DEVE TELLAL, PİRE BERBER İKEN…
Bildiğiniz gibi çoğu masallar ’’deve tellal, pire berber iken’’ diye başlar, ’’ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken’’ diye devam eder…
Ama sakın torunların, dedelerinin beşiğini salladığı durumlar sadece masallarda olur sanmayın.
Örneğin, 2006 yılında doğan bir çocuğun, 2003 yılında, hala yaşamakta olan babasını öldürdüğüne benzer bir iddia atılabilir ortaya… Bu duruma benzer bir iddiayla dava açılabilir ve bu duruma benzer bir iddiayla suçlanan kişilerin tutuklu olarak yargılanmalarına karar bile verilebilir…
Hem de ciddi ciddi.
Oysa çocuğun, öldürüldüğü iddia edilen babası hayattadır ve çocuk da, hala yaşamakta olan babasının öldürüldüğü iddia edildiği tarihte henüz doğmamıştır…
***
Neden söz ettiğimi daha açık yazayım isterseniz.
’’Balyoz’’ davasının görüldüğü mahkeme, geçtiğimiz 11 Şubat 2011 Cuma günü, 106’sı hala görevde olan 163 asker hakkında tutuklama kararı verdi.
Ne ilginçtir ki, mahkemenin 163 askerin tutuklanmasına karar vermesine bayram eden çevreler, aynı gün Mısır’da ABD icazetiyle ordu yönetime el koyduğu için ise bayram etmekteydiler…
‘Balyoz’ davasındaki iddia şuydu: Türk Ordusu içinde bir grup asker, 3 Kasım 2002’de işbaşına gelen ve hala işbaşında olan AKP Hükümeti’ni devirmek için 2003 yılında, günümüze dek hiç gerçekleşmemiş bir ‘darbe’ planı yapmışlardı.
Bu iddiaya kanıt olarak da, İstanbul 1. Ordu Komutanlığı’nda, 5-7 Mart 2003 tarihinde yapılan plan semineri toplantısı gösterilmekteydi. Oysa bizzzat Genelkurmay tarafından bunun bir plan semineri olduğu açıklanmıştı…
Bununla ilgili olarak binlerce sayfalık bir iddianame hazırlanmış ve bu iddianame mahkeme heyeti tarafından kabul edilerek dava açılmıştı… Ancak, iddianamede yer verilen belgelerde, ’’2006 yılında doğan çocuğun, 2003 yılında suç işlediği’’ iddiasına benzer çok önemli çelişkili durumlar saptandı. Örneğin 2003 yılında yapıldığı iddia edilen ‘darbe’ planı içinde adı geçen TGB (Türkiye Gençlik Birliği) adındaki gençlik örgütü, 2006 yılında kurulmuştu. 2003 yılında yapıldığı iddia edilen ‘darbe’ planı içinde, 2009 yılında açılan hastanenin, 2005 yılında kullanılmaya başlanan donanma gemisinin, 2005 yılında kullanılmaya başlanan iletişim sisteminin adı yer almaktaydı… Üstelik belgelerdeki çelişkiler bunlarla da sınırlı değildi…
Belgelerde, avukatlar tarafından saptanan, buna benzer onlarca çelişki vardı…
Derken, geçtiğimiz günlerde Gölcük Donanma Komutanlığı’nın ‘çöplük’ adı verilen bölümünde söz konusu çelişkileri çürüttüğü iddia edilen yeni belgeler ‘bulundu’… Oysa ‘bulunan’ o ‘yeni’ belgeler de önceki belgelerin bir kopyası gibiydi ve önceki çelişkileri çürütmemiş, çelişkileri daha da güçlendirmiş, önceki çelişkilere yenilerini eklemişti…
Ama mahkeme, Cuma günkü duruşmada iddianamenin okunmasının hemen ardından, savunma avukatlarının savunma yapmasına olanak tanımadan, savcının tutuklama talebini kabul etti ve bu iddiayla yargılanan 106’sı hala görevde olan, aralarında kuvvet ve ordu komutanlarının da bulunduğu 163 askerin, ‘kaçma ve delilleri karartma şüphesiyle’ tutuklu olarak yargılanmalarına, gelecek duruşmanın da 14 Mart tarihinde yapılmasına karar verdi…
***
Sözü uzatmaya gerek yok. Dedim ya, torunlar, dedelerinin beşiğini sadece masallarda sallar, 2006 yılında doğan çocuklar 2003 yılında sadece masallarda ‘suç’ işler sanmayın sakın… Ancak masallarda olabilecek böylesi iddialara gerçek yaşamda da ciddi ciddi inanmanızı isteyebilir birileri…
Tabi, torunların, dedelerinin beşiğini sallayabileceğine inanırsanız…
İrfan Tuna - 14 Şubat 2011 - Güncel Meydan