CUMHURİYETİ YAȘAMAK
En çok da ‘Cumhuriyet erdemdir’ sözü yüreğimi burkuyor.
Sende olmadıktan sonra altın olsa ne olur?
Sanki ‘cumhuriyet’ bizim dıșımızda bir ‘șey’miș gibi anlatılır da ondan.
Oysa cumhuriyeti var eden onun ‘yurttaș’ıdır.
Yurttașı olmayan cumhuriyet olmaz.
Cumhuriyetin erdem olması da yurttașlarının erdemli olması demektir.
İkinci Dünya Savașı’ndan sonra bir ‘insan hakları bildirgesi’ yayımlandı.
Hem de ‘evrensel’.
O gün bugündür bir ‘insan olmak’ deyimi aldı yürüdü.
Bir ‘İnsan hakları’ palavrası da beraberinde.
‘Birey’ olmak, giderek ‘erdemli birey’ olmak da süsü mü desem, püskülü mü bilemiyorum.
Türkiye’de ‘Üskül’lü bakanı bile oldu.
Çoğu ülkede olduğu gibi ‘bakanlık’ verildi ‘insan hakları’na.
Düğün dernekleri ise saymakla bitmez.
Pekiyi ‘yurttaș hakları’ da var mı acaba?
Varsa nerede ve ne ișe yararlar?
Fransız Devrimi’nin ‘Büyük’lüğü iște tam da buradan gelir oysa.
Bildirgesinin bașlığı da ‘İnsan ve Yurttaș Hakları’dır.
‘İnsan’ı ‘yurttaș’ yapmanın ‘devrimi’dir Fransız Devrimi.
İnsanlığı ‘çocukluk’tan ‘adam’lığa götüren süreç de denilebilir.
‘Kendisini bilmesi’ diyeniniz de olabilir.
Türk Devrimi de Padișahın kullarını ‘yurttaș’ yapmak için yapılmıștı.
Erdemli bireyler olunsun denildi.
İlkokuldan bașlayarak ‘Yurttașlık Bilgisi’ dersleri konuldu.
Her sabah ‘Türküm, doğruyum, çalıșkanım’ diyerek güne bașlanacaktı.
Küçükler sevilecek, büyüklere saygı duyulacaktı.
Yolsuzluk yapan politikacının yakasına yapıșılacak, yanlıș karar veren yargıç ayıplanacaktı.
Sahte belge ile ‘iddianame’ yazan savcı așağılanacak, haksız yere karakola götüren polis azarlanacaktı.
Erini koruyamayan komutan utandırılacaktı.
Kapısının önünü süpürmeyen komșu uyarılacaktı.
Her günün akșamı ‘ben bu ülke için ne yaptım?’ diye kendi kendine sorulacaktı.
Cekti ve caktı.
Ama olmadı.
İkinci Dünya Savașı’ndan sonra bir ‘İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ yayımlandı.
Giderek ‘insan’ da ne ki önemli olan ‘birey’ olmaktır diye yazıldı çizildi.
Kadın olmak, erkekle kadın arası bir ‘șey’ olmak öne çıktı.
‘Yurttaș’ olmak ‘tekbiçimcilik’ten yana olmaktır diye felsefeler türedi.
‘Aymaz aydın’lar, utanmaz adamlar yazıp söylediler.
Televizyonlardan bağırdılar.
‘Yurttaș’lığı eğitim programlarından çıkardılar.
‘Nutuk atanlar’ ise ‘Cumhuriyet erdemdir’ diye ne olduğunu bilmeden söylenip durmaktalar.
Cumhuriyet bir ‘insanlık erdem’idir ama, yurttaș olana.
Sen yurttașlık nedir bilmez isen, Cumhuriyet ‘erdem’ olsa ne olur?
Sende olmadıktan sonra..
***
Köșe yazıları genelde ‘günlük’ yazılar olarak değerlendiriler.
Ertesi gün unutulacak türden de denilebilir.
Oysa ben ‘günlük’ yazmak yerine sanki ‘yıllık’ yazıyorum.
‘Onyıllık’ ve hatta ‘onlarca yıllık’ da olabilirler.
İște size Kasım 2011 tarihli yazı.
Görünen o ki, önümüzdeki yıllarda yeniden yayımlanacaktır.
Ta ki Cumhuriyet, ‘cumhuriyeti yașayan yurttașların düzeni’ ola..
Habip Hamza Erdem