ÇİN İZLENİMLERİ(IV):ÇİN HALK CUMHURİYETİNİN KURULUŞU
Diyeceksiniz ki memleket keşmekeş içerisinde, bu adam hala Çin’i yazıp, duruyor.
Evet yazıyorum. Yıllardır aklı başında olan adamlar yazıyor, konuşuyor, anlatıyoruz bu gidişat, gidişat değil diye… Bir tuhaf adamın iki dudağı arasındaki iç, dış ve sosyoekonomik politikalarla ülkeyi getirdiği hale bakın...
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi zaten. Şimdi sadece Çarşamba’yı değil, tüm memleketi sel almakta…
Yüzlerce emekçi biçare serçeler gibi can vermekte…
Ülke, haydutlarla sarmaş dolaş olarak, diplomatlarını, vatandaşlarını onlara rehin edenlerin aymazlığı ile Ortadoğu bataklığına saplanmakta…
Acz içine düşürülmüş güvenlik güçleri, yerlerde sürünen Albayrak bütün bunların üzerine tüy dikmekte…
Bir türlü doymak bilmeyen hazret ve şürekâsı ise HES’ler, köprü, hava alanı, kanal falan korkunç rantlar peşinde…
Ve de medet umulan ABD, NATO “Vakti ile yediğin hurmalar, bizi niye ırgalar…” diye mırıldanmakta…
Bir de bu utanmaz adam cumhurun başı olacak ha…
Evet, bu ülke tüm kurumları, aydınları, muhalefeti ve halkı ile yetti gari deyip ayağa kalkmadıkça ben Çin’i yazmaya devam ediyorum.
Uzun Yürüyüş(1935-1934) ve Çin Halk Cumhuriyetinin Kuruluşu
Her Kurtuluş Savaşı gibi Çin Kurtuluş Savaşı da bir Uzun Yürüyüşle başlar.
Çan Kay Şek’le devrimcilerle arasındaki iç savaş şiddetle sürerken Japonlar Çini istila fırsatını yakalamışlardı. Eylül 1931'de Japonlar kuzey doğu Çin’i (Mançurya’yı) işgale başladı.
Çan Kay Şek’in bu bölgedeki birlikleri bozguna uğrayınca Japonlar 40 milyon nüfuslu zengin sanayi bölgesini kolaylıkla ele geçirdiler. Çan Kay Şek ise ordusu düşmanın üzerine süreceği yerde aklı devrimcilerdeydi. 1934 e kadar devrimcileri yenmek için kampanyalar başlattı. Bu sırada Japonlar bir taraftan Şanghay’a çıkmış, diğer taraftan Moğolistan’ı işgale başlamıştı.
Kiangsi’deki devrimci hükümet üzerine art arda ordular göndermenin yararı olmadığını gören Çan Kay Şek, devrimcilerin bulunduğu bölgeleri çevirmek ve yavaş yavaş çemberi daraltmak yoluna gitti. Devrimcilerin bazı taktik hataları,yanlış bölgesel politikaları nedeni ile bu çevirme harekatı başarılı oldu. Bu durum karşısında devrimcilerle çemberi yarıp, bölgeden çıkarak kuzeye kuzeye çekilmeyi planladılar. Bu kararla 1934 yılında Uzun Yürüyüş, tarihin en önemli stratejik geri çekilmelerinden biri başlıyordu. (Bir diğeri Kurtuluş Savaşımızda Ordularımızın Polatlı önlerine değin çekilmesidir.)
Büyük kısmı asker, küçük bölümü sivil halk devrimciler çemberi yararak Uzun Yürüyüşe başladılar. Kiangsi’yi ve Yang Çe’nin güneyindeki üstlerini geride bırakarak önce batıya doğru ilerlediler. Yunnan’dan sonra Yang Çe ‘nin yukarı kısmındaki dar ve vahşi boğazlardan geçtiler. Tibet’in eteklerinden dolaşıp Çin – Türkistan’ına vardılar. Sonra kuzeye doğru ilerlediler. Moğolistan’a komşu Şensi eyaletinin kuzey bölgesinde durdular. Ortalama 13 bin kilometre(Hatırlatalım, ülkemizin doğudan batıya uzunluğu 1600.km.dir.) yol yürümüş ve yürürken kendilerini takip eden Çan Kay Şek kuvvetleriyle de çarpışmak zorunda kalmışlardır. Uzun Yürüyüş başlarken devrimcilerin kuvveti 100 bin kişiydi. Bittiği zaman açlık kış ve bazı firarlar yüzünden 30 bine inmişti. Ama devrim pişiyor, zafere doğru umutlar canlanıyordu.
Devrimciler bu yürüyüşle hem çevrilip yok edilmekten kurtulmuş, hem de daha güvenli bir bölgeye yerleşmişlerdi. Bu bölgede Japonlarla savaşmak için hazırlık yaptılar ve böylece Çan Kay Şek’in başaramadığı bir işe girişerek halkın desteğini kazandılar. Uzun Yürüyüşten sonra Japonlarla savaşmak için hazırlık yapan komünistler aynı zamanda Şensi bölgesinde reformlar yapmış, eğitim kampanyası başlatmışlardı. “Çinli Çinliyle değil Japonlarla savaşmalı” sloganı bütün Çin’de yankı uyandırmıştı. Devrimciler Japonlara karşı Nankin’ deki rejim gibi boyun eğmeyeceklerini ilan ediyorlardı. Devrimciler Japonlarla uzun erimli bir savaş sürecine girmişken
1945'de II. Dünya Savaşı bitti, Japonya yenildi. Fakat bu sefer Çin'de 1947'de Kızıl Ordu ile Çan Kay Şek üçleri arasındaki iç savaşı da Mao kazandı. Böylece Çin Hem Japon işgalinden kurtulmuş, hem de Çan Kay Şek'in Tayvan'a çekilmesiyle iç savaşı sonlandırmış oldu. Görüldüğü gibi çilesiz hiçbir şey olmuyor...
Kurtuluş savaşı sonrası, tüm siyasi partiler, halk örgütleri, partili olmayan demokratlar ve toplumun tüm kesimlerinden temsilcilerin katılımı ile Çin Halk Siyasi Danışma Konferansına (ÇHSDK) sahne oldu. ÇHSDK, geçici bir anayasa ve Ortak Program hazırladı; Merkez Halk Hükümet Konseyini ve bu konseyin başkanı olarak da Mao Zedong'u seçti; Zhou Enlai' i Başbakan ve Dışişleri Bakanı olarak atadı. 1 Ekim 1949'da büyük kuruluş töreni ile Tiananmen Meydanında Başkan Mao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti'nin resmen kurulduğunu ilan etti.
Bundan sonraki üç yıl ekonomik iyileşme dönemi oldu. Çin ulusu savaşın yaralarını sarmak ve ekonomiyi güçlendirmek için “sıkı” çalıştı. Sınai üretim birimleri kollektifleştirilmeye başlandı ve feodaliteye son verildi; tarım arazileri toprak ağalarından alınarak, az toprağı olan ya da hiç olmayan köylülere dağıtıldı.1952 sonuna gelindiğinde Çin’in mali ve ekonomik durumunda, temel sınaî ve tarımsal üretiminde önemli iyileşmeler kaydedilmişti.
Planlı Dönem Başlıyor…
1953-1956 döneminde ekonominin kapsamlı bir şekilde sosyalist dönüşümü başlatıldı. Köylüler, esnaf, zanaatkârlar üretici kooperatifleri kurmaya özendirildi. Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1953-1957), planlanandan önce tamamlandı. Çin, daha önce ülkede mevcut olmayan sanayileri kamu yatırımları ile geliştirerek uçak, otomobil, ağır makineler, elektrik üretim donanımı, metalürji ve madencilik donanımı, yüksek kalitede alaşımlı çelik ve demir dışı metaller üretmeye başladı.
1957'den 1966'daki kültür devriminin başlangıcına kadar olan on yıllık dönem, Çin’in sosyalist yapılanmayı iyice hızlandırdığı dönem oldu. Bilimsel ve Teknolojik Kalkınma Planı (1956-1967) 1962'de, planlanandan beş yıl önce tamamlandı. Bu alanda, özellikle atom enerjisi, jet teknolojisi, bilgisayarlar, yarı iletkenler ve otomatik kumanda alanlarında ilerleme kaydedildi. Bu dönemde toplam sınai sabit değer dört kat, ulusal gelir, sabit fiyatlarla yüzde 58 oranında artış gösterdi. Çelik, kömür, ham petrol, elektrik ve metal tezgâhları gibi önemli sınai ürünlerin imalatı, bir kaç kat hatta bazı durumlarda on kat arttı. Ayrıca elektronik ve petro-kimya yanında büyük ölçekli tarımsal sermaye yatırımları ve teknolojik dönüşüm başladı. Tarımda kullanılan traktör ve suni gübre kullanımı 6 kat arttı.
Bu dinamik dönemde, 1958 yılında girişilen “ Büyük Atılım ve Halk Komünü Hareketi” ile gerçekçi olmayan düzeyde hızlı üretim ve yüksek hedeflerini benimsenmesi, , hızla sonuç almak sabırsız lığı ile -Sovyetler Birliğinde de izlenen- sosyalist gelişme modellerinin klasik tuzağına düşüldü.
Siyaset alanında da sosyalizmin bir an önce yerleştirilmesi endişesi ile 1957 yılında başlatılan ideolojik mücadelenin kapsamı abartıldı. 1959'da Parti içinde sağ sapmaya karşı başlatılan mücadele demokratik yaşama büyük zarar verdi
Bu hatalar, ülke ekonomisinin 1959 ile 1961 yılları arasında ciddi güçlüklerle karşılaşmasına yol açtı. Bu gidişatı düzeltmek için hükümet, faturasını tamamen emekçi kitlelerin ödeyeceği “Yeniden Güçlendirme ve İyileştirme Programını” uygulamaya koydu. Ancak, yığınların özverisine rağmen yeterince iyileşme sağlanamayınca, siyaset ve ideoloji de bundan etkilenince geldik Kültür Devrimi’ne… Devam edeceğiz…
AYDINLIK G; 15.06.2014