DEVLETİN BAȘINA GEÇİRİLEN
Ülkenin dört bir yanından ölüm haberleri geliyor.
Kimi șehit kimi gazi ve kimi de Niyazi.
Ve terör haberleri.
Mayınlar, bombalar ve yaralılar.
Kaza haberleri geliyor ülkemin dört bucağından.
İș kazaları, yol kazaları falan.
Cankurtaran arabaları ve yaralılar.
Haberleri izliyorum ülkemin uzağından.
Araya bazan, ‘moral haber’leri de koyuyorlar.
Kedinin timsahı kovması gibi..
Ya da kurt ile kuzunun arkadașlıkları.
Aslanın ya da geparın ceylanla oynașması da var.
Kaplanın insana sarılması da..
Tüm düșmanlıklar kalkabilir dünyadan sonuçta.
Yeter ki insan iradesini doğru kullanabilsin.
Bir Yahudi ile bir Müslümana sarılabilir Valla.
Yeter ki insanlar beyinlerine sahip olabilsinler.
Ağustos sıcağında, çöl bedevisi gibi bașlarını sarıp sarmalamasınlar.
Dr Davutoğlu’nun ‘seçim kabinesi’ni izliyordum.
Birden ekran karardı, aya mı marsa mı ne gidecek astronotu göstermeye bașladılar.
Ya da kazadan kurtulmuș bir yaralının hastahanedeki hali mi dedim.
Ne o ne o ne o, cancağazım.
‘Bakan’mıș ‘karı’..
Aileden de sorumlu tutulmuș.
İnsan bu ‘karı’yı bu haliyle görse, ‘aile kurmak’tan vazgeçer vallahi.
‘Kadın’a benzer bir hali yoktu zavallının.
‘Öğretim üyesi’ dediler de rahatladım.
Türkiye üniversetilerinden ancak ‘böyle’si çıkar da ondan.
Bașları bağlı, beyinleri uyușturulmuș.
Pek anlamam aslında ama, inanın bunların ‘müslümanlık’ları da kușkulu.
Dr Davutoğlu ‘demokratik’ bir seçim yaptım diyor.
Bir de ‘kadın bakan’ atasaydı ya.
Hanımefendi.
Müslümanın hası.
Tonla var oysa..
Ama o gidip ‘en sivri’sini seçecek..
Gözlerimizin içine sokarcasına.
En ‘iğrenç tip’i bulacak.
Hem öğretim üyesi ve hem de ‘bașı bağlı’.
Düșünebilmesine ‘imkan ve ihtimal’ yok.
Dr Recep’in bilmem neresinin kılı.
Ülke ‘savaș’ta.
Ve ‘ekonomi’ değil ‘toplum’ bunalımda..
Dert çok hemdert zor gibi.
Her konuda yazılabilir en ayrıntısına değin.
‘Devlet’ üzerine yazayım istiyordum.
Az bilininen bir konu ve araștırıyordum yeni olarak söylenilebilecekleri.
O ‘karı’yı gördüm, vazgeçtim.
Bunların ‘iğrenç görünümleri’ne alıștırmak istiyorlar toplumu.
Ve belki de alıștırdılar.
PKK’lılar da pușularıyla girsinler o zaman.
Niye onların ‘demokratik’leri seçtiniz?
Onların türbanlı olanları da vardı.
‘İğrenç’liğin katmerlisi olurdu ya.
Yarın 30 Ağustos.
Yunan’ı da Yedi Düveli de yendiğimiz günün bașlangıcı.
Cepheye mermi tașıyan analarımızın bașında var mı bir tek ‘türban’?
İște o anaların kurduğu ‘Cumhuriyet’i aldılar elimizden.
Bașına geçirdiler türbanı.
Dünyanın gâvurunu yendik de içimizdeki ‘fitne’yi yenemedik.
Șimdi bu bayramı nasıl katlayacağız diye merak ediyorum.
‘Aile Bakanı’na bir ‘kutlama mesajı’ mı göndersem acaba?
Ya da bu ‘yazı’ okurlara değil ama salt o’na yazılmıș olsa..
Tüm içtenliğimle gönderiyorum o zaman..
Habip Hamza Erdem