Devlet Yeni Bir PKK mi Yaratmaya Çalışıyor?.. / Mehmet FARAÇ

Tartışma Alanı

Devlet Yeni Bir PKK mi Yaratmaya Çalışıyor?.. / Mehmet FARAÇ

İletigönderen TÜRKK » Sal Eki 26, 2010 22:32

DEVLET YENİ BİR PKK Mİ YARATMAYA ÇALIŞIYOR?..

Başbakan Erdoğan’ın partisinin Kızılcahamam kampında BDP’yi sert biçimde hedef alması, Öcalan’ın “geri çekiliyorum” diye isyan etmesi, KCK duruşmalarındaki gerginlik ve son olarak PKK’nin yeniden karakol saldırılarını başlatması, önümüzdeki sürecin çok sıcak geçeceğini gösteriyor... BDP, AKP ve devlet ise örgütün eylemsizlik kararını sona erdireceği 31 Ekim’den sonra neler olabileceğini sorguluyor. İşte bu sorgulamanın ortasında Türkiye-Irak hattında çok ilginç gelişmeler de yaşanıyor!

Erdoğan Kızılcahamam kampında BDP’nin tehditle oy aldığını ileri sürmüştü!.. BDP’ye hep mesafeli olan Başbakan’ın ilk kez bu kadar sert konuşması dikkat çekmişti. Çünkü Kızılcahamam’daki kamptan birkaç gün önce avukatlarıyla görüşen Öcalan da, 31 Ekim’den sonra çekileceğini belirtmiş ve “orta yoğunluklu savaş kapıdadır” diyerek devleti açıkça tehdit etmişti!..

Bu tepkiler devlet- Öcalan görüşmesinin sekteye uğradığını da dışa vurmuştu! Bu satırların yazarı ise “İmralı’ya bağlanan köprünün ipleri kopma noktasında” diye uyarmıştı.

Şimdi akla şu soru geliyor; acaba Öcalan yeni bir PKK yaratılması konusunda bir öneriyle mi karşılaştı?.. Yani kendisine silahsız, siyasallaşacak ve yeni kadroların teşkil edeceği bir PKK mi önerildi?.. Öcalan tasfiye edileceklerini mi anlamıştı?..


ABD sırtını mı döndü?..

Peki, örgütün yeni bir yapılanmayla tamamen yalnız bırakılma olanağı var mıydı?.. Bu soruya hayır diyenler Öcalan’ın geçen hafta avukatlarına söylediği şu sözlerini dikkatle okumalılar:

“Şimdi de dördüncü komplo dönemi ile karşı karşıyayız. Bu Hükümet döneminden önceki komplo dönemlerini siyah komplo dönemleri olarak nitelendirebiliriz. Şimdi yaşanan komplo dönemi ise yeşil komplo dönemidir. Bu yeşil komplonun merkezi Washington’dur. Yürütülen son uluslararası diplomasi, örgütün tasfiyesine yönelik bu çalışmalar şu sonucu doğuruyor. Türkiye üzerinde hesabı olanlar, yani bazı dış ülkeler-güçler henüz bu sorunun çözümüne hazır değiller.”

Öcalan’ın sözlerindeki iki kelime çok dikkat çekiyor: “Yeşil...” ve “Washington...” PKK lideri yeşille cemaatlere vurgu yaparken, “Washington”la ABD’nin kendilerine tamamen sırt döndüğüne dikkat çekiyor!..

PKK’nin yayın organı ANF’de üç gün önce yayımlanan “Komployu kimler yürütüyor” başlıklı seri röportaj ise yalnızca Öcalan’da değil, PKK içinde de “tasfiye” kaygılarının giderek büyüdüğünü gösteriyor.

PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Duran Kalkan da, üç gün süren seri röportajda, tıpkı Öcalan ve Murat Karayılan gibi örgüte karşı yeni bir komplo hazırlandığını öne sürdü...

Kalkan’a göre AKP, PKK’yi bitirmek için ABD ile anlaştı, Suriye ve Irak’ın da desteğini aldı... Kalkan, Türkiye’nin tüm bunlara karşı İran’a yönelik kuşatmada yer alacağı konusunda taviz verdiğini öne sürdü!


PKK’nin tartışılan misyonu!..

Görüldüğü gibi PKK’nin üç önemli isminin görüşleri de, örgütün “tasfiye” edilmesine yönelik uluslararası bir anlaşma sağlandığı yolunda!..

Peki, kamuoyunun psikolojisi buna hazır mı?.. Şu bir gerçek ki, PKK şiddeti dayattıkça yalnızca örgüt içindeki huzursuzluk ve bıkkınlık artmıyor, eylem bölgesi Güneydoğu’da da toplum giderek geriliyor!..

Demokratik kitle örgütlerinin silah bırakması konusunda PKK’ye yaptığı çağrıların sonuç vermemesi, arabulucuların her görüşmeden eli boş dönmesi kitlelerde giderek daha fazla umutsuzluk yaratıyor...

İşte tam da bu ortamda şu çok önemli soru gündeme geliyor; PKK’nin misyonu bitti mi?..

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in üç gün önce bir televizyon kanalında yaptığı şu konuşmanın da bu soru kapsamında dikkatle irdelenmesi gerekiyor:

“PKK rolünü oynadı. Artık rol ve misyon legal siyasetindir. Ama legal siyasetin önü devlet tarafından açılmalıdır. Eninde sonunda PKK dağdan inecek, ben ümidimi yitirmedim. İkna edilerek dağdan indirilecek.”

Türkiye’de bu tartışmalar sürerken Kuzey Irak’ta ilginç gelişmeler ekim ayında giderek yoğunlaştı. Çok önemli bir diyaloğu ise “Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi”nin yayın organı duyurdu.


Erbil’de ilginç buluşma!..

Merkezin iddiası, devletin “yeni PKK” için çalışmaları yoğunlaştırdığını gösteriyordu!.. İşte AKP iktidarının PKK konusunda kaleyi hem içten hem de dıştan fethetmeye çalıştığını gösteren çok önemli iddialar:

“PKK’ye karşı oluşturulmak istenen konsept çerçevesinde Türk devletinin ABD, AB ülkeleri; İran, Irak ve Suriye arasında yoğun bir diplomasi trafiği başlattığı dönemde, Güney Kürdistan merkezli askeri ve siyasi tasfiye planları devreye konulmaya çalışılıyor. Bu çerçevede 26 Eylül’de Irak’a giden Beşir Atalay’ın Mesud Barzani ile görüşmesinin ardından 5 Ekim’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan Güney Kürdistan’a gitti. Fidan’ın, Güney Kürdistan hükümetinden karadan insana dayalı istihbarat için kaynaklarının kullanılması gibi konularda istekte bulunduğu öğrenildi. Fidan, PKK’den kaçan Osman Öcalan’la da Hevler (Erbil) kentinde bir görüşme gerçekleştirdi. Fidan’ın Öcalan’a, PKK ve Kürt karşıtı yeni legal oluşumun başına geçmesi için teklifte bulunduğu ifade ediliyor. Öcalan’ın teklife sıcak baktığı aktarılıyor.”

Tüm bu gelişmeler şu soruları ısrarla gündeme getiriyor; Devlet, PKK’yi tasfiye etmek için yeni bir PKK mi yaratmaya çalışıyor?.. Ya da Öcalan’ı İmralı’dan çıkarmayan devlet, kardeşini legal bir yapının başına getirerek PKK’yi düz ovaya inmeye mi zorluyor?..


Örgüt keskin virajda!..

Öcalan’ın ipleri koparması, Erdoğan’ın tam da KCK duruşması öncesinde BDP’ye meydan okuması, PKK’nin yeniden karakol saldırılarına başlaması AKP-Öcalan diyaloğunda işlerin hiç de iyi gitmediğini gösteriyor...

AKP’nin, Öcalan’la diyalog koparken yüzünü Irak, Suriye ve ABD’ye dönmesi de hükümetin diyalog görüşmelerinden umudunu iyice kestiğini kanıtlıyor.

O halde geriye tek bir seçenek kalıyor; Türkiye, Irak ve ABD’nin üç yıl önce Erbil merkezli olarak oluşturduğu “üçlü mekanizma”nın son planı devreye sokulmaya mı çalışılıyor... Yani PKK silah bırakmazsa silahsız bir PKK mi yaratılmak isteniyor?..

Peki böylesi bir plan tutar mı?..

Kürdistan Parlamenterler Birliği Başkanı Nimet Abdullah Pirdavut ve Başkan Yardımcısı Kerim Bahri Bradost başkanlığında 8 kişilik bir heyetin önceki gün Kandil Dağı’nda Murat Karayılan’la görüşmesi de gösteriyor ki, PKK tasfiye planına karşı boş durmuyor...

31 Ekim’de eylemsizlik sürecini bitirmesi beklenen PKK’nin, tasfiye diplomasisine karşı asıl kararını örgütün kuruluş tarihi olan 27 Kasım’da vermesi bekleniyor!.. Yani, 27 Kasım 1978’de kurulan PKK, 32 yıl sonra keskin bir dönemece giriyor!..



MEHMET FARAÇ, Cumhuriyet, 26 EKİM 2010

mfarac@cumhuriyet.com.tr - http://www.mehmetfarac.com
Kullanıcı küçük betizi
TÜRKK
Üye
Üye
 
İletiler: 152
Kayıt: Sal Mar 09, 2010 20:44

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 5 konuk

x