Çukurca’daki PKK saldırısı BOP eylemidir!
Cukurca’daki saldırıdan sonra hemen her Türk’ün aklından geçen ilk düşünce bölgeye asker olarak veya özel tim kurarak gitmek olmuştur. Nitekim, bir grup vatandaş, Üsküdar Askerlik Şubesi’ne gelerek, askere alınma talebinde bulundu. Yine Çukurca’daki saldırıdan sonra gaziler ve şehit yakınları, Başbakanlık önünde toplandı ve “Vatan bölünmez şehitler ölmez” sloganları attıktan sonra “Ne pahasına olursa olsun Cumhuriyeti koruma kararlılığındayız” ana fikrini içeren bir bildiri okudu..
Cumhuriyetin tehlikede olduğunu biliyorlar ama tehdidin sadece PKK veya onu kullananlardan gelmediğinin de bilincindeler..
Bunun içindir ki gaziler ve şehit yakınları ile Başbakanlık korumaları arasında arbede yaşandı. Korumalar, bazı gazileri başbakanlık binası önünden aşırı güç kullanarak uzaklaştırdı.
***
Ortada çok büyük bir çelişki var!
Başbakan Tayyip Erdoğan, olaydan sonra yaptığı açıklamada “Yeni, sivil, demokratik bir anayasa yapma çalışmalarının başlayacağı gün yapılan bu hain saldırı, bizi aydınlık ufuklardan alıkoymayacaktır. Bir yandan terörle mücadele edeceğiz, bir yandan da terörün istismar zeminini yok etmek için aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Daha önce, “terörle mücadele, siyasetle müzakere” demişti ya herhalde bu sözünü hatırlatmak istiyor ama olayın ağırlığı altında bu defa “müzakere” kelimesini kullanamadı.
Gerçi Erdoğan’ın “İçeriden ve dışarıdan hiçbir saldırıya boyun eğmeyeceğimizi, hiçbir şekilde geri adım atmayacağımızı, vatan toprağının tek bir zerresini dahi feda etmeyeceğimizi, dostun da düşmanın da çok iyi bilmesi, anlaması ve idrak etmesi gerekir. Teröre destek verenlerden mutlaka hesap sorulacak” sözleri yerindedir ama “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
***
Çelişki şu ki, “Yeni Anayasa” yapılmasını PKK terörü zoruyla dayatan, doğrudan ABD’dir. Yani terörün destekçileri bilinmektedir. PKK terörünün ortaya çıkışı, desteklenmesi ve bugüne getirilmesi de ABD’nin eseridir. Her ne kadar Türkiye’nin kurumları da kullanılsa yönetmen ABD’dir. Fakat senaryoyu yazanlar Bernard Lewis gibi Yahudi asıllı beyinlerdir!
Ne diyordu PKK-MİT görüşmesinde koordinatör ülke, yani ABD temsilcisi?
“Bu toplantı, iki tarafın değil, bizim sorumluluğumuz altında girişilen bir inisiyatiftir. Abdullah Öcalan tarafından üretilen kendi fikirleri parlamentoda yasa çıkaracakları zaman dikkate alınacaktır. Kendisinin parlamento için ürettiği öneriler dikkate alınacaktır.
Biz iki şeyden bahsediyoruz. Bir kamuoyuna yapılan açıklamalar. Bir de perde arkasındaki gidişat. Bunu kendilerine söyledik. Hem MİT hem devlet için oldukça riskli. Hali hazırda PKK ile müzakereye oturmuş olmaları bugün kamuoyuna yansırsa CHP ve MHP ne der acaba? Devlet temsilcisi olarak MİT’in elemanlarının burada hem diaspora temsilcileri hem de dağ kadrosu ile Oslo’da müzakereye oturmuş oldukları duyulsa ne olurdu? CHP ve MHP ne derdi? Aynı şekilde ne kadar kötü olurdu kendileri için” diyordu değil mi?
Dün ilk toplantısını CHP ve MHP’nin de katılımıyla yapan Anayasa Komisyonu’nun gündemi ne peki? Süheyl Batum, “Türklük yerine yurttaşlık diyelim” dememiş miydi? İşte ABD’nin de PKK’nın da dayatması olan gündem budur! AKP zaten yıllardan beri aynı söylemdedir!
Abdullah Öcalan’ın istekleri Anayasa’nın demokratik özerklik ve eşit ortaklık temelinde oluşturulmasıdır.
***
O halde PKK neden kendi dayatmalarının görüşülmeye başlanacağı bir gün böyle bir eyleme girişti? Süreci baltalamak için mi?
Aksine TSK’yı ve Türk Milleti’ni yılgınlığa sürükleyebilmek için böyle bir eylem yaptılar..
Hani, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TÜSİAD yöneticilerini kabulü sırasında yeni bir Anayasa için kim ne katkı verecekse tam zamanı olduğunu belirterek, “Çözümü, ne dağda arayacağız ne başka bir yerde” diyordu ya, “dağ kadroları” bu eylemle “biz olmadan hiçbir şey yapamazsınız” mesajı veriyor aynı zamanda..
Amerikalı subaylar resmen bildirmiştir ki PKK terörü Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi içinde, Kürt devleti kurulana kadar Türkiye’yi meşgul etmek için kullanılmıştır.
Demek ki rolü bitmemiş ki hala eylem yaptırıyorlar.
PKK’nın hedefi, Büyük Orta Doğu Projesi’ne uyumlu ise bu projenin eş başkanı da Tayyip Erdoğan olduğuna göre, çözüm bulması mümkün müdür?
Türk Milleti bunu görecek ama geç olacak geç...
Arslan BULUT
20 Ekim 2011, YENİÇAĞ