Cumhuru satışa getirme ittifakı!
Köy yasası, tapu yasası gibi yasalarda değişiklik yaparak tarım arazilerini yabancı şirketlere açan Endüstri Bölgeleri Yasası'nı, eski okuyucularımız iyi hatırlar! Biz bu yasanın 2001 yılında Cargill tarafından hazırlandığını ve Yabancı Sermaye Derneği tarafından Türkçeleştirilip Başbakan Bülent Ecevit'in önüne konulduğunu haber almış, konuyu manşetten duyurmuş ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'ye de o sırada Kurultay gazetesini ziyaretinde sözlü olarak bilgi vermiştik. Ancak yasa yine de geçmişti.
Çünkü 19 Ocak 2001 tarihinde Bülent Ecevit, ABD Başkanı George Bush ile görüşürken, görüşmede bulunan ABD Ticaret Bakanı Donald Evans, Cargill'in sıkıntılarının kaldırılmasını istemişti!
* * *
2003 yılında, Türk Yolu dergisinde Dr. İdil Konyalı, "Neo-liberal politikalarla Türkiye tarımının çökertilmesi" başlıklı incelemesinde "Bir yanda pancar ekimi engellenip şeker fabrikaları kapatılırken öte yandan Cargill ve Ülker şirketleri üzerinden nişasta bazlı şeker üretimi artırılmaya çalışılmaktadır." diyordu.
Firmayı daha önce ABD Başkanı'nın ricasıyla koruma altına alan ilk kişi, Turgut Özal idi.
Sonradan AKP hükümeti, ABD Başkanı George W. Bush'un Başbakan Tayyip Erdoğan'dan aynı talepte bulunması ile Bursa'da Cargill Fabrikası'nın bulunduğu alanı "özel endüstri bölgesi" ilan etmişti.
Güler Kömürcü, bu durumu 30 Ocak 2004'te şöyle duyurmuştu:
"Bush, geziden önce Tayyip Erdoğan'a mektup göndererek Şeker Yasası'nda yüzde 10 olan glikoz kotasının artırılmasını istemişti. Erdoğan da hemen kotayı yükselten bir tasarı hazırlatarak ABD gezisi öncesinde Bakanlar Kurulu'nun imzasına açtı."
Bu talepten sonra mısır şurubundan elde edilen tatlandırıcı kotası yüzde 15'e yükseltilmişti.
Bursa'da Cargill Fabrikası'nın, Bakanlar Kurulu'nca "özel endüstri bölgesi" kapsamına almasıyla birlikte mevcut mahkeme kararları etkisizleştirilmiş oluyordu. Cargill ile ilgili bozma kararlarını Danıştay vermişti! Danıştay baskını da bu tartışmalar sırasında yapılmış ve 2'nci Daire Başkanı yaralanmış, Mustafa Yücel Özbilgin şehit edilmişti.
2006 yılında, Emin Çölaşan, aleyhte Danıştay kararları bulunmasına rağmen ABD siyasetinde etkili Cargill firmasının Bursa Orhangazi'de, birinci sınıf tarım arazisinde fabrika yapabilmesi için hükümetin Toprak Yasası'nda değişiklik yapmaya karar verdiğini belgeleriyle yazmıştı.
* * *
2004 yılında Yol-İş Sendikası'nın hazırladığı "Devleti toprak ve su yönetiminden kovmak ve federal örgütlenmeye doğru büyük adım tasarısı hakkında" başlıklı raporda şu tespitler yapılmıştı:
"Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün yerel idarelere devri ile 'devletin hüküm ve tasarrufu altında olan topraklar' ile 'umumi sular'ın statüleri daraltılacaktır. Tüm toprak ve su kaynakları piyasa koşullarına göre alınıp-satılır hale getirilecektir. Köy topraklarının yabancılara satışı önündeki engeller kaldırılmıştır; su kaynaklarında işletmecilik yerli ve yabancı büyük tekellere geçmiş durumdadır."
Prof. Dr. Kenan Demirkol da tıbbi uyarılar yapıyordu. Demirkol, gofretten dondurmaya, bisküviden meşrubata kadar hemen her üründe nişasta bazlı şekerin kullanıldığını anlatıyor ve "Bu ürün kanserlerde yüzde 40 artışa yol açtı" diyordu...
* * *
Şimdi de son darbe olarak şeker fabrikaları satılıyor!
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Türkiye'ye geçmiş olsun. Satılan şeker fabrikaları 5 yıl içinde kapanacak, pazar, nişasta bazlı şekere teslim edilecek." diyor.
CHP Burdur Milletvekili Dr. Mehmet Göker, "Bu özelleştirmeler Türkiye'ye ihanettir." diyor ama kimsenin umurunda değil.
Cumhur ittifakı, halkın geleceğini satarak, yanlış Suriye politikasının sonuçlarıyla birlikte "Türk" ve "Türkiye" kavramlarının da rafa kaldırılacağı bir konfederasyonun alt yapısını işte böyle hazırlıyor! Türkiye'ye dayatılan asıl proje budur!
Arslan BULUT, 23 Şubat 2018
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr