'DİK DURUŞLU' SİYASET BU MU?
Dün, yani 24 Mart 2011 günü bir kez daha anladık ki, ülkemizdeki vesayetin gerçek sahibi ABD imiş…
Meclis, Türk halkının, yani milli iradenin neredeyse tamamına yakınının karşı olduğu bir tezkereyi kabul etti dün.
Dün, bir kez daha anladık ki; ülkemizde gerçek bir demokrasi istiyorsak, ülkemizde gerçekten milli iradenin egemen olmasını istiyorsak, bu ABD vesayetinden kurtulmamız gerekiyormuş…
Dün Meclis’te kabul edilen tezkereyle; AKP hükümetine 1 yıl süreyle Mehmetçiğimizi Libya’daki ’’Haçlı Seferi’’nde görevlendirme yetkisi verildi.
Adı üzerinde ’’Haçlı Seferi’’…
Bu Haçlı Seferi’nde Libya’ya saldıran kim?
Emperyalistler.
Bu saldırıda, Mehmetçiğimizin de görev almasını isteyen kim?
Milli irade mi?
Hayır.
Kim istiyor, Mehmetçiğimizin, Libya’ya saldıran bu emperyalist haydutlar sürüsüne ‘koruyucu güç’ olmasını, kalkan olmasını?
ABD.
Hani, ’’Meclis, milli iradenin temsilcisidir...’’ diyorlardı.
Eğer Meclis, milli iradeyi temsil ediyorsa, neden milli iradenin değil de, ABD’nin isteklerini yerine getiriyor hep?
Üstelik Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat 2011 günü ’’NATO'nun Libya'da ne işi var?’’ dememiş miydi?
20 gün sonra hangi irade, Tayyip Erdoğan’ı o sözlerinden vazgeçirdi?
Milli irade mi, askeri vesayet mi?
Yoksa ABD iradesi mi, ABD vesayeti mi?
Evet, vesayet sözünü ağzından düşürmeyenler, ’’AKP, ülkeyi vesayet rejiminden kurtarıyor’’ diyenler, söyleyin de bilelim, Türkiye’deki vesayetin gerçek sahibi kim?
Ülkemizde kimin dediği oluyor?
AKP, kimin dediğini yapıyor, Allahın dediğini mi, ABD’nin dediğini mi?
İrfan Tuna - 25 Mart 2011 - Güncel Meydan