Erdoğan'la ilgili iddialardan şikayet eden avukata Alman hakim sert uyarıda bulundu.
Almanya'da devam eden Deniz Feneri davasının dördüncü duruşmasında Başbakan Erdoğan'la ilgili iddiaları gündeme getiren ve savunan avukata hakim sert uyarıda bulundu.
Almanya'da devam eden Deniz Feneri davasının dördüncü duruşması bugün Frankfurt Eyalet Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmada, Deniz Feneri soruşturmasını yürüten "Spenden AG"nin başındaki Mali Polis'ten Başkomiser Alexander Böhm, hakim heyetine dia gösterileriyle detaylı bilgi verdi.
Bugünkü duruşmanın başında, Kanal 7 Avrupanın Genel Müdürü Mehmet Gürhanın avukatı Jörg Haseneier iddianamenin internet sitelerinde dolaştığını belirterek, mahkeme heyetine şikayette bulundu. Haseneier, "Müvekkilimin sevgilisi yoktu. Bu kesinlikle yalan. Bilerek bu olayı gündeme getiriyorlar. Ayrıca Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın, Gürhan'dan para aldığı öne sürülüyor. Erdoğan kuruş para almamıştır. Bu bir tercüme hatasından kaynaklanıyor olmalı" dedi.
Mahkemeye Heyeti Başkanı Hakim Jürgen Müller, "Siz burada Türkiye Başbakanı'nın müdafaasını yapmak zorunda değilsiniz. Yoksa sizi avukat olarak mı tuttu?"diye Haseneier'e çıkıştı. Alman avukat bu çıkışa, "Yok öyle bir şey!" yanıtını verdi.
22 KEZ SORGULADIM
Başkomiser Böhm, Deniz Feneri ve Kanal 7 Avrupanın muhasebecisi Firdevsi Ermiş'i toplam 22 kez bizzat kendisinin sorguladığını belirterek, "Bu sorgulamalarda verdiği bilgileri dikkate aldık. Ancak Mehmet Gürhan ile hiç konuşamadık. Gürhan hiçbir soruya cevap vermezken, yapılan ufak tefek açıklamaları da avukatı yaptı" dedi.
SEVGİLİ BİLMECESİ
Başkomiser Böhm ,Gürhanın sevgilisi konusunda da şu bilgileri verdi:
"Gürhanın vatandaşlık dosyasında kimden gönderildiği belli olmayan bir ihbar mektubu bulduk. Bu mektupta isminin açıklamayan kadın, korktuğunu belirtip, Gürhan hakkında bazı iddialar dile getiriyordu. Bu iddialar kara para aklamasından, MİT ajanlığına kadar uzanıyordu. Yaptığımız araştırmalar sonucunda Elif Fatma Oruç isimli bir kadın tespit ettik. Elif Fatma Oruçu sorguladık. Kendisi sevgilisi olduğu iddialarını yalanladı. Ama şirkette böyle bir dedikodu dolaştığını da doğruladı."
PARA TRAFİĞİ
Böhm, Deniz Feneri belgeleri üzerinde aralıksız 5 ay çalıştığını belirterek, para trafiği hakkında şu bilgileri verdi:
22 Ocak 2006da Commerzbank, Postbank ve Gross Geraeuer Volksbank isimli bankaların, kara para trafiği şüphesiyle şikayette bulunmaları üzerine soruşturma başlattık. 2004ten bu yana Vakıfbank Wien (Viyana) AGden 53 kez olmak üzere toplam 8 milyon 866 bin Euro nakit para çekilmesine rağmen, bu Türk bankasının herhangi bir şikayette bulunmadığını tespit ettik. Bunun üzerine Federal Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BAFIN) nezdinde girişimlerde bulunduk. BAFINe Vakıfbank Wienin bu para trafiğini bildirim zorunluluğu olup olmadığını sorduk.
BAFINde Evet bildirilmesi gerekliydi cevabını verince, Vakıfbank Wien hakkında da yasal girişimlerde bulunduk. Deniz Feneri ile ilgili şikayeti Milli Görüşün eski hukuk danışmanı Abdurrahman Vuralın yaptığını belirledik. Kendisi de genel sekreterliğini yaptığı İslam Federasyonu Berlinin paralarını amaç dışı kullandığı için cezaevinde bulunuyor. Cezaevinde kendisini sorguladık. Güvenilir bir adam olmadığını gördük. Ancak bazı iddialarının da çok da yanlış olmadığını belirledik.
BU 'DOMUZDAN' BİZİ KURTARIN
Böhm, Gürhanın yanında çalıştırdığı Seyyar Kutun isimli birinden bir şikayet dilekçesine ulaştıklarını belirterek, bu dilekçeden şu alıntıları anlattı:
"Altı aydır Kanal 7 Avrupada domuz gibi yaşıyoruz. Bizi buraya turist olarak getirdiler ve günde 12 saat süreyle 600 mark aylığa çalıştırıyorlar. Gürhan bize anlaşmalı evlilikler yaptırdı. Her birimizden 5er bin mark aldı. Lütfen bize yardımcı olun. Bir baskın olduğu zaman bizi saklayacak bir yer her zaman bulunuyor. Lütfen her yeri çok iyi arayın. Biz Türkiyeye geri dönmek istiyoruz. Ama pasaportlarımıza el konulduğu için geri dönemiyoruz. Bu Domuzdan bizi kurtarın."
MUHTARLIK MÜHRÜ KULLANMIŞLAR
Türkiyeye sürekli para transferi yapıldığını da vurgulayan Böhm, şöyle devam etti:
"Türkiyede sözde yapılan yardımlar karşılığında bazı belgelere ulaştık. Burada dikkat çeken, çoğu belgenin aynı kalemden ve birbirine yakın tarihlerde düzenlenmiş olmasaydı. Bu belgelerde bir muhtarlığın mührü vardı. Biz bunların gerçekleri yansıtmadığını tespit ettik. Türkiyedeki Deniz Feneri Derneğinin başkanı Engin Yılmaz tanık olarak Frankfurta geldi. Hakim kendisiyle görüşmeyince ben Yılmazı aldım ve odamda sorguladım. Yılmaz Türkiye ile Almanyadaki dernek arasında hiçbir bağ olmadığını, sadece lojistik destek verildiği söyledi. Logolarının aynı olduğunu hatırlatmamız üzerine ise Ne yapalım elden bir şey gelmiyor dedi.
Duruşmayı CHP Grup Başkenvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP MYK üyesi Ali Kılıç da izledi.
SAVCI SİYASİ BASKI YOK
Soruşturmanın Savcısı Kertsin Lotz, duruşmaya beş dakikalık ara verildiğinde Hürriyet'in sorularını yanıtladı. Lotz, "Dava süresince Türkiye tarafından herhangi bir şekilde siyasi baskı yapıldı mı, etki altına alınmaya çalışıldı mı?" sorusuna aynen şu yanıtı verdi:
"Hayır. Hiçbir siyasi baskıya, etkiye maruz kalmadık. Bu iddianın nereden çıkmış olduğunu da anlamış değilim."
TALİHSİZ BİR ŞEKİLDE YAZILMIŞ
Hürriyet'in, "Ama iddianamede siyasi baskı yapıldığı ileri sürülüyor. Buna ne diyorsunuz? Madem yoktu iddianameye neden öyle yazıldı?" sorusunu da, savcı Lotz, "Bu çok talihsiz bir şekilde iddianameye yazılmış olabilir. Yani talihsizce ifade edildiğini söyleyebilirim" diye cevapladı. "Ama iddianameyi siz hazırlamadınız mı?" sorusuna da Lotz'un cevabı, "Ben bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum. Bu konuya mali polisten Başkomiser Böhmde açıklık getirecek" oldu.