Bugün 18 Mayıs 2011, bundan tam 92 yıl önce ki bugüne dair yaşananları , Silivri zindanlarında yatan Sn. Soner Yalçın bakın nasıl yazıyor 2007 Tarihli makalesinde.
“TARİH 18 Mayıs 1919. Saat 11.15. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (Haydarpaşa Tıbbiyesi) amfisini dolduranlar, heyecanlarını dizginleyemiyor. Kalabalık salona sığamamıştı; üniversitenin bahçesinde de binlerce öğrenci vardı. Salonun ön sırasında oturan, çeşitli okullardan temsilci öğretim üyeleri, öğrencileri sakin olmaya çağırdı. Ama kimse sakinleşecek gibi gözükmüyordu.
İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini öğrenen öğrenciler, zaten iki gündür derslere girmiyor, gösteriler yapıyordu.Hepsi bir an önce ateşten gömlek giymek istiyordu.
"Ev sahibi" Tıp Fakültesi Meclisi Müderrisi Reisi Akil Muhtar Bey, ortamı sakinleştirmek için kürsüye çıktı. "Üniversiteler bu yurdun ruhudur, bilincidir..." Duygulandı. Sözlerini bitiremedi. Toplantı öncesi her okul, her fakülte adına bir temsilcinin konuşması kararlaştırılmıştı.
Hukuk Fakültesi adına Muhiddin Adil Bey kürsüye çıktı: "Felaket zamanları, insanları dayanışmaya, birliğe sevk eder. Bu zamanda bütün insanımızdan istifade etmek lazımdır. Bunu Darülfünun (üniversite) yapacaktır. Memleketin bilinci, mütefekkiri Darülfünun’dur. Darülfünun’u olan bir memleket ki bağımsızdır ve bağımsız olmayan bir memlekette Darülfünun yoktur." Soner Yalçın 2007
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/633 ... 218&gid=61
Diyor ki sayın Soner Yalçın, ülkenin GENÇLİĞİ işgale karşı ayaktaydı. İlk olarak 14 Martta işgalcilere karşı direnen; direnme, örgütleme, protesto etme konularında deneyimli Tıbbiyeli gençler, halkı örgütleyerek işgali protesto mitinglerini organize etmeye başladılar.
İlk olarak bu gençler 18. Mayısdaki toplantıdan sonra ki bir gün içinde yani 19 Mayısda çalışıp, 20 Mayıs günü, Üsküdarda 80.000 kişilik bir protesto mitingi gerçekleştirdi.
Daha sonra Üsküdardaki deneyim nedeni ile tekrar görevlendirildiler, Sultanahmetteki 200.000 kişilik protesto mitingini de bir kaç gün sonra gerçekleştirdiklerini öğreniyoruz, Dr. İbrahim Temonun anılarından.
İttihat ve Terakkinin kurucularından ve 1 Numaralı üyesi olan Dr. İbrahim Temonun anılarını içeren “İbrahim Temo'nun İttihad ve Terakki Anıları: Arba yayınları İstanbul 2000. ” adlı kitapta bu mitinglerin organize edilişi, ve o dönemki gençliğin vatan savunmasındaki olağan üstü rolü anlatılmıştır.
Vatan savunması demişken,
1919 dan dört sene öncesine daha gidelim o zaman.
Tarih; 18. Mayısı 1915 gecesini – 19 Mayıs 1915 gecesine bağlayan gece.
Yer Çanakkale, tarih bilimi ve belgeler o gece yaşanan trajediyi şöyle kayıt altına alıyor.
19 Mayıs 1915
Liman Von Sanders in, 42 bin Kişilik bir kuvvet ile, Arıburnu çıkarma noktasındaki Anzaklara yönelik başarısız saldırısı. Türkler 10 bin kayıp vererek geri çekildi, 19 Mayıs 1915 günü Çanakkale savaşının en kanlı günlerinden biri yaşanmıştır.
http://www.atatürktoday.com/1915CanakkaleKronoloji.htm
“İş bu emri veren Liman Von Sanders, taarruzun icrası hengamında, Şimal grubuna hiç uğramadı “ Esat Paşa
Esat Paşanın anıları Cilt 5. Sayfa 588
“Bu hücumun benim tarafımdan düşmanın gücünü olduğundan daha düşük hesaplamaktan doğan bir hata olduğunu hissediyorum”Liman Von Sanders,
Five Years İn Turkey, Williams&Wilkins Company Baltimore, 1928, S. 76
Unutmadığımız ve Unutturmayacağımız Aziz Şehitlerimiz,
Subay: 51 Şehit 91 Yaralı
Er : 3369 Şehit 5967 Yaralı
Kayıp : 486
Genel Kurmay Başkanlığı, 1 Dünya harbinde Türk harbi Cilt 5. Kitap 2. Sayfa 211
Çoğu henüz birkaç gün önce cepheye gelmiş, 9964 GENCİMİZ, daha sonra hata yaptığını da kabul eden Alman Komutanın emri ile İngiliz mitralyözlerinin önünde bir gecede biçilmiştir.
Sermet Atacanlının “ Atatürk ve Çanakkale komutanları “ adlı Cumhurbaşkanlığı arşivinden, ve Genel Kurmay başkanlığı harp ceridelerinden, ( kayıtlarından ) yararlanarak bizlere kazandırdığı kitapta Mustafa Kemal ve birkaç Genç Subayın ordunun komutasının verildiği Alman Subaylara karşı olan mücadelesini, savaş stratejisinde ki yanlışlıkları, pek güzel açıklamaktadır.
Bir çok savaş tarihcisinin, Liman Von Sanders in Çıkarma karşısında uyguladığı “ çıkartmadan sonra karada gece taarruzları ile düşmanı denize dökmeye çalışmak stratejisinin, Çanakkale savaşının GEREĞİNDEN FAZLA UZUN VE GEREĞİNDEN FAZLA KANLI geçmesine neden olduğunu söylemektedir.
Mustafa Kemal bu stratejiyi tüm yazışmalarında eleştirmiş, düşmanın en zayıf olduğu an olan daha karaya çıkma anında , daha karaya tutunamadığı o anda karşı koyulması gerektiğini söylemiştir. Çanakkalede ki strateji ile dünya savaş tarihindeki diğer çıkartmalardaki stratejiler arasındaki çelişki, örneğin, Trablusgarp çıkartmasında, Süveyş kanalı çıkartmasında, Normandiya çıkartması gibi çıkartmalarda , topraklarını savunan orduların Mustafa Kemalin önerdiği stratejiyi uyguladıkları harp okullarında tezlere konu olmuş, Çanakkale de Türk ordularına komuta eden Alman generalin yanlış strateji !!! uyguladığının saptandığını Sermet Atacanlının kitabından öğreniyoruz.
Hatta Liman Von Sandersin uyguladığı bu strateji ile, o tarihe kadar dünya tarihinin gördüğü en büyük donanmayı ve askeri gücü, kış ayları başlayana kadar, Avrupadaki Alman askerlerinin bulunduğu birinci cepheden uzak tutmayı başardığı; söz konusu donanmayı Gelibolu önünde tesbit ederek, Türk genci kanı pahasına, Kendi ulusunun kanını koruduğunu yazmaktadır.
Daha sonra İngiliz savaş bakanı, “Biz Çanakkalede yenildik ama Türklerin de dokuz üniversitesini toprağa gömdük” diyecektir.
İstanbul Erkek lisesinin, ve Tıbbiye dahil bir çok okulun o yıl mezun vermediğini hepimiz biliyoruz.
18 Mayısı 1915 i , 19 Mayısa bağlayan gecede mitralyözlerin karşısında biçilen Türk Genci,
Şüphesiz ki,
18 Mayısı 1919 u 19 Mayısa bağlayan bütün gece ve 19 Mayıs 1919 da bütün gün çalışıp ilk büyük miting olan Üsküdar mitingini 20 Mayıs da gerçekleştiren Türk Gencinin ağabeyleridir.
O gece Karadenizde bir de gemi ilerlemektedir.
38 yaşında genç bir paşayı Samsuna, kurtuluş ateşini yakmaya götürmektedir.
Bütün bu yaşananlara şahit olmak ne kelime, bizzat içinde olan o lider, Cumhuriyeti ve 19 Mayısı daha kime emanet edebilirdi ki ?
Giderayak çözüm reçetesini de bıraktı,
“ Ey Türk Gençliği, birinci vazifen diye başlıyor “ Çözüm
Bugün, vatanımızın içinde bulunduğu bu tehlikeli durum karşısında her şeylerini feda ederek, göreve koşan, ilkeli, disiplinli, ve zeki mücadeleleri ile, meydanları işbirlikçilere dar eden, TGB li tüm gençlere; ve yarın iş başa düştüğünde ağabeylerini, ablalarını hatırlayarak göreve koşacak, sağcısı, solcusu, ülkücüsü, sosyalisti, gerçek dindarı, liberali, sosyal demeokratı, Kemalisti ile ortak bir cephede bir araya gelecek tüm TÜRK gençlerine selam olsun.
Emperyalistler de, yerli işbirlikçileri de yanlış kayaya çarptıklarını anlaycaklar.
Biliriz kalın kafalıdırlar,
Bir kere anlattık, bir kere daha anlatırız .
Ne kadar zor olabilir ki ?
Kuvvai Milliyeci Torunu