DİLİMDE BİTEN TÜY
Söyleyip yazmaktan bıktım artık.
Hani denir ya ; ‘dilimde tüy bitti’.
Bakın 2010 yılı ortalarında ne yazmıșım :
“O- HALLER
Seferberlik birlikte sefere çıkmak demek değil midir?
Buradaki birliktelik de ulusal birlik ve beraberliktir doğal olarak.
Demek ki ‘genel seferberlik’, ulusça olağanüstü durumlarda takınılan ‘genel tutum’un betimlenmesinden bașka bir șey değildir.
Ulusça katılmak zorunluluğu, en azından ‘katılmama özgürlüğü’ne yer vermez.
Olağanüstü durumlarda olağan kimi ‘hak ve özgürlükler’ de askıya alınabilir.
Ve içinde bulunduğumuz bu hallerden çıkıș için o-haller gerekli olabilir.
Sözgelimi Milliyetçi Hareket Partisi kismî bir o-hal, bölgesel bir seferberlik istemektedir.
Güney-Doğu Bölgemizdeki yurttașlarımızın ‘katılmama özgürlüğü’ne kısıtlama getirecek böylesi bir karar ister istemez ‘anti-demokratik’ sayılabilecektir.
Çünkü bölge halkının ‘çoğunluğu’ o-hale karșıdır.
Ancak, bir genel seferberlik durumunda, Türkiye halkının çoğunluğu karșısında bölge halkı ile ‘liberal demokratlar’ azınlığa düșeceklerdir.
Ve O-haller de anayasal, yani hukusal ve demokratik kararlar olarak uygulamaya konulabilecektir.
Pekiyi Türkiye’de bugün bir genel seferberlik ilan etmenin koșulları var mıdır?
Evet bugün Türkiye bir ‘genel seferberlik’ ortamına girmiș bulunmaktadır.
Çünkü Türkiye bir ‘erken seçim’ ortamına girmiș olduğu halde, hükûmet erken seçime gitmeme kararlığında olup görevini demokratik yollardan devretmeyeceğini ortaya koymuș bulunmaktadır.
Anayasa, yasa ve hukuku tanımayan anti-demokratik bir hükûmet Devlet-Ulus’u Devlet-i Deyyusa çevirmiș bulunmaktadır.
İllerde devleti temsil eden valiler bunun en canlı örnekleridirler.
Terör örgütleriyle hașır-neșir olan hükûmet Devlet-Ulus’u devlet-i teröre çevirmiș bulunmaktadır.
İç İșleri ve Dıș İșleri Bakanları etnik ve dinsel terör örgütleri ile içli-dıșlıdırlar.
Hükûmet etmeyi salt halka hükmekmet sanan Hikmetyar tayfası devleti ele geçirmiș bulunmaktadır.
Bu hükûmetten ulusal bir seferberlik tasarısı beklemek ‘ulusal devlet’in doğasına aykırıdır.
Genel seferberlik, ulusun devleti fethedeceği bir seferberlik olabilir ancak.
Yurtta barıș, bölgede barıșı sağlayacak olan.
Devlet-Ulus’u ulusal devlete döndürebilecek.
Salt demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti değil; ama cumhuriyetçi, ulusalcı, halkçı, laik, devletçi ve devrimci bir devleti öngören..
Seferberlik demek devimcilik demektir zaten, hareketçilik yani.
Ama ulusal bir bir hareketçilik.
Halkçı ve laik.
Devletin ulusun devleti olmasını isteyen bir hareketçilik.
En genel anlamıyla demokratik..
Ve devrimci.
Sürekli kendini yenileyen, anti-statükocu bir hareketçilik.
Șimdi yeniden sorulabilir; Türkiye bir genel seferberlik ortamında mıdır değil midir?
Yanıt evet ise, ne yapmalı sorusunun yanıtı da bellidir.
Nasıl yapılacak diye sorulursa eğer; bu hükûmetin alacağı kararlarla olamayacağı da ortadadır.
Pekiyi ya nasıl o zaman?
Türk halkının yapmadığı bir șey değil ki bu.
Nasıl yapacağını pek yakında yeniden göreceğiz.
Cümbür-cemaat ama cumhuru gerçek cumhuriyetçiler olarak.”
Yineliyorum; “Bu hükûmetten ulusal bir seferberlik kararı beklemek ‘ulusal devlet’in doğasına aykırıdır.”
Kaldı ki bu ‘hükûmet.. görevini demokratik yollardan devretmeyeceğini ortaya koymuș bulunmaktadır.”
Ve biz hala ‘genel seferberlik’ bașlatacak günlerin gelmesini bekleyeceksek eğer, beklenen o günler sefere çıkacak bir halkın kalmayacağı günler olabilecektir.
Habip Hamza Erdem