Yanlış yere koymuş olabilirim ama güzel bir bilgi bu hem de ibretli.
----------------------------------------------------------------------------------------------
Piyade Çavuş Ufuk Çelik:
19 Ekim 2007 tarihinde Nikon dürbününü kullanan Zeynel Abidin, dokuz yüklü katır ve dört silahlı PKK militanı gördü. Yaklaşık bir buçuk ay önce de Meri Tepesinde silahlı terörist grubu görülmüştü. Çağdaş Üsteğmen bölük mevcudunun çok yetersiz kaldığını, bu nedenle mevcut personelle tepeyi nasıl emniyete alabileceğimizi bize sorarak hepimizden fikir aldı. Hava çok soğuk olduğundan her yarım saatte bir bir kişi ısınmak için çadıra girip ısınıyordu.
Personelin üzerinde taşıdığı birer adet taarruz el bombası, tabur komutanının emri ile savunma el bombaları ile değiştirmek üzere toplanmıştı. Biz yeni el bombalarını almadan, yani el bombasız olarak Keri Tepeye gelmiştik. Çatışmanın olduğu gün 18:00 sıralarında katırları ve teröristleri gördüm. Durumu Çağdaş Üsteğmene bildirdim.
O da telsizle durumu tabur komutanlığına iletti. Bu bölgeye taburdan havan ve topçu atışı yapıldı ama mermiler hep kısa düştü. Havan ve topçu menzili dışında kaldılar. Tabur Komutanı o sırada köydeki düğünde olduğundan üsteğmenimize telsizden herhangi bir emir verilmedi. Bu yüzden bölük komutanımız bu gece uyumamamız gerektiğini ve dikkatli olmamızı söyledi.
Herkes önemli bir olayın olabileceğinden endişe duyarak gerilmişti. Hepimiz diken üstünde idik O gün sis vardı ve aydınlatma projektörleri ile aydınlatılıyordu. Bu nedenle bulunduğumuz tepeden personel yalan mesafeden rahatça görülüyordu. Saat 00:30 sularında çatışma başladı. Yüzden fazla terörist olduğunu düşünüyorum.
Piyade Er Recep Can:
Olay gecesinden iki gün önce öğle saatlerinde dokuz on katırla üç kişilik görüntü tespit edildi. Bu görüntü Çağdaş Üsteğmen tarafından Tabur Komutanına bildirildi. Akabinde Kobra helikopteri talebinde bulunuldu ancak talep uygun görülmedi.
Piyade Onbaşı Mustafa Kala:
Olaydan üç gün önce terörist gruplar ve katırlar görüldü. Olay günü kırmızı alarm durumundaydık, ilk ateşi teröristler başlattı. Mevzilerimize roketatar, el bombası, doçka, biksi ve Kalaşnikof silahlarla yoğun bir baskı ateşi başladı.
Piyade Er Cüneyt Ömür,
Silah 5-6 kez tutukluk yaptı...
Bu ifadeler 12 evladımızı şehit verdiğimiz Dağlıca baskınına dair açılan soruşturmadan basına sızan ifadeler.
Elbette henüz hazırlık soruşturmasındayız ancak o baskında idari bir büyük beceriksizlik ve çok ciddi ihmaller olduğu anlaşılıyor.
Yaşadığımız iletişim çağında gerçeklerin üstü örtülemez.
O taburdaki 600 asker bugün değilse yarın konuşacak.
Siz ise kafanızı ne kadar kuma gömerseniz gömün bu gerçekler öğrenilecek ve tartışılacak.
Tutukluk yapan silahlar, istihbaratı okuyamayan yetkililer...
Görev başında olmayan komutanlar...
Biz bu çocukları ne uğruna size emanet ediyoruz?
Bu vatanı millet adına savunsunlar diye...
Siz onları büyük bir beceriksizlikle ve ihmalle ölüme yollayın diye değil...
Garibanları vatan haini diye damgalamak kolay...
Sitenize geceyarısı e-muhtıra koyup tepki oylarını AK Partiye gümüş tepside sunmak da kolay...
O siteye bir açıklama da Dağlıca ve diğer bilmediğimiz vakalarda şehit düşenler için koyun.
Bu milletten özür dileyin.
Evlatlarınız ihmalden ve beceriksizlikten öldü...
deyiverin.
Hadi beni susturdunuz, tarihi nasıl susturacaksınız?
Vicdanlarınızın sesini nasıl susturuyorsunuz?
Serdar Akinan - Akşam Gazetesi
16.01.2008
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=105343,10,156