Çocuklara Masallar

Çocuklara Masallar

İletigönderen omer_yildiz » Cum Ağu 12, 2011 23:48

Resim
95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphanenin düştüğü bir ülkede yaşıyoruz. Büyüklerimiz kahvelerde, orta yaşlılarımız, gençlerimiz ve annelerimiz TV başında, dizilerde… Küçüklerimiz mi? Onlarda kendilerinden bihaber olan aileleri sayesinde kendi hallerinde. Enteresandır, “bizim çocuğun durumunu öğrenmek için gelmiştim” diyen bir veliye, “kaça gidiyor, adı ne?” Diye sorduğumda cep telefonuyla eşini arayıp, “hanım bizim çocuk kaça gidiyordu” diyen ailelerin olduğuna şahit olduktan sonra kelimeler, sayfalarca makaleler kifayetsiz kalıyor sanırım…

Hikmet Bayur hocamız; “ eğer bir millet büyükse, kendini tanımakla daha büyük olur.”demiş. Anne-baba evladını, evlat anne-babasını tanıyor mu ki geçmişini bilsin tanısın… Birazcık ilgisi olan, merak eden çocukları da bilinçsiz aileler yanlış yönlendirmiyor mu? Hepimiz bir dönem Atatürk düşmanlığını açık açık ifade eden büyüklerimizi hatırlarız. Gerek aile büyükleri, gerek hocalar bilip bilmeden nasıl yönlendirmişlerdi bizleri. Hatırlayın Ulu Hakan Abdulhamid Han’a Kızıl Sultan demiyor muydu lise kitaplarımız. Bir nesli böylece tarihinden soğutmadık mı? Bilgi olmadan yorum yapıp, kulaktan dolma bilgilerle suçlamadık mı, alet olmadık mı bu dış güç destekli oyunlara? Bunun hala devam ettiğini belirtmek için üstüne basa basa vurgulamak gerektiğine inanıyorum. Hocam siz Atatürk Atatürk diyorsunuz da “Kur’an-ı Kerim’i tuvalete atmış, üstünde tepinmiş Atatürk” “alkolikmiş”, kadın düşkünüymüş” diye karşıma dikilen öğrencilerden bahsediyorum.

Okumayan bir neslin yönlendirdiği gençlik daha ne safsatalarla karşımıza çıkacak merak ediyorum. Artık TV okuyup, kitap seyreder hale geldik. Geçenlerde bir gazete reklamında “içerisinde onlarca hikâye bulunan kitap 49 kupona” diyordu… Buraya kadar normal değil mi? Ama bu kitap sesli kitap, açıyorsunuz oradan sesli bir şekilde dinliyor çocuk. Bu nasıl bir anlayıştır anlamak mümkün değil. Düşünsenize zaten okumaya hevesi olmayan çocukları nasıl bir tembelliğe alıştırıyor. Gittikleri her yerde kitapları, kütüphaneleri yakan, âlimleri öldüren Moğol zihniyetinden daha tehlikeli bir anlayış kim ne derse desin. Çünkü sinsi ve gizli bir plan.

Dedik ya zaten okumaya meyilli değil çocuklarımız, gençlerimiz. Nedir bizim toplumumuzda kitap: eve gelinir, yemek yenir, el yüz yıkanır yatma vakti gelince yatağa uzanılır ve o esnada okunması gereken bir materyaldir. Uykuya geçmek için araçtır. Zaten birkaç sayfa okununca uyku gelir ve uyunur. Toplumumuzun anlayışı bu değil mi? O yüzdendir ki günün hangi saati olursa olsun beş satırlık bir paragraf okumaya başlayınca esneriz. Çünkü kitabı, yazıları görünce bünye uyku moduna geçer. Ben daha sabah kalktığında kitap okuyan insana rastlamadım, hep uyumadan öncedir okumalarımız…

Duyunca çok gülmüştüm; gençler gezerken kitapçıda Halid Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu adlı kitabını görünce “bak bak dizi çok tutunca, kitabını basmışlar” demiş. Hala da gülerim her duyduğumda. Daha ne olsun her hafta “bilmem kimin ölümsüz eseri çok yakında bu kanalda” diye yapılan dizi tanıtımlarından sonra o garibanları da suçlamamak gerek sanırım. Türkiye’nin en çok satan gazetesinin Posta olduğu bir ülkede kim ne yapsın kitabı. Aslında bu da enteresandır, kendileri de biliyor en çok okunan değil en çok satan gazete olduklarını. Okuyanlar, pardon satın alanlar alınmasın bu sözlerime, herkese saygılıyım bu konuda ama hani açıklarlarsa sevinirim. Çünkü gördüğümde sorduğum kişiler ya bulmacası için, ya da yazısı az, resimleri çok olduğu için aldıklarını söylediler. Çok sayfalıdır, renklidir, haber ve yorumları insanı yormaz, Türk insanı da kafa yormayı pek sevmediğinden en çok satandır diye düşünüyorum.

İzleyip görüyoruz akşamları, vatandaşlara sorular soruyorlar: örneğin Kıbrıs nerede? “Biz Türk değil miyiz nasıl bilmeyiz tabii ki Karadeniz’de” diyen ya da Güneydoğu Anadolu’da cevabı veren, İlk cumhurbaşkanını ya da son cumhurbaşkanının kim olduğunu bilmeyen, TBMM’nin açılımının ne olduğundan habersiz, üç tane devlet bakanı adı sayamayan, Egemen Bağış’ı dizi oyuncusu, Devlet Bahçeli’yi cumhurbaşkanı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu başbakan sanan bir toplumuz, daha da acısı bunları izleyip gülen bir milletiz.

“Milleti kendi benliğine sahip yapmayan, milleti asırlarca kendi hakkında gafil bulunduran hep bu cehalettir. Hükümdarların, şunun, bunun, milleti esir gibi, köle gibi kullanmaları, bütün vatanı kendi özel mülkleri gibi düşünmeleri, hep milletin bu bilgisizliğinden istifade edilmek sayesinde idi. Gerçek kurtuluşu istiyorsak, her şeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün süratimizle bu cehaleti ortadan kaldırmaya mecburuz…” M. Kemal ATATÜRK

Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
omer_yildiz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 91
Kayıt: Cum Tem 22, 2011 22:33

Şu dizine dön: Ömer YILDIZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x