Olur mu böyle şey demeyin? Oldu bile! TBMM Adalet Komisyonu, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin, 9 maddesini bir kez daha görüşülmesi için iade ettiği Vakıflar Kanununu aynen kabul etti. Bu kanunu kabul eden milletvekilleri, CIAnın dolaylı taleplerini yerine getirmiş oldu!
***
Kabul edilen maddelere göre yabancılar, Türkiyede hukuki ve fiili mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurabilecek.
Vakıflar, izin almadan mal edinebilecek, malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilecek.
Vakıflar, vakıf senedinde yer almak kaydıyla, amaç ve faaliyetleri doğrultusunda, uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunabilecek, yurtdışında şube ve temsilcilik açabilecek, üst kuruluş kurabilecek ve yurtdışında kurulan kuruluşlara üye olabilecek. Vakıflar, yurtiçi ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan, ayni ve nakdi bağış ve yardım alabilecek, yurtiçi veya yurtdışındaki benzer amaçlı vakıf ve derneklere ayni ve nakdi bağış ve yardımda bulunabilecek.
***
Son dönemdeki vakıflar ile ilgili kanun maddelerini 2000-2001 yıllarında Türkiyedeki azınlık vakıfları hazırlamıştı!
25 Ekim 2001 tarihinde, İstanbulda yaşayan azınlık ve diğer gayrimüslimlerin ruhani liderleri İstanbul valisinin başkanlığında bir toplantıya katıldı. Bu toplantı sırasında, Rum, Ermeni, Keldani ve Latin Katolikleri liderleri, taleplerini yazılı olarak İstanbul Valisine takdim etti. Bu talepler, bir tasarı olarak hazırlanıp Başbakan Bülent Ecevitin önüne konuldu.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün kuruluş kanunu değiştiriliyormuş gibi yapılarak Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü devre dışı bırakıldı ve tasarı Bakanlar Kurulunda imzaya açıldı. MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, konuyu hukukçulara inceletti, Türk Hukuk Enstitüsünün görüşünü de aldı ve tasarının Lozan Antlaşmasına ve Anayasaya aykırı olduğunu görerek imzalamadı. Tasarı geri çekildi. Ancak, ABye uyum yasaları çerçevesinde aynı tasarı bir madde olarak yeniden gündeme getirildi ve TBMMde grubu bulunan partilerin altısı, yani DSP, (YTP), DYP, ANAP, AKP, SP, paket halindeki tasarıya kabul oyu verdi. Grubu bulunmayan CHP de tasarıya destek verdi. MHP ise ret oyu kullandı. MHP, daha sonra 6 maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine dava açtı. Talep, başvuru zamanında yapılmadığı için reddedildi. Uyum paketi ile yabancı derneklerin Türkiyede örgütlenmesi serbest bırakıldı, azınlık vakıflarına taşınmaz mal edinme kolaylığı getirildi. Her türlü vakfın, yurtdışındaki vakıflara üye olabilmesi, yabancı vakıfların Türkiyede şube açmalarına imkân sağlandı.
***
Dönemin Devlet Bakanı Nejat Arseven, getirilen değişikliklerin kabulü sırasında yaptığı konuşmada, Bu düzenlemenin kendi teklifleri olmadığını, Dışişleri Bakanlığına Patrikhaneler tarafından gönderilen 04.09.2000 tarihli bir yazı ile cemaat vakıflarında gerekli düzenleme yapılmadığı takdirde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunulacağı tehdidi aldıkları için bu değişikliğin zorunlu hale geldiğini ifade etti.
Fakat yapılan kanun değişikliği, azınlık vakıfları ve Türkiyede serbest faaliyet göstermek isteyen Rockefeller Vakfı veya dinlerarası diyalog adı altında Türkiyeyi Hristiyanlaştırma operasyonuna girişen cemaat vakıflarını, Dünya Kiliseler Birliğini ve Avrupa Birliğini tatmin etmedi. Azınlık vakıfları ve yabancı vakıfların faaliyetlerini genişleten yeni bir kanun istediler. AKP hükümeti kanunu çıkardı ama Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Lozana aykırılık gerekçesiyle veto etti.
Şimdi Abdullah Gülün veto etmeyeceği kesin olduğu için kanunu aynen kabul ettiler! Çünkü kanunu TBMMye sevk edenlerden biri Tayyip Erdoğan ise diğeri de Abdullah Gül idi! Artık Türkiye, başta CIA olmak üzere bütün istihbarat servislerinin kurduğu her türlü vakfın serbestçe cirit atabileceği bir savaş alanı olacak ve buna karşı çıkanlar suçlu kabul edilecektir! Çünkü Türkiyede faaliyet gösteren yabancı vakıfların tamamı, istihbarat servislerine bağlıdır.