Deprem Öldürmez Tedbirsizlik Öldürür,

Deprem Öldürmez Tedbirsizlik Öldürür,

İletigönderen zafer atun » Cum Kas 06, 2020 9:51

Türkiye hiç beklemediği bir anda yeniden depremle sarsıldı.
İzmir’de resmi açıklamalara göre 6.6 şiddetinde deprem oldu.
Şehirde en büyük yıkım Bayraklı ve Bornova semtlerinde gerçekleşti.
Bayraklı yeni gelişen yüksek katlı binalara izin verilen bir bölge.
Şehrin sinesine hançer gibi saplanmış 30-40 katlı iş merkezleri ve rezidanslardan geçilmeyen bir bölge.
İşte deprem en çok bu bölgeyi vurdu.
Binalar genelde güzel ve gösterişli idi, ancak 20-30 yıllık bu binalar oluşan depreme dayanamadılar.
Hatta 2 yıllık lüks Towerlar, Rezidansların içi de da oturulmayacak duruma geldiler.

Güzel İzmir, şehir olarak yumuşak zeminde yapılı, kıyı şeridi ise dolgu yapılarak genişletilmiş aslında suyun üzerinde bir şehir.
Genelde şehirde yapılmış binalar ise yan yana omuz omuza yapılı Çin seddi hiç boşluk bırakmadan yapılmış hem rüzgarı,
hem havayı, hem de güneşi engelleyen şekilde yapılmış garabet bir şehir.
Diyeceksiniz ki bu depremde en çok suçlu olan kim.
Beş katlı bina yapılması gereken yere on, on beş, yirmi yerine göre kırk kat inşaat izni veren belediye mi,
İnşaatı yaparken her tür malzemeden ve işçilikten çalan müteahhit veya müteahhit firma mı,
inşaatı denetlemesi gerekirken işini üstünkörü yapan yapı denetim firması mı,
inşaat kalitesini iyi kötü bilen ama para kazanma adına elindeki gayrı menkulü allayıp pullayıp satan emlakçı mı,
en son taşınmaz alırken kalitesine değil gösterişine bakıp alım kararı veren ve sonuçta yaptığı yanlışı canıyla ödeyen vatandaş mı?

Vatandaşın canına mâl olan depremlere ve yıkılan binaların birinci derece veya müteselsil sorumlusu olan kişilere gerekli cezaları vermeyen adalet sistemi, bu son yaşanılan İzmir depreminde de gene gerekli cezaları vermeyecek.
Aynı 1999 yılı Adapazarı depreminde olduğu gibi, ölen yüzlerce insana karşın Adapazarı depreminde bir tek suçlu bulunmuştu.
Günah keçisi müteahhit Veli Göçer olmuştu. Bu kişi içeri atıldı bir müddet hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Adapazarı depremi de Veli Göçerin üzerine kaldı. İnanın İzmir depreminde de aynı yol izlenecek. Gerek Emrah apartmanı gerekse başka bir apartmanın müteahhidi ve yapı denetim sorumlusu günah keçisi ilan edilip ceza aldırılacak sonra her şey unutulması için uyumaya bırakılacak.
Bu arada evsiz kalan, işsiz kalan insanlar ne kadarlık bir süre çadırda yaşayabilecek, gelen yardımlar hangi süreye kadar depremzedelere dağıtılacak ve yaşamlarına destek olunacak belli değil. Önümüz kış bu insanlar kışa nasıl direnecekler yaşamlarını hangi düzeyde idâme ettirebilecekler ne kadar sefil olacaklar belli değil.

Bu olanlar bize 1999 Adapazarı depreminden en ufak bir ders çıkartılmadığını âyan beyan gösteriyor.
Adapazarı depreminden sonra kalıcı olan tek şey günümüzde bile halen ödediğimiz deprem vergileri oldu.
İzmir depreminden ne sonuç çıkartacağımızı zannediyorsunuz.
Türkiye son yirmi yılını beton ekonomisine (inşaat) dayanarak geçirdi.
İzmir depremi de bu beton ekonomisi elemanı, müteahhidi veya inşaat firmaları için bir fırsat yaratıp varlıklarına varlık katmalarını sağlayacak.
Yeni rant kapıları açacak. Parası olan gene başını kayıracak parası olmayan da gene kepaze olmaya devam edecek.

Deprem çalışmalarında dikkatimizi çeken noktalar da şunlar oldu.
Deprem bölgesine kısa sürede beş bin Afad, muhtelif şehirlerin İtfaiyeleri gene muhtelif şehirlerden gelen arama kurtarma ekipleri yığılması bunların arasında en çok biz canlı kurtardık yarışının olması ve her kurtarılan canlının enkazdan çıkartılırken Allahü Ekber nidaları ile sedyelerde ambulanslara gönderilmeleri dikkatlerimizi çekti.
Halbuki deprem esnasında depremin en çok zarar verdiği bölgede bir okul bahçesine veya açık alanlı bir parka konuşlanacak olan devletin arama kurtarma ekipleri ve koordinasyon ekibi bölgeye gelen tüm ekipleri koordine eder ve yönlendirir. Bizlere deprem eğitimlerinde böyle öğretilmişti.
En son, Türkiye bir deprem kuşağı ülkesi bizim deprem gerçeği ile yaşamamız ve deprem gerçekleştiğinde ise ölmememiz gerekiyor.
Bunun için de 7’den 70’e tüm vatandaşlarımıza deprem eğitimi verilmeli belli periyotlarda bu eğitimler tekrarlanmalıdır.
Belediyeler rant uğruna şehrin siluetini bozan çok katlı binalara izin vermemeli her önüne gelen ortaya müteahhit olarak çıkamamalı,
yapı denetim firmalarının ücretleri müteahhit tarafından bu firmalara değil devlete ödenerek bu firmaların bağımsızlıkları ve özerklikleri korunmalı güçlendirilmelidir.
Yapının yapan tarafından kusurlu olması sebebiyle yıkılması veya zarara yol açması sonucunda tüm sorumlular kanuni olarak taammüden cana kasıt suçuyla yargılanıp en ağır cezalara çarptırılmalıdır.
İmar barışı safsataları ile kasa doldurmak yerine hukuk dışı, imar dışı yapılan her şey affedilmek yerine yıkılmalı ve yapan kişilere ağır para cezaları gerekirse hapis cezaları verilmelidir.
Olumsuzluğu yapan ve yaratanlar bunun yanlarına kalmayacağını bilirler ise mutlaka ona göre davranacaklardır.
Bunları yapmaz isek ağlamaya, dövünmeye sevdiklerimizi canlarımızı kaybetmeye ve suçu üstüne atacak birilerini bulmaya çabalamaya devam ederiz.
Neticede deprem öldürmez cehalet ve tedbirsizlik öldürür.
Başın sağ olsun İzmir, başın sağ olsun Türkiye.

Zafer ATUN
05 Kasım 2020
zaferatun.wordpress.com
Kullanıcı küçük betizi
zafer atun
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Pzr Ara 09, 2012 15:26

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x