DERTLERİ ZEVK EDİNDİK, BİZDE NEŞE NE ARAR...

DERTLERİ ZEVK EDİNDİK, BİZDE NEŞE NE ARAR...

İletigönderen Noyan Umruk » Prş Oca 05, 2012 16:54

DERTLERİ ZEVK EDİNDİK, BİZ DE NEŞ’E NE ARAR :evil: /Dr.Noyan UMRUK

İnsanlar yeni bir yıla yaşam ve gelecekle ilgili umutlarını tazeleyerek girmek isterler her zaman…Yaşadığımız günler, keşke insanlık ve ülkemiz için böyle bir olanak tanısaydı…

Dünya yeni yıla nasıl bir gelecek beklentisiyle girdi?

IMF Başkanı Lagarde, küresel ekonominin "kayıp on yıl" riskini taşıdığı uyarısında bulunuyor. Avro Bölgesi borç krizinin yayılması ile yüksek işsizlik oranı, ABD ekonomisindeki yavaşlama kaygılarının küresel ekonomi için büyük tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Lagarde, "Özellikle AB ve ABD gibi gelişmiş ekonomiler üzerinde kara bulutlar dolaşıyor" diyor. (1 )
Bu tür çok uyarı var.(2)Ancak, küresel merkez, bu gidişata köklü bir sosyo-ekonomik çözüm aramak yerine yerkürede değerli gördükleri ne varsa her türlü yöntemle el koyarak bildiklerini okumaya devam ediyor. Bu el koyma kendi çalışan kitlelerinin gönencine dahi uzanıyor. “Öfkelilerin” kitlesel tepkileri(3), küresel çıkarlar doğrultusunda ısıtılan ya da yönlendirilmek istenen “Arap Baharları” ve L. Amerikadaki özgün gelişmeler ise daha yaşanır bir dünya için zaman zaman hüsran zaman zaman umut kıvılcımları…
Bunalım süreci Türkiye’yi de zamanla daha ciddi ölçüde etkileyecek.

Türkiye nasıl bir yeni yıl ve döneme giriyor?

Ülkeyi yönetenler tercihlerini zaten “küresel integrasyon-bütünleşme” yönünde yapmışlardı. “Eşbaşkanlık”,”Özelleştirmeler”ve giderek”Sıfır Sorunlu Dış Politika Kuramı”ile ifadesini bulan bu tercih, aynı zamanda “iktidarını pekiştirmenin” küresel egemenlere milletin sırtından ödenen faturalarıydı. Faturaların fütursuzca ödenebilmesi için;

-Özerk ve bağımsız bir yargıya,
-Objektif, cesur, eleştirel biçimde toplumu bilgilendiren bir medyaya,
-Tutarlı bir bilim dünyasına,
-Özerk Üniversitelere,
-Etkin bir muhalefete ve üretim gücü olarak ciddi bir sermaye sınıfına ihtiyaç yoktu.

Nelere ihtiyaç vardı?

-Yeni cezaevlerine (Son 8 yıllık sürede cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak yatan mahkûm sayısının yüzde 100’ü aştı. Resmi verilere göre son dönemde yapılan 45 yeni cezaevi yetmiyor. Halen 14 cezaevi yapımı sürdürülürken, Adalet Bakanlığının 58 yeni cezaevi ve mevcutlara ek 13 bina projesi üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Resmi verilere göre mevcut cezaevi kapasitesinden 9153 fazla tutuklu/hükümlü bulunmakta) (4),
-Şüphelileri, kolluk güçleri ve yargıdan önce saptayabilen iliştirilmiş bir medyaya,
-Kritik konularda blok halinde oy kullanabilecek derecede birlik ve bütünlüğü sağlanmış bir yargıya ,
-Kraldan çok kralcı, vur deyince öldüren kolluk güçlerine, Murtaza’laşmış bir bürokrasiye,
-Üretimden kopuk, ithalat ve finans alanlarında uzmanlaşan bir sermaye sınıfına
2012’ye değin ihtiyaç duyulmayanlar tasfiye edildi, ihtiyaç duyulan sektörlerde ise başarı! sağlandı.

2012 yılı nasıl başladı ve önümüzdeki dönem hangi gelişmelere gebe?

-M.B. 1.92’i vuran doların ateşini düşürmek için yılı 3 milyar dolar satarak kapattı. Yeni yılın ilk iş günü dolar satışı devam ediyordu. Bu su bu değirmeni ne kadar daha döndürür, bilinmez. Şimdi ne olacak? Zamlar, enflasyon, işsizlik, küresel bunalımın etkisiyle yavaşlayacak olan ihracat ve sermaye akışı, zaten almış başını gitmiş cari açığın daha da büyümesi(Artık “ithal ikamesine” de dönemezsiniz birden.) “Biz krize hazırız. bankalar sağlam. Bütçe açığı ile dış borcum milli gelire oranı düşük.” denebilir. “One minute”. T.L. aşırı değerliydi. İthalat ve cari açık büyümeye devam ediyor. Uzun süre cari açığı önemsemeyen, T.L.’nın aşırı değerine göz yuman M. B. cari açığı küçültmek için T.L’nın değer kaybetmesine prim vererek şaşkınlık yarattı. Devalüasyon ithalatı yavaşlatamayınca enflasyon hortladı; bu kez Dolar 1.65-1.85 bandında tutmaya çalışıldı; olmadı. Bakalım faizler ne olacak? Gelir dağılımı daha da bozulacak tabii.
-Küresel merkezle, onun adına görev üstlendiği Ortadoğu arasına sıkıştırılmış ülkemin ”Sıfır Sorunlu Dış Politika”sı “Dünya-Alem’le Kavgalı Dış Politika” haline geldi. Buna Azerbaycan ve KKTC de bir ölçüde dahil.
-Bir türlü idrak edilemeyen planlı bir bölgesel gelişme stratejisi ve ulusal istihbarat zaafiyeti nedeniyle ülkenin önemli sorunu derinleşmekte. Bazı vekiller “ülkenin bölündüğünü” söylemekte beis görmemekte.
- 2011 sonunda tutuklu sayısı 36 bin(5). Daha önemlisi yüzlerce siyasi, basın, düşünce tutuklusu. Fazla söze gerek yok. Meslektaşlarınızı hapishanede ziyaret etmiş olmak bile hakkınızda soruşturma açılması için yeterli. Nitekim bu nedenle eski Genkur.Bşk. Koşaner ve K.K.ları hakkında “terör örgütüne yardım ve görevi kötüye kullanmak” suçundan soruşturma açılıyor. Meclis Başkanı anayasa konusunda görüş almaya kalkıştığında “Görüşlerimizi açıklarsak acaba başımıza bir iş gelmez mi?” sorusuyla karşılaşıyor.
-Bu koşullarda toplumun geniş kesimlerinin umurunda olmamasına rağmen küresel merkez ve müttefiklerinin ısrarı ile kurucu iradenin temel ilkelerinin bile tartışmaya açıldığı bir bölünme anayasası çalışması…

Peki ya umut? Umut nerede? Umut bu gidişatın gidişat olmadığını algılayarak gidişata “Hayır” diyeceklerin çoğalmasında. 2012 ve önümüzdeki dönem için tek umut bu…

(1)(Anadolu Ajansı) 09.11.2011 12:55 [3113817]
(2) Joseph E. Stiglitz, “Freefall: Freemarkets and the sinking of the global economy-Serbest Pazarlar ve Global Ekonominin Batışı”
(3)Umruk, “Los İndignados”, Aydınlık G., 15.12.2011
(4)YENİBURSA G. Eklenme tarihi 25.06.2011
(5)Adalet Bakanlığı Veri Tabanı- Son Güncelleme: 09:21/ 29 Aralık 2011
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1061
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x