Cumhurbaşkanı'nı halk seçerse bölünür müyüz?

Tartışma Alanı

Cumhurbaşkanını halk seçerse bölünür müyüz?

Bölünmeyiz.
7
88%
Bölünürüz.
1
13%
 
Toplam Oy : 8

Cumhurbaşkanı'nı halk seçerse bölünür müyüz?

İletigönderen Berco » Pzt May 21, 2007 22:06

'Halk seçerse bölünürüz'

Murat Belge

18/05/2007

Cumhurbaşkanlığı seçiminin biçimi, Cumhuriyet'in başından beri çok fazla değişmemiştir: bunun doğrudan bir seçim olmaması, başından beri titizlikle korunan ilkedir:
Eskiden seçimlerde de bir 'iki dereceli'lik kuralı uygulanırdı. Seçmen, doğrudan, milletvekilini değil, onun adına milletvekilini seçecek kişiyi seçerdi.
Nedir bunlar? Neye dayanıyor? 'Ok'lardan birinin adı 'halkçılık' olsa da, halka güvenmeyen, halkın da kendisine derin bir sevgi duymadığını iyi bilen bir 'siyasi seçkinler' kadrosunun, siyasette güvenlik arayışı bunlar ve kendisiyle halk arasına daha güvenilir mekanizmalar yerleştirme kaygısına dayanıyor.
Türkiye gibi, otokratik eğilimlerin toplumun her yerinde enine boyuna kol gezdiği bir toplumda, 'başkanlık sistemi' gibi bir sistem bana biraz ürkütücü görünmüştür. Ama bunun yanında bir etken daha var: böylece oluşan 'parlamenter sistem'de Başbakan önem kazandığı için, 'Devlet'in simgesi' olmanın ötesinde fazla işlevi olmayan cumhurbaşkanının nasıl seçileceği bana hayati bir konu gibi görünmüyordu. 'Şimdiye kadar olduğu gibi, sayısı yeten seçer' diyordum.
İlkin 12 Eylül ve 1982 Anayasası bu durumu değiştirdi. Cumhurbaşkanı, sorumlu olmadan bir yığın yetkiyle donandı. Kenan Evren adında biri bu yetkileri yıllarca kullandı. Şimdi, AKP'den bir cumhurbaşkanı çıkması ihtimali karşısında aslan kesilen zevat, bu ağır faşizan dönemde, Evren'in ardı arkası kesilmeyen faşizan konuşmalarına karşı bir gün ağzını açıp bir şey söylemedi.
Sonra Özal'ın cumhurbaşkanlığı... Müthiş bir yaylım ateşine rağmen (batarya komutanı Demirel), niçin olduğunu hiç anlayamadığım bir azim ve sebatla Özal oraya tırmandı -tırmanınca da, ayakları yerden kesildi.
Sonra da Demirel. Aynı yaylım ateşi ona karşı da açıldı. Ama hiçbir batarya komutanı, bu durumlarda, Demirel kadar başarılı değildir.
Böylece son duruma geldik. Burada AKP'ye cumhurbaşkanı seçtirmemek üzere bir araya gelen cephe, bu cephenin söyledikleri ve yaptıkları, özellikle hukuk alanında bu ülkenin demokratikleşmesine verdikleri uzun vadeli zarar, dayanılmaz boyutlara erişti. Burada, daha cumhurbaşkanının nasıl seçileceği konusuna gelmeden, halkın oyu, seçimi vb. karşısında öyle tavırlar alındı ki, böyle bir konuyu da, herhangi bir konuyu da, serinkanlılıkla tartışmak, imkân dışı bir hale geldi.
Ama bu noktada, sürecin bu aşamasında, Deniz Baykal'ın bir sözünün üstünde biraz durmak gerekiyor. Deniz Baykal, cumhurbaşkanını doğrudan halk seçerse bölüneceğimizi söyledi.
Bu bakış açısına göre, demek ki:
1) En büyük tehlike halktır.
2) Cumhuriyet, kuruluşundan neredeyse 90 yıl sonra, ancak üzerine 'kırılacak eşya' yazılı bir kutuda taşınabilecek kadar dayanıksız bir nesnedir. 90 yıl sonra, bu toplumun ortak paydalarını bulamamıştır.
Bunlar, Baykal'ın kendi adına da, adına konuştuğu cephe adına da, böyle uluorta itiraf edilecek şeyler olmamalı. Özellikle o cephe adına söylüyorsa biri bunları, bu itirafın ezici ağırlığını da duymalı.
Ama ben bunların doğru olduğunu düşünmüyorum. Evet, birtakım politikalarda aynı ısrarla devam edilirse, bu toplumda hem birden fazla fay hattı çıkar ve bunlar yarılır. Ama başka türlü politikalara geçilirse, bunun tam tersi olur ve beğenilmeyen bu toplum, abartılan bu sorunların içinden güle oynaya çıkar. Tarihin bu aşamasında Türkiye toplumu bu 'gerilim politikaları'nın dışında, sorunlarını barış içinde çözecek olgunluk aşamasına gelmiştir.

Nasıl bölünüyoruz?

Murat Belge

19/05/2007

Cumhurbaşkanını halk seçerse, bölünüyoruz... Anamuhalefet partisinin (bu partinin 'sosyal-demokrat' olduğuna dair bir rivayet dolaşıyor) genel başkanı böyle söylüyor. Böyle bir cümle, ne anlama gelir?
Bir 'halk' cumhurbaşkanı seçerken böyle bir 'halt' işliyorsa, onun başka şeylere burnunu sokması da tehlikeli olmalıdır. Nitekim, biz niye tarihin bu aşamasında 'cumhurbaşkanı seçimi' dolayısıyla bu hallere düştük? Niçin Silahlı Kuvvetler gece yarısı e-muhtıra yayımlar ve niçin sayıları milyona varan insanlar mitinglere koşup orada olmayanlara doğru bayrak sallarlar?
AKP adındaki, hükümet olan partinin, var olan yasal çerçeve içinde cumhurbaşkanını seçmesini durdurmak için (bu uğurda, toplumun en üst yargı organı, 'var olan yasal çerçeve'yi var olmayan bir kuralla değiştirmekten de kaçınmadı). Ya bütün bunlar, bundan dört yıl kadar önce bu münasebetsiz halkın, gene var olan (ve kimsenin uzun boylu itiraz etmediği) seçim yasaları çerçevesinde, adı AKP olan bu partiyi seçmesiyle başlamadı mı? Öyle oldu.
Demek ki bu halk kimi seçeceğini bilmiyor. Hükümet seçerken böyle yanlış iş yaptığına göre, cumhurbaşkanı seçerken kimbilir ne çamlar devirecek?
Bunu da öyle falanca filanca değil, adındaki üç kelimeden biri 'halk' olan sosyal-demokrat partinin başkanı söylüyor. Hangi ülkede sosyal-demokrat partinin başkanı halkından bu derece umudunu kesmiştir? Demek ki bu Türkiye halkı münasebetsizlik yapmakta dünyada eşi menendi bulunmayan bir halk.
Böyle bir yargı 'sosyal-demokrat' ağzından çıkınca vahim de, bir 'milliyetçinin' ağzından çıkınca daha da vahim.
'Bölünmek' diyor adam. Hem yalnız o değil, daha bir yığın kişi koro halinde bunu söylüyor. 'Bölünmek' şaka maka değil, bir seçim, bir toplumu buralara getiriyorsa, ortada çok ciddi sorun var demektir. 'Bölünme', aşağı yukarı 'yarı yarıya' gibi bir oranı akla getirir. Demek ki bu toplumun yarısı ya da üçte biri, her neyse, yani hatırı sayılır bir bölümü (böyle olmasa 'bölünme' kavramına gerek yok) çok yanlış bir iş peşinde olmalı.
O zaman 'büyük Türk milleti' filan diye konuşamayız. Bu 'millet'in, kaçta kaçı o pay, o kadarı, yanlış fikir, kötü emel, hainane tasarı, her neyse bütün bunlar için yanlış, kötü, hain önderin arkasına takılıp gitmeye hazır olan bir kesimi var. 'Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyacımız olan bugünlerde' hoşgörülemeyecek bir durum bu. Nitekim onun için, hoşgörülemeyeceği için, sorumlu kişiler gece yarıları, herkesin uyuduğu veya keyif ettiği saatlerde, çalışıp muhtıra yayımlıyorlar ve milyonlar işi gücü bırakıp mitinglerde o gafil, 'öteki' milyonlara 'biz bunları sizin yanınıza komayacağız' gösterisi yapıyorlar.
Böylece Türkiye, Cumhuriyet devletini kurduktan 84 yıl sonra, 'millet'ini kurmaya çalışıyor.
Bir yandan 'Bu ne müthiş bir eserdir' diye bu devlete, bu Cumhuriyet'e, bu kuruluşa ubudiyet ayinleri yapıyoruz. Ama bir yandan da sonuçta bunları bu halk cumhurbaşkanı seçmeye kalkar ve bu imkân eline verilirse, memleket bölünüyor, ne var ne yok, bütün bu birikim, buhar olup gidiyor...
Neden söz ediyoruz biz? Nasıl bir ülke bu?
Kullanıcı küçük betizi
Berco
Üye
Üye
 
İletiler: 166
Kayıt: Pzt Şub 26, 2007 21:37

İletigönderen SuLtanAhmet » Pzt May 21, 2007 22:20

Halkindan korkan halkina gitmekten tabi ki korkar.Türk milleti hicbir zaman arac olmamistir tam aksine karar mercisi yani vicdan merkezi olmustur.
Sen "Dogrusun","Yalanlar"Benle Dolu ! [Burcin Birben]
Kullanıcı küçük betizi
SuLtanAhmet
Üye
Üye
 
İletiler: 215
Kayıt: Prş Şub 22, 2007 13:48
Konum: Mechul

İletigönderen Berco » Pzt May 28, 2007 22:41

Bir arkadaş "bölünürüz"ü tıklamış,zahmet edip sebebini de yazsaydı.
Kullanıcı küçük betizi
Berco
Üye
Üye
 
İletiler: 166
Kayıt: Pzt Şub 26, 2007 21:37

İletigönderen MedceziR » Pzt May 28, 2007 23:01

Bölüneceğini düşünmüyorum, halktan korkulmaz!
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Veled » Sal May 29, 2007 15:04

bu sistem halkın egemen olduğu sistemdir elbette ki cumhurbaşkanını seçmesinde bir yanlış olmaz bölünme olması içinde bir neden yok ha millet seçmiş ha devlet diyemeyiz arkadaşlar millet karar alırken en azından daha objektif olabilir en azından abdullah gül gibileri aday bile olamazlar
Kullanıcı küçük betizi
Veled
Satılmıştır
 
İletiler: 3
Kayıt: Çrş Mar 07, 2007 20:46

İletigönderen Çetin Taş » Sal May 29, 2007 16:34

Bunlar yönlendirici sorular.Sorunun sorulma şekline göre cevap değişir.
Şöyle sorayım bu soruyu:

Kanunlardaki gerekli düzenlemeler yapılmadan,IMF'nin-ABD'nin-AB'nin kontrolünden çıkılmadan,cumhurbaşkanının yetkileri kısıtlanarak yapılacak bir cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın seçeceği bir cumhurbaşkanından bu memlekete bir fayda gelir mi?
a)gelir
b)gelmez
c)fikrim yok


Bu hesap :mrgreen:
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02


Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 11 konuk

x