DİPLOMAT PUTİN ve ‘SAVAŞ’IN GİZİ

DİPLOMAT PUTİN ve ‘SAVAŞ’IN GİZİ

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Prş Ara 24, 2015 17:37

DİPLOMAT PUTİN ve ‘SAVAŞ’IN GİZİ
Artık Rusya denildiğinde başkan ‘Putin’in adının yeter olduğunu yadsıyacak bir tek ‘aklı başında’ adam kalmadı denilebilir.
Ülkesiyle, devletiyle ‘bütünleşmek’ adına güzel bir örnek; belki de son dönemlerin bir ‘ilk’i.
Hemen ‘Putin güzellemesi’ yapmak istediğim sanılmasın.
Eğer ‘nesnel’ sözcüğünün bir ‘anlam’ı varsa; sözcüğün anlamına uygun kimi gözlemleri paylaşmak istiyorum.
Diğerleri arasında Rostislav Ichtchenko’nun “Rusya: bir gizli savaş” başlıklı yazısı da sayılmalıdır (1).
Yazar son yirmi yılda Rusya’nın, ‘istikrarsız’, ‘dağılmanın eşiğinde’ bir ‘üçüncü dünya ülkesi’ olmaktan çıkıp, dünya dengelerini alt-üst eden bir ‘süper güç’ durumuna nasıl geldiğini anlatıyor.
Kuşkusuz bir dizi etmen vardır ama yazar, Rusya’nın ‘monşer’leri sayesinde bu duruma yükseldiğinin altını çiziyor.
Bir ‘Rus Diplomasisi’; derinden giderek, bu anlamda ‘gizli’, kırıp-dökmeden ‘denge’leri Rusya lehine çevirdi diyor.
Kırılması gereken yerde kırmayı da göze alarak ve hatta; ‘eğer kavga kaçınılmaz olursa ilk vuran Rusya olacak’ biçimde.
1996 yılından itibaren, önce Evgueni Primakov, ikibuçuk yıl sonra Igor Ivanov ve 2004 yılından buyana Sergei Lavrov, dışişlerinde bir ‘süreklilik’ ve bir ‘derin diplomasi’ uyguluyorlar.
İlgilenenler ‘ayrıntılar’ına inebilirler.
Ben de bu yazıda, yayımlandıktan sonra Youtube’de yasaklanan videoyu izleyerek, Putin’in kendi ağzından dünyayı nasıl yorumladığına ilişkin kimi saptamalar yapmak istiyorum.
Sözkonusu saptamalar, Putin’in 20 Aralık günü, gazeteci Vladimir Soloviev’le ‘Dünya Düzeni’ üzerine yaptığı söyleşiden çıkarılmıştır:
1° Irak Müdahalesinden çıkarılan ders
Saddam’a müdahale konusunda Almanya’dan Schröder ve Fransa’dan Chirac, nitelikli ‘Devlet Adamı’ olmalarına karşın ‘müdahale’ye ses çıkarmadılar ama Chirac gerçekten uzgörüşlü olarak bunun ‘terörizmi hortlatacağını’ o günlerde görmüştü.
Demek ki, her ne kadar batı, Saddam’ı devirmekle ‘biz kazandık’ diye övünmesine karşın, sonradan kendilerini de vuracak bir ‘işe’ girişmiş olduklarını görmüş oldu.
2° Kişisel duygusallık ve ‘ülke çıkarı’
Yine Schöder’den örnek verilecek olursa; bu ‘Devlet adamı’nı ‘Rus yanlısı’ olarak tanımlamanın olanağı var mıdır?
Bir ‘Atlantist’ olarak, Rusyayı Baltık ülkelerinden Almanya’ya bağlayan boru hattı (Kuzey Hattı 1)’nın yapılmasında ‘kişisel olarak’ görev aldı ve bugün ikincisini yapalım diyor.
Bana hep NATO’nun yararlarından falan sözetmiştir ama, ne o önce Almanya’nın çıkarları ve ne de ben Rusya’nın çıkarlarından ödün vermeden bir ‘işbirliği’ yapmış olduk.
Nükleer enerjiden uzaklaşmak isteyen Almanya’nın bizim gazımıza gereksinmesi, bizim de onu satmak zorunluluğumuz var.
Bu ‘pragmatik’ işbirliği, ne dünya görüşümüz ve ne de içinde yer aldığımız ‘örgütlenmeler’ konusunda belirleyici olamaz.
Ne var ki, biz Avrupa Birliği’nin dağılması için ‘mücadele’ etmesek de, kimi Avrupalı ‘ortak’larımız (Putin’in ‘dost’ ile ‘partner’ sözcüklerini biribirleri yerine kullanmamaya özen gösterdiğinin altını çizelim), bizim Avrasya Birliğimizi bozmak için ellerinden geleni geri koymadıkları biliyor ve görüyoruz.
3° Avrupa ve Türkiye
Avrupalı devlet adamlarının Atlantist olmaları başka Atlantiğin öte yanından gelen her öneriye ‘başüstüne’ demeleri başka şeydir.
Schröder ve Chirac bile bu ‘konum’dan kurtulamamışlardı.
O nedenle Avrupalı Devlet adamlarının, ‘çıkarları olmadağı halde’, kimi sözde ‘bağlaşıklık’ anlayışına ters düşmemek adına adım atmamalarını öneririm.
Dahası, ekonomik, politik, ekolojik ve terörle mücadele konusunda herkesi Rusya’yla güç birliği yapmaya çağırıyorum; biz açığız ve işbirliğinden yanayız.
- Hepsiyle mi?
- Evet tümüyle
- Türkiye dahil mi?
- Türkiye Avrupalı değil. Federal Mecliste de söyledim ve yineliyorum; Türk halkını dost olarak görüyoruz ve bu halkla ilişkilerimizin bozulmasını istemeyiz. Hükûmete gelince, ayın altında hiçbirşey sonsuz değildir.
4° Diplomat Putin
Putin kendisi hakkında Batı basınında çıkan ‘diktatör’ suçlamalarının tersine, uluslararası ilişkilerde her ‘olasılık’ın tartışılmasından yana olduğunun altını çiziyor.
Başarısının ‘giz’i orada görülebiliyor.
Rus Diplomasinin ‘gizem’i de burada yatıyor.
‘Gizli’ hiçbir şey kalmamalı; herşey açık ve saydam olmalı diyorlar.
Saydamlığın en büyük getirisi, ‘onursuzluk’ yapmaya kimsenin cesaret edemeyişi oluyor. Bu saydamlık ve sadece saydamlık da değil, “içtenlik ve onurlu duruş”un da güçlerini artırdığını görüyorlar.
Hiçbirşeyi ‘dayatma’dan yana değil Putin. Ancak ‘saçma’ gibi görülen olasılıklar bile tartışılsın isteniyor.
‘Esad gitsin’ yerine, ‘kalsa ne olur?’ diye bir sorgulama öneriliyor.
Böylece, baştan ‘olmaz’ yerine, ‘nelerin olmayacağı’ adım adım ayıklanarak ‘olabilecek’e ulaşılıyor.
Ne var ki, çoğu kez, baştan ‘olmaz’ diyenler sonunda ‘Rus tezi’ne geldiklerinde, bu, yanlış bir biçimde, sanki ‘Rus zoru’ diye gösterilmek isteniyor.
5° Eyvallahın da bir sınırı var
Putin’in, Saint-Petersgburg sokaklarında en iyi öğrendiği bir şeyin “kavga kaçınılmazsa ilk vuracak sen olmalısın’ ilkesinin de bir sınırı var.
Sözgelimi 2000’li yılların başlarından Rusya henüz ‘ayakları üzerinde’ duracak durumda değildi.
O nedenle Saddam’ın arkasında duramadı denilebilir.
Ancak tüm kötülüklerin ‘tohum’larının o dönemde atıldığını da görmüş oldu.
İşte ancak bugün ‘kavga kaçınılmazsa ilk vuracak’ konuma gelinmiş olmakta.
Çünkü Urallar’dan Pasifik okyanusuna değin sağlam bir ‘işbirliği’ kurmuş bulunmakta.
O arada, bugün herkesin diline doladığı ve İkinci Dünya Savaşı sonrası belirlenmiş ‘uluslararası ilkeler’ var.
Ama dünya da değişiyor.
- Peki ama ‘Savaş’ olacak mı?
- Total savaş mı? Umarım olmaz, çünkü bu dünya çapında bir yıkım olur. Ve umarım kimse nükleer silah kullanmak zorunda kalmaz. Ne ki, önemli bir nükleer güce sahip ülkemiz bu gücünü sürdürmeye kararlıdır ve bizim askerî öğretimiz içinde yeri var.
Habip Hamza Erdem
(1) Rostislav Ichtchenko, « Russie : une guerre invisible», orijinali oko-planet.su’da yayımlanan makalenin Fransızcası, Agorawox, 21 Aralık 2015
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1664
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x