DEVLET, ULUS, KÜRESELLEŞME
Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Ensitütüsü (Institut de Relations İnternationales et Stratégiques-IRIS)’nün çıkardığı La Revue International et Stratégique (RIS) dergisinin yaz 2016 (n°102) sayısı ‘Devlet, Ulus (ve) Küreselleşme’ konusunu inceliyor.
Dergi yazarlarından, antropolog ve Irak uzmanı Hosham Dawod; diplomat ve Sisyasal Bilimler (Science Po) öğretim üyesi Maxime Lefebvre ile Enstitü müdür yardımcısı Didier Billon, bugün (22 Haziran 2016) konuyla ilgili bir sunum/değelendirme toplantısı yaptılar.
Paris’te bir yandan futbolda Avrupa Kupası maçları, bir yandan 30°C sıcak ve grev/gösteri gibi bir dizi toplumsal olaylar olurken, 150 kişilik salon, tam anlamıyla tıka-basa dolu idi.
Kuşkusuz konuşmacılardan Hosham Dawod’un Irak uzmanı olması ve İŞID konusuna değineceği bilindiği için, bu konulara ilgi duyanlar da gelmiş olabilirlerdi. Ancak tartışmanın daha çok ‘Devlet’ ve ‘Ulus’ kavramları çerçevesinde olacağı ve ‘küreselleşme’nin bu iki kavram üzerindeki ‘etki’lerinin ele alınacağını da açıktı.
Nitekim öyle de oldu.
Şimdi ilkyazın şu 30°C sıcağında, kapalı bir salonda ‘Devlet’ ve ‘Ulus’ üzerine tartışmanın zamanı mıydı?
Zamanıymış demek ki.
Demek ki, Fransa’da, hâlâ ‘Devlet’ ve ‘Ulus’ kavramları üzerinde düşünülüyor, ‘Devlet-Ulus’un küreselleşmeden nasıl etkilendiği araştırılabiliyormuş.
Ve bu konudaki araştırmalar, yaz sıcağı/kış soğuğu denilmeden tartışılabiliyormuş.
Türkiye’de kimlerin ne kadar ilgisini çeker, bilmiyorum; ama gerek bu toplantıdaki sunum/soru-yanıtları gerekse Reveu Internationale et Strategique’in bu konuyla ilgili son sayısını (n°102) özetlemeye çalışacağım.
Ancak, daha önce bir ‘anekdot’u anlatmam gerekiyor:
Ünlü ressamlardan birinin, van Gogh mudur Picasso mu önemli değil, bir arkadaşı kendisi için bir resim yapmasını ister. Ünlü ressam da yakındaki bir boş tuvale hemen bir-iki fırça darbesi vurup
- Al bu da senin için olsun, der.
Arkadaşı bozulmuştur.
- En yakın arkadaşına bunu mu layık görüyorsun; iki saniyede üç fırça darbesi?
Ressam yanıtlar:
- İki saniyede değil, o iki fırça darbesi kırk yıllık deneyimi taşıyor..
Şimdi burada yapmayı düşündüğümüz ‘özet’ de, gerek toplantıda dillendirilenler ve gerekse ‘Dergi’nin sıradan bir özeti olmayacaktır.
Otuz yıllık bir ‘deneyim’in sonucu olacaktır.
O nedenle, sözgelimi, çok yanlış bir biçimde, hâlâ ‘Ulusal Devlet’ diyenlerin bir kez daha düşünmeleri gerekebilir.
Sonra, hâlâ, Azez-Mare hattından ‘stratejik sonuçlar’ çıkarmaya çabalayanlar da, ‘strateji’nin ‘se’sine kulak verebilirler.
Son olarak, yine IRIS’in 2014 yazında çıkardığı (n°94) Barışçıl İmparatorluk: Futbol (Football, l’Empire Pacifique) sayısına da değinmem gerekebilir.
Toplantı sonunda, son sayıyı 20 €’ya satmalarına karşın, Futbol sayısını ‘bedava’ verdiler.
Bu futbolla ilgili sayıyı okumak için harcayacağım çaba hariç eve kadar taşımam için 20€ istemem gerekiyordu ama utanıp isteyemedim.
Demem o ki, IRIS ve yazarlarının görüşlerini sunarken, yukarıda andığım anekdot bağlamında bir bir sunum olacağının bilinmesinde yarar vardır.
Henüz okumadım ama Pascal Boniface’ın (Müdür) ‘futbol stratejisi’ de, üç aşağı beş yukarı, Ahmet Davutoğlu’nun ‘derin strateji anlayışı’ çerçevesinde olabilir.
Futboldaki uygulaması da Fatih Terim’in ‘stratejsi’ kadar mı ne?
Tıp demiş ‘azez-mare hattı stratejisi’nin burnundan düşmüş demiyorum kuşkusuz.
O konuya, ilgili bölümde geleceğiz.
(sürecek)
Habip Hamza Erdem