Deniz Baykal İstifa Etti!

Genel & Güncel Konular

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Cmt May 15, 2010 2:25

Parlak siyasi yaşama alçakça bir hançer


BUGÜN Türkiye’de herkesin konuştuğu tek konu alçakça bir komplonun kurbanı olan Baykal’la ilgili gelişmeler.

Herkes birbirine “Baykal dönecek mi?” diye soruyor.
Gazeteler, televizyonlar bu konudaki haberler ve görüntülerle dolu.
İstifasıyla CHP’lileri ağlatan Baykal’ın politikaya girişinin ilginç bir öyküsü var.
Ünlü bir politikacı olduktan sonra, Baykal’ı zor durumda bırakmak için rakipleri onun öğrenciyken Başbakan Adnan Menderes’in yakasına yapıştığını yayıyorlardı.
Bir toplantıda bu iddiaları yalanlamış ve şöyle demişti:
“Ben Menderes’in bırakın yakasına yapışmayı, kendisini bir kez bile görmedim ve onunla hiç karşılaşmadım. Ayrıca Kızılay’daki gösterilere de katılmadım.”
1960 yıllarda Baykal, Ankara Hukuk’u bitirdikten sonra Siyasal Bilgiler’e asistan olarak girdi.
Genç, iddialı bir bilim adamı olarak kariyerini başarıyla sürdürüyordu.
1969 seçim sonuçları hakkında yaptığı bir araştırma dikkat çekti.
Genç bilim adamı, araştırmasında CHP’nin yoksul kent varoşlarında oylarını artırdığını saptadı.
Ayrıca gelecek seçimlerde gerekli örgütsel çalışmalar yapılması durumunda varoşlarda CHP’ye dönük bir oy patlaması yaşanabileceğini vurguladı.
* * *
Bu ilginç çalışma, Prof. Dr. Turan Güneş’in dikkatini çekmiş ve bu genç bilim adamının çalışmasını Genel Sekreter Ecevit’e anlatmıştı.
Ecevit, Baykal adlı bu genç adamla tanışmak istedi.
Genç bilim adamı araştırmasını Ecevit’e anlattı. Çok etkilenen genel sekreter kendisinden şu ricada bulundu:
“Bana anlattıklarınızı Paşa hazretlerine de anlatır mısınız?”
Baykal araştırmasını Genel Başkan İsmet İnönü’ye anlattı.
İşte bu olay, genç bilim adamının yazgısını değiştirdi.
Kısa süre sonra Ecevit onu parti “Danışma Kurulu”na aldı.
Baykal’ın politikada yükselme süreci başladı ve Parti Meclisi üyesi oldu.
1973 seçimlerinde Ecevit genç bilim adamını parlamentoya sokmaya karar verdi.
Ona, kendisini kontenjandan seçilebileceği bir yere koyacağını söyledi.
Baykal bunu kabul etmedi, “Ben doğduğum kente gidip ön seçime katılmak istiyorum. Başarılı olursam milletvekili seçilirim” dedi.
* * *
Antalya’ya giden genç politikacı, liste başı oldu ve milletvekili seçildi.
CHP seçimlerde 185 milletvekili çıkararak birinci parti oldu ve Milli Selamet Partisi’yle koalisyon kurdu.
Koalisyonun kurulmasının mimarları Deniz Baykal ile MSP’li Oğuzhan Asiltürk’tü.
Hükümet ilan edilirken Baykal Maliye, Asiltürk de İçişleri Bakanlığı’na getirildi.
1978’de kurulan hükümette ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptı.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Ankara Dil Okulu’nda gözetim altında tutuldu.
1982 Anayasası’nın 5 yıl siyasi yasak koyduğu politikacılar arasında yer aldı.
1983 yılında “Yasaklı olmalarına rağmen siyasi faaliyetlerini sürdürdüğü” gerekçesiyle CHP’li ve AP’li politikacılarla birlikte Çanakkale Zincirbozan’da gözetim altına alındı.
Eylül 1987’deki genel seçimlerde SHP’den Antalya milletvekili seçildi.
SHP’de önce grup başkanvekilliği, ardından da genel sekreterlik görevlerinde bulunan Baykal, 10 Eylül 1990’da görevinden istifa etti.
1992’de yeniden açılan CHP’nin Genel Başkanlığı’na seçildi.
Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra Deniz Baykal da tıpkı onlar gibi 54 yaşında genel başkan oldu.
Baykal’ın siyasi yaşamının kısa öyküsü böyle.
Bu parlak ve başarılı politik yaşam geçtiğimiz günlerde alçakça bir komployla hançerlendi.

15.05.10
TUFAN TÜRENÇ




Bay kalıyor!


Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal’la görüşmesinden sonra sonucu açıklıyor:
- Deniz Baykal yönetimin üzerinde anlaştığı isme destek verecek...
O isim kim olabilir? Merakları “az sonra” Hakkı Suha Okay gideriyor:
- Örgütlerimizde Sayın Genel Başkanımız geri dönsün mü, dönmesin mi, diye bir tartışma yoktur. Bizim tek tartışma konumuz, Genel Başkanımızı dönmeye nasıl ikna edeceğimizdir...
Üzerinde anlaşılan isim de böylece kesinleşiyor: Deniz Baykal...
Gazeteci soruyor:
- Diyelim Deniz Bey döndü. Piyasaya 2. kaset servis edilirse o zaman ne olacak?
Bu sorunun yanıtı da kaynadı arada. Şimdi her şey Deniz Bey’in dönüşü için. İyi de Deniz Bey dönecekti madem neden istifa etti? İstifasından bu yana ne değişti de tekrar gelecek? Bu yaralı haliyle partiyi nasıl taşıyacak?

Başbakan dün Yunanistan’a giderayak kendine yakışan bir açıklama yaptı:
“Türkiye’nin toplumsal ahlak değerleri açısından bir erozyona uğratılma gayreti var. En tehlikeli olan yanı bu. En önemli güç toplumsal ahlakımızdır. Bunun üzerinde spekülasyona girenler var, mağdurları oynayanlar var. Kusura bakmasınlar eşlerine ihanet edenleri bu toplumda biz mağdur olarak göremeyiz” sözleriyle Baykal’ın yarasına ateş etti. Belli ki Baykal siyasete dönerse kaseti fırsata dönüştürecek, meydanlarda Baykal’ın bu tarafına vuracak. Deniz Baykal’ın hesap etmesi gereken çok şey var.



Erdoğan, “Biz eşlerine ihanet edenleri mağdur olarak göremeyiz ” demiş.
Evet! Ülkesine ihanet edenlerin başımızın üstünde yeri var...
Gülhan Elmas

Ertuğrul Günay, “CHP kapatılsın, vakıf olsun” demiş.
Arkadaş hâlâ dönekliğini kanıtlama çabasında!
Fahrettin Fidan


15.05.10
MELİH AŞIK


Benim notum: ...Kalır mı kalmaz mı bilmem ama babalar gibi satmayan,bop eşbaşkanılığı yapmayan,ABD talimatlı açılım yapanlara karşı çıkan -ahlaklı Erdoğan beklediğim gibi CHP'ye kasetle vurmaya başladı...
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen gerçeği arayan » Cmt May 15, 2010 13:40

Sadece onun için ziyaret ettiğim Habertürk gazetesinde Bekir Coşkun kadın ve ihanet konusunda çok önemli bir noktaya parmak basmış:

İhanet çeşit çeşittir?..

Pekiiii...

Başbakan, kadına ihanetin en kurumsallaşmış ve meşrulaştırılmış hali olanı, iki eşli kendi bakanlarını-milletvekillerini unuttu mu dersiniz?..

Ya dincilerin masum saydıkları üçüncü eş?..

Şeriatları izin veriyor:

Ya dördüncüsü?..

Bu yazıyı mutlaka okuyun.
http://www.haberturk.com/yazarlar/51522 ... t-cesittir
Kullanıcı küçük betizi
gerçeği arayan
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Pzt Oca 18, 2010 22:56

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen BabaHoroz » Cmt May 15, 2010 16:56

Başkalarının 2 eşli 3 eşli olması bizim zina yapmamızı gerektirmez.Eğer görüntüler montaj değilde gerçekse,bu görüntülerin yayınlanmasıda normaldir.Karısıyla, bırakın yatak odasını evinin herhangi bir yerinde bile gizlice görüntülense ayıptır,suçtur ama zina yapan tanınmış bir kişinin görüntüleri haberdir,yayınlanmasında da bir sakınca yoktur.

O 2 eşli,3 eşlilerede bir sorum var.Acaba karıları 2 erkekle ya da 3 erkekle yaşasalar kabullenebilirler mi ? Başka bir erkekle paylaşabilirler mi karılarını ?

Önce insan olacaksın İnsan
Sadece ve Sadece DENİZLİSPOR lu,Her konuda Objektif, Dobra, AntiEmperyalist ve Tam Bir TÜRK
Kullanıcı küçük betizi
BabaHoroz
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Mar 07, 2008 13:21

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen gerçeği arayan » Cmt May 15, 2010 17:28

BabaHoroz yazdı:Başkalarının 2 eşli 3 eşli olması bizim zina yapmamızı gerektirmez.Eğer görüntüler montaj değilde gerçekse,bu görüntülerin yayınlanmasıda normaldir.Karısıyla, bırakın yatak odasını evinin herhangi bir yerinde bile gizlice görüntülense ayıptır,suçtur ama zina yapan tanınmış bir kişinin görüntüleri haberdir,yayınlanmasında da bir sakınca yoktur.

O 2 eşli,3 eşlilerede bir sorum var.Acaba karıları 2 erkekle ya da 3 erkekle yaşasalar kabullenebilirler mi ? Başka bir erkekle paylaşabilirler mi karılarını ?

Önce insan olacaksın İnsan


Katılmıyorum babahoroz, demokrasilerde özel hayatın kutsallığı denen bir şey var. Herkesin özel hayatı ve cinsel yaşamı sadece kendini ve ailesini ilgilendirir. Bizi vatandaş olarak esas ilgilendiren özel ahlak değil, kamusal ahlak; yani siyasi alanda yolsuzluk, yalan, iki yüzlülük ve hukuksuzluk olmamasıdır.

Siyasette şantajı bir yöntem olarak kullananlar sadece zina yapanları değil, herkesin telefonunu dinler, herkesin yatak odasına girer. Şantajcı özel hayata dair her türlü malzemeyi toparlayıp şantaj amaçlı kullanılabilecekleri bir kenara ayırır.

Ayrıca bu telefon dinleme ve şantajların hep AKP muhaliflerine yapıldığını görüyoruz. Çünkü AKP her türlü fitne ve fesadın yanında bu pis işleri de kendi çıkarları ve hedefleri için mübah gören bir parti. Aslında en büyük ahlaksız kendileri. Zinayı da en çok yapan aslında kadına mal gözüyle kendileridir hiç merak etme. Onlar için bilinmediği duyulmadığı sürece her şey mübahtır.

Nedense bizim millet hırsızlık, yolsuzluk ve hukuksuzluk gibi konularda vurdumduymazken belden aşağı konularda aşırı bir hassasiyet gösteriyor. Halkı nasıl aldatacağını çok iyi bilen AKP şimdi bundan yararlanıyor
Kullanıcı küçük betizi
gerçeği arayan
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Pzt Oca 18, 2010 22:56

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Cmt May 15, 2010 18:00


Şok iddia

New York Times'ın ünlü yazarı Kinzer: ‘Baykal’ın gidişi derin devleti...'


‘Baykal’ın gidişi derin devleti hareketlendirebilir’

Arı Hareketi’nin İstanbul’da düzenlediği bir toplantıya katılan New York Times Gazetesi’nin dünyaca ünlü yazarı Stephen Kinzer başta Baykal’ın istifası olmak üzere Türkiye’deki sıcak gelişmeleri VATAN’a değerlendirdi:
“Baykal’ın gidişi Türk demokrasisi için çok olumlu. Baykal demokrasi için vazgeçilmez olan yapıcı ve alternatif bir muhalefeti oluşturamamıştı. Baykal son 10 yılda Türkiye’nin modernleşmesini engellemek ve ülke hayatına hakim olan ordu tekelindeki seçkinlerin vesayetini sürdürmek için herkesten fazla gayret gösterdi. Baykal’ın görevinden ayrılmasıyla birlikte ’derin devlet’ olarak anılan ve ülkedeki sosyal ayrışmaları derinleştirmek için şiddet kullanan grupların yanı sıra şiddet yanlısı Kürt ayrılıkçı gruplar harekete geçebilir.”

’Parti içi demokrasi yok’

“Derviş CHP içinde liderliğe soyunduğu zaman kendisine çoğunluğunu temsil etmediğini ve asla Başbakan olmayacağını söylemiştim. Türk insanı sert adam imajına sahip lideri tercih ediyor. Kılıçdaroğlu partiye yeni bir dinamizm kazandırır. Kılıçdaroğlu’nu halk istiyor ancak halkın söz sahibi olmadığı parti içi sistemin nasıl işleyeceği belli değil.“

The Economist

Türk demokrasisinin zayıf yanı, iyi bir muhalefetin olmayışı

The Economist dergisi son sayısında Baykal’ın istifasını şöyle yorumladı: ”Baykal, resimde göründüğü sürece CHP’nin güç kazanması çok zor. Son 20 yılda hiç bir seçim kazanamadı. Türkiye’de reformları bloke eden bir kariyer yaptı, şimdi ise yatakta eski özel sekreteriyle yakalandığı iddia ediliyor. İyi bir muhalefetin olmayışı Türkiye’deki demokrasinin zayıf halkasını oluşturuyor. Eğer Baykal tam olarak çekilse bile, parti içindeki güç dengelerinin önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimlere kadar oturması pek olası görünmüyor. Türkiye’de birçok kişiye ait ses ve görüntü kayıtları Türkiye’deki güç savaşının bir göstergesi. Baykal bu şekilde görüntülenen son politikacı olmayabilir.”

gazetevatan.com


İlgili köşe yazısı...




Bırakın Baykal’ı, siz kendinizi düşünün


İslam’a göre günah işleyen kişiye “günahkar” denir.
“İmansız” denmez.
Çünkü günah işleyenler için tevbe kapısı ‘kıyamete kadar’ açıktır.
Peki, bir kimsenin günahını herkesin gözlerinin önüne serip ‘ifşa etmek’ ne anlama gelir?
Büyük günah ve büyük ahlaksızlıktır...
Hz. Ebubekir Efendimizi hatırlayalım, açıktan zina eden bir çiftin üzerine doğru koşarak onları örtü ile kapattığı vakidir.
Dikkat edin, Hz. Ebubekir orada yapılan zinayı herkese haber verip ’ifşa etmiyor’.
Bilakis örtüyor.
Neden?
Kendisi Müslüman çünkü!

Peki Baykal imansız biri mi, yoksa günahkar bir Müslüman mı?
Ben Deniz Baykal’ın bireysel günahlarını tartışamam. Kalbini de bilemem.
Ama onu Hz. Peygamber’den örnekler verirken, evliyalardan kıssalar anlatırken ve zaman zaman namaza dururken gördüm.
Buna şahidim.
Eminim Vakitçiler de buna şahittir..
Son tahlilde kimse İslam akaidi ve fıkhına göre Baykal’a “imansız” diyemez. Ve (Görüntüler gerçekse) mahrem seviyedeki günahlarını ortaya dökemez.
Dökerse ne olur?
Peygamberimiz’den (sav) dinleyelim;
“Müslümanların mahremlerini ayıplarını araştırmayın. Her kim mü’minlerin ayıplarını araştırıp ifşa ederse, Allah da onun ayıplarını ortaya döker, evinde bile olsa onu rezil eder.”

Baykal tövbe edip varsa “bireysel” günahlarından kurtulabilir.
Herkes kurtulabilir.
Ama “küresel” günahlar başka..
Örneğin, AKP iktidarının Amerikan Conilerinin Irak’a saldırdığı sırada bizim hava sahamızı Bakanlar Kurulu kararıyla Amerikan ve İngiliz savaş uçaklarına açtığını biliyorsunuz değil mi?
İncirlik üssünün ve İskenderun Limanı’nın coniler tarafından kullanılmasına müsaade edildiğini biliyorsunuz değil mi?
Ve bu destekten faydalanan Amerikalı ve İngilizlerin Irak’ta 2 Milyon Müslümanı katlettiğini ve kadınların namusunu kirlettiğini biliyorsunuz değil mi?
Aradakileri geçtik, son dönemde Afganistan’da Amerika’ya karşı savaşan ve milli mücadele veren Afganlıların karşısında Türk Askeri’nin ‘geri hizmet’ olarak yaptığı görevi, ‘ileri hizmete’ çeken ve Mehmetçiklerin Afganlılara kurşun sıkmasına sebep olan AKP iktidarı değil mi?

“Amerika güçlüydü, biz yardım etmesek zaten başka şekilde yapacaktı” şeklindeki yalanlarınızla hadi bu milleti kandırdınız diyelim.
Peki yarın hesap günü geldiğinde Cenab-ı Allah’ı nasıl kandıracaksınız!
Bırakın Baykal’ın günahlarını, siz kendi vereceğiniz hesabı düşünün!

Yusuf Kırtorun
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Pzr May 16, 2010 8:04

İhanet değil ibadet mi!

Resim

Baykal’a komplo kasetinden hareketle eşine ihanet yakıştırması yapan Erdoğan, evlilik dışı ilişkisini kamuoyunun bildiği Menderes’i nasıl sahipleniyor?
BIRAKIN sahiplenmeyi, seçim öncesi “Menderes’in devamıyım” diye böbürlenmedi mi ve güya devamı olduğunu çağrıştıran afişler hazırlatıp astırmadı mı? Öyle ise nedir bu yapılan? Baykal’ın eşini aldatması günah da Menderes’inki ibadet mi?
Değilse, Erdoğan’ın takındığı bu çifte standartlı tutumu nasıl izah edeceğiz!
Eşine ihanet eden Menderes’in devamıyım
diye böbürlenen sen değil misin?

Neymiş efendim, bel altı siyaset yapmıyormuş!
Kim o?
Recep Tayyip Erdoğan!
Peki Baykal’a yaptığı son atış bel üstü müymüş?
Eşine ihanet eden mağdur olamazmış!
Öyle diyor Recep Tayyip Bey!
Yok ben Tayyip Bey’i, Deniz Baykal 2003’de hiç hakkın yok iken seçim sonuçlarına bakarak seni yasa ve kuralları aşarak Başbakanlığa ışınladı, yani önünü açtı, bunun teşekkürü en zor anında onu en mahrem noktadan vurmak mıdır gibi duygusal bir yorumla eleştirmeyeceğim, sadece bir kıyası dikkatinize sunacağım!
Deniz Baykal’ın malum kaset olayı muğlak yani araştırma aşamasında!
Dolayısı ile Baykal’ın eşini aldatıp aldatmadığı hala net değil!
Oysa Yüce Yaradan’ın bir ve tek olduğu kadar net olan bir şey var ki, o da merhum Adnan Menderes’in Ayhan Aydan isimli malum hanımefendi ile olan ve yıllarca alenen devam eden evlilik dışı ilişikisi!
Bu ilişki bırakın kitaplara malzeme olmayı,Yassıada yargılamalarına bile konu oldu, dolayısı ile Tayyip Erdoğan’ın bunu bilmemesi mümkün değil!
Öyle ise soralım, Baykal’a var olan meçhul komplo kasetinden hareketle alel acele eşine ihanet yakıştırmasını yapıştırıp, bunun üzerinden siyasi istismarlar yapan Recep Tayyip Erdoğan evlilik dışı ilişkisini hiç kimsenin inkar etmediği Adnan Menderes’i nasıl sahipleniyor?
Bırakın sahiplenmeyi, hatırlayın seçim öncesinde “Menderes’in devamıyım” diye böbürlenmedi mi ve güya devamı olduğunu çağrıştıran afişler hazırlatmadı mı?
Evet Menderes-Özal-Erdoğan afişlerini sen astırmadın mı Tayyip Bey?
Öyle ise sorarım size nedir bu yapılan?
Ne yani, Baykal’ın eşini aldatması günah da Menderes’inki ibadet mi?
Değilse, Erdoğan’ın takındığı bu çifte standartlı tutumu nasıl izah edeceğiz!
İşte Tayyip Erdoğan budur!
Siyasi fayda gördü mü, kendi ifadesi ile papaz elbisesini bile giyebiliyor!
Bu tablodan çıkarılacak sunuç şudur:
Evet Tayyip Erdoğan Baykal’dan kurtulmak istiyor ki bel altı taarruzu bunun delilidir!
Baykal gitsin diye tempo tutup kampanya yapanlar bunu değerlendirmelidir!
Öyle ya, Baykal CHP’yi geriye götürüyor ise, Tayyip Erdoğan onu yok etmeye değil, muhafaza etmeye çalışmaz mı?
Allame olmaya gerek yok, sadece bu kıyas bile Baykal’ı sahiplenmeye yetiyor!

Sabahattin ÖNKİBAR

YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen BabaHoroz » Pzr May 16, 2010 9:59

Zinayı suç olmaktan çıkartan yasayı meclisten geçirten parti hangisi ?
-AKP

Tayyip burada attı tuttu çıkartmayız diye,3 gün sonra avrupaya gitti,Verheugen di galiba,onunla görüştü ve jet hızıyla Zina suç olmaktan çıkartıldı
Sadece ve Sadece DENİZLİSPOR lu,Her konuda Objektif, Dobra, AntiEmperyalist ve Tam Bir TÜRK
Kullanıcı küçük betizi
BabaHoroz
Üye
Üye
 
İletiler: 104
Kayıt: Cum Mar 07, 2008 13:21

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Pzt May 17, 2010 16:15

Baykal'a 'geri dön' çağrısı!

CHP MYK: Baykal yeniden aday olmalı, Önder Sav Genel Sekreterlikten çekilmeli.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal’ın istifasının ardından genel başkanlığa aday olması gerginliğe neden oldu.

Bugünkü CHP MYK toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı tartışıldı.

Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklayan Genel Sekreter Önder Sav ile Savcı Sayan arasında söz düellosu yaşandı.

Sayan, Önder Sav'a "Sorun Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı değil. Önder Sav'a komploya alet oldunuz" dedi.

Yılmaz Ateş de Sayan'a destek verdi.



CHP MYK´dan Baykal'a ´geri dön´ Sav´a istifa çağrısı


BAYKAL'A GEL, SAV'A GİT!
Toplantının ardından CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek, bir basın toplantısı düzenledi.

Özyürek, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “CHP’ye karşı sistemli bir komplo yürütüyor. Bunun baş sorumlusu AKP’dir. CHP’nin genel başkanını etkisiz kılmak amaçlanıyor.

Deniz Baykal’ın engin deneyim ve birikimine ihtiyaç vardır. Kurultayda yeniden genel başkanlığına getirilmesi için çağrı yapılması kararlaştırıldı.

Danışmadan Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıklayan Genel Sekreter Önder Sav’ı görevden çekilmeye çağırıyoruz.

Bu kararların altında Önder Sav, hariç görevli bütün MYK üyelerinin imzası bulunmaktadır.”


gazetevatan.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen maydonos » Pzt May 17, 2010 18:40

Eger Baykal geri donerse yaziklar olsun gercekten. Ben onu bunu bilmem arkadaslar komplo hedefine ulasmis olabilir; ama Kilictaroglu gelse ne farkeder baskasi gelse ne farkeder bu zihniyetin Akepe zihniyetinden farki nedir? Sizinde bir padisahiniz var. Oda Baykal.

Anlasildi neden selam yolladi pensilvenyaya. Partiyi dagitacagim merak etmeyin sizi yine iktidara tasiyacagim. Cikip aciklama yapsa ya asla geri donmeyecegim bu donem sonuna kadar benim yerime gecen arkadasa destek olacagim. Var olan itibarini korusun. Daha cok degerini artirirdi.

Chp gercekten Ataturk'un partisi olsa simdi bu yasananlar yasanmazdi. Bu ne koltuk sevdasiymis. Yine partide calisabilir ne farkeder. Anlamis degilim.
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 2:25

Resim


Baykal için daha fazla direnmemek gerek

Cumhuriyet Halk Partisi artık Baykal’a tuzak şokunu üzerinden atmalıdır. Partililer elbette başkanlarına sahip çıkacaklardır, elbette bu çirkin tuzağı ortaya çıkarmak için çaba harcayacaklardır, ama Baykal’ı geri döndürme hayalinin hiçbir işe yaramayacağını da herkes anlamalı.
Kimileri Baykal’ın dönüşünü “intihar” olarak niteliyor. Bana göre daha da kötüsü. Eğer Baykal örgütü tarafından ikna edilirse “intihar bombacısı” durumuna düşer. Üzerine sardığı bombalar patladığında sadece kendisini değil partisini de öldürür.

Baykal’a rağmen ya da Baykal’ın onayıyla, Kemal Kılıçdaroğlu dün adaylığını açıkladı. Artık “İlle de Baykal dönecek” diyerek ortamı gerginleştirmek ve CHP’yi bir iç çatışmanın yaşandığı odak gibi göstermek kimsenin işine yaramaz.

Kamuoyunun tepkisi ortadadır. AKP’nin icraatından ve Türkiye’yi getirdiği noktadan şikâyetçi olan ama gidecek yer de bulamayan milyonlarca kişi, yapılacak ilk seçimde CHP’yi bir umut olarak görebilir. Bunun işaretlerini her gün alıyoruz.

Kamuoyu araştırmaları yapan şirketler resmi olmasa da Baykal’ın çekilmesinin CHP’ye oy kazandırdığını belgeliyorlar artık. CHP bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve anlamsız bir iç çatışmaya sürüklenmek yerine Baykal dışındaki bir isim etrafında kenetlenerek, önce referanduma sonra da genel seçime hazırlanmalıdır.

CHP’nin kaderi Kurultay’dan önce bugün belli olacak. Eğer il başkanları Baykal ısrarını bırakır ve Kılıçdaroğlu veya başka bir aday üzerinde uzlaşma sağlarlarsa CHP yenilenmiş yüzüyle pek çok kişinin ilgisini çekecektir.

Şu anda yapılmaması gereken şey, öfkeye kapılıp CHP’ye sırt çevirmektir. Türkiye’nin en eski partisinin mensuplarının böyle bir hataya düşeceklerini hiç sanmıyorum.

Kılıçdaroğlu kamuoyu gözünde bir umut olmuştur. Bunu değerlendirmek başta Baykal olmak üzere şu anda parti yönetiminde olan herkesin görevidir.

İnanıyorum ki Baykal’a en yakın olan isimler bile, yeni bir genel başkanın CHP’ye soluk aldıracağını ve partiyi cazibe alanı haline getireceğini biliyorlar. Ama aynı isimler “Ya biz de gidersek” telaşına düşüyor olabilirler.

İşte bu noktada kişisel çıkarlar bir kenara bırakılmalı ve fedakârlık gösterisi yapılmalıdır. Parti yöneticileri ve özellikle delegeler kişilerin peşinde koşmak yerine Türkiye’yi ucuna geldiği tehlikeden nasıl çekip çıkartacaklarını düşünmelidir.


CHP MYK’da akıl tutulması

CHP’nin olaylı geçen MYK’sından sonra canlı yayında Mustafa Özyürek’i dinliyorum. “Bu kadar deneyimli kişiler nasıl böyle bir akıl tutulmasına uğruyor” diye geçirdim içimden.
Bu beyler hiç mi sokağa çıkmazlar; halkın endişelerini, beklentilerini, umutlarını hiç mi görmezler?

CHP MYK’sının aldığı “Baykal’dan başkası olmaz” kararı “İktidara gelmek, Türkiye’yi uçurumun kenarından çekmek bizim umurumuzda bile değil, yeter ki biz partide egemen olalım bu bize yeter” mantığından başka bir şey değildir.

Belli ki CHP’nin “Politbürosu” iktidara gelmeyi hiç aklına getirmiyor, parti içi iktidar onlara yetiyor da artıyor bile.

Politbüro artık şunu bilmeli: Baykal kendi iradesiyle istifa etti. “Geri dön” diye ağlaşmak bir yarar getirmeyeceği gibi halkı da CHP’den yine uzaklaştırır. Adı halk olan parti halkın sesine kulak vermek zorundadır.


Pensilvanya

Deniz Baykal, genel başkanlıktan istifa ederken, çok kişiye meraklandıran bir “Pensilvanya” göndermesi yaptı. Doğal olarak Fethullah Gülen’in burada yaşadığından yola çıkılarak, bu gönderme üzerine yorumlar yapıldı.
Ama ilk gün benim de atladığım bir detay var. ABD Başkanı’nın ülkeyi yönettiği Beyaz Saray “Pensilvanya Caddesi” üzerinde.
Baykal’ın bir Pensilvanya ile iki kuş vurduğunu söyleyebilirim.

Can ATAKLI
18.05.10
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 2:26

İhanet edenler Bakan olabiliyorsa...Zaten amaç ihanet etmekse..
Türkiye'de her şey olur ya da kısa zaman içinde Türkiye diye bir şey olmaz...

Resim

Ateş’ten Sav’a: Bu ihanet tutmaz


“Partinin üzerinden Deniz Baykal’ın gölgesi kalkınca Önder Sav operasyonu yaptı. Ben bunu zaten biliyordum... Kemal Bey’i kullandı. Bu iç tuzak tutmaz!!! Bu ihanet tutmaz.”

Bu sözler Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş’ten geliyor...
Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını açıkladıktan hemen sonra konuşuyorum Ateş’le...
Önder Sav’ı çok ağır bir dille suçluyor:
“Biliyorsunuz Kemal Bey il başkanları toplantısından sonra adaylığını açıklayacaktı. Ama Önder Sav devreye girdi. İl başkanlarının açıklamasının önünü kesmek için açıklamayı erkene aldırdı... Kemal Bey iyi bir insandır ama Önder Sav tetikçi olarak kullanıyor.”
Soruyorum:
- Peki bu durumda Deniz Bey ne yapar? Aday olur mu?
Cevap ilginç:
- Çarşambayı bekleyin...
Bu konuşma Kılıçdaroğlu’nun adaylığına Baykal’ın gönülden bir onay vermediğini gösteriyor. En azından “tam destek” yok... Hatta karşı karşıya gelme ihtimali bile var...
Gördüğüm kadarıyla Kılıçdaroğlu da buna da hazır...
Ancak Yılmaz Ateş’in Önder Sav’a gönderdiği oklar, CHP içinde bir kırılma noktası olduğunu gösteriyor. En azından “tam uzlaşma” yok...
AFİŞ TARTIŞMASI
Bu arada Ankara caddelerinde bir afiş dikkat çekiyor. Afiş’te Baykal’ın kurultay resmi var. Ve üstünde “Fitneye fesada hayır!” yazıyor..
Buna da Kılıçdaroğlu çok kızıyor. Afişi Ateş’in astırdığı söyleniyor. Ancak Ateş, “İlgisi yok. O afiş kararında Önder Bey’in de imzası var” diyor.
Böylece CHP arenasında gerilim yükseliyor.
SAV’IN DÖNÜŞÜ
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasında Önder Sav’ın etkisi olduğu açık...
Peki Sav nasıl oldu da, 53 yıllık arkadaşı ve onu siyasete taşıyan Baykal’dan desteğini çekti?
Bu dönüşün başlangıcını daha önce yazmıştım. Yazının başlığı ise şuydu:
“Baykal’la Sav küsme noktasında.”
Deniz Baykal, Yılmaz Ateş’ten suikast ihbarıyla ilgili bir basın toplantısı düzenlemesini istemişti. Sav buna karşı çıkmıştı. Hatta toplantıyı Ateş’in yapmasını bile engellemişti. 50 yıllık arkadaşlık küsme noktasına işte böyle gelmişti.
KILIÇDAROĞLU RAHAT
Adaylığını açıkladıktan sonra Kemal Bey, Hürriyet’in Ankara bürosuna geldi...
Arkadaşlarla konuşurken, baktım oldukça rahattı.
Yani Deniz Bey’in aday olmayacağı ya da başka bir adayın çıkmayacağı bir kurultay beklentisi var.
Kılıçdaroğlu, delege hesaplarından çok kurultayı halkın belirleyeceğini umuyor...
Delege konusunda da Önder Sav ve Gürsel Tekin gibi iki önemli ismi yanına almış durumda...
Ama Yılmaz Ateş’in bu sözleri parti yönetiminde kılıçların çekildiğini gösteriyor. Hedefte ise Önder Sav var...
Yani “ihanet” ve “Brutus” suçlamaları yakında yükselmeye başlayacak...
Ve kurultay, “Brutus tartışmaları” içinde geçecek gibi görünüyor. Bu durumda geriye bir tek soru kalıyor...
O da şudur:
- Baykal’a destek veren “öteki genel merkez” ne yapacak. Dahası Baykal çıkacak mı?
CHP içinde büyük bir kesim Baykal’ın çıkmayacağını düşünüyor.
Ama “Baykal siyasi hayatına böyle bir olayla mı son verecek?” sorusu kuşkuları artırıyor. Baykal Önder Sav’ın bu hareketine karşı çok sert bir tepki verebilir.
Bu yüzden ben Yılmaz Ateş’in söylediği “çarşambayı bekliyorum”. Çünkü perşembenin gelişi orada...

Fatih ÇEKİRGE
18.05.10
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 2:42

ABD'nin çok zeki gazetecilerinden ve AKP'den sonra Doğan ve Ciner medyası bu işe çok sevindi...

..
ABD’de iflas eden egemeninin dünyadaki en güçlü örgütlendiği ülke olan Türkiye’de ki işbirlikçiler ülkede kansız savaş yapıyorlar. Plan “Kontra-Ergenekoncuların” etkin olarak kullandığı basın-yayın organları aracılığı ile gerçekleşiyor… Gazetelerin çoğu “bunların” kontrolünde. “Bunlar” susturma konusunda bilimsel öğretiye sahip olduklarından dolayı kendilerine muhalefet eden herkesi susturacaktır.

Ve istihbarat alanında bilinen tüm klasik taktikleri uyguluyorlar. Ergenekon davasının avukatı olan Deniz BAYKAL’ın görüntüleri de bu bağlamda yayınlanıyor… O görüntüler, “onlara” muhalefet eden CHP’yi dolayısıyla T.C. Devleti’nin sindirmeye yöneliktir…

Zaman bu oyuna gelme zamanı değildir. Sorun BAYKAL’ın o görüntüleri değil, o görüntüleri servis eden, yazan, o görüntülerden kendisine siyasi rant elde edenlerdir. Türkiye’deki diğer bir sorun da, kendisini nimetten sayıp, “istifa etmeli” diyerek yazmaya ve konuşmaya başlayan aptallar vardır. Bunların hepsi, en ağır ahlaksızlığın yapıldığı bir ortamda biran da en namuslu olurlar. Egemenin istihbarat örgütlerine veya istihbarat örgütü gibi çalışan cemaatlere çok kullandırttığı taktiklerden olan bu vakalarda, eğer ortada şikayet ve kanunen yasak edilmiş bir durum yoksa kesinlikle itibar etmeyin.

Hatta tükürün…
Unutmayın ki ortada bir ahlaksızlık varsa onu da “onlar” yapar. Hatta sanayisini bile kurarlar.
Onun için, “onlara” inat ilk defa telaffuz ediyorum BAYKALCIYIM…

Muammer KARABULUT

Öymen'e temeli olmayan Dersim çıkışı yapan biri CHP genel başkanı olamaz...En azından benim için...
Olursa bu işin içinde bir iş vardır...Baykal'ın bu kişi ile verdiği fotoğraf Deniz Baykal'ın son yalnışıdır...

Cumhuriyet'in kurucularının sahip olduğu eşsiz ruh gibi Anadolu'nun bağrı bağımsız bir adam daha çıkaramıyor mu?
Neden tüm gerçekleri bilen gazeteci ya da yazarlar en önemlisi yurtsever aydınlar talip olmuyor?..
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 18:02

[img]http://www.internetajans.com/img/news/95825/other/95825-1.jpg[/img]

Ümmeti Recep

ROMA döneminde Kudüs’te hafif meşrep bir kadın olarak tanınan Menyelli Meryem’in recmedilmesine yani taşlanarak öldürülmesine karar verilir. İnfazda hiç istemediği halde İsa peygamber de hazır bulunur ve ilk taşı atması kendisinden istenince, “İlk taşı hiç günahı olmayan atsın” der. Böylece kadının hayatı kurtulur.

Velev ki orada civanımın padişahı Fatih Sultan Recep olsaydı hiç kuşkusuz ilk taşı atardı!

Çünkü sultanımız efendimiz bir melek kadar günahsız, adeta ikinci peygamber gibi.

Aksi halde, ahlaksız bir komploya uğrayan Deniz Baykal’a ilk taşı atmaz, belden aşağıya vurmaya kalkışmaz ve hatta hoşgörü sultanı Hacı Bektaş Veli’nin “Eline, diline, beline sahip çık” öğüdünü ağzına almaya cesaret edemezdi!

Demek ki bugüne dek Fatih Sultan Recep’in eli haksız kazanca bulaşmamış ve dolayısıyla boğazından haram lokma geçmemiş...

Dili kimsenin gönlünü kırmamış...

Beli de harama uçkur çözmemiş...

Sorarsanız göz zinası bile yapmamıştır!

İsa peygamberde bile olmayan bu özellikleri sultanımızın taşıyor olması, ona “adeta ikinci peygamber” denmesinin boşuna olmadığını gösteriyor.

Hal böyle olunca...

“Ahlaksız bir komplo üzerinden siyaset yapmak da ahlaksızlıktır” diyenlerin derhal tövbe edip adeta ikinci peygamber konumundaki sultana biat etmesi gerekiyor. Ama nerede bizde o biat kültürü, çok hukuklu ve en az üç çocuklu demokrasi anlayışı!

Hukuk deyince...

Bu olay, aynı zamanda ilahi bir uyarı olarak ele alınmalı ve derhal gereği yapılmalıdır.

Yapılması gereken, bir melek kadar saf ve temiz, bir bebek kadar masum ve sevgi dolu ve tabii ki adeta ikinci peygamber olan sultan hakkında Meclis’te bulunan yolsuzluk ve sahtecilik dosyaları derhal imha edilmelidir. İmha edilmelidir çünkü bu dünyadaki günahkârlar eline, diline, beline sahip sultana hesap soramaz.

Hele anayasa değişiklik hapı halka yutturulduktan sonra hiç kimse hiçbir şey soramaz.

Haydi ümmeti Recep; sultana biat edelim; ayrıca öteki dünyada da himayesine mazhar olalım...

Ahlaksız bir kepazelik dosyası

CİVANIMIN padişahı Fatih Sultan Recep’in eski matbuat müşaviri ve gazeteci eskisi Ahmet Tezcan efendiye ithafımdır:

Dört yıl kadar önceydi. Gazeteye orta yaşta bir ziyaretçi geldi. Sağcı bir dergide editörlük yapıyormuş. Beni ismen tanıyormuş fakat ben onu tanımıyordum. Neyse... Derginin adını şimdi unuttum, editörün adını da hatırlamıyorum ama masaya bir dosya bıraktı ve “Hükümeti düşürecek skandal bu dosyanın içinde” dedi. Dosyayı açtım; içinden çıkan belgeler ve fotoğraflar karşısında şaşkınlıktan neredeyse küçük dilimi yutacaktım, “Bu iş beni aşar” dedim ve hemen yazı işleri müdürü arkadaşım Mehmet Sucu’yu çağırdım. O gün oda arkadaşım Orhan Ağabeyi (Erinç) yoktu. Mehmet, dosyayı şöyle bir inceledi, “Gözlerime inanamıyorum, böyle ahlaksız bir kepazelik” olmaz dedi. Gelen ziyaretçi, bu dosyanın yayımlanması üzerine daha büyük bir kepazeliğin dosyasını getireceğini söyledi. Mehmet az sonra dönmek üzere izin isteyip gitti. Geldiğinde yayın ilkelerimiz açısından başbakan da olsa böyle bir kepazeliği okurlarımızla paylaşamayacağımızı söyledi. Adama teşekkür ettik, gitti. Birkaç ay sonra yatağında ölü bulunduğunu öğrendik!”

Turnike

Soner Önal: “Evet CHP kapatılıp vakıf-müze olmalı, giriş turnikeli olmalı, turnike Ertuğrul Günay olmalı!”

Yağmur Deniz

Recep’in ecdadı Osmanlıymış. Vahdettin nesi oluyormuş?

18.05.10
DENİZ SOM
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 23:05

"Siyasi Suikast" Arka Planlar- Prens Sabahattincilik-" Organize Siyasetler" Meydanlar ve Başbakan


Kurultay'a bir iki hafta kala, referandum kapadı iken, seçimlere sayılı aylar kalırken "siyasi suikast kaseti" ortaya çıkarılmıştır.

Pazar günü ekranlardaki söyleşilere bakılınca sanki bu zamanlama yoktur. Peki ne vardı? Ana muhalefet partisi CHP'nin başına "atama" söyleşileri.

Dışarıdan zembille atanmak istenilen isimlerden tutunuz da kimileri sanki Kurultay'ı vesayet altına almakla meşgul olmuşlardır.

E ama, şimdiki zamanda siyasi iktidar tarihi hatalarla anayasal kurumları vesayet altına almaya çalışırken, bazı medya vesayetçileri boş duracak değillerdi ya.

1- İKTİDAR'IN TELAŞI...

Onca yıl gazeteci olarak yaşamış görmüş yazmışızdır. Bir siyasi iktidar kaybetmeye başladığı anda artık "olmak ya da olmamak" telaşına düşmüşlerdir. O telaşla da siyasi gerginlikler"siyaseten her şey mübah" anlayışına başlamışlardır.

Siyasi iktidarın özetle hali budur. Çünkü CHP ve MHP oylarının yükselişi sürmektedir. Şimdiki Seçim Kanunu'na ve sistemine göre de seçim sonrası siyasi iktidarın "tek başına hükümet kurması" hayal olmaya doğru gitmektedir.

2- MEĞER KÖYLÜ DE VARMIŞ(!)...

Başbakan Erdoğan bir konuşmasında meydanda toplananlara hitap ederken, "..Bakın bu anayasa değişikliğini biz millete götürüyoruz Çiftçiler de bundan istifada edecek..." demiştir. Hayret, acaba bilmediğimiz şeyler mi var pakette?

Yani mesela, "tarım ürünleri ithalatı kapısı ardına kadar açılamaz. Köylüye tarım desteği kesilemez. Hayvancılık öldürülüp dışarıdan et ithal edilemez. Milli tarımı perişan etmek ve bu yolda hatalar yapmak anayasaya aykırıdır" diye maddeler mi vardır?

3- YARGIYI SUÇLAMAK...

Meğerse, Başbakan Erdoğan sözlerinin sonunu şöyle getirmiş: "...Üstünlerin hukuku gidecek sizin hukukunuz gelecek..." Yani Türk Yargısı "üstünlerin yargısı hukuku mu dur? Böylesine hatalı bir beyan toplumu yargıya karşı başka duygular içine itmektir.

Ama tabii, "siyasi iktidarın anayasal kurumlar üzerindeki vesayet siyaseti" ancak böylesine beyanlarla örtü altına alınabilir.

4- ATEŞ VE ERDOĞAN...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş en kıdemli CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi CHP'nin öne çıkan isimlerindendirler. Selvi'yi yıllardır tanırım. Geçenler de anlattığım gibi sağlam bir sendikacılık geçmişi vardır. CHP de iyi sınav vermiştir.

Yılmaz Ateş mesleğim gereği izlediğim siyasetçidir. Tutarlıdır. Atilla Kart konuşmaları ile dikkatleri üzerine toplamaktadır. Tabii başka değerler de vardır.

Ateş "...Erdoğan CHP'yi dizayn edemeyecek..." demiş.

5- MAKSAT: TÜRKİYE DİZAYNI...

Ancak "siyasi suikast ve zamanlama"nın arkasında yalnız CHP'yi değil Türkiye'yi dizayn etmek siyaseti artık bütün gerçekleri ile ortaya çıkmıştır.

Siyasi iktidar tarihsel hatalarını kapsayan siyaset ile bu adımları ilk döneminden itibaren atmaya başlamıştır. Karşısında siyasi alanda iki muhalefet partisini bulmuştur.

Ana Muhalefet Partisi CHP ve ikinci büyük ve güçlü MHP muhalefeti. Siyasi iktidar önce Anayasal Kurumlardan başlamıştır. Bu başlangıç sırasında "Jurnalcilikler, köstebek harekatları" tam bir organizasyon ile "vazifelerini" yerine getirmeye başlamışlardır. Siyasi iktidar sona doğru bu defa tarihi hatalarına devam ederek, "yargı üzerindeki vesayetini" Anayasa Paketine koymuştur.

6- KURULUŞ FELSEFESİ...

Jurnallerle karşılaşan, "asimetrik psikolojik saldırıya uğrayan" anayasal kurumlar üzerinde kimi dahili ve harici organizasyon hareketleri sürerken tam bir zamanlama ile "kaset suikast hareketi" görülmüştür.

"Kaset suikast harekatı" Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinden taviz vermeyen sağlam iki partiden (CHP ve MHP) birisi olan CHP lideri Baykal üzerine çullandırılmıştır.

Ve ardından "Yıkıl Baykal" siyaseti gelmiştir.

Şimdi eğer "dikkatle izlenir ise medyada kimileri de "Canım kuruluş Felsefesi de zamana uyarlanmalıdır" görüşlerini ortaya koymaya başlamışlardır. Bazıları siyasi iktidara muhalif görünmekle birlikte "dizayn" etmek işbirliğine" katılmaktadırlar.

7- ADIM ADIM GİTMEK...

"Ulus ve milli devlet üniter devlet yapısı" üzerindeki siyaset Türkiye'nin otonomlara ayrılması, hatta eyalet sistemleri çağrılarını beraberinde getirmiştir.

Milli iktisat tarihi siyasi hatalarla bir yana konulurken, bundan yararlanan ve Türkiye üzerinde hala "kapitülastyonist" ekonomi arayan dışarısının Türkiye'yi 70 milyonluk bir pazar haline dönüştürmesi bunu izlemiştir.

8- PRENS SABAHATTİNCİLİK...

Şimdi dikkat: bu siyasetler "oluşturulurken" bazıları Prens Sabahattincilik siyasetini teklif etmek çizgisini ortaya koymuşlardır. Emperyalizmin Osmanlı İmparatorluğu'nun çöktürülüşü döneminde dizayncı Prens Sabahattin Adem-i Merkeziyetçilik siyasetinin lideri olmuştu.

Bir soru: Prens Sabahattincilik'den söz edenler, ya da bilmeden dolaylı olarak onun siyasetini adeta yeni dizayn olarak kabul ettirmek isteyenler Sabahattin'in zamanın emperyalist İngilteresi'nin işbirlikçisi olduğunu bilmekte midirler?

Bazıları "Kürt sorunu icadiyeti" ile Adem-i Merkeziyetçiliğin bir başka ve yakın versiyonunu ortaya koymaya başlamışlardır. Bu görüş ulus ve milli devlet üniter devlet yapısını tahrip edecek bir yaklaşımdır Arkası başka otonom yapılara kadar ulaşır.

9- MENDERES VE MUHAFAZKARLIK...

Başbakan Erdoğan'ın panolarındaki Menderes- Özal- Başbakan Erdoğan görüntüleri tabii ki kendisinin bilgisi dahilindedir. Başbakan Erdoğan aileden de söz ederek muhafazakarlık parantezi açmıştır.

Dün de belirttiğim gibi rahmetli Menderes'in Başbakan olduğu dönemde iki ilişkisi vardı. Bunu bütün detayları ile yaşamış bir gazeteciyim. Ama, 1- O zamanki muhalefet bunu meydanlara taşımamıştır. Kulislerde bile konuşmamışlardır. 2- Toplumun muzafazakâr kesimi de bunu sorun yapmamış Menderes'i desteklemeye devam etmiştir.

Ancak, şimdiki zamanda "bir siyasi suikast kaseti" ki montajlama olduğu yolunda güçlü bilgiler ortaya çıkmaktadır. Başbakan Erdoğan hatalı beyanlarla bunu meydanlara bile taşımaya başlamıştır.

10- MOLOH KURBAN İSTEDİ...

"Moloh Kurban istedi" bu bir deyimdir. İşte "kasetli siyasi suikast" ile şimdi CHP Lideri Baykal üzerinden ana muhalefet partisi etrafındaki siyaset CHP'nin "Kuruluş felsefesinden gelen siyaset esaslarını da" değiştirmek organizasyonunu da kapamaktadır. CHP ve MHP oyları yükselirken siyasi iktidar oy kaybetmektedir. Siyasi iktidar kimi medya üzerinde de bir hakimiyete sahiptir. Şimdi ekranlardaki söyleşilere bakılır ise siyasi suikast zamanlaması bir yana konulmuş kimi konuşmacılar Baykal'a karşı sanki bir linç kampanyası başlatmışlardır. Tam bir "siyasi suikastlar dönemi" ile anayasal kurumlar üzerinde siyaset zamanı yaşanmaktadır.


Taylan SORGUN
Ortadoğu Gzt






BAYKAL OLAYININ PERDE ARKASI


Tamda Anayasa deformunun gerçekleştirilmesi arifesinde servis edilen Deniz Baykal'la ilgili kaset skandalının bir tesadüf olmadığını anlamak için özel bir donanıma ya da üstün bir zekaya sahip olunması filan gerekmiyor.

Türkiye Cumhuriyetinin Üniter yapısı ve Milli birliğinin AKP, AB ve ABD işbirliği ile çözülmeye çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz.
Bu süreç işletilirken de Türk milletinin gerçekleri görmesini engellemek için " Cambaza bak" taktiği son derece profesyonelce oynanıyor.

Dünyanın en tehlikeli coğrafyasında bulunan Türkiye Cumhuriyetini idare ederek, onu sonsuza dek var edebilmek, gelişmeleri zamanında ve en ince ayrıntılarına kadar hesaplayabilen, yani ileriyi görebilen zihinsel yapılar gerektirir. Ardı sıra meydana gelen ve birinin diğerine bağlı olduğu olayları bütünsel anlamda değerlendirerek, doğru verilere dayanan etkin tedbirleri zamanında alabilmek için, bu nokta son derece önemlidir.

AKP iktidara gelinceye kadar, Kuzey Irakta kurulacak olan bir Kürt Devletinin Türkiye için bir savaş nedeni sayılacağı tüm dünyaya ilan edilmişti. Çünkü böylesi bir durumun coğrafi ve etnik nedenlerden dolayı, Türkiye'nin istikbalini ciddi şekilde tehdit edeceği son derece açıktı. Ancak ne yazık ki AKP iktidarı ile birlikte Kuzey Irakta bir Kürdistan kurularak bu tehlike gerçeğe dönüşmüştür. Kuzey Irak Kürdistanının meşrulaşmasının arkasından sırada Büyük Kürdistan'ın güneydoğumuzu da içine alan Türkiye bölümünün kurulması, onun da arkasından İran ve Suriye bölümlerinin yapılandırılması var. Malumunuz bu plan Tayyip Erdoğan'ın eş-bakanı olduğu BOP'un bir gereğidir. Bu gün gelinen noktada BARZANİ Türkiye için PKK'dan daha ciddi bir tehlike olmuştur. İşte Türkiye için bu denli bir tehdit konumunda olan Barzani'nin AKP tarafından Kürt bölgesi başkanı titriyle ülkemize davet edildiği ve Cumhuriyetimizin temeli olan anayasanın değiştirilmeye çalışıldığı bir süreçte CHP lideri Deniz Baykal'a ait olan bir kaset'in servis edilmesi, sonrasında da Başbakan Erdoğan'ın konuyla ilgili olarak " Eşine ihanet eden mağdur olamaz, Benim partimin içinde böyle bir şey olsa derhal ihraç ederdim. Adama bu odaya girdin mi girmedin mi? Buluştun mu buluşmadın mı? diye sorarlar" demesi, onun bu yıkım projesi önünde ki dirençlere karşı nasıl bir strateji izleyeceğinin ip uçlarını da vermiş oldu.

Görülmüştür ki Erdoğan önümüzde ki hem Anayasa deformu hem de seçim süreci boyunca Baykal'ı kast ederek "Eşini aldatan milleti de aldatır, Eşini aldatan birine oy verir misiniz? şeklinde sloganlar kullanacaktır.

İşte böylesi bir hazırlık bize Baykal'la ilgili bu görüntülerin Erdoğan'ın elinde uzunca bir süredir bulunduğunu, muhtemelen de devamının da olduğunu düşündürüyor. Bu ise bize Türkiye deki siyaset düzeyinin nasılda yerlerde süründüğünü gösteriyor.

8 yıllık AKP iktidarı sonrası İşsizlik, Cari açık, ekonomik küçülme ve de pahalılıkta dünya derecesine girdiğimiz bir dönemde, Türk milletine söyleyecek hiçbir sözü kalmayan AKP'nin, önümüzdeki hem Anayasa deformu hem de seçim sürecinde bel altı vuruşlarla sonuca gitmeye çalışacağı görülüyor. Zira Tayyip Erdoğan'ın partisinin 4 Mayıs gün ki grup toplantısında sarf ettiği " CHP bunu fazla kurcalamasın, dosyam ve arşivim kabarık. Onları Milletime açıklarım." şeklinde ki sözleri açıkça bunu gösteriyor.

Tüm bu yaşananlar " Türkiye'nin en öncelikli meselesinin sosyal ahlak yasasının bir an önce çıkarılması olduğunu" söyleyen Devlet Bahçeli'nin ne kadar da haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

GÜNÜN SÖZÜ : TEPELERE ÇIKMAYAN UZAKLARI GÖREMEZ.

ÇİN ATASÖZÜ

Ortadoğu Gzt.
Yalçın Güzelhan
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Deniz Baykal İstifa Etti!

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 14:43

O kaset montaj!

Deniz Baykal ve Nesrin Baytok'a ait olduğu iddia edilen ve internette yayınlanan 'kasetle' ilgili yeni belgeler açıklandı. Görüntüleri inceleyen Ulusal Kriminal Bürosu, videodaki kişilerin Baykal ve Baytok olmadığı kanaatine vardı.

Baykal, bu işi incelemek üzere bir ekip oluşturdu. Londra ve Türkiye'de ofisi olan Ulusal Kriminal Bürosu kaseti inceledi ve bir rapor yazdı. Avukatlar, görüntülerle ilgili raporları sorumluların yakalanması için savcılığa gönderdi.

GÖRÜNTÜLERDEKİ BAYKAL VE BAYTOK DEĞİL

Görüntüleri inceleyen Ulusal Kriminal Bürosu yöneticisi Uğur Kurtulan şunları söyledi:
Görüntülerdeki Baykal ve Baytok değil
video için tıklayın


Sayın Deniz Baykal’ın görüntüsünün analizini, anomalilerin tespitini, ayrıştırılmasını raporlanmasını istediler.İddia edilen bir cinsel olaya giriştiği iddia edilen sayın Deniz Baykal’ın vücudunun morfolojik izleriyle, bizim elimizde sayın avukatı tarafından tespit edilen ve elimizde bulunan Sayın Baykal’ın mayolu resimleri, ayrıca Nesrin Baytok’un, TBMM’deki muhtelif yan yana oldukları ve videolardan alınan resimler tarafımızdan incelendi.Sayın Deniz Baykal’ın bu olayda, sayın Nesrin Baytok’la ilişkinin olmadığı düşüncesindeyiz. Burada montaj kullanılmak suretiyle, bu görüntünün biz kriminal incelememizde modifikasyonla değiştirildiği kanaatindeyiz.

GÖRÜNTÜLER MONTAJ


Kriminal bürodan kaset açıklaması


Birinci odadaki kişilerin sayın Deniz Baykal’ın olduğu varsayımı üzerine bir analiz yapıldı. Oysaki birinci bölümdeki varsayılan kişinin de, birinci bölümdeki baş kısmının muhtemelen ayakta duran bir Deniz Baykal videosundan montajlanmasıyla yapıldığını düşünmekteyiz.

İkinci bölümde cinsel temas sağlandığı ileri sürülen bölümdeki erkek ile birinci bölümdeki erkek daha orta boylu, ikinci bölümdeki erkek zayıf uzun boylu birisidir. İkinci bölümdeki erkek bacak adaleleri itibariyle bacak adalelerini kuruluşumuzun uzmanları inceledi. Oradaki vücutta, bacakta ve baldırda dağılan kıl yapısını incelediler. Buradaki yapının Deniz Baykal'ın avukatı tarafından tarafımıza verilen görüntüler nedeniyle benzer bir kişiye ait olduğu belirlenmiştir.

Bu olay bugün piyasa bolca satılan, verici kameralarla alındığını biz düşünüyoruz. Bu gibi kameralarla alınan görüntülerin, alım esnasında alıcıların kullanılabileceği, bunlarla dışarıdan izlenebileceği bir sistem kullanılmış olabilir. Aceleye getirilmiş bir iş olabilir.

MONTAJ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜREN HUSUSLAR

Bu görüntülerdeki dikkat çeken hususlar:

İlk oda görüntüsünde sayın Baykal olduğu öne sürülen kişinin oturmakta olduğu, sol karedeki yapının daha mütevazı olduğu, sağ karedeki odaların ayrı ayrı yerler olduğu düşünülmektedir.

Sol taraftaki görüntüde, rahat ve kendinden emin tavırları kişinin bulunduğu odaya hakim olduğu izleniyor. İlk odadaki sağ gömlek kolunun az katlanmamış olduğu, ancak ayağa kalkışta, gömleğinin kollarının yarım saniyede dirseğe kadar katlandığı görülmüştür.

Bu olay, ilk odadaki gerçek Deniz Baykal görüntüsü üzerinde oynama yapıldığını gösteren bir durumdur.

Kamera olan bir yerde soyunup giyinmesi, eşyalarını gardıroba bırakması, oradaki kişinin kameraya poz verdiği intibasını yaratmaktadır.

İkinci bölümdeki kısımda, görüntünün bir bölümünde asıl pantolonunu alırken göründüğü, bir erkeğin soyunduğu yerde pantolonunu götürüp gardıroba asması uygun olmayan şüpheli bir hareket olduğu görüşündeyiz.

GÖRÜNTÜLERDEKİ KADININ BAYTOK OLDUĞUNU İDDİA ETMEK MÜMKÜN DEĞİL

Görüntüler birkaç 'frame'den meydana gelir, bunların kesilmesi, eksiltilmesi, yer değiştirmesi mümkündür.

Nesrin Baytok olduğu iddia edilen, ikinci bölümde odadaki bir hanımın gizlenen kameranın önünden çıplak geçtiği, bir defa da önden gelerek ön ve arka tarafının gösterildiği bölümde 'frame'lerin yer değiştirildiğini düşünüyoruz.

Yatakta fiil olay görülmemektedir. Ortada böyle bir olay yok ise, bu görüntülerin frame ekleme-çıkarma yöntemiyle yapıldığını düşündük.

Görüntülerdeki kişinin sayın Deniz Baykal olduğunu iddia ve ispat etmek asla mümkün değildir. İddia edilen diğer bayanın Nesrin Baytok olduğunu iddia etmek mümkün değildir.

KASETİ İNTERNETE VERENİN AMACI NEYDİ?

Baykal'ın avukatı Yılmaz:

Çok basit bir incelemeyle kravatların, çorapların renklerinin tutmadığı, bu kadar basit hatalar yapılmasına rağmen ciddi bir mağduriyet oluştuğu açıktır. Bu kaseti internete veren kişinin amacı nedir?

Hükümetin görevi, bu kasetin kimin ne amaçla bu şekilde sunum yaptığı, gündemi değiştirdiği ve sayın Deniz Baykal’ın türkiye’deki siyasi hayatına neden son verdirilmek istendiğini araştırmaktır.


gazetevatan.com

guncelmeydan.com Oda tv.com haberi...


Avukatının ardından Baykal konuştu

Baykal'ın avukatlarının ve özel kriminal brünun 'o kaset montaj' açıklamasının ardından gözler Baykal'a çevrilmişti.

Bu dakikadan sonra aday olup olmayacağı merak edilen Baykal'dan beklenen açıklama geldi: Aday olmam sözkonusu değil

gazetevatan.com



Baykal'la ilgili açıklama yanlış'

Adli Tıp Uzmanı Sevil Atasoy: Kasetin aslı olmadan görüntü sahte denilemez.

Adli Tıp Uzmanı ve Eski Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Ulusal Kriminal Bürosu'nun yaptığı incelemeye ve açıkladığı sonuca karşı çıktı.

Adli Tıp Uzmanı Sevil Atasoy ise konuyla ilgili olarak NTV'ye yaptığı açıklamada, "İnternette dolaşan bir görüntü üzerinden hiçbir bilirkişi görüş beyan edilemez, inceleme ancak orijinal kaset üzerinden yapılabilir. Nasıl el yazısında fotokopi üzerinden inceleme yapılamıyorsa ses ve görüntü de ancak gerçek belgeler üzerinden incelenebilir. Kasetin aslı incelenmeden sahte denilemez" yorumunda bulundu.


gazetevatan.com
En son Başkomutan tarafından Prş May 20, 2010 16:25 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x