve yataklık yapmak suretiyle, CIA ile işbirliğine girdi.

2005’te suç duyurusu yapılmıştı. Aradan geçen sürede adli mercilerin hükümetin kanunsuz talimatıyla görev ve yetkilerini kötüye kullandığı anlaşılıyor. Hükümet, hangi gerekçeler ve hangi mutabakatlarla CIA ile işbirliği yaptığını açıklamalı!

Hükümet CIA ile işbirliği içinde

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ile birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenledi. İzmir Barosu eski Başkanı Avukat Noyan Özkan’ın, 9 Aralık 2005’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na, CIA örgütünün kiraladığı uçaklarda terör iddiasıyla muhtelif ülkelerde gözaltına aldığı insanlara işkence ve pek fena muamelede bulunulduğuna dair suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Kart, aradan geçen 5 yılda adli mercilerin görevlerini yapmadığını savundu. Kart, “Hükümet de CIA ile işbirliği içinde işlenen tüm suçların faili konumuna gelmiştir. Açık gerçek budur. Kandıra Cezaevi’ndeki bir şüphelinin cezaevinden çıkartılıp işkenceye maruz bırakıldığı o dönemde zanlının avukatı tarafından kararlılıkla dile getirilmiştir” dedi.

Hükümet ve Başbakan Erdoğan’ın, 1 Mart Tezkeresi’nde başaramadıkları misyonlarını bir nebze de olsa bu suretle yerine getirdiğini iddia eden Kart, “Hükümet, işkence uçaklarının Türkiye’de konaklamasına, ikmal yapmasına bilerek yardım ve yataklık yapmak suretiyle, CIA ile işbirliği içine girmiştir. Bulgular bu yöndedir. Adli mercilerin hükümetin kanunsuz talimatıyla görev ve yetkilerini kötüye kullandıkları anlaşılmaktadır” diye konuştu. Başbakan’ı tarihin en büyük demagoglarından olduğunu belirten Kart, “Hükümet, CIA ile işbirliği konusunda suçüstü yakalanmış durumdadır” dedi. Hükümetin üç maymunu oynadığını söyleyen Kart, Başbakan’a, “Hangi gerekçelerle ve hangi mutabakatlarla CIA ile işbirliği içine girdiniz” diye sordu.

Kulaklarını çekecek mi?

Ahmet Ersin de, dönemin dışişleri bakanları Abdullah Gül ile Ali Babacan’ı, Meclis’i yanıltmak ve yalan söylemekle suçladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da seslenen Ersin, “Başbakan kendisi adına bilgi veren Ali Babacan ve Abdullah Gül hakkında ne yapacak? Kulaklarını çekecek misin” diye sordu. Ersin, soru önergelerine verilen yanıtlarda Meclis’in yanıltıldığını belirterek, “Gül ve Babacan yalan söylemiştir. Benden özür dilemelerini bekliyorum” dedi.


YENİÇAĞ, 21 Ocak 2011