DEVLET KUŞU
Charlie Hebdo olayının basında yeralmayan bir yönüne değinmek istiyorum.
Cumhurbaşkanı François Hollande, ‘Cunhuriyet için’ yapılan büyük yürüyüşte Charlie Hebdo çalışanlarının yanına geliyor.
Dergide yazan ve aynı zamanda derginin doktoru olan Patrick Pelloux’ya sarıldığı zaman, bir güvercin François Hollande’ın üzerine yapıyor.
Televizyonlar göstermiyorlar ama, son sayıda Hz Muhammed’i çizen Renald Luzier (Luz) gülüyor.
François Hollande da dönüp, « Güvercin de Charlie’liliğini yaptı » diyerek gülümsüyor.
Hem de ne Charlie’lik..
Ya da ‘Devlet Kuşu’.
Devlet kuşu, önce Charlie Hebdo dergisinin başına konuyor.
Altmışbin satan dergi, bu hafta yedi milyon baskısına ulaşacak ve yirmiye yakın ülkede satılacak.
Daha ilk haftasında bir milyon euros’luk bağış topladı, daha da toplayacak.
Yazarları ve çalışanları birer ‘basın kahramanı’ olacaklar.
Konferanslar, davetler grıla olacak.
Devlet kuşu, François Hollande’ın da başına konuyor.
Ulusal birliği sağlama ve ülkeyi kollamada güvenirliği % 17’lere düşmüşken yüzde 47-50’lere vuruyor.
Hükûmetle uyumu da öyle.
Aşırı sağcı Le Pen dışında, merkez sağ diyelim, Sarkozy’nin partisiyle de ulusal konularda uyumlu çalışabileceğini gösteriyor.
Ana muhalefet partisi milletvekilleri bile, Cumhurbaşkanı ve bakanların ‘Devlet adamı’ gibi davrandıklarını söylüyorlar.
Ne güvercinmiş..
O nasıl ‘başına konmak’ öyle..
Güvercin-müvercin ama, adamalar teröre karşı önlemlerini daha bir yıl önceden almışlar.
Hani şu, ‘terörizmi övene ceza yasası’ var ya, Eylül 2014’te çıkarılmış.
İlk uygulaması ise, Charlie Hebdo’dan sonraki günlerde..
‘Devlet’, kuşu bir yıl önceden beslemeye başlamış yani.
Ve muhalefet, oy kaygısıyla herhangi bir kıskançlık göstermemekte.
Doğruya doğru diyebilen bir muhalefet.
Evet, Fransa şöyle kötü, böyle fenadır.
Libya’da onu, Nigerya’da bunu yapıyor olabilir.
İsteyen istediği yönden eleştirebilir.
Ben de, Hollande-molllande ama, bunların kendilerinin de yadsımadıkları gibi bir ‘politik sınıf’ oluşturduklarını bilirim.
Ama.
Ama, işte sıradan bir güvercin bile, bunların günü geldiğinde bir ‘Devlet’ gibi davrandıklarını görebiliyor demek ki.
Bir de kendi ülkemde olanlara bakayım diyorum.
Gel de karşılaştır.
Türkiye’de de ‘Devlet adamı’ var demek istiyorum, dilim varmıyor.
Türkiye’de ‘karga’lar dönüyor havada.
Klavuz diye dolanıyordur herhalde.
Ben ne bileyim..
Bakınız, gerçekten ulusal bir davada, on gün sonra Avrupa İnsan Hakları mahkemesi’de bir dava görülecek.
Davalı Doğu Perinçek için hala ‘yurtdışı yasağı’ var.
‘Laf olsun diye konulmuş’.
Ve ‘Devlet’i işgal etmiş ‘adam’lara bakın.
Karganın peşinde koşuyorlar.
Güvercin gelip bunları mı bulacak ?
Habip Hamza Erdem