ÇÖZÜM
Ne de çok denklemimiz varmıș, çöz çöz sonu gelmiyor.
Bir matematik deyimi olan ‘çözüm’ de günlük yașamın her alanına girmiș oldu böylece.
‘Hayatım roman’dan ‘yașam denklemi’ne mi ne geldik?
‘Sorun’ dediğimiz de ‘problem’ değil midir?
‘Șiirsel ilișkiler’den ‘ișlevsel ilișkiler’e geçtik de denilebilir.
İnsanı tükettik.
Toplum mühendisliği boșuna mı türedi dersiniz?
Her șeyimiz ‘ölçü’ye vuruldu.
Sorucu mu sorgucu mu ne diye ortalıkta dolananların ellerinde mezro.
Arttı mı azaldı mı? Arttı ise ne kadar arttı falan..
‘Hayır’ eğrisi ‘evet’e teğet geçti mi geçmedi mi?
‘Sorun’larımızın büyüklük ya da küçüklüğü de bir bașka ölçüm sorunu ayrıca.
Türban mı en önemli sorunumuz ‘doğu sorunu’ mu?
Türbanın düğümü alttan mı çözülür yandan mı?
‘Doğu sorunu’ mu ‘Kürt sorunu’ mu? Federe mi federal mi?
Apo’yu mu dinlemeli Karayılan’ı mı? Barzani’yi mi Talabani’yi mi?
Borsamız iniyor mu kalkıyor mu? Nereye kadar kalkmasında ülke için yarar var? Nereden sonra zararlı?
Tüm bunlar ‘çözüm’ bekleyen ‘sorun’larımız değil mi?
Haydi bir ucundan çözülsün diyelim.
Çözüm mercii yasama mı, yürütme mi, yargı mı?
Milletvekili mi, bakan mı, bașbakan mı?
Meclis Bașkanı mı, Genel Kurmay Bașkanı mı, Cumhur Bașkanı mı?
Yüksek Seçim Kurulu mu, MİT mi, MASAK mı?
Yargıtay mı, Danıștay mı, Sayıștay mı?
Savcı mı, savunman mı, yargıç mı?
Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu, Bahçeli mi?
Cüppesiz Fetullah mı, Cüppeli Abdullah mı?
Tarikat mı, cemaat mi?
Öncelikle bir seçim sorunu var demek ki.
Tümünün ‘ișlev’leri ayrı ayrı mı yoksa?
Pekiyi neden Hanefi Avcı ‘polis polis değil, savcı savcı değil yargıç yargıç değil’ diye yazıyor?
İçeri atmasalardı ‘bakan bakan değil...’ diye yazacaktı belki de.
‘Devlet devlet değil..’ dedi mi demedi mi?
‘İktidar muktedir değil’ diye yazmıș mı yazmamıș mı?
İktidara muktedir olanı da yazmıș, ‘ișlev’leri belirleyeni de.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni göz göre göre ‘çözen’ de o değil miymiș?
Türkiye bir ‘çözüm’ yoluna girmiștir ve bütünüyle çözülünceye değin ‘yola devam’ edecek gibi görünmektedir.
Irak’a ‘iç ișleri’ değil ama ‘dıș ișleri’ bakanı gitmez mi doğal olarak?
Nereye bakacağını bilmeyen ‘bakan’larımız da oldu sonunda.
Bir devlet ancak böyle çözülebilirdi ve çözüldükçe çözülmektedir.
‘Çözüm’ü aramaya gerek yok demek ki.
‘Çözüm’ de bașımızda ‘çözücü’ de..
Habip Hamza Erdem