Demokrasi Budalası

Demokrasi Budalası

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Sal Kas 22, 2011 1:51

DEMOKRASİ BUDALASI
Bunaması mı deseydim acaba?
Bulamacı mı yoksa..
Bıkkınlık verdi çünkü.
‘Ben demokrat değilim’ dedirtecek yere getirdiler sonunda.
Demokrasi nedir denildiğinde, google’dan arayıp yanıtlayana mı yanayım; Türkiye’de 1946’dan sonra bașlayan ‘hareket’tir diyene mi bilemiyorum.
‘Çok partili yașam’dır diyene de bir adet diș fırçası armağan olsun!
Aristo’ya koșan YÖK profesörleri bile anlamamıșlardır.
En çok da ‘cumhuriyet’ ile karıștırılmaktadır ‘demokrasi’.
Her iki kavram da ‘halkın kendi kendisini yönetmesi’ne çıkmaz mı sonuçta?
Cumhuriyet daha çok ‘kamusal olan’a, demokrasi de ‘özel yașam’a mı değgin yoksa?
Her ne olursa olsun, ya da yeryüzünde her ülkenin ‘kendine özgü’ bir cumhuriyet ve demokrasi ‘anlayıșı’ olabileceği ön-kabulüyle bașlanmıș olsun; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ‘kuruluș felsefesi’ en imrenilecek demokrasi hedefini de içermekte idi denilebilir.
Tarihçiler ‘Amasya Tamimi’ne mi götürürler, ‘Sivas Kongresi’ne mi bilemem.
Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılıșı üç yıl sonra ilan edilecek Cumhuriyet’i içerdiği gibi aynı anda en çağcıl Demokrasi’yi de yașama geçirmekte idi.
Sıfırdan bir ‘Devlet’ kurulmakta ve ‘egemenlik kayıtsız koșulsuz’ yine sıfırdan kurulacak olan ‘Millet’e verilmekte idi, nokta.
Verildiydi verilmediydi, az verildiydi çok verildiydi ‘boș lafları’nın lafazanlıktan öte bir geçerliliği yoktur.
‘Genel seçim’ yapılabiliyor muydu yapılamıyor muydu diye sorulursa; ‘evet’ yapılabileceği oranda yapılıyordu.
‘Güçler ayrılığı’ var mıydı yok muydu tartıșması da ‘entellektüel gevezelik’ten öteye gitmez.
‘Yürütme’ mi baskındı ‘Yasama’ mı diye sormak bile anlamsızdır.
Yürütme’nin yasaya dayanmayan herhangi bir uygulaması sözkonusu olmuș mudur?
Yasama gücü demek ki hep yürütme gücünden önde olmuștur.
Demek ki, ‘șekli hükûmet’, hükûmet etme tarzı ya da ‘yönetim biçimi’ Cumhuriyet ilan edilmeden önce de sonra da hep ‘Demokratik’ olmuștur.
‘Kanun hükmünde kararname’ ile yürütme yasamanın önüne geçmemiș, yasa-dıșı bir yönetime yönelmemiștir.
Sıfırdan kurulan bir ‘Devlet’ ve sıfırdan kurulacak olan bir ‘Millet’ dedik.
İmparatorun ‘tebaa’sı, bir gecede din, dil, ırk farkı gözetmeksizin ‘vatandaș’ olmuș mudur olmamıș mıdır?
Yasa önünde -ve kușkusuz sağında, solunda ve arkasında- ‘eșit’ yurttaș olmuș mudur olmamıș mıdır?
Aynı anda ‘özgür’.
Ve laik.
Az olmuștur çok olmuștur tartıșması ‘tatlısu aydını gevezeliği’ne girer.
Burada ‘Kuruluș Felsefesi’nden sözediyorum.
Ne kadarı oldu ne kadarı olmadı tartıșması ayrı.
Ne kadar olabilecekse o kadar olması için çalıșıldığıdır sözkonusu olan.
Ve oldurabileceği kadar da oldurulmuștur.
Bu yazıyı yazdırabilecek bir yurttașın yetiștirilmiș olması bile o mayanın tutturulmuș olduğunu göstermektedir.
Eee bugün ‘daha çok demokrasi’ diyenlere ne demeli öyleyse?
Mustafa Kemal’e ‘diktatör’ diyenler ne olacak?
Onun da ‘tek bir’ açıklaması olabilir: bunlar ‘tekbir cemaati’ndendirler.
Eșitlik karșıtı, özgürlük düșmanı..
İșbirlikçi, hain..
Aptal ve zavallıdırlar.
Her söyledikleri yalan.
İșleri güçleri dolan olanlardır.
Her söylediklerine yanıt vermeye bile değmez.
Kamusal öncelikli her ‘yönetim biçimi’ demokratiktir, bu bir.
‘Özel’i baskın olan hiçbir ‘yönetim biçimi’ demokratik olamaz, iki.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1665
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 9 konuk

x