Cumhuriyet'i Tehlikeye Düşürdüler Ata'm!

"Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler
Dumlupınar'dakiler de elbet
ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
Uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!"

Nazım Hikmet, 1959


6 Nisan 2009’da, ABD Başkanı Obama Türkiye’ye geldi. Ne dedi ya da ne istedi bizden?

Ermeni sorununu çözün dedi;

“Türkiye’nin geçmişi ile barışması ve daha iyi bir geleceğe yönelmesi gerekmektedir. Bu Mecliste konuşurken, tabii ki 1915 yılında yaşanan kötü olayları da gündeme getirmek lazım. Bunlar benim değil, Ermenilerin ve Türklerin birlikte çözeceği sorunlardır.”

Nasıl çözdü Erdoğan siyaseti?

İsviçre’de Ermenilerle bir protokol imzalayarak. Neden İsviçre? Çünkü Ermeni soykırımı yoktur” demenin suç sayıldığı dünyadaki tek ülkedir. Eğeri Erdoğan siyaseti İsviçre’ye gidip bu imzayı orada atıyorsa, bunun anlamı “biz Ermenileri haklı görüyoruz” demektir.

Başka ne dedi Obama? Kürt sorununu çözün dedi;

“Son bir kaç yıl içerisinde Devlet Güvenlik Mahkemelerini kapattınız, ceza yasası reformları yaptınız. Basın özgürlüğü adına gelişmeler sağladınız. Kürtçe yayınlara başladınız. Bu gelişmeleri dünya, saygı ile izlemektedir. Yapılan bu yeni yasaların, bu ivmenin devam ettirilebilmesi için uygulamaya geçmesi lazımdır. Çünkü demokrasiler durağan olamazlar, ileriye hareket etmelidirler.

Türk ve Ermeni halkları, dürüst, açık ve yapıcı bir şekilde bu süreci ele almalıdırlar. Zaten bu anlamda Ermeni ve Türk liderlerinin attıkları cesur adımları gördük. Açılan sınırlar, Türk ve Ermeni halklarının, daha barışçıl ve refah içerisinde bir geleceğe adım atmalarını sağlayacaktır. ABD, bu anlamda iki ülke adına da ilişkilerin normalleşmesini desteklemektedir. Bu amaca yönelik çalışmaların yapılması gerektiğini düşünmektedir.''

Nasıl çözüyor Erdoğan siyaseti bu sözde Kürt sorununu?

Farklı bir kimlik, farklı bir dil, farklı bir millet yaratarak. Bunun anlamı nedir? Kürt devletinin, Özal ve Çillerle atılan temeline duvar örüp ev inşa etmek demektir. Kürt devleti kuruluyor, uyanalım artık.

Daha başka ne dedi Obama? Heybeliada Ruhban Okulu’nu açın dedi;

''İnanç özgürlüğü sayesinde, sivil toplum canlanarak devleti güçlendirir. İşte biz de bu nedenle Heybeliada Ruhban Okulunun açılması gibi eylemlerin son derece güçlü sinyaller vereceğini düşünüyoruz.”

Ne yapıyor bu konuda Erdoğan siyaseti?

Açmaya doğru gidiyor, şimdilik Trabzon’da Sümela Ortodoks kilisesini ayine açtı. Yarın Van’da Akdamar Ermeni kilisesini ayine açacak. Arınç ne diyor; Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması düşünülebilir, diyor. Peki ya sonrası? Dinler arası diyalog, papaz yetiştirip her il ve ilçeye birer papaz göndermek. Nereye kadar gider bu iş? Anadolu Hıristiyanlaştırılıncaya kadar gider, öyle görünüyor.

Obama daha başka neler söyledi? Kıbrıs sorununu çözün dedi;

“Kıbrıslı liderlerin müzakerelere girme yönünde çabaları vardır. BM ve ABD, her iki tarafa da barış getiren ve birleşmiş, iki taraflı, iki toplumlu bir federasyonu destekleyecektir.”

Kıbrıs sorunu nasıl çözülüyor?

Erdoğan siyaseti güneydeki Rumları devlet yapan anlaşmanın altına imza attı. Rumlar AB üyesi bir devlet, Türkleri ise tanıyan yok, işte budur Erdoğan’ın siyaseti. Şimdi nasıl çözülecek Kıbrıs? Biri devlt hem de AB üyesi, diğerini ise tanıyan yok! Ne çözüm kaldı bize bu durumda; ya AB Türk Devleti’ni tanıyacak Kıbrıs’ta, eşit iki ülke sorunlarını eşitçe çözecek ya da ilhak edeceksiniz ana vatana, üçüncü bir seçenek artık çok zor.

Obama’nın istekleri sıralanıp gidiyor. Açık olan şu; Kurtuluş savaşında silah gücüyle Anadolu’yu ele geçiremeyenler, şimdi para ve siyasetle geliyor. Örtülü savaş olduğu için düşman yok, görünmüyor, çünkü silahlı değil, elinde para var, siyaset var.

Önümüze bir Türkiye haritası alıp baksak, ülkemizin doğusunda halkın yönetiminin Devlet’in elinden kayıp PKK’ya ve onun ardındaki küresel güçlerin eline geçtiği görülecektir. Eğer ki yerel yönetimlere özerklik veren yasa teklifi de Meclis’ten geçerse, bu demektir ki Doğu Anadolu’da insan ve kaynak yönetimi PKK’nın ve onun ardındaki Küresel güçlerin eline geçecektir.

Batıya baktığınızda, topraklarımız satılıyor, kendine Bizans’ın çocukları diyenlerin eline geçiyor.

Ne kadar toprağımızın yabancı bankalar eliyle ipotek altında olduğunu ya da satıldığını bilen yok, söyleyen yok. Şirketlerimiz satılıyor, fabrikalar, oteller satılıyor ve yer altı kaynaklarımız satılıyor. Madenlerimizin kaçta kaçı yabancıların elindedir, bilen yok, söyleyen yok, duyulmuyor.

Sade bir örnek; bankalarımızın yüzde 70’i yabancıların elinde. Bankaların 2009 yılı net karı beş milyar dolar. Bu ne demektir biliyor musunuz? 3.5 milyar dolar paramız yabancılara gitti, yabancılar uzatmış kolunu cebimizden parayı çalıyor demektir.

Borsa aynı durumda, sigorta şirketleri aynı durumda. Yabancılar toprağın ve kaynakların yönetimini eline geçiriyor. Geriye ne kalıyor Anadolu’da; Müslüman Türk milleti, Tük kimliği ve varlığı.

Bakın televizyonlara, bu Müslüman millet yıllardır Hazreti İsa, Musa, Davut, Yusuf gibi Yahudi peygamberlerin hayat hikâyelerini izliyor, her hafta bir film gösteriliyor nerdeyse.

Bakın radyolara, özellikle İstanbul’da, bu Müslüman millet aylardır İncil’i, Tevrat’ı dinliyor radyolarda, her gün yayın var.

Nereye kadar bu iş?

Müslümanlığımız bir şekilde törpülenirken, öte yandan kimliğimiz değiştirilmek isteniyor.

Ne diyor Başbakan; Türkiyeli! Var mı bu dünyada adı Türkiyeli olan bir millet? Yok. Türkiye’nin sahibi Türkler var ama Erdoğan siyaseti döneminde nerdeyse Türk adı hiç ağızlara alınmıyor, Türk’üm demek ırkçılıkla bir tutulmaya çalışılıyor.

İstanbul’daki soruşturmanın kod adı neden Ergenekon? Çocuklarımızın hafızasından silmeye çalışıyorlar Türk kimliğini ve tarihini, görmüyor musunuz?

Nereye kadar gider bu iş?

Anadolu’yu ele geçirmek isteyen Bizans’ın artık silahlı savaş yapmasına gerek kalmıyor, Erdoğan siyaseti adım adım Anadolu’yu satıyor, adım adım Müslüman Türk kimliğini yok ediyor, adım adım Doğu’yu elden çıkarıyor. Cumhuriyet eriyor.

Nereye kadar gider bu iş?

---

Erdal SARIZEYBEK, 9 Kasım 2010