Devrime Giden Yol... / Habip Hamza ERDEM

Devrime Giden Yol... / Habip Hamza ERDEM

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzt Ara 24, 2012 5:34

DEVRİME GİDEN YOL
Kulakları çınlasın, Süleyman Demirel ‘Yollar yürümekle așınmaz’ demiști.
O dönemde yollar așınmamıș olabilir.
Çünkü dönem ‘așınma’ dönemi değildi.
Ancak içinde bulunduğumuz dönem, tam bir ‘așınma’ dönemidir.
Hem de ‘global’, yani acunsal bir ‘așınma’ dönemine girmiș bulunuyoruz.
Paris 8. Üniversitesi antropoloji profesörü Alain Bertho’nun sayımına göre,, 2011 yılında, İngiltere’den Tunus’a, Fransa’dan Șili’ye, Rusya’dan Mısır’a değin dünyanın dört bucağında günde ortalama üç bașkaldırı eylemi yapılmakta idi.
Bugün ise sadece Türkiye’de her gün en az üç ‘eylem’in yapıldığı söylenebilir.
Dünyada 2008 yılında 270 bașlakdırı (isyan) olmasına karșın, 2009 yılında bu sayı 540’a yükselmiș. 2010 yılında bașkaldırı sayısı 1 238 olurken, 2011 yılının 9 ayında sayı 1 100’ü geçmiș bulunmakta imiș.
2012 yılı rakamları henüz yok. Ancak bu sayının artan oranlı olarak artmıș olabileceğinden kușku duyulmamalıdır.
Antropolog Alain Bertho içinde bulunduğumuz dönemi Avrupa’da 1848 ve Rusya’da Ekim Devrimi dönemlerine benzetmektedir.
Yolların yürünerek așındırıldığı bir ‘dönem’ de denilebilir.
Șu farkla ki, 1848 Avrupa’sı ya da 1917 Rusya’sında kitleler ‘kendiliğinden’ değil ama ‘politik bilinç’li önderlerin yönlendirilmesi ile ayaklanmıșlardı.
Uygulamak istedikeleri bir ‘program’ları vardı ve o ‘programı’ uygulayacak ‘kadro’ları vardı.
Günümüzdeki ‘eylem’lerin çoğu ise, örütbağ üzerinden harekete geçilen ‘anlık protesto eylemleri’ olup, önemli bir bölümü ise ‘vur-kır’la, ‘otomobil yakma’ ile sonuçlanmaktadırlar.
Marx’ın Alman İdeolojisi’nde (1845) tanımladığı ‘lumpenproletarya’ eylemlerine de benzetilebilirler.
Nitekim İngiltere İșçi Partisi bașkanı Ed Miliband bu eylemleri ‘cupudity’ eylemeleri olarak değerlendirmiștir.
‘Açgözlü’lerin, ‘boșta gezerler’in, ‘bașıbozuk’ların eylemleri mi ne?
Ve yine, bugün bu ‘eylemler’in ‘büyük bir bölümü’, medyayı ellerinde bulunduran güçler tarafından ‘mediatize’ edilmekte; dolayısıyla ‘yönlendirilmekte’dirler.
Oysa profesör Alain Bertho bu eylemlerin Fransa’da 1789 Devrimi öncesi ‘dönem’ eylemlerine benzetilebileceğini de ileri sürmektedir.
Hani toplumsal eșitsizliğin doruğa çıktığı bir ‘dönem’..
Üstüne üstlük, o dönemde olduğu gibi, bugünkü ‘dönem’de de devletler ‘meșruluk bunalımı’ yașamaktadırlar.
İçinde bulunduğumuz ‘bunalım dönemi’nin bileșenlerinden biri de, diyor antropolog Alain Bertho, ‘Devletler’in, halkın iradesinden çok daha fazla olarak para piyasaları denilen anonim alacaklıların baskısı altında olduklarıdır.
Oysa devletlerin meșruluğunun temelinde ‘kamu çıkarı’ ve ‘ulusal dayanıșma’vardır.
Demek oluyor ki, son yıllarda ‘kamu çıkarı’ ve ‘ulusal dayanıșma’ temelinden uzaklașmak salt Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne özgü bir ‘durum’ değilmiș.
İçinde yașadığımız dönem, devletlerin genel olarak meșruluklarını yitirdikleri bir ‘dönem’miș.
Ve yine, genel olarak halkların ‘ayaklanma dönemi’ imiș.
Ya da ‘yolların yürünmekle așındığı’ bir ‘dönem’.
Bütün bu söylenilenlerden, halkların, ‘genel olarak’ devrimlerini bașarıya ulaștıracakları sonucu çıkarılamaz kușkusuz.
Ancak ‘devleti yöneten’lerin ‘diken üzerinde oturdukları’ ve ‘her an’ gidici oldukları sonucu haydi haydi çıkarılabilir.
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1635
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 12 konuk

x